Hinduizm, günümüzde yaklaşık 900 milyon inananıyla Hristiyanlık ve İslam´dan sonra en büyük üçüncü dindir.

Hinduizm

Hindistan, Nepal ve Bangladeş’te yaygın olan Hinduizm, günümüzde yaklaşık 900 milyon inananıyla Hristiyanlık ve İslam’dan sonra en büyük üçüncü dindir. Kökeni, Hindistan’a dayanan bu dini izleyenlere Hindu adı veriliyor. Hindular dinlerine, Sonsuz Hakikat anlamına gelen Sanatana Dharma demeyi tercih ediyor.

Hinduizm sonradan gelişen bir kavram. Tarihsel olarak MÖ 2000 yılının sonlarına doğru Hindistan’da yerleşen Hintlilerin kutsal saydıkları “Vedalar” adlı ilkçağ metinlerine dayanan Hinduizm, MÖ 1200-1500 yılları arasında Hint Yarımadası’nı işgal eden “Arilerin” dinî inanışı haline geldi. Daha sonraki zamanlarda bazı değişiklikler göstererek günümüze kadar ulaştı. Önceleri, Hindistan’ın farklı bölgelerinde Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Jain olmayan kişilerin bir araya gelerek oluşturdukları topluluklar halinde başladı. Bu kavram zamanla (özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında) İngilizce konuşulan ülkelerde kimlik kazandı.

Hinduizm’de bir “ilk lider” yoktur. Tanrının dini diye tanınsa da Brahman tektir ve diğer tüm tanrılar onun farklı yansımalarıdır.

 

Budizm

Bilimin ihtiyaçlarına en uygun uygulama Budizmdir.” Einstein

Bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan Budizm, Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra Güneydoğu ve Doğu Asya’da: Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet’te yayılmıştır.

Budizm birçok tarihçi ve din bilimci tarafından, bir dinden ziyade ahlaki ve felsefi bir sistem olarak kabul edilir. Bazı yorumlara göre, birden çok tanrıya ibadet edilerek uygulanan Hinduizm’e bir başkaldırı olarak nitelendirilmiş.

Budizm’in kurucusu olan Buda (MÖ 563-483) Kuzey Hindistan’daki Himalaya Dağları’nın eteğinde Lumbini koruluğunda küçük bir bölge hükümdarının oğlu olarak doğmuştur. Buda’nın asıl adı Siddharta Gautama’dır. Erken denebilecek bir yaşta kuzini Yasodhara ile evlenir, Rahula adında oğlu dünyaya gelir. Sarayında mutlu bir yaşam sürer. Ne olursa, 29 yaşında olur.

Söylenceye göre, daha önce hiç karşılaşmadığı yaşam gerçeklerini görür: hastalık, fakirlik, açlık, yaşlılık, ölüm. Bu gerçekler onu öylesine etkiler ki, o ünlü arayışına çıkar. Siddharta’nın, ıstırabı sonlandıracak bir manevi anlayışa ulaştığı, aydınlandığı ve Buda’lığa eriştiği kabul edilir.

Budizm’e göre insanlar, değişime direnirler. Hayatı kontrol etmeye çalışırlar. Madde dünyasının cazibelerine doyumsuz bir şekilde bağımlıdırlar. Tatminsizlik; kaygı ve acı içinde kıvranmalarına neden olur. Evrende herkesin ve her şeyin ‘Bir olduğu gerçeğine uyanmadıkları için, yalnız ve dışlanmış hissederler.

Mutsuz olmalarına rağmen arzu ve isteklerine tutunmaya devam ederler.

Bir olay gerçekleştiği anda, iyi veya kötü her şeyiyle olduğu gibi kabul etmek kurtuluştur.” Buda

Gerçekliğin akıcı ve hep değişmekte olan biçimlerine hem direnç gösterip hem aynı döngünün içinde kalmaya çalışarak (sahte bir güven alanı) bağımlılıklar oluştururlar. Bu yüzden, neden-sonuç döngüsünden çıkmaları imkânsızlaşır. Bu duruma Samsara, yani “yaşamın ve ölümün tekerleği” denir. Bu tekerleği harekette tutan kuvvet ise karma, yani “nedensellik zinciridir”. Aslında acı ve üzüntülerden kurtulmak, insanlar için olanaklıdır. Kişi Samsara’nın sonsuz dairesini kırar, karmanın tutsaklığından kurtulursa, Nirvana denilen, mutlak özgürlüğe ulaşabilir.

Buda’nın öğretileri; meditasyon ve içe bakış yöntemleri, doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar üzerine oluşmaktadır. İnsanın özüyle bağlantısının önemini ve ruhsal mutluluğu temel alan ahlaki ve felsefi öğretileri Buda’nın ölümünden sonra da Budizm adı altında toplanmıştır.

 

Hinduizm ve Budizm… Farklılıklar… Benzerlikler…

HİNDUİZM

Tanrı vardır: Brahma.

Hinduizm’in, evren yaratılmaya başlarken ortaya çıktığına inanılır.

Hinduizm’in hayat anlayışı kişinin içinde bulunduğu toplumsal norm ve kriterlere en iyi şekilde uyup, görevlerini ve ibadetlerini tam yaparak “yaşam, ölüm döngüsünden” kurtulmasını sağlamaktır.

Ruh inancı vardır.

Karma yasası: Kişi eylemleri, düşünceleri ve geliştirdiği bilinç halleri ile kendi kaderini yaratır: “Ektiğini biçersin”. Karma yasasını Tanrı var etmiştir ve müdahale etme ayrıcalığı ona aittir.

Karmaya iyi yönde etki edebilecek tek güç Tanrı’dır.

Kişinin, evrimini tamamlayıncaya kadar yeniden dünyaya gelmesi inancı -yani yeniden doğum anlayışı- vardır. Reenkarnasyon, Kutsal Hindu metinlerinde anlatıldığı üzere: “Eskiyen elbiselerimizi değiştirmemiz gibi eskiyen bedeni değiştiren” bir ruhtur; yani “ruh göçü” anlayışı vardır.

Mokşa ve Mukti: Sanskritçede özgürlük anlamına gelen Mokşa ve kurtuluş anlamına gelen Mukti ölüm ve yeniden doğum çemberinden kurtuluşu tanımlar.

Nirvana: Okyanustan çıkmış bir su damlasının tekrar okyanusa dönüp okyanus ile yani özüyle bir olması gibi, Tanrı ruhundan çıkmış, ondan bir damla olan insan ruhunun, tekrar özüyle bir olmasıdır.

Ahimsa: Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık ilkesi geçerlidir.

Meditasyon vardır. Hinduizm’de insanı Tanrı’ya ulaştırdığına inanılan ve en çok bilinen yol yogadır. Mistik bir anlayışa sahiptir.

Varna ve Jati: Bir sosyal piramit yöntemi olan “kast sistemi” (sosyal merdiven sistemi) vardır. Kast sistemine bağlı kalmak için azami çaba sarf etmek, Brahmanların kanunlarına uymak, kadınlara hiçbir hak tanımamak ve paryaları kurbanlık hayvan gibi görmek Hinduizm’in sosyal idealini ortaya koymak demektir.

İman ve ibadet olgusu vardır.

“İllüzyonda yaşıyoruz” ifadesi: Bizim algılarımızın ötesinde çok daha farklı bir gerçeklik vardır, ancak kişi gerçeği kavrayana ve aydınlanana kadar, illüzyon (yanılsama) hali içinde yaşar.

Hinduizm’in dini inanış emir ve yasakları “Manava Dharina Şastra” adı verilen kutsal kitaplarda yer alır.

 

BUDİZM

Budizm’de Tanrı inancı yoktur çünkü Tanrı anlayışı Anicca (geçicilik) ve Anatta (bensizlik) kavramlarından dolayı Budizm’e ters düşer. Budizm ahlak, meditasyon ve bilgelik kavramlarına dayanmıştır.

Kurucusu Buda olan Budizm, kişinin kurtuluşunu; toplumsal yapılara ve kurallara değil, kişinin mutsuzluğunun nedenlerinin farkına varıp onları gidermesi ve sekiz dilimli yolu tamamlayıp Nirvana’ya ulaşmasına bağlamaktadır.

Budizm’de “Dört Yüce Gerçek”

Acı vardır. Acıların bir nedeni vardır. İstek ve arzular bırakılırsa acılar sona erdirilebilir. Barış ve huzura ulaşılabilir (Nirvana). Acıların sona erdirilmesinin yolu -orta yol olarak da addedilen- ‘Sekiz Aşamalı Yüce Yol’dan geçer.

 “Sekiz Aşamalı Yüce Yol’:

  1. Gerçek Bilgi: Sezgisel ve ayrımsız. Doğruyu amaçlar.
  2. Doğru Anlayış: Net olarak görebilmek.
  3. Doğru Söz: Doğru iletişim.
  4. Doğru Davranış: Saldırgan hareketlerde bulunmamak.
  5. Doğru Yaşam Biçimi: Etik değerleri gözetmek.
  6. Gerçek Çaba: Çalışmak.
  7. Gerçek Dikkat: Sanrılar oluşturan zihinsel tuzakların farkına vararak “an”da kalmak.
  8. Gerçek Uyanıklık: Doğru konsantrasyon ve meditasyon. Tüm Budist geleneklerde bir Dharma öğretmeni, Budizmin kurucusu olarak Buda’ya saygı, ruhani gelişimin önemli bir parçası olarak kabul edilir.

Budizm’de “ruh yoktur” çünkü, anatta -bensizlik- anlayışı vardır.

Karma yasası: Kişi, hareketleri, düşünceleri ve geliştirdiği bilinç halleri ile kaderini yaratır. Budizm’de Karma’ya müdahale edebilecek hiçbir güç yoktur. Karma kişinin kendisinin elindedir.

Yeniden doğuş: Budistler reenkarnasyon yerine “yeniden doğuş” demeyi tercih ederler. Öldükten sonra karmik nitelikler yeniden doğan kişiye aktarılır. Yeniden doğan kişi, eskisiyle ne tamamen aynıdır ne de farklıdır. Gerçekte yeniden doğacak bir ben de yoktur. Yeniden doğan karmik birikimler, yeni bir vücutta meydana gelecek olan çeşitli eğilimler, karmik niteliklerdir.

Nirvana: Deneyimlemeden anlaşılması çok zor olan bir kavram olarak kabul edilir. Nirvana her şeyden önce, dünyadayken ulaşılan ve ölümden sonra tekrar doğuma neden olmayıp çok farklı bir boyutta ve bilinç halinde devam eden bir olgudur. Buda Nirvana’yı “sonsuz mutluluk” olarak tanımlamıştır.

Ahimsa: Hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık ilkesi geçerlidir.

Meditasyon vardır.

Yoga, Buda’nın ölümünden sonra Budizm felsefesi ile birleşerek yayılmıştır.

Zihnin doğası: Buda’ya göre içinde yaşadığımız evren zihnimizdedir. Yanılsama, ego zihninden, ben düşüncesinden, duyu organlarından ve cehaletten ortaya çıkar.

Budizm’de kast sistemi yoktur.

Budizm’de dua “meditasyon” amaçlı kullanılır.

Budizm’de özellikle yogacahara (sadece zihin) okulunda zihnin maddeyi tamamen yoktan var ettiği inanışı vardır, yani algılarımızın ötesinde bir maddesel gerçeklik de yoktur, hepsi tamamen zihnin yaratısıdır.

Budizm’in kutsal kitap olarak Buda’nın vaazlarının Pali-Kanon adlı bir kitapta toplandığına ve 400 yıl boyunca ağızdan ağıza aktarıldığına inanılır. Budizm’in kutsal kitabı, “üç sepet” anlamına gelen Tripitaka veya Tipitaka’dır.

 

Kaynaklar

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Hinduizm

https://tr.wikipedia.org/wiki/Budizm

www.dusunuyorumdergisi.com

https://www.turkish-media.com