Haber Fotoğrafı: Jale Elhadef

Kendini; hayatın biçtiği rolleri yerine getirmeye çalışan bir insan, bir anne, kadın, eş, evlat, dost, yazar, eğitmen, tasarımcı, şoför, komşu ve yazmadığı daha birçok sorumluluğu taşıyan bir fani olarak bir başka deyişle de “Az etli, çokça kemikli bedeninde nefes aldığı her gün üretmekten keyif duyan biri” olarak tanımlayan Jale Elhadef ile edebiyat yolculuğunu konuştuk.


Jale Elhadef'in son kitabı "Bu da Peşte"

Jale Elhadef kitaplarını nasıl kaleme aldı?
İlk kitabım “Hayatım Romanya”yı yurt dışına çıktığımız dönemde eşime doğum günü hediyesi olsun diye yazmıştım. Memlekete döndüğümüzde yayımlandı. Bir bebek, çalışma hayatını geride bırakan genç bir kadın, yoğun çalışan bir eş… Yabancı bir ülkede yeniden hayata başladığımız süreçte başımızdan geçen acı tatlı olayların hikâyesini okuyucuyla paylaştım. Daha sonra kurumsal hayatta tekrar var olmak için edebiyat kanadındaki çalışmalarımda küçük molalar verdim. Profesyonel yaşamın girdabında biriktirdiğim kazanımları oğluma mesaj vermesi için “13” adı altındaki kitapta topladım. Hikâyelerim ve serbest nazım çalışmalarım “asıl & suretler” olarak yayımlandı. İki kitap arasında geçen on yılın bana bin yıl gibi geldiğini söyleyebilirim ve tamamen yazmaya devam etmek istediğimi fark ettim. Değişik motivasyonlarla tekrar üniversiteli oldum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki eğitimim ilerlemek istediğim yolda bana ışık tutuyordu. Alt yapımı daha da güçlendirmek için Boğaziçi Üniversitesi’nde “edebiyat” ve “psikoloji” eğitimleri aldım. Arada ıslak keçe tasarımlarım için de “Dış Ticaret” bölümünü bitirdim. Ardından romanlarım geldi: “Neden Ben?”, “Beyazın Karanlığında” ve “Mavi Gelincik”. Pandemi döneminde “Beşinci Mevsimmüzikalini kaleme aldım. Seyirciyle buluşmak için biraz daha zamana ihtiyacı var, üzerinde çalışıyorum. Budapeşte’de yaşamaya başlayalı beşinci seneyi bitirdik. Hayat paylaşmakla daha güzel. Bu vesileyle “Bu da Peşte” geldi.

Mavi Gelincik romanınız hakkındaki gelişmeleri okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Mavi Gelincik”i toplumsal bir yaraya dikkat çekmek için kaleme aldım. Asırlardır süre gelen, tazecik tomurcukların açmadan solmalarına sebep olan “Çocuk Evlilikleri”nin önünü kesmek, insanların bunu göz ardı etmesini engellemek istedim. Kitap sadece Türkiye’de değil, önümüzdeki sene yurt dışında yeni kitlelerle tanışma fırsatı da bulacak. Güzel gelişmeleri, Mavi Gelincik’in yeniden doğacağı ülkeleri, yeni kültürlerle paylaşılmasını keyifle yeni yılın başında paylaşacağım. Mavi Gelincik’i okumaya doyamayanlar için Deniz’in sürprizleri kitabın sonundan sonra yine devam ediyor. Deniz’in cumhuriyetinde; kâğıt üzerinde görülmeyen, herkesin bilip de dillendirmediği çokça ilişki var. Taşınması zor yükler akşamdan sabaha hafifliyor: “Günah hiç bu kadar masum olmamıştı!”

Yeni kitabınız ve gelişmeleri hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Yeni kitabım “Bu da Peşte” Epsilon Yayınevi’nden çıktı. Bir yaşam kesitine paralel, Budapeşte’yi var eden tarihi, coğrafi, insani ve kültürel özellikleri benim penceremden aktarıyor. Üzerinde oldukça titiz bir çalışma yürütüldü. “Bu da Peşte” Bir lokma şehir ve Bir yudum hayat! Kısmen gezi, gerçekte anı, hikâye kitabı. Şehrin katmanlı dokusundan değişik lezzetler sunuyor. Kitapta; yaşamını farklı şekilde sürdürmek isteyip buna henüz fırsat bulamayanları unutmadım.

Geleceğe dair edebi kariyer planlarınız nelerdir?
Kendimi tekrar etmemek için sürekli yeni projeler üretiyorum. Okuyucuya yazdıklarımdan geriye bir şeyler kalması önemli. Kitaplarımı her okuyanın kendine katma değer sağlaması büyük mutluluk benim için. Üzerinde çalıştığım iki yeni çalışmam var. Geniş yelpazeyle ilerlemek kendimi geliştirmeme yardımcı oluyor. Hikâye, roman, müzikal derken üretmeye devam. Her daim yürekleri ısıtan, beyinleri çalıştıran, rahat okunan, akılda kolay kalan karakterler, tema ve konularla karşınızda olmak için motivasyonumu canlı tutuyorum.

Söyleşi için teşekkürler…