Herkesten imkânlarına göre
Herkese ihtiyaçlarına göre
Bu sözler Kibbutz hayatının kurallarını özetlemeye kafidir. Ben Kibbutzlarla gençliğimde tanıştım. İlk gittiğimde 16 yaşımdaydım. Yaz tatilinde, günün bir kısmında pamuk tarlasında, elma bahçelerinde çalışarak, diğer kısmında lisan öğrenerek hoşça vakit geçirdiğim bir yer oldu. Son Kibbutz deneyimimi, Ben Gurion’un Kibbutzu Sde Boker’de yaşadım, o zaman yaşım 60 idi. Bu kez tarlada değil mutfakta, çamaşırhanede ve kütüphanede çalıştım. Her defasında çok ilginç, dünyanın dört bir tarafından gelen insanlarla tanıştım, onlarla fikir alışverişi yapma imkânını buldum.


Ben Gurion'un Sde Boker Kibbutzu'ndaki odası

Kibbutzların İsrail Devleti’nin kurulmasında önemli bir rol oynadığı da biliniyor. 1960’lı yıllarda İsrail nüfusunun %4’ü Kibbutzlarda yaşıyordu. Bugün İsrail Parlamento üyelerinin %15’ini Kibbutznikler oluşturuyor.

İsrail bir Kibbutz değildir, fakat Kibbutz İsrail’dir
Nasıl oluyor da Kibbutz fikri yalnız İsrail’de doğdu ve hiçbir ülke çok istemesine rağmen kopya edemedi? Bu, her zaman çok tartışılan bir konu oldu. Dünyanın farklı yerlerinde de örneklerine rastlanan kolektif biçimdeki işletme şekillerinden en uzun ömürlü ve en geniş katılımcıya sahip olan, İsrail’e özgü bir deney olup tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir Kibbutz. Kendisi bir Kibbutz üyesi olan İsrailli yazar Amos Oz “Kibbutz kitapsız ve peygambersiz doğdu” der.


İlk kurulan Kibbutz, Degania Kibbutzu

1909 yılında ilk kurulan Kibbutz, Degania Kibbutzu, toprakta çalışmak arzusunda olan bir avuç gönüllü insan için bir çözüm yolu olmuştur. Ülkenin o günlerdeki zor koşulları göz önüne getirilirse hiçbir aile yalnız başına yaşayamazdı. Maaş beklemeden, bu çorak toprağı verimli bir hale getirmek için nasıl canla başla çalıştıklarını, aralarında patron-işçi statüsü olmada bütün zorlukları yenmeye çalıştıklarını, Degania Kibbutzu’nun kurucularından olan Joseph Baratz “İsrail’deki Köyüm” adlı kitabında çok güzel anlatıyor. O zamanlar her yer bataklıktı ve neredeyse herkes, malarya ve sarı hummaya yakalanıyordu.

Kibbutz’un işlevselliği ve kuralları
Kibbutz felsefesi ve doktrini, bir büro ortamında, daha evvelden düşünülüp, planlanıp ortaya konulmadı. Bir hayal ürünü değil, günbegün yaşanan, rutin hayatın getirdiği kurallar, çözümlerdir Kibbutzları ayakta tutan. Tabi ki Kibbutz, üyeler arasındaki fiziksel ve entelektüel farklılıkların ortadan kaldırılamayacağının bilincinde. Bunun için altın bir formül buldu. Herkesten imkânlarına göre, Herkese ihtiyaçlarına göre...


Her haver Kibbutz, her ortak, cemaatine kendi fiziksel ve entelektüel imkanlarına göre katkıda bulunuyor. Ve aynı şekilde ondan da ihtiyaçlarına göre alıyor. Fazla verebilir ve karşılığında daha az alabilir. Genelde insanların en çok ihtiyaç duydukları temel şeyler -gıda, ev ve giyim- eşit şekilde dağıtılıyor. Bunların dışındaki ihtiyaçlar fertlere göre değişiyor. Kibbutz’un hayat standardı yükseldikçe diğer istekler yerine getirilmeye çalışılıyor; seyahat, tatil imkanları ve eve alınan mobilya, televizyon gibi.

Kibbutz’ta demokrasi anlayışı ve iş dağılımı
Kibbutz’ta iktidar yoktur. Patron yoktur. Genel kurulun aldığı kararlar oybirliği ile kabul edilir. Bir tartışmada her üyenin değeri aynıdır. Bir fabrika müdürü ile mutfakta sebze soyan “haver” üyenin hakları eşittir. Bir forum havasında geçen haftalık toplantılarda üyeler özgürce görüşlerini ve isteklerini ortaya koyarlar. Kararları hayata geçiren komisyonlar vardır ve bunlar dönüşümlü olarak çalışırlar. Üyeler farklı fikirlere sahip olabilirler ve özel durumlarda değişik bir davranış sergileyebilirler. Bu durum üyeler arasındaki müşterek sorumluluğu, yıllardır süren kader birliğini ve ilişkilerdeki derin uyumu zedelemez.

İş dağılımına gelince, ilk yıllarda Kibbutzlardaki işler sadece ziraat ile sınırlanıyordu. Yine de yapılması gereken başka işler de vardı; yemek pişirmek, temizlik işleri gibi. Prodüktif bir iş olmasa da her işe aynı derecede önem veriliyordu. Ve üyeler sırayla her işte çalışıyorlardı. Daha sonraları Kibbutzlarda her çeşit fabrika açılmaya başlandı ve İsrail ekonomisinin yapı taşlarını oluşturdu. Giderek uzman kadrolara gerek duyuldu. Mühendis, teknisyen hesap uzmanı gibi eğitimli gençler, seçtikleri meslekte çalışma imkânı buldular. Sanatçılara haftada en az iki gün, kendi dallarında çalışmak, yapıtlarını tanıtmak amacıyla uluslararası Bienallere, sergilere katılma imkânları sağlandı. Tabi Kibbutz dışında çalışanların gelirleri, Kibbutzun ortak kasasına girer. Eğitim düzeyi Kibbutzlarda, şehirlerdekine oranla daha yüksektir.


Revivim Kibbutzu

Kibbutzların ülke güvenliğine katkıları
Kibbutzlar daha ilk başlardan itibaren, ülkenin sınırlarında güvenliği sağlamada büyük roller üstlenmişlerdir. Bu uğurda ölüm kalım savaşı veren Kibbutzların sayısı oldukça fazladır. Aylarca uçaklarla desteklenen Revivim Kibbutzu, bir Molotof kokteyli ile ta merkezlerine kadar gelen tankı durduran Degania, Eingev, Negba, Tel-Hai, Beerot Yitshak sadece bunlardan birkaçı. Yıllar boyunca askerler son dönemlerini bir sınır Kibbutzunda tamamlarlardı. Böyle bir askerlik dönemi geçirmiş ve sonradan burada yaşamını sürdürmeye karar vermiş çok Kibbutznik vardır. Kibbutzlar, göçmenlerin yetiştirilmesinde de her zaman önayak olmuşlardır. Hem çocuklar hem büyükler için Kibbutz; lisanı öğrenmek, İsrail’i tanımak ve bir aile ortamı bulmak açısından, yeni gelenlere iyi bir geçiş dönemi oluşturuyordu. Bugün hala devam eden Ulpan Kibbutzlar hem kolektif yaşam şeklini denemek hem de İbraniceyi öğrenmek isteyen gençlere kucak açmaya devam etmektedir.

Günümüzde Kibbutzlar
İsrail’de 270 Kibbutz bulunuyor. Bunların %80’inin kuruluşu, 1948’de İsrail Devleti’nin doğuşundan öncedir. Bazılarının nüfusu 100 kişi, bazılarınınki 1.000’i buluyor. Günümüzde Kibbutzlar artık başka bir statüdeler. Bazıları özelleşti, eskiye oranla birlikte yaşam saatleri çok daha az. Sadece öğle yemekleri ve Cuma akşamları birlikte büyük yemek salonunda yeniliyor. 40 yıl sonra gittiğimde bizzat yaşadım. Herkes Kibbutzdaki markette alışverişini yapıp evinde ailesiyle yemek yiyor. Eskiden çocuklar aileleriyle değil, çocuk yuvalarında yaşarlardı. Ebeveynler işleri bittikten sonra onları ziyaret ederlerdi. 1970 yılından beri çocuklar aileleriyle aynı evde yaşıyorlar.


Ester Almelek Sde Boker Kibbutzu çamaşırhanede Havva Zurgil ile

İlkokul eğitimi her Kibbutzda sağlanır. Orta dereceli eğitim ise birkaç Kibbutzun bir araya gelerek oluşturduğu okullarca verilir. Çocuklar 18 yaşına kadar 12 yıllık kesintisiz eğitime tabi tutulurlar.

Kibbutz felsefesini ve yaşamını ben her zaman çok beğenmişimdir. Doğa ile iç içe yaşanıyor. Eğitim, yaşam kalitesi çok yüksek… Hatta her şeyleri yakın olduğu için şehirlerdeki kadar trafikte zaman kaybedilmiyor. Spor salonları, yüzme havuzları, sağlık kurumları, tenis kortları, hobi alanları gibi… Birkaç kez gözlemledim, bir aile reisi işi bitince, çocuklarına çok daha fazla vakit ayırabiliyor. Toplanıp hep birlikte yakına gelen bir tiyatro, konsere gitme imkânları oluyor.

Bazı Kibbutzlar, bir müddet için gönüllü çalışan gençleri kabul ediyorlar. Değişik bir yaşam şeklini denemek için ilginç bir fırsat olabilir. Kibbutzlar, sosyalizm hatta komünizm kavramlarının doğru ve mutlu edebilecek şekilde uygulandığı tek ortamlardır denilebilir.

Kaynakça:
“İsrael’deki Köyüm”, Joseph Baratz