Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır” diyor Yaşar Kemal. Barışa varmak için ölümün yorulması mı gerekiyor. Bu koskoca dünyada bir avuç toprak için babanın oğlunu gömmesi, annenin feryat etmesi ve gözyaşı mı dökmesi gerekiyor. Tarih kitabı savaşları yazarken ardındaki barışlar için de beyaz bir sayfa ayırıyor mu? Tarihe imza atanlar kahramanca savaşanlar mı, yoksa barış için çaba sarf edenler mi? Elbette ikisi de; savaşan kahramanları unutmak bir milletin kendi geçmişini yok saymak ile eş değer olsa da barışa imza atanlar geleceklerine köprü kurmaktadırlar. İnsanlık kadar eski olan barışın, zaman zaman çeşitli semboller ile anlatılması, sessizliğin bazen gürültüden daha etkili olmasından kaynaklanabilir.

Yıllar içinde yaşanan olayların ardından semboller dünya geneline mal oldu ve genel bir kanı olarak benimsendi.

Beyaz Güvercin ve Zeytin Dalı
Çeşitli kültürlerde güvercin ve zeytin dalı barış sembolü olarak kullanıldı. 2.Dünya Savaşı sonrasında ünlü ressam Pablo Picasso bir güvercin litografisi yaparak bu simgeyi daha da popüler hale getirdi. Güvercin ve zeytin dalı, barışın en bilinen simgelerinden. Antik Yunan Mitolojisine bakıldığında, Zeus barışı sembolize etmek için zeytin dalını insanlara hediye etmiştir. Bu nedenle zeytin dalının anlamı oldukça derindir. Güvercin ise birçok dinî ritüelde ve kültürde yer alır. Bilinen en eski hikâye Büyük Tufan zamanında yer alıyor. Nuh Peygamber tufanın azalıp azalmadığını öğrenmek amacıyla karaya beyaz bir güvercin yollar. Konmak için hiçbir dal bulamayan güvercin geri döner.

Nuh Peygamber umudunu yitirmez, bir süre bekledikten sonra güvercini tekrar yollar. Bu kez ağzında taze bir zeytin dalı ile dönen güvercin suların çekildiğini ve yaşamın tekrar başladığını müjdeler. Bu sebeple ağzında zeytin dalı olan güvercin barışı ve yeniden doğuşu simgeler. Uçabildiği için güvercin yedi düvele barış getirebilecektir. Zeytin dalı yeniden doğuşu, bereketi ve umudu çağrıştırırken, güvercin saflık, sadakat, özgürlük ve dostluğu temsil eder. Birlikte görüldüğü her yerde zeytin dalı ve güvercin barışa, sevgiye, bir arada yaşamaya yönelik bir çabanın aktörleridir.

Beni en çok etkileyen barış simgesi Kâğıt Turnalardır
Zarif ve naiftir kâğıt turnalar. Kolay bozulur ve tekrar yapılabilir. Zarif kuş figürü geleneksel Japon kâğıt katlama sanatının önemli bir parçasıdır. Bu figürün barışın simgesi olarak kabul edilmesinin öyküsü oldukça hazin. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının yıkıcı etkilerinden sonra lösemiye yakalanan Sadako Sasaki’nin hikâyesi mutlu son ile bitmiyor. Genç kız, bin adet kâğıt turna yapabilir ise barışın sağlanabileceğini ve sağlığına kavuşabileceğini umut eder. Ancak bu dileği yarım kalır.

Yapabildiği kadar turnayı yapan Sadako için ölümünden sonra arkadaşları devreye girer ve kâğıttan bin turna kuşu yaparak “Küçük adımlar büyük hedeflere ulaşır” mesajını vermeye çalışır. Kâğıt turnalar aynı zamanda dayanışmanın da sembolüdür. Her nerede bir kâğıt turna görürseniz bir tane de siz ekleyin. Kim bilir, belki de eksik olan sizin kâğıt turnanızdır.

Kırık Tüfek
Dünyadaki barış simgeleri arasında en dokunaklı olan kırık tüfektir. Savaşın yıkıcılığını ve barışın kırılganlığını anlatan “kırk tüfek” sembolü, silah olarak kullanılan bir aracın artık işlevini yitirmesi ve kullanılamaz hale gelmesini anlatır. Bir anlamda umudu da temsil eder. Kırık tüfek, savaşın ardından barışa duyulan ihtiyacı ve bunun için çaba sarf eden bireylerin kararlılığını yansıtır.

Kırık tüfek ayrıca İngilizce, Fransızca Almanca ve Türkçe yayınlanan Uluslararası Savaş Karşıtlarının bir gazetesidir. Uluslararası Savaş Karşıtları, tüm dünyada aktivistler bir araya gelerek dünyayı daha yaşanılır bir hale getirmeyi, başka bir dünya yaratmayı amaç edindiler. Kırık tüfek bu hareketin sembolüdür.

Beyaz Gelincikler
İnsanoğlu korkusunu yenmek üzere değişik şeyler yapmak ister. Beyaz gelincik sembolü de aynı bu şekilde doğdu. 1943 yılında savaşın Avrupa’da korku saldığı günlerde bazı kadın kooperatifleri barışın sembolü olarak beyaz gelincikler dağıttılar. Yıl 1944, dünyanın en büyük barış örgütlerinden biri olan “Peace Pledge Union” (Barış Taahhüdü Birliği) İngiltere’de “savaşın yaşanmaması dileğiyle” beyaz gelincik çiçekleri ile umut dağıttı. Tüm bu yaşananların ardından bu çiçek barışın sembolleri arasına girdi.



Pax Cultura Barış Bayrağı
Pax Cultura adlı barış bayrağını tasarlayan, Rus bilim adamı Nicholas Roerich’tir. Nicholas Roerich aynı zamanda yazar ve sanatçıdır. Barış adına tasarladığı bayrağın içinde bulunan üç kırmızı daire sanatı, bilimi ve ruhsallığı temsil eder. Dış çember ise kültürün simgesidir. Diğer bakış açısı ise; bayrağın içindeki daireler geçmiş, şimdi ve gelecek zamanı simgelerken dış daire zamanın sonsuzluğunu anlatır.

V İşareti
2. Dünya Savaşı sırasında, dünya savaşın en kötü halini gördü. Savaşın bitiminde Winston Churchill “Victory” (zafer) kelimesinin baş harfi olan “V” harfini simge olarak kullandı.

Bu simge savaşa karşı direnişi ve barışa olan inancı ifade eder. Aynı zamanda barış için tüm insanlığın el ele vereceğini de işaret eder. Aradan geçen yıllara rağmen bu simge dünya genelinde birçok hareketin ve kampanyanın bir parçası gibidir. “V” işareti gördüğünüz her yerde halen barış umudu vardır. Ve barış için çalışmalar devam etmektedir.

Kızılderili Çubuğu
Renkli adam ile beyaz adam her zaman karşı karşıya geldi. Toprak, güç, doğal kaynaklar, hırs, baskı ve zorbalığın gündeme geldiği yeni dünyada savaş hiç eksik olmadı. Her ikisinin savaşı, tarih sayfalarını her zaman meşgul etti. Diyalogun kanlı biçimine savaş, çözüm odaklı şekline barış deniyor. Kızılderililer uzun çubuklar ile tütün içerlerdi. Yerli kabillerin “Calumet” dedikleri barış çubuklarını birbirlerine uzatmaları Amerika’nın keşfinden çok öncesine dayanır. Barış çubuğu ayinleri büyüsel törenlerdi. Tören aynı zamanda “Yıldırım Kuşu” olarak bilinen tanrıdan yardım almak üzere yapılırdı. Çubuk elden ele dolaşır, daha sonra çözüm yolları aramak üzere tartışmalar yapılırdı. Bu törenler, barışı aramak için olduğu kadar düğün, ticari anlaşmaları kutlamak adına da yapılırdı. Dumanı haberleşmek için kullanan Kızılderililer, beyaz adam ile olan savaşa son vermek için bu çubuğu ona uzattı. Beyaz adam da ona viski verdi. Her iki taraf da bilmediği ile tanıştı. Anlaşmaları çok kanlı oldu, zor oldu ama imkânsız olmadı.

Barış Simgesi
Yıl 1958, yer Londra. Gerald Holtom adlı bir genç bir tasarımcı koltuğunun altında eserleriyle bir atölyenin kapısından içeri girer. “Haydi göster marifetlerini” derler. Gerald sonradan tüm dünyanın kabul edeceği barış işaretini gösterdiği anda salon buz keser. “Biz güvercin, zeytin dalı gibi bir şeyler tasarlamıştık. Bir çemberin içinde üç çizgi ile bu iş olmaz” derler… Aynı Van Gogh’a dedikleri gibi; “Bu ayçiçekleri satmaz…”



Oysa, bu işaret tıpkı ayçiçekleri gibi derin bir felsefe taşıyordu. Tarih 4 Nisan’ı gösterdiğinde barış işareti ilk kez görücüye çıktı. Ve günümüze kadar tüm zamanların en etkileyici barış işareti oldu. Denizcilikte kullanılan, bayrakla iletişim dili olan “Semafor” dili, Gerald Holtom’a ilham olmuştur. Bu dildeki “N” ve “D” harfleri, “Nuclear Disarmament” yani “Nükleer Silahsızlanma” çağrısının ilk harfleridir. Bu sembolün de ana temasıdır. Çevresindeki daire dünyayı temsil ederken ölümden hayata, kış günlerinden bahara doğru yol alan bir hareketin renklerini de içerir. Simge ya siyah üstüne beyaz ya da yeşil üzerine beyaz renklerde karşımıza çıkar. Her hali ile beyaz yeniden barışın rengidir. Bu tasarım aynı zamanda, Goya’nın 1814 yılında yaptığı “3 Mayıs 1808” eserine de atıfta bulunmaktadır. Bu eser şu anda Madrid’deki Prado Müzesinde yer almakta, Fransızlar ile İspanyollar arasındaki çatışmayı resmetmektedir.

Umarım barış hepimiz için yakınlardadır…

Kaynakça:
https://gmk.org.tr
https://www.milliyet.com
https://www.derslig.com
https://tr.wikipedia.org
https;//www.ntv.com.tr
https://cnduk.org
https://www.britanica.com