İstanbul, 1999 depremiyle sırasını savdı.
Prof. Dr. Nuriye Ferhan (Pınar) Erdem, 2003

Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinde yaralar sarılmaya çalışılırken, beklenen büyük İstanbul depremi için de art arda açıklamalar geliyor. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat, “7 sene içerisinde yüzde 64 olasılıkla İstanbul’da 7’nin üzerinde bir deprem olacak” dedi. Her kafadan bir ses çıkıyor. “Ben jeoloğum, ben bilirim” diyenler; “Yok, ben jeofizikçiyim, onlar bilmez, ben bilirim” diyenler. İyimserler... Kötümserler... “Marmara Denizindeki fay tek parçada kırılır” diyenler. “Üç parçada kırılır” diyenler. Her kanalda bir profesör. Bize kalan, hangi profesörü tuttuğumuza karar vermek. Prof. Dr. Naci Görür’e mi güveniyorsunuz, yoksa Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’a mı? Prof. Üşümezsoy iyimser. Belki de siz Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’ı tercih edersiniz. Ama maalesef o kötümser. İTÜ’den yer bilimci Prof. Dr. Cenk Yaltırak’ın danışmanlığında hazırlanan Murat Şahin imzalı Doktora tezi ise Marmara için karşımıza yeni bir harita sunuyor. Görüyor ve arttırıyor: “Dört fay. Her biri kuvvetli bir deprem yaratabilir.”

Ben de naçizane, iyimser bir görüş belirteyim: “Marmara Denizinde kısa vadede deprem yok.” Tabii, kendi kafamdan yumurtlamadım. Bilgi biraz eski sayılır, ama bunca erkek hocaya karşı bir de çok değerli kadın hocamız varmış, 1999 depreminden sonra 2003’te İstanbul için “Burada 100-150 sene deprem yok” demiş. Yaşasın, en azından akıl sağlığımı korumak açısından tarafımı seçtim. “Enerji Düzce’den çıktı... İstanbul’u etkileyecek büyük bir deprem olmayacak... 1912 olmuş, batıdan enerji çıkmış, 1999’da doğudan çıkmış... Marmara Denizi’nin temeli 1. zamana ait sert kayalardır. Adalar ise Marmara Denizi’nde oluşan dağlardır ve sert kayalar içindeki kırıklar bir türlü yerlerinden oynamıyorlar... 1894 yıkıcı depreminden sonra İstanbul, 1999 depremiyle sırasını savdı” diyen hocayı seçiyorum. İnşallah haklı olsun.

Ah, böyle diyen hocamız sağ olsaydı da, Hatay felaketinden sonra yeni bilgiler ışığında fikrini alabilseydik. Ama değil. Türkiye’nin ilk kadın jeoloğu ve deprem uzmanı Nuriye Ferhan Erdem’i 2006 yılında Bilecik’te yitirmişiz.



Adını pek bilmediğimiz Nuriye Ferhan Erdem Hoca kimdi?
Yıl 1914. Yani Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı dönemde ve İstanbul’da dünyaya gözlerini açar Nuriye Pınar Hanım.

Güçlüklerle dolu genç Cumhuriyet’in ilk yıllarında Erenköy Kız Lisesi’ni bitiren Nuriye Pınar, çalışkanlığıyla çevresinin dikkatini çekmeyi başarmış bir öğrencidir. Bu nedenle devlet bursuyla okumak üzere Fransa’ya gönderilir. Bordeaux Üniversitesi’nde eğitimini tamamladığında, yıl 1937’dir. O da artık Atatürk’ün ‘mühendis kızları’ndan biridir. O dönemde çok popüler ya da kutsal kabul edilmesinden olsa gerek, öğretmenlik yapmak ister. Tayini Yozgat’a çıkınca akademik yaşamı tercih eder ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsü’nde göreve başlar. Bu yeni görev, ona ‘Türkiye’nin ilk kadın jeoloğu’ unvanını getirecektir. Çeşitli üniversitelerde jeoloji dersleri veren Nuriye Pınar Hanım, kısa sürede önce Doçent, sonra da Profesör olur. Bu arada yabancı bilim adamlarından çeviriler yapar ve sismoloji dersleri alır.

Nuriye Pınar, jeoloji konusunda yükselişini hızla sürdürürken, Türkiye çok partili döneme geçmiştir ve ülke Demokrat Parti iktidarıyla tanışır. 14 Mayıs 1950 seçimi Türk demokrasisinde yeni bir dönemi açarken, Adnan Menderes ülkenin en önemli ismidir artık...

Demokrat Parti iktidarının atılım hamleleri ile Türkiye farklı bir kimliğe bürünürken, Atatürk’ün mühendis kızlarından Prof. Nuriye Pınar da deprem konusunda bir dizi önemli araştırmaya başlar. Kuzey Anadolu ve Ege’deki birçok fay hattını tespit eder. Türkiye’nin deprem haritasını çıkararak bir ilke daha imza atar.


İstanbul Üniversitesinin doçentleri, 1940’lar. (Soldan sağa: İhsan Ketin, Ahmet Can Okay ve Fuat Baykal, önde Nuriye Pınar)

Meclisin iki kadın üyesinden biri olarak Yassıada’da
Nuriye Pınar 1953 Yenice depremi sonrasında arazideyken, çalışmalarını ilgiyle takip eden köylülerin, “Bir civelek gelmiş, (civelek: o devirlerde halk dilinde jeolog) araştırma yapıyormuş” söylentisi ile epey tanınır. Bölgeye gelen Başbakan Adnan Menderes kendisiyle tanışır, Anadolu’daki deprem tehlikesini anlatma fırsatını bulan Pınar’ın çalışmalarından etkilenir. 1954 genel seçimleri öncesinde Demokrat Parti, Nuriye Pınar’ı İzmir’den milletvekili adayı gösterir. Seçim sonucunda Nuriye Pınar Hanım, hemşerisi Edibe Sayar ile birlikte Meclisin iki kadın üyesinden biri olur.

Seçimi izleyen yıllarda, Türkiye’ye siyasi ve ekonomik çalkantılar hâkim olur. Nuriye Pınar bilim ve siyaseti birlikte götürürken, Türkiye şiddetli bir iktidar-muhalefet çekişmesine sahne olmaktadır. 1957 seçiminde Türkiye’nin en küçük şehirlerinden biri olan Bilecik’ten de Mehmet Erdem, Demokrat Parti milletvekili olarak Meclis’e girmiştir.

Ekonomik sorunlar, iktidar-muhalefet çekişmesi ve ordunun huzursuzluğu Türkiye’yi 27 Mayıs 1960 sabahına getirir ve Silahlı Kuvvetler yönetime el koyar. Demokrat Parti kapatılır. Hükümet ile birlikte tüm Demokrat Parti milletvekilleri tutuklanıp Yassıada’ya götürülür. Yargılamalar başlar. Doğal olarak Nuriye Pınar da tek kadın milletvekili olarak bu sıkıntılı süreci yaşar. Bir milletvekili olarak tutuklanmanın öfkesi, akademik kariyerinin belirsizliği ve yargılanmanın ağır baskısı altındaki Nuriye Pınar Hanım, Yassıada’da Bilecikli vekil Mehmet Erdem ile yakınlaşır.


Adnan Menderes

17 Eylül 1961 sabahı, bir dönemin kapanışı hazin biçimde yaşanacak ve 10 yıl Başbakanlık yapan Adnan Menderes İmralı’da idam edilecektir. Bu arada Nuriye Pınar-Mehmet Erdem yaşamları için çok önemli bir karar vererek Kayseri Cezaevi’nde nişanlanacaklar, yaklaşık 2,5 yıl süren Yassıada ve Kayseri günlerinden sonra da evleneceklerdir.

Nuriye Ferhan (Pınar) Erdem, 1967 yılında yeni bir af ile akademik yaşama döner. Çalışmalarını kaldığı yerden sürdürür ve 1982 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü Başkanı sıfatıyla emekli olur.

Peki, Nuriye Ferhan Erdem’in jeoloji alanında yaptığı önemli çalışmalar nelerdi?
1937-1942 yılları arasında Cenevre Üniversitesi’nden Edouard Paréjas’ın Jeoloji Enstitüsü’nde Fransızca olarak verdiği Alp Tektoniği, Stratigrafi ve Paleontoloji derslerine tercüman asistan olarak girdi. (Stratigrafi: Jeolojinin yer katmanlarını inceleyen kolu / Paleontoloji: Fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini yazmaya çalışan bilim dalı) Bu dönemde yapılan çeviriler yoluyla jeolojik terimlerin Türkçeye kazandırılmasında rol oynadı. Paréjas’ın “Türkiye’nin Arzanî Tektoniği” adlı kitabının çevirisini 1941’de tamamladı; bu tercüme İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Monografileri’nin birinci sayısı olarak yayınlandı. (Arzani: Enine olan / Monografi: Bilimsel bir alanda yazılmış ve tek başına bir bütün olan kitap) 1942’de Grenoble Jeoloji Enstitüsü’nden Maurice Gignoux’un “Traite de Géologie Stratigraphique” adlı eserini Hamit Nafiz Pamir ve Enver Altınlı ile birlikte “Stratigrafik Jeoloji” adıyla Türkçeye çevirdi.

İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı yıllarda, Anadolu’da kısa aralıklarla birbirini izleyen büyük depremler olmuştur. Nuriye Pınar da 1940’lı yıllarda depremler ile ilgilenmeye başladı. 1939 Erzincan depremi ve 1943 Adapazarı-Hendek depremi ile ilgili bilimsel makaleler yayımladı.

1944 Bolu-Gerede depremi sonrasında arazide. (Fotoğrafta 3,5 m’lik yanal atım üzerinde duruyorlar)

Doktora çalışmasına, Marmara Denizi çevresinde meydana gelen yıkıcı depremlerin nedenlerini araştırmakla başladı. 1942’de Marmara Denizi’nin fay haritasını ilk defa Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile ilişkilendirerek çizdi. Bu haritada o zamana dek Bolu’ya değin uzandığı bilinen fayı İzmit’e kadar uzattı; Marmara Denizi’ndeki çukurlardan geçirerek Mürefte’ye bağladı. İzmit Körfezi’nden Ganos’a doğru uzanan üç derin çukurdan geçen Ana Marmara Fayı’nın varlığını ilk kez ortaya koydu. Tezi, Türkiye’de yapılmış ikinci Jeoloji Doktora tezidir.


1947’de Türkiye Jeoloji Kurumu kurucu üyelerinin ilk kurultay sonrasında Cumhurbaşkanlığını ziyareti sırasında. (Soldan, ayakta bulunanlar: Doçent Dr. F. Baykal, N. Egeran, K. Lokman, Cumhurbaşkanı İ. İnönü, Profesör M. Sayar, Profesör Dr. H. N. Pamir, O. Bayramgil, Doçent Dr. Nuriye Pınar, Doçent Dr. İ. Ketin, E. Chaput, önde bulunanlar: M. Akartuna, S. Artüz, B. Özmen, Ş. Abdülselamoğlu - Yeryuvarı ve İnsan, 1985. Sayı 10, Cilt 1).


Nuriye Pınar, 1949 Karaburun depremi ile ilgili yaptığı incelemeleri “23 Temmuz 1949 Karaburun (İzmir) Depreminin Jeolojik ve Sismolojik Etüdü” adıyla Fen Fakültesi Mecmuası’nda yayınladı. Erwin Lahn (Avusturyalı jeolog. Din değiştirip Emin İlhan adını aldı. Türk bir hanımla evlendi.) ile birlikte Anadolu’da etkili olan depremleri sistemsel olarak listeledi ve bu çalışması Bayındırlık Bakanlığı tarafından “Türkiye’nin Deprem Bölgeleri İzahlı Kataloğu” adıyla 1952’de basıldı.

Depremlerle ilgili çalışmaları sayesinde, 1951’de Avrupa Sismoloji Komisyonu (ESC) üyeliğine seçilmiş, yaklaşık on yıl boyunca Türkiye’nin ulusal deprem raporlarını hazırlamıştı. 1951 yılında meydana gelen Kurşunlu (Çankırı) depremi, 1952 Adana depremi, 1953 Yenice-Gönen depremi hakkında çalışmalar yaptı. Yıkıcı depremlerle su kaynakları arasındaki ilişkiyi ve depremlerle hava durumu (ani rüzgârlar, fırtınalar vs.) arasındaki ilişkiyi inceledi.

İstanbul Üniversitesi’nde paleontoloji dersleri vermeye 1954’e kadar devam etti. Öğrencileri ile sahaya çıktılar, kayaları ve fosilleri incelediler. İstanbul Üniversitesi Enstitü Müzesi’nin yeniden oluşturulması için Fransa’ya giderek Paris Doğa Tarihi Müzesi’ni inceledi; ekinidler (deniz kestaneleri) ile ilgili araştırmalar yaptı; Anadolu’ya özgü üç yeni tür buldu ve gerek bulgularını gerekse çalışmaları sırasında geliştirdiği biyometrik yöntemi açıklayan makaleler yayımladı. Bulduğu üç yeni tür ve Çatalca, Tercan, Palu, Kandıra, Raman Dağı, Aşkale ve Antakya’nın Samandağ bölgelerinden derlediği fosil örnekleri “Prof. Dr. Nuriye Pınar Erdem Adapazarı ve Palu (Erzurum) Echinid Koleksiyonu” adı altında İstanbul Üniversitesi Jeoloji Müzesi Özel Koleksiyonlar Bölümü’nde sergilenmektedir.

İki yıl (1956-1958) Türkiye Jeoloji Kurumu’nun başkanlığını yaptı. 1956 yılında, 1906 San Francisco depreminin 50. yıl dönümü nedeniyle Berkeley’de düzenlenen ilk Dünya Deprem Mühendisleri Konferansı’na katıldı ve 1939 Erzincan depremi sonrasında Türkiye’de geliştirilen yapı yönetmeliği çalışmalarını sundu. Aynı yıl ABD Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi oldu, hem milletvekili hem de “Dünyadaki tek kadın deprem uzmanı jeolog” olarak Amerikan Senatosuna takdim edildi.

1967’deki Af Yasası ile akademik yaşama döndü, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne Profesör olarak atandı. “Mühendislik Jeolojisi” adlı önemli bir ders kitabı yazdı. 1982 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı iken emekli oldu.

Sivil toplum kuruluşlarında da çalışmalar yaptı
Deprem zararlarının azaltılması ve alınacak önlemlerle ilgili popüler bilim yazıları da yazan Nuriye Pınar, Türkiye Deprem Vakfı mütevelli üyesi seçilmiş; Türk Parlamenterler Birliği, Türkiye Jeologlar Birliği, Ekoloji ve Çevre Dostları, Türk Kadınlar Konseyi gibi sivil toplum kuruluşlarında da çalışmalar yapmıştır.


Nuriye Pınar Marmara Denizi’nin fay haritasını ilk defa Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile ilişkilendirerek çizmiştir.

Marmara ve Ege’deki depremlerin sebebini araştıran ve Kuzey Anadolu Fayı boyunca meydana gelen yıkıcı depremleri inceleyen Prof. Dr. Nuriye Pınar Erdem, bu gözlemlerine dayanarak yerleşim alanlarının seçimi, depreme dayanıklı projelendirme ve kullanılacak yapı malzemelerinde jeoloji ve depremselliğin önemini daha o yıllarda yayınlarında anlattı. Aletsel verilerin mevcut olmadığı zamanda hazırladığı Türkiye’nin İzahlı Deprem Kataloğu’ndan yıllarca tek kaynak olarak faydalanılmıştır. Keşke o ve ardından gelen uzmanların söylediklerine daha çok kulak verilseydi de bu kadar büyük acılar yaşanmasaydı.

Kaynaklar:
Okay, Nilgün. “Türkiye’nin ilk kadın jeolog ve deprem uzmanı” (PDF). Mavi Gezegen, cilt.23, Yıl 2017. 24 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF).
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuriye_P%C4%B1nar
https://www.internethaber.com/yikici-deprem-icin-100-150-sene-gerek-1028356h.htm
https://www.indyturk.com/node/579651/haber/marmaran%C4%B1n-yeni-fay-haritas%C4%B1n%C4%B1-yay%C4%B1mlayan-profes%C3%B6r-yalt%C4%B1rak-7-%C3%BCzeri-deprem-%C3%BCretme
https://web.archive.org/web/20180227212836/http://www.enbursa.com/yazarlar/ismail-kemankas-10/not-defteri-yassiada-keder-ve-bir-mutluluk-8060.html