Haber fotoğrafı: Elsa Ers Brosh

Şubat ayında Türkiye’nin 11 ilinde meydana gelen deprem felaketi, şüphesiz orada olmayanları da derinden etkiledi. Kayıpların, yıkıntıların şok edici görüntüleri Türkiye’nin diğer illerinde ve hatta başka ülkelerde yaşayanları psikolojik olarak sarstı. Yaşanılan acılar insanlar arasında bağ kurar. Türkiye’den ve dünyanın birçok ülkesinden gelenlerin kurtarma çalışmalarına katılmaları, hastaneler kurmaları, bağış toplamaları bir nebze olsun kalpleri ısıttı onca karanlığa rağmen… İyi insanların varlığı ve halkların kardeş olduğunun hatırlanması, devam etmesi gereken uzun bir süreç. Depremin Tel Aviv’de hissedilmesi hatta uykudan uyandırması daha da özel bir anlam kattı.
Bunlar yaşanırken, sosyal medyada karşıma çıkan bir paylaşım sevinç ve umut oldu. Tel Aviv’de yaşayan İstanbullu dört kadın sanatçı, satıştan elde edilecek gelirin depremden zarar görenlere bağışlanacağı bir sergi düzenleyeceklerdi. Tel Aviv’in merkezinde yer alan “Kuli Alma” adlı mekânda gerçekleşen ve büyük ilgi gören serginin açılışında bulundum. Eserler görülmeye değerdi. Sanatın, yaratıcılığın yanı sıra birlik, sevgi, umut, iyilik gibi yüreğe iyi gelen duygular hissediliyordu. Dolayısıyla enerji muhteşemdi.


Suzi Sabaner ve Elsa Ers Brosh
Resim Sanatçısı Elsa Ers Brosh
1982 İstanbul doğumlu Elsa Ers Brosh, yüksek öğrenimini Fransa’nın Paris şehrinde tamamladı. İki üniversiteden; yüksek derece ile Parsons School of Design (BFA) ve Sorbonne’dan mezun oldu. Sanatçının İstanbul, Tel Aviv ve Paris’te kişisel sergileri oldu. Karma sergileri ise, birkaç kez İstanbul Contemporary başta olmak üzere, Venedik Biennale, Paris ve Tel Aviv’de defalarca gerçekleşti.
Eserlerinde derin hüzün içeren kadın teması göze çarpıyor. Genel olarak, örgülü saçlı kızlar, kadın elleri oldukça etkileyici. Resim yaparken medyum olarak sadece fırça ve akrilik boya kullanıyor. Yaşamının büyük bölümü, yaşadığı Tel-Aviv’in Yafo bölgesinde ailesi -eşi ile iki oğlu- ve sanatı ile geçmekte. İki yaşından beri resim yapan Elsa’nın halen en büyük destekçisi annesi.
Serginin organizasyonunu ve küratörlüğünü üstlenen Ressam Elsa Ers Brosh serginin başlangıç hikayesini şöyle anlatıyor:
Haberlerde deprem görüntülerini izlerken, çaresizlik hissettim. Böylesi bir felaketi uzaktan izlemek çok zor geldi. Küçük çocuklarımı bırakıp afet bölgesine gidemezdim. İlk önce, işlerimi sosyal medyada satıp gelirini bağışlamayı düşündüm, fakat daha sonra bir sergi açmanın daha iyi olacağına karar verdim. Yedi sene önce sergi açtığım Kuli Alma adlı mekânın sahibinden orada yer açılmasını rica ettim. Kabul edince, hemen bir tarih belirledik. Her şey çok çabuk gelişti. İki üç hafta gibi bir sürede oldu.
Kendisini böylesi bir etkinlik yapmaya motive eden etkenlere gelince:
Hayatta kalma suçluluğu hissettim. Çok büyük bir alanı kapsayan, çok sayıda insanın ölmesine sebep olan bir afette sağ kalma suçluluğu yaşadım, bizzat orada olmasam da. Sanki orada bir terk edilmişlik de vardı. O yüzden ben ve arkadaşlarım sorumluluk almak istedik.
Dört İstanbullu Sanatçı Tel-Aviv’de çok kısa zamanda nasıl dayanıştı?
Önce ressam olan son zamanlarda illüstrasyon yapan arkadaşım Reysi Kamhi Mitrani sergiye katılmaya karar verdi. Kendisinin tanıdığı iki arkadaşı, grafik ve kolaj sanatçısı Aida Bechar ile seramik sanatçısı Melanie Hekimoğlu da katılınca toplam dört kadın sanatçı olduk. Kürasyon su gibi aktı. Tüm eserler birbirine sanki önceden tasarlanmış gibi uydu.

(Soldan sağa) Reysi, Elsa, Aida ve Melanie
Etkinliğe katılım nasıldı? İlgi gördü mü?
Sergi, İsrail’de yaşayan Türk toplumunun bir kısmını bir araya getirdi. Bir nebze yaraları sarmak gibi oldu. Eserleri, Türkiye’den hatta Amerika’da yaşayan arkadaşlardan satın alanlar oldu. Güzel bir destek oldu. Bağış gönderecek kadar alnımızın akıyla çıktık. Tekrarlamayı düşünüyoruz.
İsrail’in, afet bölgesine geniş bir ekiple kurtarma çalışmalarına katılan ilk ülkelerden olması, haliyle İsrail'de yaşayanları çok duygulandırdı. Sözünü ettiğimiz etkinlikte nasıl destek oldular?
Kuli Alma’nın sahipleri hiçbir ücret almadan mekânı bize bağışladılar. Bir şekilde yaşanan acı ile bağ kuruldu. Bizi teşvik ettiler, hakkımızda haber yaptırdılar. Çok güzel desteklediler.
Sanatçıların kendilerini ve toplumsal sorunları yaratıcılıkları ile ifade edebildikleri bir gerçek. Kadın temasının önde olduğu eserlerine gelince:
Ortadoğu kadınının hayatı, kimliği, yaşadığı güçlükler beni etkiliyor. Beklentiler çok yüksek. Hem çekici olacaksın hem de ev kadını, iş kadını olacaksın. Mikro ve makro seviyede agresyon var kadınlara karşı. Benim işlerim kadınlara “sevgi mektupları”… Türkiye de dahil olmak üzere Ortadoğu kadınlarından söz ediyorum. 13 senedir İsrail’de yaşasam da kadın kimliğim hala Türk. Buradaki kadınlardan söz etmiyorum. Burası daha anaerkil bir toplum, her şey mükemmel olmasa da. Kadınlar için savaşmak, kadınları öne koymak gerek.