MÜZİK / SÖYLEŞİ

Geçtiğimiz günlerde ICMA Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alan ünlü piyanistlerimiz GÜHER PEKİNEL ve SÜHER PEKİNEL ile Şalom DERGİ için söyleştik. Keyifli okumalar…

Bir müzisyen olarak bu ödüllerin sizin için anlamı nedir?
Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nin çok değerli jüri üyeleri, müzisyenler, CD firmalarının değerli temsilcileri ve önemli müzik dergilerinin kıymetli editörleri tarafından verilen “Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü” almaktan dolayı onur duyuyoruz. Bu ödül bizim için müzikle dopdolu geçen yaşamımızın bir aynası niteliğinde. Müziğe verdiğimiz emek ve katkıların anlaşıldığını ve takdir gördüğünü bilmek büyük bir mutluluk.
Bizim için müzik, nefes almak kadar hayati. Fredrich Nietsche’nin dediği gibi: “Müziksiz hayat bir hata olurdu.”


Ödül gecesi için repertuvar seçerken neyi dikkate aldığınızı öğrenmek isterim açıkçası. Bach’ın c moll konçertosu çok sevdiğiniz bir eser mi?
Çocukluğumuzdan beri Bach’la nefes almayı öğrendik. Zamansız yapısıyla eserler yarattı. Eserleri matematiksel şeffaflık sebebiyle dönüştürülebilen bir yapıya sahip olduğu için Caz müzisyenleri için her zaman çok popüler bir besteciydi. Müziğinin caz müziğine bu derece adapte edilebilir olması, içinde var olan swing formun bir neticesidir. Bu konçerto da bizim en sevdiğimiz eserlerindendir. YouTube sayfamızda Sir Colin Davis yönetiminde English Chamber Orkestrası ile gerçekleştirdiğimiz bir konseri izleyebilirsiniz.

https://youtu.be/kOzMYspuS1E?si=3dmm0oXSB6tDUY51

https://www.youtube.com/@pekinelsisters/videos

CD firmalarının ve müzik dergilerinin de temsilcilerinin bulunduğu bu tür ödül törenlerini Türkiye’de nasıl buluyorsunuz? Sizce artık sayıca az yayınlanan dergiler ve çıkarılan cd’lerin değerli firmalarını bu tür ortak platformlarda görmek için neler teşvik edici olabilir?
Bu kadar uluslararası kapsamlı bir ödül töreninin Türkiye’de yapılması maalesef mümkün değil, çünkü klasik müzik CD firmalarının sayısı yetersiz. Aynı şey müzik dergileri için de geçerli. Andante yıllarca büyük emek ve savaşla Türkiye’nin bugün uluslararası arenada kabul gören tek müzik dergisi.



Bu ödülle, belki bir kez daha analım diye sormak isterim. Müzik kariyeriniz boyunca desteğini sizden hiç esirgemeyenler kimler oldu?
Başta hocalarımız Rudolf Serkin, Mieczyslaw Horszowski, Leon Fleisher, Claudio Arrau olmak üzere Zubin Mehta, Sir Colin Davis, Sir Neville Marriner, Herbert von Karajan ve diğerleri.

Birçok sahnede sayısız orkestra şefiyle çalıştınız. En unutamadığınız kim olmuştu?
Zubin Mehta yönetiminde Viyana Filarmoni ile Viyana’da 32 ülkeye canlı yayın olarak verilen Eurovision Konseri. Bir tek prova ile bu dev organizasyonu gerçekleştirmek hakikaten çok mükemmel bir performans gerektiriyordu ve inanılmaz heyecanlanmıştık. Bir de Herbert von Karajan’ın bizi Salzburg Festivali’ne davet etmesi kariyerimizin ilk büyük adımı olduğu için unutulmaz bir deneyimdi.



Konserlerinizin yanı sıra eğitimciliğe de devam ediyorsunuz. Türkiye’de müzik eğitimine talebi nasıl görüyorsunuz ve bazı eksiklikler varsa onları gidermek için neler yapılabilir?
Kariyerimiz boyunca edindiğimiz tecrübeleri aktarabilmek ve mevcut müzik eğitim sistemine katkıda bulunabilmek adına, Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler DSGM Sistemi’ni kurduk. Türkiye’deki konservatuarlardan seçtiğimiz üstün yetenekleri değişik burslarla destekledik. En önemli müzik okullarında değerli müzisyenlerle çalışmalarını sürdürürlerken, önemli yarışmalara katılarak aldıkları birinciliklerle bugün geldikleri düzey her açıdan alışılmışın dışında bir sonuç doğurdu. Bu arada onlar için konserler düzenleyerek, isimlerinin daha yaygın şekilde duyulmasına vesile olurken, onlar da devamlı konserler vererek sahneyi benimsediler. Biz de bu esnada müzikal altyapılarını geliştirerek, mesleğin inceliklerini gözlemlemelerini sağladık. Bu destek ve almış oldukları uluslararası birinciliklerle kariyer yolları açılmış oldu. Artık bayrağı teslim almış olarak, kendi konserlerini organize ediyor, CD firmaları ile görüşüyor, müzik dünyasının nabzını kolluyorlar. Bizler de onları biraz daha uzaktan, sevgi ve gururla izliyor, sadece gerektiğinde destek veriyoruz. Bizim gibi, müziğin uluslararası arenasını iyi bilen kişilerin de, aynı şekilde kendi tecrübelerini gençlere aktararak en büyük katkıyı sağlayabileceklerine inanıyoruz. Çünkü tüm detayları içselleştirmiş olarak yol göstermek bu meslekte başarının anahtarı.

Bu yıl sizinle birlikte ICMA ödüllerini alanlar arasında Renault Capuçon, Aida Pascu ve 15 yaşındaki Lana Zorjan var. Hep birlikte ortak bir proje yapmayı düşünür müsünüz?
Renault Capuçon’un kurduğu Yehudi Menuhin’in okulundan yetişen ve bugün bu gençlik orkestrasında yer alan müzisyenlerle önümüzdeki sene Zürih ve Basel’da konser vereceğiz. Güzel ve verimli projelerle her zaman ilgiliyiz.