500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi´nin “Taşlara Kazınan Yahudi Kimliği” Sergisi ve eşliğindeki kitabı Yahudilerin 1492´de Anadolu´ya geldiği mitine daha gerçekçi bir yaklaşımı gözler önüne serdi.

M.Ö 586’da Süleyman Tapınağı’nın Babilliler tarafından yıkılışından sonra sürgün yollarına düşen Yahudiler genellikle Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere dağıldılar. Bir kısmı da Anadolu’ya geçti. Anadolu’da antik kentlere yerleşen Yahudi Diasporasına ait bulgular araştırma ve kazılarla gün yüzüne çıktılar. Bunlar çoğunlukla mezar taşları, yazıtlar veya sinagog ya da Yahudi yapısı oldukları saptanan bulgular… Bugüne kadar Anadolu’da bulunan en büyük sinagogun da olduğu Sardes’teki Yahudi varlığı M.Ö 47-49’dan M.S 6. yüzyıla kadar tarihleniyor. Sardes (Salihli-Manisa), Priene (Söke-Aydın) ve Andriace (Demre-Antalya) sinagogları ile, Miletus olası sinagogu (Didim-Aydın) ve Limyra olası sinagogu (Finike-Antalya) olmak üzere beş yapıyı konu alıyor. Altıncı yapı olan Side’deki sinagog ise bu sergiyle ilk defa yayınlanıyor. Dr. Siren Bora’nın kitaplarından aldığı ilhamla, Yahudilerin Anadolu’daki 2600 yıllık geçmişini belgeleyen arkeolojik kazı buluntularını sergiye dönüştüren Mimar Çiğdem Öner, Akdeniz Üniversitesi’nde doktora öğrencisi. Tanıtım belgeselinde, serginin nasıl ortaya çıktığını anlatırken şöyle konuştu:

Bir Sefarad Yahudi’siyim. Antik sinagog yapıları üzerine çalışmalar yapmaktayım. Yahudi köklerimin Anadolu’da 1492’de değil, M.Ö 5. yüzyıla kadar dayandığını öğrendim ve bunu herkesle paylaşmak için bir sergi yapmak fikri ortaya çıktı.”

Arkeoloji, kazı, buluntu ve mezar demişken… Çok daha yakın zamanlara ait bir mezarlık, Bodrum’daki “Eski Yabancılar Mezarlığı” konusuna değinmek istiyorum:

Sibel Haleva ile bir projesini paylaşmak üzere üç yıl önce Bodrum’da buluşmuştum. Randevumuza bir yayıncı olan Art Ajanda Sanat Yönetmeni Necmi Çavlı ile gelmişti. Çavlı dergisinde metruk ve sahipsiz Bodrum “Eski Yabancılar Mezarlığı” haberini yayınlamıştı. Halbuki orası terk edilmiş eski bir Yahudi mezarlığıydı. …Ve o metruk, sahipsiz mezarlıkta 1943-1946 yılları arasında 7. Dönem Niğde milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren Tarihçi Prof. Avram Galante (Bodrum, 1873 - İstanbul, 1961) ile birlikte Yahudi toplumundan 33 kişinin mezarı da oradaydı. 1934’te, Soyadı Kanunuyla “Bodrumlu” soyadını alan Galante, sayısız eserinin yanı sıra Bodrum tarihini de kaleme almıştı.

Sibel Haleva’nın en çok ağrına gidenin mezarlıktaki Yahudilerin, “Yabancılar” olarak anılmasıydı. Bütün ilke sahiplerinin kendi doğrultularında, kararlı yolculuklarını inançla sürdürdüğü gibi, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın önderliğinde Halkla İlişkilerden Deniz Özbaş ile birlikte yürütülen bürokrasinin gerekleri sanırım üç yıl sürdü. Bugün çevresi çitle çevrili, demir kapısında “Bodrum Musevi Mezarlığı” yazılı. Bodrum’un Umurca Parkı’nda Avram Galante’nin büstü var.

… Ve Bodrum kendi kültürüne sahip çıktı. 1945 yılında Galante’nin kaleme aldığı “Bodrum Tarihi” sadeleştirilerek okurlarının ilgisine sunuldu.

Teşekkürler Başkan Aras, teşekkürler Deniz Bey ve sevgili Sibel Haleva…

Sezgi ve keşif yolunuz hep açık olsun.