Basın bu günkü konumuna adım adım çeşitli merhaleleri aşarak gelebilmiştir. İnsanlar ilk başta diğer insanlarla iletişime geçme, duygularını, düşüncelerini paylaşma ihtiyacı duymuş ve bu ihtiyaç, yazının keşfi ile büyük ölçüde karşılanmıştır. Yazının icadının peşinden insanlar öğrendiklerini, belleklerindeki bilgileri, yazarak korumak istediler. Önce kil levhalar, sonra papirüs ve en sonunda kâğıt bu isteği karşıladı. Kâğıt ilim ve kültürün muhafazası ve en önemlisi iletişimin gelişip yayılmasında büyük bir rol oynadı.

Ancak bu iletişim aracı, uzun süre yalnız varlıklı asillerin ve kilisenin erişebildiği ve kullandığı bir araç olarak kaldı. Bu tekel, uzun süre, istediği bilgiyi istediği şekilde halkla paylaştı.

Matbaanın icadı sayesinde ise bu tekel kırılmış, iletişim gelişmiş ve insanlara bilgiye doğrudan erişme imkânı sağlanmıştır.

Ülkemizdeki basının ve özellikle azınlık basının, matbaanın icadından günümüze serüvenini kısaca görmekte yarar vardır.

Matbaanın ilk kullanımından Gutenberg’e

Bulgulara göre, klasik matbaa ilk kez Uzak Doğu’da MS 6. yüzyıl sonlarına doğru kullanılmaya başlandı. Bilinen ilk kâğıt üzerine baskı yapan matbaa, ağaç oyma tekniği kullanılarak Çin’de 593 yılında kurulmuştur. Yazılı basının atası sayılabilecek ilk gazete, Kaiyuan Zabao, 713 yılında Pekin’de çıkmıştır.

Kalıp baskı tekniği kullanılarak basılan, görseller de içeren en eski kitap niteliğini taşıyan Tianemmen Rulosu ya da Elmas Sutra’nın 868 yılında üretildiği tespit edilmiştir.

Tek tek harfler dökerek baskı yapmayı da ilk kez 1040 yılında Pi Sheng adlı bir Çinlinin porselenden harfler kullanarak denediği öne sürülmüştür.

Metal kalıplarla baskı tekniği ise 1230 yıllarında Kore’de uygulanmaya başlanmıştır.

Arapçada Tarş adı verilen blok baskı tekniği, genelde muska hazırlamak için 9-10. yüzyılda Mısır’da geliştirildi. Tek tek harflerle baskı denemelerini ilk kez 1430 yılında, Haarlem kentinde, Janszoon Coster’in yaptığı sanılmaktadır.

Ve Gutenberg…

Johann Gutenberg, iletişim tarihinin en önemli gelişmelerinden biri sayılan tipo baskı yöntemini 1438 yılında geliştirerek uygulamanın öncüsü oldu. Tipo baskı yöntemi, önceleri tahtadan sonraları kurşun alaşımından yapılan dökme harflerin, baskıdan sonra başka bir baskı için de kullanabildiği baskı yöntemidir.

Gutenberg döneminde kitaplar, ya elle yazılır, ya da her sayfa için tek kullanımlık tahta bloklarla basılırdı. Gutenberg, ilk kez her harf için metal kalıplar kullanmaya başladı. Bu teknikle harfler istenildiği gibi dizilebiliyor, baskıdan sonra tekrar kullanma imkânı doğuyordu.

1455 yılında tipo tekniğiyle ilk kitap basıldı: Latince Mazarin Kutsal Kitabı. Daha sonraları, dilbilgisi kitabı ve sözlük ile baskı çalışmalarına devam etti.

“Tipo baskı” olarak adlandırılan bu matbaa tekniği modern matbaanın temeli olarak 20. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmıştır.

Osmanlı’da matbaacılığın doğuşu

Osmanlı topraklarında ilk matbaa, İspanya’dan sürüldükten sonra Osmanlı’ya sığınan David ve Samuel ibn Nahmiyas tarafından kuruldu. Kitap basımı için izin talebinde bulunan Nahmiyas kardeşlere Sultan II. Beyazıt, Arap harfleriyle baskı yapılmaması koşuluyla izni verdi. Daha ileriki tarihlerde, Hıristiyan azınlıklar için de benzer fermanlar çıkarıldı. 16. yüzyıl içinde İstanbul, Selanik, Edirne ve İzmir’de Yahudiler tarafından birkaç matbaa daha açıldı.

İlk Ermeni matbaası, 1567’de, Edirnekapı’da Tokatlı Apkar Tıbir tarafından kuruldu.

1627 yılında, İstanbul Patriği Cyrille Lucaris, araç ve gereçlerini Londra’dan getirttiği bir matbaanın İstanbul’da kurulmasına ön ayak oldu. Matbaanın sahibi Rahip Nicodimus Metaxas olarak bilinmektedir. İlk basılan ise Yahudiler hakkında kısa bir inceleme adlı kitap oldu.

İlk Müslüman Türk matbaasının kurulduğu dönem Osmanlı tarihinde Lale Devri (1718 - 1730) olarak adlandırılmaktadır.

İbrahim Müteferrika, matbaayı kurarken yalnız değildi, bir ortağı vardı. Bu kişi, Paris’e Osmanlı Büyükelçisi olarak giden Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin oğlu Mehmet Sait Efendi’dir. Basımevinin sağlayacağı yararları anlatan ayrıntılı bir raporu Sadrazam Damat İbrahim Paşa’ya sundu ve kuruluş için izin talebinde bulundu. Talep olumlu karşılandı. 5 Temmuz 1727 tarihli III. Ahmet Fermanı ve Şeyhülislam’ın da fetvasıyla, Osmanlı’da ilk Türk matbaası, Nahmiyas kardeşlerin ilk matbaasından 234 yıl sonra kurulmuş oldu. Bu yeniliğe tepki sadece hattatlardan geldi.

Müteferrika matbaasının açık olduğu 1728-1742 yılları arasında toplam 23 cilt tutan 17 eser basıldı.

Dünyada ilk süreli yayınlar

Bilinen ilk haber dağıtma belgesi, Roma Senatosu tarafından MÖ 59 yılında çıkartılan ve yaklaşık 2.000 merkeze dağıtılan Acta Diurna - Acta Publica’dır. Bir anlamda ilk resmî gazete olarak nitelenebilecek bu yayın organı Roma İmparatorluğu’nun her köşesinde halka açık yerlerde duvarlarda asılıyordu.

Matbaanın icadıyla birlikte 15. yüzyılda gazete ve dergiler hızla yayılmaya başladı. İlk başlarda broşür tipi gazeteler olarak halka sunuldu. Bu türün İtalya’daki örneklerine, bir para birimi olan Gazzetta karşılığında alınan yayınlara yine aynı ad verilmekteydi. Bu ad daha sonraları gazetelerin evrensel adı olarak kullanılmaya başlandı.

Modern anlamdaki ilk gazete, 1609 yılında Almanca ve haftalık olarak yayınlanmaya başlandı: Avisa Relation oder Zeitung. Johan Carolus tarafından basılan ve dağıtılan gazete, dış politika ve savaş haberleri vermekteydi.

Osmanlı’da Basının başlangıcı

Osmanlı’da gazete vasfıyla çıkartılan ilk yayın 13 Ağustos 1794 yılında Fransızca olarak çıkartılan Bulletin de Nouvelles (Haberler Bülteni)’dir. Fransız İhtilali peşinden İstanbul’daki Fransızlara ve Osmanlı Hükümeti’ne Fransa’ya ait haberleri taşıma amacını güdüyordu.

Vekâyi-i Mısriyye, 1828’de Mısır’da yayınlanmaya başlayan, Osmanlı Türkçesi’yle yayın yapan ilk gazetedir. Türkçe ve Arapça olarak bastırılan bu yayın organı Mısır’ın Osmanlı Devleti’ne karşı etkin bir propaganda aracı olarak meydana çıkmıştır.

Gerçek Osmanlı basın hayatı, 1831 yılında Takvim-i Vekayi adlı gazetenin yayınlanmasıyla başlamıştır. Takvim-i Vekayi’nin İstanbul’da ve Türkçe olarak basılması ona ilk gerçek Osmanlı gazetesi olma özelliğini kazandırmıştır. Zaman içinde, Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, Ermenice dillerinde de basılmaya başlandı. Yayın hayatı, günümüz Resmi Gazete’sinin yayınlanmaya başlanması ile birlikte 1922 yılında sona erdi.

Tanzimat döneminin ikinci gazetesi, William Churchill tarafından 31 Temmuz 1840 tarihinde yayın hayatını başlatan Ceride-i Havadis oldu. İlk Fikir gazetesi olan Tercüman-ı Ahval ise Şinasi tarafından 1860 yılında yayınlanmaya başladı.

Bu tarihten sonra, Osmanlı basın hayatı her geçen gün yeni gazete ve dergilerin yayınlanmasıyla gelişmeye devam etti.

Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Türkçe dışı ve azınlık basını

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri basın incelenirken genelde yalnızca Türkçe basın üzerinde durulmaktadır. Bilindiği üzere, Osmanlı döneminde millet sistemi yürürlükte olup mozaik içinde dinî azınlık ve yabancı milliyet mensupları ve aynı zamanda basınları da bulunmaktaydı. Dolayısıyla Osmanlı Basını incelenirken tümünü kapsamak gerekmektedir.

Ziyad Ebüzziyad, 80’li yıllarda yaptığı çalışmada, Osmanlı’da azınlıklar tarafından Türkçe dışı basında çıkartılan toplamda 1.746 gazete ve dergi tespit ettiğini ve bu sayının da, tümünü kapsamadığını belirtmiştir. Bu yayınların dilleri ise şu şekildedir: 29’u Almanca, 300’den fazlası Arapça, 11’i Arnavutça, 2’si Boşnakça, 39’u Bulgarca, 2’si Çerkezce, 601’i Ermenice, 11’i Farsça, 700’ü Fransızca, 1’i Gürcüce, 2’si Hırvatça, 1’i Hintçe, 34’ü İngilizce, 20’si İtalyanca, 15’i Kürtçe, 155’i Rumca, 7’si Rumence, 6’sı Rusça, 6’sı Sırpça, 2’si Urduca ve 102’si Yahudice ve İbranicedir. Dikkati çeken bir nokta ise, 1.746 sayısının neredeyse tamamının, günümüzde azınlık kapsamında görülen toplumlar tarafından çıkartıldığıdır. Azınlıklar, hem kendi dillerinde, hem de başta Türkçe ve Fransızca olmak üzere diğer dilleri de kullanıyorlardı.

Osmanlı döneminde Ermeniler, Yahudiler ve Rumlar

Doğrudan Ermeniler tarafından çıkartılan ilk gazete 1839’da yayınlanmaya başlayan İştemeran Bidani Kidelyats’dır. Bundan sonra, yalnız Ermenice yayınlar ile birlikte, Ermeni harfleriyle Türkçe yayınlanan gazeteler ve dergiler de bulunmaktaydı. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde İstanbul, Ermeni basının en yoğun olduğu şehir olmuştur.

Osmanlı’da ilk matbaayı kuran Yahudiler, 86’sı Osmanlı döneminde, 16’sı ise 1923’den sonra olmak üzere toplamda 100’den fazla gazete ve dergi yayınlamışlardı. Osmanlı’da Yahudice basılan ilk gazete, 1842 yılında İzmir’de yayın hayatına başlayan La Buena Esperansa’dır. Bazı gazeteler İbranice, Yahudice veya Raşi harfleriyle Yahudice, bazıları ise İbrani harfleriyle Türkçe olarak yayınlanmıştır. Alliance okullarının da etkisiyle, II. Meşrutiyet ve erken Cumhuriyet döneminde Yahudi basınında Fransızca gazete ve dergiler de görüşmüştür.

Osmanlı’da ilk Rumca basın örneği İzmir’de görülmüştür. Osmanlı’da ilk Rumca gazete sayılabilecek olan Filos ton Neon gazetesi 1831 yılında çıkartılmaya başlanmış ancak çok uzun ömürlü olmayıp 3 ay sonra kapanmıştır. İstanbul’da yayınlanan ilk Rumca gazete ise, Takvim-i Vekayi’nin Rumca yayınladığı Othomanikos Monitor’dur. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra 730 yayından 125’inin Rum basınına ait olduğu ve bunların 109’unun Rumca, 16’sının Türkçe- Rumca olduğu görülmektedir.

1914 İstanbul'da basılmış Rumca Gazete

Cumhuriyet döneminde Azınlık Basını

Osmanlı döneminde yeri ve önemi büyük olan azınlık basını, Cumhuriyet döneminde giderek azalmış ve günümüzde çok az sayıda yayın kalmıştır.

Günümüzde hala yayına devam eden Ermeni basını gazeteleri: Lraper Ermeni Patrikliği Kilise Bülteni, (haftalık) Agos, (günlük) Nor Marmara ve Jamanak, (magazin gazetesi) Luys Aktüel, dergi olarak ise Surp Pırgiç, Paros, Jogagat ve çocuk dergisi Jbid’tir.

Yahudi basını, Türkçe yayınlanan, haftalık Şalom gazetesi, aylık Şalom Dergi ve Yahudice yayınlanan El Amaneser ile temsil edilmektedir. El Amaneser dergisi dünyada Yahudice yayınlanan tek periyodik dergi özelliğini taşımaktadır.

Günümüzde Rumca yayın yapan gazetelerin sayısı ikidir: Apoyevmatini ve İho.

Basın-yayın dalında araştırma yapan akademisyen ve araştırmacıların, Türkiye mozaiğinin bu önemli unsurları konusuna da eğilmeleri ve bu çalışmaların kamuoyu ile paylaşılması sayesinde konunun anlam ve önemi vurgulanacağı ve bu dalda daha geniş ufukların açılacağını umuyorum.

Bazı kaynaklar

Naim A. Güleryüz, Türk Yahudi Basını Tarihi, Süreli Yayınlar, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş, İstanbul, 2015.

Doç. Dr. Ali Arslan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Rum Basını, Truva Yayınları, İstanbul, 2005.

Hasmik Stepanyan, Ermeni Harfli Türkçe Kitaplar ve Süreli Yayınlar Bibliyografyası (1727-1968), Turkuaz Yayınları, İstanbul, 2005.

Türkiye’de Yabancı Dilde Basın, İstanbul Üniversitesi Yayınları, Basın-Yayın Yüksek Okulu, 1985, “La Presse de Langue Etrangere en Turquie” Sempozyumu, 1984.

Siren Bora, “İlk Yahudi Gazetesi: Üstad”, Tarih ve Toplum, Temmuz 1994, No.127, s.19-22.

Neşe Mesutoğlu, La renaissance de la presse minoritaire en Turquie: le Role de la Presse Minoritaire dans l’émergence des Leaders aux seins des Communautés Minoritaires de Turquie, Université de Strasbourg, HAL-id: tel-01907280.

Orhan Koloğlu, “Osmanlı’daki Türkçe Dışı Basın”, Kebikeç, 1995, no.2, s.127-138.

Neşe Mesutoğlu, La Renaissance de la Presse Minoritaire en Turquie, Université de Strasbourg, Droit- Sciences Politiques-Histoire, These de Doctorat, soutenue le 28 Septembre 2017.

Şinasi Acar, “Müteferrika Öncesinde Matbaa”, Toprak İşveren, 02 Temmuz 2017, s.8-19.

Kazım Benek, “Osmanlı’da Basının Doğuşu ve II. Meşrutiyete Kadarki Gelişimi”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016, no.6-7, s.28-39.

Dr. Kenan Devir, “Osmanlı'da Basının Doğuşu ve Gazeteler”, Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2015, No.5.

Kenan Evren Duman, “Türkiye’de Azınlık Basını ve Sorunları”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2006.

“Türk Basın Tarihi”, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt I, II, III, Ankara, 2018.

Ali Arslan, “Türkiye’de Rum Basını”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/9932.

Ali Birinci, “Osmanlı Tıbaat ve Matbuat Hayatında Ermeniler (1567-1908)”, Yeni Türkiye, 2014, No.60.

Nesim Benbanaste, Örneklerle Türk Musevi basının Tarihçesi, Sümbül Yayınevi, İstanbul, 1988.

Orhan Koloğlu, Osmanlı’dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2006.

Avram Galante, Turcs et Juifs, Etude Historique et Politique, Rozio and Co., Istanbul, 1932.