ARKEOLOJİ

Haber Fotoğrafı: Cevher Mimarlık’ın lazer taramasına dayalı, M. Önal’ın yorumlayıcı çizimleri (Foto: M. Önal)

Akademik dergi “Antiquity”de yer alan bir araştırmaya göre, Türkiye’nin güneydoğusundaki Başbük’te bir evin altında keşfedilen bir tünel, üçü Aramice yazıtlarla etiketlenmiş sekiz adet tanrıyı tasvir eden sanat eserini ortaya çıkardı. Aramice; Suriye’nin antik bölgesindeki Aramiler arasında konuşulan, bir çeşit İbranicenin akrabası olan, ortak birkaç karaktere sahip, bir Sami dilidir.
Hakemler tarafından da incelenen çalışmaya göre bu; Neo-Asur İmparatorluğu dönemine ait ve “benzersiz, bölgesel ikonografik varyasyonlar ve Aramice dinî temalar” içeren bir kaya kabartmasının bilinen ilk örneğidir.
Antiquity Dergisi’ndeki çalışmaya göre, yeraltındaki boşluklar erozyondan kaynaklanan tortularla doluydu. Bunlar temizlendikten sonra, duvar paneli ortaya çıkarıldı. Bu kaya yüzeyindeki “Asuri tarzda” oymalar, Arami panteonunun (tanrılarının) sekiz üyesini birbiri ardına tasvir ediyor. Figürlerden üçüne Aramice yazıtlar eşlik ediyor.
Çizimlerdeki tüm figürler ya yarım gövdeli ve büstlü ya da sadece kafaları görülmekte. İlk çizim, Kenaan ve antik Mezopotamya dinlerinde fırtına, gök gürültüsü ve yağmur tanrısı olan, “üçlü şimşek çatalı ve daire içine alınmış yıldızı” ile bilinen Hadad’ı tasvir ediyor.
Bir sonraki, hilal ve dolunay başlığı olan bir tanrıça. Bunun, sayısız Mezopotamya dininde yer alan, ‘Ayın tanrıçası Sin’ olabileceği düşünülmekte. Onun yanında, “kanatlı güneş diski tacıyla” özdeşleşmiş güneş tanrısı Šamaš (Şemeş: İbranice = Güneş) duruyor.
Çalışma, sanat tarzını ‘Asur tarzı figürler’ olarak tanımlamakta. Yani, “kavisli burun, belirgin kaşlar, badem şeklindeki gözler, kulakların şekli (yukarıda geniş ve aşağıda dar) ve kadın tanrıların basık yüzleri ve yuvarlak yanakları”. Bu arada, yatay ve kesitli olacak şekilde şekillendirilmiş olan, erkek tanrıların sakallarıdır. (Ashurnasirpal II ve Shalmaneser III’ün tasvirlerinde olduğu gibi)
Büyük ölçüde okunması zor olan Aramice yazıtlar, ilk bakışta MÖ 794 civarında yerel bir politika tartışması gibi görünüyor. Yine de bu noktada kesin olarak bilmek zor.
Oymalardaki diğer dört tanrı, araştırmacılar tarafından net olarak tanımlanamamıştır.

Öngörülemeyen gecikmeler
Çevredeki çapulcular başlangıçta bu gizli tünele ulaşmaya çalıştılar. Şöyle ki, cezai soruşturmaları gerçekleştiren yerel yetkililer, tünelin üstünde bulunan evin zeminini kesen doğal olmayan bir açıklık keşfetmişlerdi.
Resmî kazı başlatıldıktan sonra, araştırmacılar odanın içini görmeyi başardılar. Burada oyulmuş bir girişi olan, kireçtaşından ana kaya vardı. Bu da, üst galeriden aşağıya doğru spiral şeklinde inen uzun bir merdivene açılmaktaydı. 2018’de iki ay süren kazılar, yeraltındaki güvenlik endişesiyle araştırmaların durmasına neden oldu. Bu gizli tünel günümüzde Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yasal koruması altındadır.
Çalışma; sit alanı güvenli hale getirildikten sonra kazıların devam edeceğini, sonrasında da asıl girişin ortaya çıkarılacağını öngörüyor.

Kaynak:
https://www.jpost.com/archaeology