Haber fotoğrafı: Andriake Sinagogu'ndan kalanlar


Anadolu coğrafyası binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Hitit, Frig, Asur gibi uygarlıkların hala keşfedilmeyi bekleyen pek çok noktası vardır. Bunun dışında Roma İmparatorluğu’nun etkisi, Büyük İskender’in Anadolu’dan geçerken bıraktığı izler ve takiben Selçuklu İmparatorluğu eserleri, nispeten daha yakın tarihli oldukları için bu topraklarda harmanlanan kültürde önemli yer tutmuştur. Tabi ki çok daha fazlası da vardır.

Anadolu’da bin yıldan daha eskiye tarihlenebilecek Yahudi eser ve yerleşiminden ise 1962 yılında Sardes Sinagogu bulunana dek çok fazla söz etmek mümkün olmuyordu. Ancak peş peşe yapılan bazı arkeolojik keşifler özellikle Akdeniz bölgesinde önemli faaliyetlerin olduğunu gösteriyor. Bunlardan en dikkat çekeni ise günümüz Antalya’sındaki Demre ilçesi altında kalan antik Myra şehrinin limanı olan Andriake’de bulunan sinagog binasıdır.

Myra kenti ve Andriake liman yerleşimi
Myra kentinin ilk yaşam izleri M.Ö 5. yüzyıla dayanmaktadır. Şehir, Likya birliği kurulduktan sonra bu yapılanmanın altı büyük kentinden biri olmuş ve haliyle karar mekanizmalarında önemli bir rol üstlenmiştir. M.S 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun zenginlik ve ihtişamıyla en parlak günlerini yaşamaya başlayan Myra’nın birkaç kilometre ilerisinde de bir liman yerleşkesi gelişmiştir. Dönemde kara seyahatlerinin coğrafi ve soygunlar açısından zorluğu, deniz kullanımını artırmıştı. Andriake liman yerleşimi de bu zenginlik ve ticaret noktası olmasının avantajını kullanmıştır. Akdeniz gemi ticaretinin önem ve yoğunluğunu dünyanın en eski batıkları sayılan Gelidonya (M.Ö 12. yüzyıl) ve Uluburun (M.Ö 14. yüzyıl) kalıntılarının yakın coğrafyalarda keşfedilmiş olmasından anlıyoruz.

Tabi ki Andriake’de yerleşim, liman yapısı haline gelmeden önce de vardı. Ama Myra’nın gelişmesi ve nüfus hareketinin artması ile değişik kültürlere de ev sahipliği yapmaya başladı. M.S 60’da Aziz Paulus’un Roma seyahatinde uğrak noktalarından olması bunun örneklerindendir. Myra-Andriake arkeolojik kazıları başladığında bir başka önemli yapı daha gün ışığına çıkarıldı ve tanımlandı. Dergi’mizin Eylül 2022 sayısında bahsettiğimiz Sardes Sinagogu’ndan sonra Anadolu coğrafyasında Roma İmparatorluk çağına ilişkin en tanımlayıcı unsurlara sahip olan bir sinagogdu bu.

Andriake Sinagogu
Andriake Sinagogu, bölgedeki şapellere benzer şekilde küçük apsisli (yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı) bir yapı şeklindedir. Üç yapı evresi kazıları yürüten Prof. Dr. Nevzat Çevik ve ekibince tanımlanmıştır. Sinagogda muhtemelen hem Andriake’deki yerel Yahudiler hem de limana gelen ziyaretçiler için bir ortak toplanma merkezine işaret eden odalar vardır.

Persleri yenen ve Anadolu’nun pek çok yöresinde söz sahibi olan Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos Kralı III. Antiochus’un (M.Ö 223-187) Yahudi yerleşimcileri Anadolu’ya davet ettiğini biliyoruz. Antiochus’un M.Ö 197 yılında filosuyla çevre bölgeleri zapt etmek için Andriake’ye de gelmesi ihtimal olarak burada da iskâna teşvike yol açmış olabilir. Ama keşfedilen sinagogda yapılan incelemeler buranın kullanımını M.S 5-6. yüzyıla tarihlemektedir. Buluntulardan en ilginci ise bütün olarak bulunan bir menora levhasıdır.

Levhanın ana yapısını yedi kollu bir şamdan oluşturmaktadır. Sağ yanda bir şofar (boynuzdan yapılma üflemeli alet), sol yanında etrog (turunçgillerden bir meyve) ve lulav (palmiye dalı) yer almaktadır. Bu betimlemeler kökenini tarımdan alan Sukot bayramının simgeleri olarak bilinmektedir. Bulunan kandil frizlerinin yanında üç yazıtın ikisinde “Barış İsrail’in üzerine olsun” ifadesi dikkat çekmektedir. Yazıtlar “Amen” ve “Şalom” gibi dinsel ifadelerle sonlandırılmıştır.

Likya bölgesinde ilk kez Yahudi varlığını gösteren yapının Hıristiyanlığın baskın olduğu M.S 5. yüzyıl gibi bir dönemde yer alması, dönemin ve şehrin yaşam anlayışına ışık tutabilir. Sinagog sadece buradaki yerleşimlere değil, limana gelen yolculara da hitap ediyordu. Ticaret açısından gelişmiş ve önemli bir nokta olması kentin Yahudi nüfusunun da bu konuda söz sahibi olabileceğini düşündürmektedir. Andriake liman kentinde pek çok ham ve işlenmiş madde kalıntısı olmasına karşın en dikkat çekici olan yoğun bir mureks atölye yapısına sahip olmasıdır.


Mureks deniz salyangozları mor rengin elde edilmesi için önemliydi

Bir deniz canlısı olan Mureks mor boya üretiminde kullanılmaktaydı
Antik dönemde mureks’den elde edilen mor boya, yönetici ve soylu sınıfın kendisini farklı kılmak için kullandığı sembollerden biriydi. Antik dönem sonrası da statü sembolü bir renk olmaya devam etti. Canlının türüne göre kalitesi de değişen boya, anlaşıldığı kadarı ile uzunca bir süre Andriake’nin başlıca üretim mamullerinden biri olmuştur. Hatta Roma Dönemi’nde üzerinde ticari ve sosyal düzenlemeler yapılacak kadar önem verilmiştir. Roma’da İmparator Caligula mor rengi imparatorluk sembolü olarak kabul ederek halkın kullanımına yönelik kısıtlamalar getirmiştir. Üstüne mor kıyafetleriyle gösteriş yaptığını düşündüğü bir vasal kralı ölüme mahkûm etmiştir. 6. Yüzyıl başlarında Yahudi Peygamber Ezekiel, Asur savaşçı ve komutanlarının lacivert mor giysiler giydiğini anlatarak rengin önemine vurgu yapmıştır. Bu derece önem verilen rengi sağlayan boya, haliyle pahalı ve zor bir üretim sürecine sahipti.

Mureks’ten boya üretimi, bu deniz salyangozlarının tuzak ya da toplama yöntemiyle yakalanıp canlı olarak küplerde getirilmesiyle başlıyordu. Sonrasında ise kabuklular tek tek elle kırılarak ya da toplu halde ezilerek boyanın özütü açığa çıkarılırdı. Andriake’de atölye kalıntılarında bol miktarda kırılmış salyangoz kabuğu ve taşıma küpü bulunması mor boya imalatında ve ticaretinde önemli bir yeri olduğunu düşündürmektedir.

Böylesine zengin bir ticaret limanı olan Andriake’de Yahudi kültürünün izlerinin bulunması, başta Myra olmak üzere çevre pek çok antik yerleşim alanında da benzer toplulukların yaşadığının işaretidir. Anadolu’nun zengin kültür mozaiği içerisinde önemli bir yeri olan Yahudi izleri keşfedildikçe coğrafyadaki yansımaları daha belirgin olarak ortaya çıkacaktır. Andriake antik kenti sinagogu, sarnıcı ve müzeye dönüştürülmüş granariumu (tahıl ambarı) başta olmak üzere eşsiz yapılarıyla sizi tarihte güzel bir yolculuğa çıkarmak için bekliyor.

Kaynakça:
Çevik N. Likya Kitabı. Türk Tarih Kurumu. 2021
Aygün ÇA. Yüksek Lisans Tezi. Akdeniz Üniv. 2012
Çevik N. A Unique Discovery in Lycia: The Ancient Synagogue at Andriake, Port of Myra. 2010