Sevgili okurlar,

Astrolojiye, bazı bilgiler edinmek üzere başladığım yolculuğumda ummadığım keşifler yaşadığımı sizlere aktarmak isterim. ‘Karma astrolojisi’nin gizemli kapıları açıldığında o kapıların ardında hiç bitmeyen yeni bilgilerin ve mistik kavramların önüme çıkması beni bu konuda tutkulu hale getirdi.

Özellikle kişisel haritalarımız hepimizin birer pin kodu niteliğini taşımaktadır. Astroloji sonsuz harita olasılığı barındırıyor. Onları incelediğinizde ise yepyeni farkındalıklar kazanıyorsunuz. Ufkunuz genişliyor ve parametreler size her bir bireyin taşıdığı potansiyelleri, farklılıkları, renkleri gösteriyor. Astrolojiyi öğrendikçe, insanlara bakış açınız da değişiyor. Kişileri yargılamamayı, oldukları gibi kabul etmeyi, herkesin, kendisine vaat edilmiş olan harita türüne göre bir kişiliği yansıtmasının kaçınılmaz olduğunu öğreniyorsunuz.

Herkes birbirinden farklı

Bu öngörümü biraz açmak isterim. ‘Yargılamamak’ ne anlama gelmekte? Herkesin sizden farklı olduğunu bilmek ve size benzemesini beklememek... İnsanoğlu genelde kolay yargılamayı sever. Kendi fikirlerine, seçimlerine, davranışlarına, yaşam tarzına ters gelen birini hemen karalayabilir, ardından ileri geri konuşabilir veya ön yargılı davranabilir. Ama yargılayanın aklına gelmeyen, her bir insanın tek ve biricik olduğu gerçeğidir. Çünkü her birey, doğum haritasındaki vaat edilen yaşamı tatmaya gelmiştir. Bu haritada kadersel değerler mevcuttur. Bazıları daha kesin, bazıları ise bireyin çabasıyla değiştirilebilir niteliktedir.

Şöyle de diyebiliriz: Bireysel doğum haritası astrolojinin mihenk taşıdır. Bu, kişinin tüm eğilimlerini, güçlü-zayıf yanlarını, şans noktalarını, aile yapısını, sağlığını, kadersel olaylarını yansıtır. Haritada aynı zamanda geçmiş yaşam kodları da vardır. Bu harita bireyin, ana karnına düştüğü andan itibaren bu enkarnasyonda yaşayacağı tüm hayatı ve en az 9 eski yaşamı da gösterir.

‘Karma astrolojisi’ ya da ‘ezoterik astroloji’

‘Karma astrolojisi’ veya ‘ezoterik astroloji’ çok gizemlidir ve adından da anlaşılacağı üzere kişiye seçenekler sunar. Karma yasasıyla çalışır. Karma “ne ekersen onu biçersin” yasasıdır. Kişi, mevcut yaşamında ahlak ve etik kuralları ile yazılı kuralları ihlal etmezse, iyi bir insan olarak yaşamını sürdürürse bir sonraki yaşamı daha güzel olur. Evren dediğimiz sistemde hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Bunları haritalarımızda gözlemleyebiliriz.

Doğum haritasındaki grafiksel tasarım kişinin aynasıdır. Haritadaki temel elemanlar burçlar, evler, gezegenler, asteroidler ve yıldızlardır. Bu elemanlar kişinin doğum saatinde gökyüzünde mevcut olan transit haritanın kendisidir. Kişi böylelikle kendi ruhsal gelişimine en uygun olan gezegen kombinasyonuyla dünyaya gelir.

Doğum haritası

Bir doğum haritasında gezegenlerin yerleşimi kişinin fiziksel ve duygusal özelliklerini, sağlığını, yönelimlerini, zaaflarını gösterir. Bu gezegenler çeşitli burçlarda ve çeşitli evlerde konumlanır. Mesela siz “Ben Koç burcuyum” dersiniz ama bu bir şey ifade etmez. Çünkü belki sadece tek bir gezegeniniz bu burçta olabilir ve siz Koç burcunun hiçbir özelliğini taşımıyor olabilirsiniz. Gezegenlerinizin büyük bir çoğunluğu farklı burçlarda konumlanmış olabilir ve siz bambaşka bir burcun veya burçların özelliklerini yansıtabilirsiniz. Astroloji sayesinde nelere eğilimleriniz olduğunu daha kolay bulursunuz.

Bu bağlamda haritanın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Harita olasılıklarını araştırıp kendinizi daha yakinen tanımaya çalışırken başarılı olabileceğiniz noktalara yönlenebilir, gereksiz yerlerde çaba sarf etmeyebilirsiniz. Özellikle kariyer seçimlerinde temel alınan haritanın tepe noktası muhteşem bir gösterge olup, sizi bu yaşamda doruk noktaya götürebilecek meslekleri bulmanıza yardımcı olur. Bir doğum haritasında en önemli burç yükselen burçtur. Kişinin dış dünyaya yönelik yapısını etkin olarak gösterir. Dışa yansıttığı imajıdır. Yükselen burç kişinin bakması gereken ilk burçtur.

Doğru soru şu olmalı…

Size kısaca doğum horoskopunun ve karma astrolojisinin önemini biraz anlatmaya çalıştım. Özellikle iletmek istediğim mesaj da şu: “Bu ay bana ne olacak, evleniyor muyum, çocuğum olacak mı sorularını sormaktan ziyade, ben doğru hayat yolunda mıyım, amacıma ulaşmayı seçtim mi?” sorularının cevaplarına ulaşmak... Gerçek amacına ulaşmadan yaşanan bir hayat boşa geçmiş demektir. Her bir bireyin bu gezegende bulunma sebebi ise kendini daha yüksek bilinç seviyelerine taşımaktır. Bunun farkında olalım yeter ki.

Uyanalım, silkelenelim, kendi gücümüzü elimize alalım ve cesurca bizim için biçilen patikada en iyi versiyonumuzu oluşturalım.

Sevgiyle kalın...

Süzet Elkabes - Kuantum Yaşam Koçu ve Karma Astrolog