29 Haziran (2019) günü gelen bir ölüm haberi, özellikle benim gibi orta yaş merdiveninin üst basamaklarına ulaşan karikatür-severleri büyük üzüntüye boğdu.

Guillermo Mordillo veya herkesin bildiği imza adıyla kısaca Mordillo, İspanya’nın Mayorka kentinde gittiği bir lokantada rahatsızlanarak hayata veda etmişti.

1932 yılında Arjantin’de doğan ve 18 yaşında karikatür çizmeye başlayan sanatçı, gençlik yıllarında Peru’da çalıştıktan sonra 1960 yılında New York’a taşınmıştı. Bir süre Temel Reis adıyla bilinen ünlü çizgi filmi oluşturan ekipte yer alan çizer, 1963’de Paris’e yerleşti. Karikatürcü Mordillo’nun ünü işte o tarihten sonra bütün dünyaya yayıldı. Peki, neydi Mordillo’nun çizgilerindeki bütün dünyayı kendisine hayran bırakan tılsım?

Kimileri kullandığı renklerin çekiciliği diyorsa da ben buna itiraz ediyorum! 1970’li yıllarda Türkiye’de yabancı karikatür albümlerini bulmak neredeyse imkânsızdı. Yayıncılar ise nedense sadece Türk karikatürcülerin albümlerini basarlardı. Yabancı karikatürcülerin çizgileri kimi zaman bazı mecmuaların, ya da gazetelerin mizah sayfalarında yer alırdı ki, bunların da baskıları çok kötüydü.

Ta ki, Cağaloğlu’ndaki “Meta” adındaki bir yayınevi, 1976 yılında bir “ünlü karikatüristler dizisi” çıkartma yürekliliğini gösterinceye dek. Cep kitapları boyutundaki bu albümler saman kâğıdına basılı siyah-beyaz karikatürlerden oluşuyordu. Sadece kapakları renkliydi*. Dizinin 1no’lu kitabı ise bir Mordillo albümüydü. Ve tabii ki, kapaktaki hariç, içerdeki bütün karikatürler siyah-beyazdı, yani sanatçının renk kullanımıyla ilgili hiç bir referans yoktu. Buna rağmen Mordillo’nun çizgilerine ve mizahına hayran kalmıştım!

Sanatçı 2000 yılında 17. Aydın Doğan Karikatür Yarışması’nın jüri başkanlığını yaptığında, Hürriyet Gazetesi’nin kendisiyle gerçekleştirdiği bir röportajda çizgisinin özelliğini şöyle tanımlamıştı: Benim sanatım evrensel bir sanat. İnsanların anlayabildiği üç dilden ikincisi. Birincisi müzik, ikincisi karikatür, üçüncüsü de spor. İlk çizdiğim dört karikatür dışında hiç yazılı karikatür çizmedim. Bütün insanların dilini bilmem imkânsız, ben çizgi diliyle konuşuyorum.”

Gerçekten de sanat hayatı boyunca politikaya hiç bulaşmayan, buna karşın futbola, dağcılığa, tenise, sporun her türlüsüne, plastik sanatlara, aşka, yemeğe ve mutfağa meraklı koca burunlu, yuvarlak gövdeli sempatik tiplemeler yaratan, uzun boyunlu komik zürafaları, şişko obez filleri ve zebralarıyla çizgi film tadında karikatürler çizen Mordillo, herkesin anlayıp zevk aldığı evrensel bir mizah dili geliştirmişti.

İsviçre’nin “Le Temps” gazetesinde, 2005 yılında verdiği bir röportaj esnasında dil konusunda şunları söylemişti:

1966 yazında kendimi Paris’te buldum. Bir başıma ve işsiz, üstelik hiç Fransızca bilmiyordum. İşte o zaman, sadece yemek yiyebilmek için mizah karikatürleri çizmeye başladım. Sözsüzdüler çünkü ‘konuşma balonlarına’ söz yazmayı beceremiyordum. Kırk yıldır bu şekilde devam ediyor.”

1990’lara gelindiğinde yarattığı karakterler o kadar tutmuştu ki, onları artık çeşitli kırtasiye ve mutfak objelerinin üzerinde, yap-bozlarda, tahta oyuncaklarda, hatta eşarp, kravat, tişört gibi tekstil ürünlerinde bile görmek mümkündü.

Mordillo’nun çizgilerine öylesine hayrandım ki, bir İtalya yolculuğum esnasında Milano’dan Mordillo imzalı bir kravat satın almıştım. Kravatın üzerinde yüzlerce koca burunlu Mordillo tiplemeleri yer alıyordu. Bu tipler, kravatın uç kısmında, iki kişi arasında cereyan etmekte olan bir satranç karşılamasını büyük bir heyecanla izlemekteydiler. Böylesine basit fakat çizimi güç bir konu bu kadar mı güzel anlatılırdı? Hem de ince uzun bir kravat üzerinde! Bazı iş toplantılarına bu kravatı takar gider, insanları şaşırtırdım.

60’ncı sanat yılında Mordillo’nun çalışmaları Hamburg’da Altonaer Museum’da sergilendi. Ardından İspanya’da Alcala de Henares Üniversitesi tarafından kendisine “Mizahın Onursal Profesörü” (Professor Honorifico Del Humor) unvanı verildi. O yıl, Mordillo’nun yakın dostları dünya çapında bir kampanya başlattı. Tüm karikatürcülere bir çağrıda bulundu: Mordillo’nun 60’ncı yılı için çizin, ona bir armağanda bulunun!

Üzerinde çokça düşünüp kafa yordum. Karikatürler hızla geliyor, Mordillo için açılan web sitesinde yayınlanıyordu. Sanatçıların çoğu çizimlerinde Mordillo’nun tiplemelerini kullanıyordu. Bu büyük mizah ustasına, kendi tiplemeleriyle bir çizim yapıp göndermeyi kendime yediremiyordum. Başka bir fikir bulmalıydım. Birden aklıma Mordillo imzalı kravatım geldi. Büyücek bir kartonun üzerine kendi karikatürümü anadan doğma olarak çizdim. Resimdeki boyun kısmına kravatı bağlayıp, Trump’ın kırmızı kravatı gibi yere kadar sarkıttım. Edep yerlerim kravatın geniş ucu sayesinde örtünmüştü. Yukarıya bir yere, “Ben yalnız Mordillo giyerim” diye yazdım. Geriye bu resmin fotoğrafını çekmek kalmıştı. Gönderdiğim iş, üstadın hoşuna gitmiş olmalı ki, hemen sitede yayınlandı, ardından da sıcak bir teşekkür mektubu geldi.

Mordillo’nun yaratmış olduğu karakterler o kadar seviliyordu ki, 1998 yılında France Telecom şirketi dört yüz bin adet telefon kartında sanatçının karakterlerini kullandı. Sony firması ise, “Mordillo le foot” adı altında sanatçının futbol karikatürlerinden oluşan minik bir albümünü beş yüz bin adet olarak bastırıp dağıttı. UNICEF için de çeşitli kartpostallar hazırlayan Mordillo’nun çizimlerine günümüzde bile İsviçre postanelerinde rastlamak mümkün.

Değerli dostumuz İsrailli karikatürcü Michel Kichka, 2010 yazında Tel-Aviv’de gerçekleşen “Animix” Çizgi Film Festivali’nin onur konuğu olan ünlü sanatçıyla bir söyleşi gerçekleştirmişti. Onun mütevazı kişiliğinden son derecede etkilenen Kichka, Mordillo’nun ağzından dökülen bazı incileri okurlarıyla bloğunda paylaşmıştı. Kichka’nın izniyle bunları Türkçeye çevirdim. Büyük ustayı kendi incileriyle uğurlayalım:

- Mizah korkunun duyarlı halidir (mizahın, umutsuzluğun kibar hali olduğunu söyleyen Boris Vian’a nazire olarak).

- Uzaklara gidildiğinde ruh vücuttan iki gün geç gelir (vücut uçakla giderken, ruh yaya gelir; işte bu yüzdendir ki, bir adaptasyon sürecine gereksinim duyulur).

- Zaman onsuz yapılanı affetmez!

- Karikatürcüler insanlığın hayırseverleridir.

- Sokakta karşılaştığım insanlar beni tanımaz, ama karikatürlerimden birini gördüklerinde “Bu bir Mordillo!” derler.

-     “Birbirinizi sevin” sözüne inanmıyorum, çünkü tek gördüğüm: “Birbirinizi öldürün!” sözüdür.

-     Editoryal karikatürcüler dünyayı olduğu gibi çiziyorlar. Ben ise olmasını istediğim gibi çiziyorum, düşlediğim gibi...

-      Agnostikim. İnançlı biri değilim. İnsana inanıyorum. “Tanrı var, ama az!”

* Yıllar sonra, bu albümler için yazar ve çizerlere herhangi bir telif ödenmediğini, hatta dizide yer alan çizerlerin bu yayınlardan hiç haberleri olmadığını birinci ağızdan öğrenecektim.