Hollanda doğumlu ressamın sanatçı olmadan önce neler yaptığı, en bilinen eserlerini çizerken bulunduğu sıra dışı ortamlar ya da kendi kulağını kesmiş olmasının aslında neden sorumlusu olmayabileceği gibi konular hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, buyurun... Keyifli okumalar…

Van Gogh sanatçı olmadan önce başarısız biriydi
Bir bakanın oğlu olan van Gogh, amcasının ona Lahey’deki bir sanat galerisinde stajyer olarak iş bulmasıyla 16 yaşında çalışmaya başladı. 1876’da işten atılmadan önce, firmanın Londra ve Paris ofislerinde çalıştı. Daha sonra İngiltere’de kısa bir süreliğine öğretmenlik yaptı; ardından Hollanda’da bir kitapçıda çalıştı.

1878’de Belçika’da bir maden bölgesi olan Borinage’ye gitti ve orada yaşayan yoksullar için bir vaiz olarak çalıştı. Eşyalarını dağıttı, geceleri yerlerde yattı; ancak bir yıldan az bir süre geçmişti ki, van Gogh’u destekleyen dinî örgüt, onun papaz olmaya uygun olmadığına karar verdi ve kendisini işten çıkardı. Bir sonraki kariyer tercihi olarak seçtiği ‘sanatçılık’, ölümünden sonra da olsa, onu uluslararası alanda ünlü yapacaktı.

Van Gogh’un sanat kariyeri oldukça kısa sürdü
Belçika’da yaşarken yerel madencileri ve köylüleri çizen van Gogh’un vaiz olma girişimi işe yaramayınca, 1880’de sanata odaklanmaya karar verdi. Esasen, kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı idi. Van Gogh, 1881’de Hollanda’ya geri döndükten sonra kendini çizim ve resim yapmaya adadı. Sanat simsarı olan küçük kardeşi Theo da ona, maddi ve manevi destek oluyordu.

Van Gogh, Theo ile yaşamak için1886’da Paris’e gitti. Fransa’nın başkentinde geçirdiği iki yıl onun için dönüm noktası oldu. Orada Empresyonist ve Neo-Empresyonist sanatçıların çalışmalarını gördü ve kendisi daha açık renkli, daha parlak bir palet kullanmaya ve fırça darbesi teknikleriyle denemeler yapmaya başladı. Son iki yılını Fransa’nın güneyinde geçirdi ve en bilinen resimlerinden bazılarını burada üretti.

1890’da öldüğünde yeni yeni eleştirel beğeni toplamaya başlamıştı. Nitekim, on yıllık kariyeri süresince, yapmış olduğu 850’den fazla resmin ve yaklaşık 1.300 kâğıt eserin sadece bir avuç kadarını sattı. Buna karşılık, Van Gogh’un “Dr. Gachet Portresi” isimli tablosu, yapılmasından tam 100 yıl sonra, 1990’da, bir açık artırmada 82,5 milyon dolara satılarak rekor kırdı.


“Dr. Gachet Portresi”

Enflasyon hesaba katıldığında bu rakam, bir resim için ödenen en yüksek fiyatlardan biri olmaya devam ediyor.

Akademisyenler onun, kulağını kesip kesmediğini sorguladılar
Şubat 1888’de, Paris’te iki yıl geçirdikten sonra van Gogh, sanatçılardan oluşan bir topluluk kurmayı umduğu Fransa’nın güneyindeki Arles kasabasına taşındı. Paris’te tanıştığı Paul Gauguin’i yanına davet etti. Theo van Gogh, (henüz eserleri Vincent van Gogh’unkiler gibi beğeni toplamamış olan) Fransız doğumlu sanatçıya kardeşinin ev arkadaşı olması için rüşvet verdikten sonra, Gauguin 1888’de Arles’e geldi. Van Gogh ve Gauguin başlangıçta iyi geçindiler ancak sonunda ilişkileri bozuldu.



23 Aralık 1888 gecesi, iki adam tartıştı ve Gauguin evi terk etti. Jilet taşıyan van Gogh, Gauguin’i sokağa kadar takip etti, ancak Hollandalı, ona saldırmak yerine eve döndü, sol kulağının bir parçasını kesti, gazeteye sardı ve bunu bir fahişeye verdi. Bu, olan bitenin genel kabul gören versiyonudur. Buna karşılık, 2009’da iki Alman akademisyen, yetenekli bir eskrimci olan Gauguin’in, bir anlaşmazlık sırasında van Gogh’un kulağının bir parçasını kılıçla kestiğini ileri sürdükleri bir kitap yayınladılar. Bu teoriye göre, aralarındaki dostluğu kaybetmek istemeyen van Gogh, Gauguin’in hapse girmesini önlemek için olayın gerçeğini örtbas etmeyi kabul etmiştir.

En ünlü tablolarından bazılarını akıl hastanesinde yatarken yaptı
Önceki aylarda ruhsal sağlık sorunları yaşayan van Gogh, Mayıs 1889’da kendini, Güney Fransa’da Saint-Remy-de-Provence kasabasındaki eski bir manastırda bulunan Saint Paul de Mausole adlı akıl hastanesine yatırdı. O dönemde epilepsi teşhisi konmasına rağmen, araştırmacılar daha ileride, ressamın bipolar bozukluk, alkolizm ve metabolik bir bozukluk olan akut aralıklı porfiri gibi bir dizi alternatif hastalıkları olduğunu ileri sürdüler.


“Yıldızlı Gece” 

Tıbbi sorunlarının nedeni ne olursa olsun, van Gogh’un Saint Paul’deki tedavisi, esas olarak uzun banyolardan oluşuyordu. Sanatçı bir yıl hastanede kaldı ve bu süre zarfında hastanenin bahçelerinin ve çevredeki kırsal alanların manzaralarını çizdi. Bu dönemde ürettiği 100’den fazla resmin arasında, 1941’de New York Modern Sanat Müzesi tarafından satın alınan “Yıldızlı Gece” ve 1987’de Avustralyalı bir sanayici tarafından o dönem rekor sayılan 53,9 milyon dolara satın alınan “İrisler” gibi en ünlü eserleri de yer alıyor. Bu tablo, 1990 yılından bu yana J. Paul Getty Müzesi’nin mülkiyetinde olup müze tarafından açıklanmayan bir bedel karşılığında satın alınmıştır.

“İrisler” 

Hiç evlenmedi, çocuğu olmadı
Van Gogh aşkta şanssızdı. 1880’lerin başlarında, sanatçılığa yeni başladığı dönemde, Hollanda’da ailesiyle yaşarken, dul kuzini Kee Vos-Stricker’e âşık oldu. Kuzini onu reddetse de, kolay kolay pes etmedi ve bu, yeni kariyer seçiminden de memnun olmayan ailesiyle gerginliğe yol açtı. Daha sonra, kendisine modellik yapan ve küçük çocukları olan, eski bir fahişe olan Sien Hoornik adında bir kadınla ilişkiye girdi.

Van Gogh’un ailesi Hoornik’i onaylamadı ve ilişki sona erdi. Daha sonra Hollanda’da yaşarken, kendisinden yaşça büyük komşusu Margot Begemann ile ilişki yaşadı. Begemann, ailenin bu birlikteliğe karşı çıkması nedeniyle intihara teşebbüs etti. Van Gogh Paris’teyken, Agostina Segatori adında, modellik yapan bir kafe sahibiyle ilişki yaşadı, ancak bu aşk da sona erdi.

Ölümünün intihar olmadığı yönünde spekülasyonlar var
Van Gogh’un ölümüyle ilgili uzun zamandır kabul gören teori, 27 Temmuz 1890’da Fransa’nın Auvers-sur-Oise kentinde bir buğday tarlasında resim yaparken kendi karnına ateş ettiği, ardından kaldığı hana yaklaşık bir mil yürüdükten iki gün sonra orada vefat ettiği yönündedir.

Ancak, 2011 tarihli van Gogh biyografisinde, kitabın saygın ortak yazarları alternatif bir teori sundular: Buna göre van Gogh kendisiyle alay ettiği bilinen bir genç tarafından yanlışlıkla vurulmuştu, ancak ressam yarasını kendi kendine açtığını söylemişti. Gencin (muhtemelen bir kardeşiyle birlikteydi) tetiği çekerek kendisine yardım ettiğini ve böylece (Van Gogh’un) mutsuzluğuna son verdiğini ve artık kardeşi Theo için mali bir yük olmayacağını garantilediğini belirtmişti. Yazarlar, teorilerinin çeşitli kanıtlarla desteklendiğini iddia ettiler. Bu kanıtlar arasında, van Gogh’un buğday tarlasına götürdüğü resim malzemelerinin yanında silahın hiçbir şekilde bulunmaması da vardı.

Yazarlara göre, eğer van Gogh kendini vurmuş olsaydı, onun durumundaki birinin buğday tarlasından hana kadar gitmesi zor olurdu. Ayrıca, bir adamın silah sesini buğday tarlasından değil, van Gogh’un hanından yaklaşık yarım mil uzaklıktaki Auvers’deki bir yerden duyduğunu bildirdiğini, yaralı sanatçının bu mesafeyi aşmasının daha kolay olacağını belirttiler.

Van Gogh’un kulağının bir kısmını nasıl kaybettiğine dair çelişkili teorilerde olduğu gibi, onun nasıl öldüğünü kesin olarak kanıtlayabilen kimse yok.

Van Gogh’un ölümünden sonra şöhret kazanmasında yengesinin de rolü olmuştur
Ocak 1891’de, van Gogh’un ölümünden altı ay sonra, frengiye yakalanan kardeşi Theo, 34 yaşında Hollanda’da vefat etti. Theo’nun dul eşi Jo van Gogh-Bonger, Vincent’ın resimlerinden, çizimlerinden ve mektuplarından oluşan büyük bir koleksiyonu miras aldı. Van Gogh’un eserlerini tanıtmayı kendine görev edindi; bunu da sanatçının eserlerini çeşitli sergilerde ödünç vererek yaptı.

Jo van Gogh-Bonger, van Gogh’un hayat hikâyesini anlatma çabasıyla 1914’de, sanatçının yazdığı mektuplardan oluşan bir koleksiyon yayınladı. Aynı yıl Theo’nun kemiklerinin Hollanda’dan taşınmasını ve kardeşi Vincent’in gömüldüğü Fransa’daki Auvers-sur-Oise’a gömülmesini sağladı. Jo’nun vefatından sonra, Theo’dan olan tek çocuğu Vincent Willem van Gogh, amcasının sanat eserlerini miras aldı ve sonunda 1973’te Amsterdam’da açılan Van Gogh Müzesi’ni kurdu.

Van Gogh Müzesi

Kaynak:
https://www,history.com/articles/7-things-you-may-not-know-about-vincent-van-gogh