Düğünler, bir biçimde ideali yaratmak için tasarlanmış bir dizi tören ve imgeden oluşur. Bu açıdan birçok kültürde bir düğün için hazırlanmak ve bir araya gelmek, bir sahne oyunu tasarımı kurgulamaya benzetilebilir. Sahnelenecek olan oyun belki de tarihin en eski ve bilinen oyunlarından biri olmasının yanında, güncel toplumsal verilerin gözlemlenmesi açısından da eşsiz deneyimler ortaya koyar. Fotoğraflar bu deneyimlerden biridir. Fotoğraflar görsel ve bilişsel kapsamımızı genişletirler ve modern toplumda estetik tüketimin önde gelen ürünleri haline gelirler.
Özellikle bugün, bu kategoride yer alan fotoğraflar, hazırlık aşaması oldukça stresli hale gelebilen düğün organizasyonlarından bunalan gelin ve damat için kişiselleştirilmiş ve eğlenceli hale getirilmiş görsel tüketim malzemesi olarak oldukça popüler hale gelmiştir. Günümüzde düğün fotoğrafı endüstrisi bu açıdan mutluluk reprodüksiyonuna dayanmaktadır.
Erkek bakışına dayalı görsel tüketim fikri sorgulanmakta ve güzellik mitleri çerçevesinde oynanan oyunlar evlilik imgesinin önemini daha da genişletmektedir. Birbirinden farklı ritüellerin görselleştirilmesiyle Doğu ve Batı kültürleri arasında bir alışveriş sağlanmakta ve bu alışveriş yoluyla gelenekler, erdemler yeniden harmanlanıp, günlük sosyal beklentinin bir süreci haline gelmektedir. Günümüzde artık gelin ve damadın birbirlerine olan aşklarını gösteren görüntüler yaratmaları için hayal güçlerini dizginlemelerine gerek yoktur, hatta fotoğraflar hayal gücünü alabildiğine zenginleştirmeyi zorunlu hale getirmektedir.


Düğün fotoğrafları
Bugün düğün fotoğrafları artık, yeni evlileri ve ailelerini gösteren gelenekçi katı pozlardan farklı olarak, geleneksel erkek-kadın güç ilişkilerinin evrimine de işaret etmektedir. Çift, özellikle de gelin, birlikte hayatlarının geri kalanını simgeleyen büyük bir yapımda yıldızlar veya ünlüler olarak görülmektedir. Örneğin bu fotoğraflar, kadın rolü tasvirinin sadece standart sosyal ve kültürel perspektiflere değil, aynı zamanda kendi imajına da dayandığını göstermektedir.
Düğün fotoğraflarında başrolü oynayan kadınlar, gelin rolünü oynamadaki bağımsızlıklarının sinyalini verirken, aynı zamanda kendini ödüllendirmenin de değerini göstermektedir. Modern düğün fotoğraflarında tüketim, kendi imajını gerçekleştirmeye dayanmaktadır. Kadın hareketinin rolü ve kadın toplumsal bilincinin uyanışının ardından, kadın rolü tasviri daha çeşitli, çekici, komik ve alışılmadık hale gelmiştir. Böylelikle kadın tüketiciler daha aktif, açık ve gelin fotoğrafı seçimlerinde ne istedikleri konusunda kesin fikirlere sahip olmuştur. Bu fotoğraflar aracılığıyla kadınlar geleneksel ataerkil düzende olduğu gibi, erkeklerin zevklerinden çok, kendi zevklerini memnun etmekle ilgilidir.


Düğün fotoğraflarında kadın
Günümüzde kadının farklı bir statüyle karşımıza çıktığı düğün fotoğraflarında sadece olayın mutluluğuna tanıklık etmekle kalmayız, aynı zamanda geline hayallerini gerçekleştirme ve dilediği her şeye dönüşme fırsatı ve özgürlüğü sağlandığına da tanık oluruz. Böylesi bir ortamda düğün fotoğrafları işlevsel olarak aile tasvirinden bireyciliğe dönüşerek, insanların fotoğraf tekniği aracılığıyla romantik ideal benlik kavramını yaratmalarına izin vermektedir. Kadınlar artık bir evlilik ilişkisindeki görsel ürünler değildir ve artık erkeklerin dış işleri ve kadınların iç işleri kontrol ettiği bir yaşam tarzıyla sınırlı kalmaya istekli değillerdir. Kısaca düğün fotoğrafları günümüz kadınlarının bağımsızlığını ve tüketim güvenini de ortaya koymalarına olanak sağlamaktadır.



Düğün albümlerindeki anlatı
Konvansiyonel pozlar, sembolik ikonlar ve geleneğe nostalji duygusuyla yaklaşan özenle planlanmış görüntüler, arketiplerin ve insanlık tarihinin dünyasına aittir. Artık bilinçli olarak kabul edilmeyen eski davranışlardan bahsediyorlardır, ancak doğurganlığa, bolluğa ve ümide işaret ettikleri için de hâlâ önemlidirler. Gelinin buketini fırlatması, pirinç atmak gibi uygulamalar bu ihtiyacı temsil etmektedir. Bununla birlikte, kazara meydana gelen kaos, tesadüf, kaza ve mizah anlarıyla kendiliğinden anlık fotoğraflar, bilinçaltı yapıları açığa çıkarmaktadır. Bastırılmış dürtüler, Eros ve Thanatos, uygarlaştıran süperego ve kimlik arasındaki çatışmaları yatıştırmaya çalıştıkları söylenebilir. Bu nedenle modern düğün fotoğraflarında genellikle her iki açıdan da yaklaşımlar sergilenmektedir. Kendiliğinden oluşan görüntülerin anlamsızlığı ve gayri resmî çekimlerin yanı sıra resmî çekimlerin ağırbaşlı, oldukça stilize edilmiş görsel iddiaları birbiri içine yedirilmeye çalışılmaktadır. Nihayetinde, özenle paketlenmiş ve özenle planlanmış olan düğün albümü, ritüelin tüm yönlerini tekrar tekrar bilinir kılmaktadır. O halde albümü paylaşmak, ritüel yeniden canlandırıldıkça, hikâyeler eklendikçe, kültürel sürekliliği, toplumu ve belirli evlilik davranışlarının öğretilmesini teşvik ettikçe güçlü bir anımsatıcı araç haline gelir. Ritüelde anlatı çok önemlidir ve anlatı düğün albümlerindeki fotoğraflara mükemmel bir şekilde uygulanır. Bu nedenle bu fotoğraflar aslında başlı başına ritüelin kendisi gibi olurlar.


İlgi odağı gelin
Düğün albümlerindeki fotoğrafların çoğu gelin ve damadın ayrı ayrı hazırlıklarına odaklanır. Damat tipik olarak yaka çiçeğini düzeltirken, saatine bakarken veya alyansını düzeltirken öne çıkar. Genellikle hazırlıklı veya sessizce fotoğraflara yansıyan olarak resmedilir. Gelin ise ailesi ve arkadaşları ile yani damat dışındaki herkesle birliktedir. Eski evini terk ederken, giyinirken, elbisesine veya duvağına son rötuşları yapılırken fotoğraflanır.
Düğün albümlerinin en belirgin özelliklerinden biri, gelinin gerçek görsel odağımız olmasıdır. Kompozisyon içinde merkeze yerleştirilen gelinin görsel egemenliği ve şöhretidir asıl önemli olan. Bu hâkimiyet, geleneksel olarak damadın sahip olduğundan daha derin bir statü değişikliği yaşadığını da gösterir. Damatların geçmişe göre daha ilgili göründüğü iddiaları olsa da, düğün gününe hâlâ “gelin günü” deniyor ve gelinler, reklamcıların çoğunun ulaşmaya çalıştığı tüketiciler. Gelin dergileri alıcılardan kâr sağlamaya devam ederken, damatlar için ilgili dergiler bulunmaması bunun bir göstergesi gibi düşünülebilir. Damatlar kıyafetlerini kiralarken, gelinler genellikle kendilerine çok özel bir elbise diktirerek küçük bir servet harcıyor. Stüdyolarsa genellikle gelinlerle konuşup, ne kadar güzel görünecekleri konusunda umut vaat etmekteler. Damatlar bu açıdan çoğu düğünde, ilgi odağı değiller. Bazı görüntülerde, damadın hangi smokin giyimli adam olduğunu söylemek bile zor olabilir. Bu nedenle damadın, o çok tanınan gelinin yanındaki adam olduğunu varsayarız. Ancak bu yine de feminist olmaktan ziyade finansal bir strateji gibi görünmektedir.

Ritüelleri gösteren fotoğraflar
Diğer taraftan organizasyonun zenginliği de sıklıkla fotoğraflarda yer alır. Hediye masası, süslemeler, kesilmeden önce pastanın görüntüsü gibi, düğün ritüellerinin idealizmini materyalizmle harmanlayan yorumlar yapılır. Pasta ve buketin tekrarlanan ikonografisi, düğün sembolizminin çok yönlü doğasına işaret eder. Pastayı kesme ve birbirini besleme ritüelini mutlaka görmeyi bekleriz. Bu fotoğraflar eş zamanlı olarak cinselliği, doğurganlığı, mizahı ve çatışmayı sembolize ediyor. Hemen her düğünde mevcut olan buket, tarihsel olarak doğurganlığın bir sembolü olarak göz ardı edilemez. Bunu evli olmayan kadınlara fırlatan gelinin fotoğrafları, düğün albümlerinde görsel bir gereklilik haline gelmiştir. Evlenen çifte pirinç atma, özenerek süslenmiş arabalarında fotoğraflama, arabada öpüşme ve bazen araba kullanma gibi mizansenleri kurgulama en çok ilgi gören betimlemelerdir.
Kısaca evlilik töreninin her bir bölümü çoğu evlenen çift için çok önemli olduğundan, bir fotoğrafçı önemli bir kareyi kaçırmanın, bir dikkatsizlikten çok daha fazlası olacağını, bu çiftin hayatındaki gerçek bir kayıp olabileceğini mutlaka bilir. Gelinin tüm ritüellerini gösteren fotoğrafları, düğünün resepsiyonu, pastayı kesme anı olmadan bir düğün albümü hayal edin, sanki düğün hiç gerçekleşmemişçesine eksik görünür.


İdeal aşkın sunumu
Düğün fotoğraflarındaki görüntüler insanların duygularını, umutlarını ve güvenlerini artırabilir çünkü fotoğrafları çekilen çiftler sadece başkalarıyla evlendiklerini ilan etmekle kalmaz, evliliklerini, hayatlarının en romantik anı olarak kaydederler. Düğün fotoğrafları, aile fotoğrafları olmaktan çıkıp, toplumum mutlu bireyleri olmanın tasviri haline gelir. Bize “evlilik mutluluğu” ile ilgili ideallerimizi ve hayallerimizi sunar. Sonuç olarak düğün fotoğrafları, evlilik ve aile kurumlarını tasdik ve teyit eder. Bu fotoğraflarda ideal aşkın sunumu en önemli önermedir. Çoğu insan davete katılan yakınlardan birinin gelinin elbisesine nasıl şarap döktüğü ya da boşanmış ebeveynlerinin resepsiyonda nasıl kavga ettiği ile ilgilenmez. Mükemmel düğünün romantizmini ve ihtişamını talep ederler. Ve belki de diyebiliriz ki, tüm bu imgeler ve kutlamaların sonunda bize miras bırakılan fotoğraflar, yüceltilmiş bir tanıklığı temsil ederler. Bu tanıklık, türümüzün üyelerinin her kıtaya ve iklime dağıldığını ispatlayan bu anlar, bizleri yaşama karşı cesaretlendirmek için kültürden kültüre, çağdan çağa bırakılan takip edilebilir izler olur.