“Gelecekte her şeyi beyin dalgalarıyla yapacağız!”

Türkiye’nin dünya çapında tanınan sayılı Fütüristlerinden biri olan ALPHAN MANAS, Türkiye Fütüristler Derneği’nin Kurucusu ve Onursal Başkanı olmakla birlikte Deniz Taksi, Bilyoner gibi pek çok vizyoner markanın da fikir babası ve girişimcisi. Halen Metaverse Union Yönetim Kurulu Başkanı olan Manas, öngörüleriyle geleceğin dünyasını şekillendiren, siyaset ve iş dünyasına farklı bakış açıları kazandıran özel isimlerden biri. O konuştukça, bambaşka bir boyuttan bahsediyor gibi hissetseniz de, içten içe, akıl almaz derecede hızla değişen dünyamızda her şeyin mümkün olduğuna inanıyorsunuz. Geleceğin dünyasına dair sorularımızı yanıtlayan Alphan Manas, bizler için, beyin dalgalarıyla iletişimden yapay zekâya evrilecek mesleklere, e-ticaretin dönüşümünden insanların gelecekteki dijital ikizlerine kadar pek çok konuda şaşırtıcı açıklamalarda bulundu.


Alphan Manas ve Doret Habib 

Beyin dalgalarıyla iletişim gelecekte nasıl bir gelişim gösterecek?

İlk olarak 2002 yılında Tempo Dergisi’yle yaptığım bir röportajda beyin dalgalarıyla elektronik nesneleri uçurabileceğimizden bahsetmiştim. 2015 yılına gelindiğinde ise gerçekten de Florida Üniversitesi’nde beyin dalgalarıyla drone uçurmayı başardılar. Günümüzde bu konu yaygın hale gelmeye bile başladı. Artık çocuklar bile beyin dalgalarıyla çok rahatlıkla mouse kullanılabiliyorlar. Biz beynin yapısını çözdükten sonra bırakın beyin dalgalarıyla drone uçurmayı, artık her şeyi yapabilir hale geleceğiz. Buna birbirimizi yönetmek, yani telepatiyle başkasının beynine müdahale ederek beyninden bilgi toplamak da dahil! Elbette bunun için bir parça daha zamana ihtiyacımız var ama gelecekte beyin dalgalarıyla iletişimi, özellikle iş hayatında aktif olarak kullanacağımızı düşünüyorum.

Bu ne şekilde olabilir? Bunu bir örnekle detaylandırır mısınız?
Örneğin, bir şirkette beyaz yakalı bir çalışan olduğumu varsayalım, süpervizörüm olan “yapay zekâ” müdürüm benim bir proje üzerine çalışmamı istiyor. Ben gün içinde Türkiye’de çeşitli yerlerde araçla dolaşarak uzaktan çalışıyorum. Yani aslında benim ofisim arabam! Bu noktada şunu da vurgulayayım; nasıl şu anda home-office çalışma sistemi varsa, yakın zamanda ‘araba ofisi’ diye bir kavram da literatürümüze girecek. Ben araba ofisimde çalışırken, süpervizörüm beyin dalgaları vasıtasıyla, kaç saat süreyle çalıştığımı çok rahatlıkla görebilecek, tanımlayabilecek, puanlayabilecek ve fiyatlandıracak. Ama elbette bu tarz bir iletişim ve bilgi alışverişi kişisel veri gizliliği ve rahatlık gibi sebeplerle karşılıklı izine bağlı olacak. Özetle; insanların çalışma performansları, şirkete ayırdıkları zaman, nerede ne kadar süreyle ne için çalıştıkları gibi bilgiler beyin dalgaları aracılığıyla çok rahatlıkla takip edilecek.

Tam da çalışma hayatı demişken, geleceğin yeni iş kolları neler olacak? Şu anda adını duymadığımız hangi meslekler hayatımıza girecek?
Her dönemde olduğu gibi gelecekte de doktorluk, diş hekimliği veya avukatlık gibi net tanımları olan meslekler elbette olacak. Senin dişin ağrıdığında hiçbir mühendis, “Gel ben bunu çekeyim” diyemeyeceğine göre, bunları bir kenara ayırmamız gerekiyor. Bunların dışındaki birçok alan ise gelecekte birleşecek. Örneğin birden fazla mühendislik dalı yerine tek bir “teknoloji mühendisliği” olacak! Mesleki eğitim süreçleri de kısalacak. Artık 4 sene üniversite okumanın bir anlamı yok. İki yıl fazlasıyla yeterli. Dolayısıyla bana göre geleceğin işlerinden biri “business school” (iş okulu) olacak! Online business school, yatırım yapılması gereken bir alan. Burada önemli olan ise case study’ler (vaka analizleri). Yani insanlara 2 yıl üniversite eğitiminde full case study yaptırmamız gerekiyor. Bu case study’leri üretecek bilgi toplama sistemleri veya yapay zekâ sistemleri kurmaya ihtiyacımız var.

Teknoloji bu kadar hızla ilerlerken Boomer ve X (1946-1979 yılları arasında doğan) kuşaklarının ise gelecekte mutlu bir son dönem yaşayabilmesi için öncelikle yetkinliklerini arttırması gerekiyor. Y ve Z (1980-2012 yılları arasında doğan) kuşağı mensuplarının kullandığı teknolojik araçların hepsini onların da kullanabiliyor olması lazım. 50-70 yaş üstü, ancak bu şekilde deneyimini ortaya koyarak yöneticilik yapabilir. Üstlenecekleri rol de kriz anlarında sorun çözme, yani “stress man”lik olacaktır. Çünkü bundan sonra şirketlerin temel sorunu kriz olacak. Ancak burada finansal krizden bahsetmiyorum. Rekabet o kadar hızlı ve sürekli olacak ki, şirketler daha çok büyüme krizi yaşayacaklar. Dolayısıyla gelecekte iş dünyasında en kritik konu kriz yönetimi olacak.


Peki, e-ticaret kavramı gelecekte nasıl evrimleşecek?
E-ticaretin gittiği noktayı değerlendirdiğimizde iki şey öne çıkıyor. Birincisi, “Ben kendi e-ticaret sitemi kurayım” denilen bir dünya artık kalmıyor. Dünya çapında e-ticaret sitesi sayısı gitgide azalacak. Öyle ki, dünyada uzun vadede en fazla 10 tane e-ticaret sitesi kalacak! Diğerlerinin hepsi o e-ticaret sitelerinde mağaza açan firmalar olacak. E-ticaret firmaları Umbrella Company (pek çok hizmeti bünyesinde barındıran “Şemsiye Kuruluş”) hâline gelecekler. Örneğin Amazon, kargo konusunda dışarıdan hizmet aldığı dönemlerde UPS’e yılda 70 milyar gibi ciddi bir rakamda ödeme yapıyordu. Bu maliyeti azaltıp rekabet avantajını artırmak için dışarıdan hizmet almayı bırakarak dağıtım işine girdi. Bununla da kalmadı, hibrit ticarete de dalarak mağazalar zinciri satın aldı. Aynı zamanda her şeyi otomatize etti, otomatik fatura sistemi geliştirdi. Gelecekte, kariyer yani insan kaynakları işine de girecek. Hatta geleceğin en parlak mesleklerinden biri olan dijital diyetisyenliğe bile yatırım yapacak. Obezitenin insanlık için büyük bir sıkıntı olacağını düşünüyorum. Gelecekte beyin inanılmaz derecede enerji harcayacağı için sürekli olarak açlık krizleri yaratacak. Biz bu açlık hissini 10 kaloriyle çözebilecekken, ne yazık ki 150-200 kalori ile destekleyeceğiz. Hem tip 2 diyabet hem dikkat eksikliği hem de obezite yaygınlaşacak. Dolayısıyla burada da zamanla yapay zekâ diyetisyenler devreye girecek… Derken, iş şu noktaya geliyor; dünyada 10 tane her şeyini halleden firma olacak ve bu firmalar kuantum bilgisayar konusunda yatırım yapanlar olacak. Onlar geleceğin şemsiye şirketleri olabilirler.

İkinci olarak da e-ticarette ürün alımlarında deneme dediğimiz konu kesinlikle çözülecek. Bunun için de üçboyutlu tarama sistemleri geliştirilecek ve tamamıyla standart hâle gelecek. İnsanlar vücutlarını üçboyutlu olarak tarayarak dijital ikizlerini yaratacaklar. Yani gelecekte herkesin bir dijital ikizi olacak! Metaverse evreni de zaten bu kapıyı aralamaya başladı. Ben yakın gelecekte üçboyutlu tarandığım takdirde, internet üzerinden alışveriş yaparken beğendiğim ayakkabının ayağımı sıkıp sıkmadığını, seçtiğim elbisenin üzerimde nasıl durduğunu, farklı kıyafetlerin renk uyumunun olup olmadığını çok rahatlıkla görerek ürün satın alabileceğim. Böylece e-ticaret siteleriyle etkileşim artacak. Hatta bu, öyle boyutlara ulaşacak ki, biz internet üzerinden tat ve koku dahi alacağız. Her şey beyne bağlı. Beyni çözdüğümüz anda her şeyi çözmüş oluyoruz.