SERGİ - Raşel Rakella Asal


İzmir’de kadın şapka modasının tarihsel yolculuğunu gözler önüne seren “İzmir’de Kadın Şapka Kültürü” sergisi, 18 Mart 2025’de BonVivant’ta ziyarete açıldı. Beki Şikar’ın, davet şapkaları koleksiyonundan yola çıkarak hazırlanan sergi, kadın şapka modasının sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimlerle şekillenişini ele alıyor. Sergi aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleriyle özgürleşen Türk kadınının, Osmanlı’nın son döneminden günümüze uzanan dönüşümünü yansıtıyor. Bu yönüyle sergi, 1925 yılında uygulanmaya başlanan Şapka Devrimi’nin 100. yılına da saygı duruşu niteliği taşıyor. Serginin kurucu ekibinden Dilek Himam’ın vurguladığı gibi “Şapka inkılabı, kadınların ve erkeklerin, şehirlerin, mutfakların ve sokakların görünümlerini yeniden biçimlendirilirken, Türkiye'de şapkalar toplumsal değişimlerin bir göstergesi olmuştur.”
Serginin en dikkat çekici yönlerinden biri, İzmirli ailelerden toplanan anı, fotoğraf ve 1940-50’li yıllara ait şapkaların tarihsel anlatıya eşlik etmesi. Yoğun ilgi gören sergi, 20 Mayıs’a kadar uzatıldı. Serginin yaratıcıları Beki Şikar (şapka koleksiyonu sahibi), Selim Bonfil (küratör ve fotoğraf sanatçısı), Sarit Bonfil (araştırmacı yazar) ve Dilek Himam (moda tasarım uzmanı) ile bir söyleşi yapmak kaçınılmazdı...


(soldan sağa) Beki Şikar, Selim Bonfil, Sarit Bonfil, Dilek Himam

Beki Şikar, çocukluğunda düğün kortejlerinde gördüğü kadın şapkalarından etkilenerek bu tutkusunu yıllar içinde mesleğe dönüştürmüş. 1999’da kendi nikâhında giymek için şapka ararken İzmir’de bu tür ürünlerin bulunmaması onu bu işe yönlendirmiş. İstanbul’dan ilk 18 adet şapkalık partiyi getirip kiralama ve satış yaparak başladığı bu yolculuk 26 yıl sürmüş. Şikar, dolaplarda saklı kalan bu zarif tasarımları daha geniş kitlelerle buluşturmak için bu sergiyi hayata geçirmiş ve bunun, yeni nesil tasarımcılara ilham vermesini umuyor.

Selim Bonfil, serginin BonVivant’ta yer almasının tesadüf olmadığını, mekânın tarihî dokusunun, şapka kültürünü yansıtmak açısından çok uygun olduğunu belirtiyor. Ancak bu özel yapının, sunum için, detaylı planlama gerektirdiğini söylüyor. Her biri sanatsal bir tasarım olan Beki Şikar koleksiyonuna ait şapkalar ayaklı çubuklar, şövaleler ve duvara asılı tablolarla çeşitli biçimlerde düzenlemelerle sergilenmiş. 40’lı 50’li yıllara ait şapkalar ise cam dolaplarda yer almış. Bonfil, serginin fotoğraflardan oluşan bölümünde büyük boyutlu fotoğrafları tercih ederek ziyaretçilerde daha güçlü izlenim bırakmayı hedeflemiş.



Sarit Bonfil
ise kadın şapka kültürünü tarihsel bağlamda ele alarak makaleler, gazete arşivleri ve bireysel anlatılarla desteklediklerini belirtiyor. İzmir’de yaşayan tüm toplumları temsil eden bireylerden fotoğraflar, anılar ve 70-80 yıllık şapkalar topladıklarını, İzmir’in çok kültürlü yapısını yansıtan bu materyalin sergiye derinlik kazandırdığını ifade ediyor. Sonuçta, bir giysi aksesuarının hikâyesinin İzmirlileri tarihin, modanın, kültürün kesişme noktasında buluşturmuş olduğunu vurguluyor. Sergide ayrıca, şapka ustalarının üretim sürecini anlatan, Sarit Bonfil’in yönetmenliğini yaptığı kısa bir film de yer alıyor.

Beki Şikar, serginin başka şehirlerde de gezici bir şekilde gösterilmesini ve materyallerin kalıcı olarak sergileneceği bir müze koleksiyonuna dâhil edilmesini arzuladığını belirtiyor. Dilek Himam’a göre bu şapka sergisi, geçmişle bugüne bağ kuran sanat, moda ve kültürel belleği bir araya getirirken tasarımcılara, araştırmacılara ve moda meraklılarına nostaljik bir ilham kaynağı olacaktır.