Fotoğraflar: Teri Erbeş

Rozet Hekimoğlu Pinto 1979 yılında İstanbul doğdu. Kendisini her şeyden önce anne, sonra hayat boyu öğrenci ve her zaman özgür ruh olarak anlatmayı tercih ediyor. Her gün yeniden âşık olduğu 10 yaşında bir oğlu, dünyanın en sabırlı insanı olduğuna inandığı, birlikte olduğu için şükran duyduğu bir eşi ve ailenin değerlisi bir de köpeği var. 13 senedir evli, ancak evliliğin değil sevginin gerçek olduğuna inananlardan Roz…

2001 yılında Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 10 sene Turkcell’de farklı birimlerde çalışmış. Anne olduktan sonra, kurumsal iş hayatından uzaklaşıp proje bazlı farklı konulara yönelmiş. Bu süreçte, onu mutlu edecek bir işe dair arayışı devam etmiş, ta ki adının kısa zaman önce bir gözlük markasına dönüşmesine kadar.

Şalom DERGİ okurlarının hem bu keyifli gözlük modelleri ile gözlerini şenlendirmek hem de Roz Pinto’yu daha yakından tanımaları için kendisine birkaç soru yönelttik.


Kendi gözlük tasarımlarınızı yapmaya sizi motive eden neydi?
Buna verebileceğim tek doğru yanıt “gözlük tutkum”dur. Bana hayatta tek bir konuda zevklisin ve iddialısın deseler, bu konu kesinlikle gözlük olabilir; en çok da güneş gözlüğü.

Bu renkli, cesur ve sıra dışı gözlük tasarımlarınızın, onları takanlara aktarmak istedikleri bir mesaj var mı?
Bunu daha önce düşünmedim ancak madem sordunuz, mesaj “Cesur ol, denemekten korkma!” olurdu. Ayrıca, “Yüzünde gözlükle daha mutlu, daha tatlı ol!” da olabilir.

Kendi markanızı oluşturmadan önce gözlük alışverişlerinde en çok neye önem verirdiniz?
Beni iyi hissettirmesine. Kendimi bildim bileli gözlük kullanmayı hep çok sevdim. En büyük zaafım, olmazsa olmazım diyebilirim. Aksesuar, hayatımın önemli parçası. Gözlük, en çok önem verdiğim aksesuarım oldu hep. Bence bir insanı yüzü ile hatırlarız; yüzün kimliğindir, kimliğine ne yakıştırdığın da önemli tabii. Gözlüğüm özgün olmalı, beni, ifademi tamamlamalı. Gözlük ile ilgili alışveriş sürecime gelirsek, gözlükle ilgili uzaktan heyecanlanabiliyorum ben. İlk görüşte aşk… Beni gerçekten mutlu edecekse, bütçem de izin verirse, gözlük benimle kalır. Uzun zaman da kullanırım. Tüm gözlüklerim benim için özeldir, hepsini çok sevip beğenip alırım, dolayısıyla bir elin beş parmağı gibi hiçbirini birbirinden ayıramam.


Miryam Şulam ve Roz Pinto

Markanızı yaratırken nelerden ilham aldınız… kimler size destek oldu?
İlham aldım diyemem ama koleksiyonumdaki her parçayı kendi kullanacağım parçalar olarak seçtim diyebilirim. Her parçadan kendime almamak için kendimi aylardır zor tutuyorum, şimdilik üç gözlükteyim.

En büyük destek her zaman önce eşim, annem, babam ve İspanya’da olmasına rağmen benimle nefes alan ablam. Bana destek olan birkaç çok özel arkadaşım da var ki bende yerleri kardeş gibi. Bana her anlamda destek oldukları için ne kadar şanslı hissettiğimi anlatamam. Zor bir yola çıktım; hiç bilmediğim bir alanda her gün yeni bir şeyle karşılaşıyorum. Bazen beni yükseltmeleri gerekiyor, yoksa düşebiliyorum.

“Roz Pinto” marka gözlük deyince…
Tasarım anlamında fark edilir ve özel olmak, beğeni kazanmak, hatta ötesinde tutkuyla istenmek, “Roz Pinto gözlüğüdür” şeklinde zihne kazınmak istiyorum. Benim ismimi verdiğim bir ürün kesinlikle uzun ömürlü ve özel ve tabi ki en önce bana göre çok güzel ve istenilir (tahrik edici) olmalı. Şöyle bir gerçeğim var, gözlüklerin hepsi, benim beğendiğim ve kullandığım ve kullanacaklarım. %100 Roz Pinto seçkisi.

Roz Pinto gözlüğü takanlar hem özel hem belki bu zamana kadar olamadığı kadar cesur, hem de aynada kendini görünce kendine bayılıp kendine gülümseyecek kadar mutlu olsun isterim. Gözlüklerin sizi yükseltmesini, her bakanın bir değil, birkaç model beğenmesini, “bu benim için yapılmış adeta” hissiyle ilk görüşte aşk yaşamasını, belki kararsız kalıp zorlanmasını… ama en sonunda, en beğendiğiyle hayatına çok tatmin olmuş şekilde devam etmesini hayal ediyorum. Hedef, her yeni marka gibi, yolun uzun olması.



Marka olmak beraberinde büyük bir sorumluluk da getiriyor diyebilir miyiz? Her sezon kendi çizginizi koruyarak yeni modeller üretmek gibi… müşteriyi mutlu hissettirmek gibi… bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sorumluluk büyük; kesinlikle. Öncelikle duyulan güvene yakışan bir kaliteyi sunmak değerli. Sezonluk işlere saygım büyük, ama ben birkaç ay içinde solup, kullanılamaz hale gelecek bir ürünle anılmak istemiyorum. Roz Pinto gözlüklerinin İtalya’da üretilmesinin, koleksiyonda iki sene Zeiss lens garantisi sunan, Zeus n Dione olmasının öncelikle sebebi budur.

Markanızın ilk resmi satışa sunulması nasıl gelişti?
Uğuruna inandığım oğlumun doğum günü olan 3 Mayıs’ta Roz Pinto markamın ilk resmi satışı Toplum Gönüllüleri Vakfı kermesinde başladı. 5 Mayıs’ta ise rozpinto.shop web sitesinin açılışını kutlamak için aile ve arkadaşlar arasında minik bir lansman yaptık. Lansmana sürpriz gelen ve görünce mutlu olduğum pek çok konuk katıldı.

Çok sayıda kitap okuyor ve sosyal medyada hakkında kendi yorumlarınızla birlikte başkalarıyla paylaşımlar yapıyorsunuz…
Kitap gerçekten en iyi arkadaşım, olmazsa olmazım. Bilgi çok kıymetli güç ve hayatta hep öğrenciyim, kitap muhteşem bir araç ve kendime katabildiğim bir şey bulursam bunu paylaşmayı da önemli buluyorum. Kitap paylaşımlarım da eğitim sonrası paylaşımlarım da hem kendime, hem arkadaşlarıma notlarım… geriye dönüp bakmak için. Muhterem eşim gibi bazen okumaya üşenenlere hediye de olabilir. Söz uçsa da yazı kalsın dileğiyle.


Gözlüklerinizin ardındaki hayata bakış açınız nedir diye sorsam…
Benim için her gün festival. Ben her şeyi büyük hissediyorum, büyük yaşıyorum. Kendimi gerçekten dünyanın en büyük aşığı hissediyorum mesela. Sabah ritüelleri, sevdiğime verebildiğim her öpücük, her sarılma, her aldığım derin nefes, güneşin yüzümü yaktığı, ya da tatlı rüzgârı hissettiğim her an, her deniz üstünde gün, sevdiğim biriyle yan yana olma, her anne kahvesi ve daha milyon şey, kısacası sağlıkla uyandığım her gün hediye. Ben şükür ki görebiliyorum bunları. Bir şeyden şikâyet etmiyor değilim, ters günüm de kâbus ötesidir ama 40’lı yaşlarımdayım ve bazı şeylerin nihayet farkında olmaya başladığımı düşünüyorum. Hayatın pamuk şekeri gibi olma sözü yok bize; maalesef sınanma zamanları çok ve ne yazık ki o zaman anlıyorsunuz ki, canınızı sıkan, üzüldüğünüz her şey aslında bomboş. Doğruyum diye değil, ama bana doğru gelen “dertlere segmentasyon” ve çokça boş vermek. Hayatta iyi de, kötü de geçici. Ailem en kıymetlim. Sevdiklerim yanımdaysa... sağlıklıysa, ben dünyanın en mutlu insanıyım.

Henüz çok yeni olan projenizin devamında neler yapmayı plânlıyorsunuz? Satışlarınız sadece internet üzerinden mi olacak?
İnternet yetmedi bana; özellikle yaz döneminde de daha çok kişiye ulaşmak için sevdiğim yerlerin satış noktalarına girdim. Bebek’te sevgili İris Hatem’in bebek6concept store’dayım en başta. Hayatımın merkez üssü Akmerkez’de Mutlu Mikrop’ta ve Çeşme Alaçatı Sign In’deyim. Bana planlarından bahset demeyin, zira burası Türkiye… ama hayalim, farklı lokasyonlarda olsam da, bahçesinde sevdiklerimle bir araya gelip sohbet edebileceğim bir showroom. Her şeyin zamanı var; sıramı bekliyorum.

Markanıza eklemek istediğiniz farklı ürünler de olacak mı?
Rozpinto.shop çatısı altında şimdilik sadece güneş gözlüğü var ama güneş gözlüğüyle kalmam; kalamam sanırım. Aksesuar kullanmayı da çok seviyorum, o yüzden gözlük aksesuarları ile başlayıp sevdiğim ülkelerden sevdiğim markalarla, parçaları birleştirme gibi bir hedefim de var. Ancak dediğim gibi, yol uzun; zamanı var.

Son olarak sizden, Şalom DERGİ okurları ile paylaşmak isteyeceğiniz bir motto alabilir miyiz?
Hayat bir gün; çok ciddiyim!