Haber resmi: "Balonlu Kız"

Siyasi ve toplumsal yorumlarıyla ilgili eserleri dünyanın her yerinde sokaklarda, duvarlarda yer alan, gerçek adı ve kimliği doğrulanmayan sokak sanatçısı Banksy’nin birkaç eserini görmüştüm. Savaş karşıtı, çevreci, hayvan haklarını savunan ve tüketim çılgınlığını eleştiren bu politik aktivist sanatçının, son Paris seyahatimde, yakın zamanda açılan müzesini görme fırsatım oldu.

Monmartre Fauburg sokağında bulunan, yaklaşık 1.200 metre kareye yayılan müzeyi büyük bir ilgiyle izledim. Yaklaşık 100 eserin sergilendiği Banksy’nin Dünyası adlı geçici sergi, Paris ve Barselona’da açıldı. Organizatörleri, sergilerin kalıcı hale getirilmesine ve her iki şehirde de birer Banksy Müzesi açılmasına karar verdiler.


Ester Almelek, "Balonlu Kız"

Banksy’nin çocukluğu ve eğitimi
Banksy imzasını kullanan ve kimliğini gizlemeye devam eden sanatçının Bristol, İngiltere doğumlu olduğu tahmin ediliyor. Sokak sanatçısı olmayı seçmesinde küçükken yaşadığı bir travmanın etkisi olduğu söyleniyor. Hikâyeye göre, Banksy dokuz yaşındayken en iyi arkadaşını düşürüp onun bilincini kaybetmesine sebep olmakla suçlanır ve ilkokuldan atılır. Aslında iftiraya uğramıştır. Kaza geçiren arkadaşı da olanları hiçbir zaman hatırlayamaz ve Banksy de kendini aklayamaz: “Bence uslu durmanın hiçbir anlamı olmadığını bu kadar erken öğrendiğim için çok şanslıydım. Asla yapmadığınız bir şey için bir gün cezalandırılabilirsiniz. İnsanlar her zaman olayı yanlış anlayabilirler.”

Banksy’nin sanat eğitimi alıp almadığı konusunda net bir bilgi olmasa da kendi yeteneğini geliştirdiği açıktır. Önceleri bir grafitti ekibinde olan Banksy, 1990’ların başında ünlü sokak sanatçısı Inkie ile ortaklık yaparak duvarlara hükmetmeye başladı. 18 yaşına geldiğinde ise kamusal alanlara zarar verdiği gerekçesiyle polis tarafından az daha yakalanıyordu. Bu olaydan sonra şablonlarla çalışmaya karar vererek, Stencil grafitti denen bu çalışmalarla klasik grafitti tarzından ayrıldı. 2000’li yıllarda ise Londra’ya taşındı ve ünlenerek sergiler açmaya başladı.

Sanat anlayışı
Sokak sanatıyla genç yaşlarda tanışan sanatçı, farklı ülkelerde yaptığı duvar resimleriyle kısa sürede büyük beğeni topladı. Banksy’nin daha çok politik içerikli olan resimleri, evrensel bir nitelik taşıyor ve aynı zamanda birçok tartışmaya sebep oluyor. Fransız sanatçı Blek Le Rat’ın etkisinde kaldığını söyleyen Banksy şöyle diyor: “Ne zaman yeni bir şeyler denesem, onu 20 yıl önce Blek Le Rat’ın yapmış olduğunu görüyorum.”

Sokakları ve duvarları kendi tuvali olarak gören Banksy’nin sanatı çoğu zaman mizahi ve ironik bir şekilde, toplumsal meseleleri konu olarak seçer. Sanatçının etkileyici eserleri, sadece duvarları süslemekle kalmayıp, toplumun sesini yükseltmesini de sağladığı için, çok ilham verici ve bir çekim merkezi olmayı başarmıştır. Kendine özgü şablon ve sprey boya tekniği olan Banksy’nin eserlerini hemen tanımak mümkündür.

Banksy’nin ünü ise bir açık arttırmada eserinin kendi kendini yok etmesi ile yayıldı. Banksy’nin “Going, Going, Gone” adlı eseri, 2021 yılında gerçekleşen bir açık artırmada büyük bir sürprizle gündeme geldi. Eser, tekliflerin sonlandığı an itibarıyla kendiliğinden yırtılarak imha edildi.

Banksy Müzesi
Büyük bir dikkatle ve zevkle izlediğim bu müzenin eserleri, beni bazen gülümsetti bazen de düşündürdü. Olaylara öyle bir değişik bakışı var ki, sizi hakikaten şaşırtıyor bazen de sarsıyor. Onun en tanınmış eserlerinden biri Girl With Balloon basitliği ve sembolizmiyle izleyicilere güçlü bir mesaj iletiyor. Uçan bir balona uzanan bir kız çocuğunun tasvir edildiği bu eser, hayatta kaçan fırsatları ve umudu simgeliyor. Kızın balonu yakalamaya çalıştığı an hem insanların hayattaki arayışını hem de masumiyetin geçiciliğini temsil ediyor. Kırmızı bir balonla uçan kız çocuğu, izleyicilere çocukluk hayallerini ve özgürlüğü hatırlatıyor. Balonun uçtuğu an, anın tadını çıkarmak ve hayattan keyif almanın önemini yansıtıyor. Bu eser, basitlikle derin bir anlamı birleştirerek Banksy’nin sanatına özgü bir örnek.


"Çiçek Atan Adam"

Kudüs’teki bir garajın kenarındaki duvarda yer alan Çiçek Atan Adam (Flower Thrower) eserinde ise Banksy’nin, barışçıl protestonun gücüne ve şiddet yerine sevgiye olan inancını ifade ediyor. Çiçek Atan Adam, savaşın ve çatışmanın yerine anlayışın ve hoşgörünün yayılmasını sembolize ediyor. Bu ikonik görüntü, insanlığın içindeki pozitif potansiyeli ve değişimi yansıtarak güçlü bir toplumsal mesaj sunuyor.


"Napoleon Bonaparte"

Dikkatimi çeken diğer bir duvar resmi; ünlü Fransız ressam Jacques Louis David’in 1801 yılında Napolyon’u at sırtında Alp Dağlarında resmettiği eseri tekrar çizerek, İmparator’u, yüzüne sarılmış kırmızı bir eşarpla resmederek ulusal ihtişama gölge düşürmektedir. Paris sokaklarında çizdiği resimler arasında, bir swastika ile boyadığı siyahi bir kız çocuğu da Paris’te artan muhacirlere atıfta bulunuyor.

Sorbonne Üniversitesinde bulunan bir resmi de kapitalizme alegori olarak yapılmış. Takım elbise giymiş bir adam, bir bacağını kestiği köpeğine kemik ikram ediyor. Müze’de ayrıca yaptığı savaş karşıtı grafittiler de dikkat çekiyor. En çok kendi memleketinde, İngiltere’de yaptığı resimler var. Öpüşen Polisler, Londralı Hizmetçi Kız, Punk Churchill gibi.





"Öpüşen Polisler"

Banksy’nin en fazla kullandığı kapalı kamusal alanlardan biri ise müzeler. Sanatçı özellikle bilinmiş müzelerdeki ustaların eserleri arasına korsan olarak yerleştirdiği kendi eserleri ile de ünlü. Çocukken ablası Banksy’nin resimlerini çöpe atar. Nedenini sorduğunda ise “Onları atmasaydım sanki Louvre’da mı sergileneceklerdi?diye yanıt verir. Müze ile ilgili eylemlerinde bu diyaloğun ilham verici olduğunu söylüyor Banksy.


"Londralı Hizmetçi Kız"

Sanatçının bir başka müze eylemi de, Mona Lisa’ya sarı bir gülen surat şablonu ekleyip Louvre Müzesi’ne asması. Böylelikle, birçok insanın üzerine kafa yorduğu Mona Lisa’nın gülümsemesi ile ilgili tartışmayı, onun anlaşılmazlığını ortadan kaldırıp yüzyıllardır gizemini koruyan bu yapıtı izleyici için sadece bir yağlıboya resme dönüştürdü.


Monet’in Bridge Over a Pond of Water Lillies adlı zambaklı, gölet resmine, Banksy iki adet alışveriş arabası ve bir trafik konisi ekledi. Bu bağlamda tüketici topluma gönderme yaparak gerekli olandan daha fazlasını satın alan çağdaş toplumu eleştirdi.

Banksy: Geçici bir göçmen
Dünya’yı gezen Banksy’i, geçici bir göçmen gibi Londra, Bristol’dan Bethlehem, Los Angeles’ten Port Talbot ve Ukranya, Filistin’e kadar, eserlerindeki yolculuğuna şahit oluyoruz.

Banksy New York’ta, Better Out Than In (Dışarısı İçeriden İyidir) adlı, bir ay süren çok kapsamlı bir sanat projesi gerçekleştirdi. New York’un az bilinen yerlerinde her gün yeni bir kamusal iş üretti. Proje kapsamında yaptığı çalışmalardan biri de, bir aracın arkasına yaptığı ve aydınlatmalarla desteklediği bir orman resmini bir ay boyunca New York’un çeşitli yerlerinde gezdirmek oldu.

Banksy, Exit Through The Gift Shop (Çıkışlar Hediyelik Eşya Dükkânından) adlı filmi ile belgesel türünde Oscar’a aday gösterildi ve sinema dünyasındaki yerini aldı. Kendisiyle ilgili dolaşıma giren tüm birikmiş bilgileri derlediği kitaplarıyla da, hem ilk ağızdan izleyiciyle aracısız iletişim kurmayı başardı, hem de sanat dünyasındaki varlığını kalıcı olarak onaylattı. Banksy’nin bütün eserlerini ve çalışmalarını bu sayfalara sığdırmak zor.

Gizemli kimliği ve sosyal medya ortamlarına katılmayı reddetmesiyle, bu sanatçı çok daha büyük bir ilgi merkezi haline gelmiş durumda. Görünen o ki, Banksy, grafitti sanatını bir iletişim aracı olarak kullanıyor. Ben, böyle eserleriyle dünyanın her şehrinde her sokağında verdiği çarpıcı mesajlarıyla hep gündemde olan, bizi ve yaşadığımız hayatı sorgulamamıza vesile olan bir sanatçının, neredeyse 30 yıldır nasıl kimliğini gizleyebildiğine inanamıyorum. Hele çağımızdaki bu iletişim kolaylığıyla, hiçbir şeyin gizli kalamadığı bir dönemde. Sizler ne düşünüyorsunuz?