14-25 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen 77. Cannes Film Festivali’nde Türk filmi yoktu, ama ana yarışma jürisinin bir Türk üyesi vardı: Ebru Ceylan. 15 yıl önce Cannes Film Festivali ana yarışmasında jüri üyeliğinde bulunan Nuri Bilge Ceylan’dan sonra aynı göreve getirilen Ebru Ceylan ile, festival bir ilki yerine getirdi. Festival tarihinde ilk kez bir karı-koca, ana yarışmasında jüri üyelinde bulunmuş oldu. Festivalin ilk gününde Jüri Başkanı Amerikalı yönetmen, senaryo yazarı ve oyuncu Greta Gerwig (41) ve diğer 8 üye yaptıkları basın konferansında soruları yanıtladı.

Meryl Streep - Onursal Altın Palmiye

Açılış Galasının onur konuğu Meryl Streep oldu. 77. Festivalin başlama vuruşunu yapan aktrise, festival yönetimi bir Onursal Altın Palmiye Ödülü takdim etti. Festivalin Açılış ve Kapanış Galalarının takdimcisi Fransız aktris Camille Cottin oldu. Açılış filmi ise, yarışma dışı gösterilen Quentin Dupieux’nün “2. Perde / Le Deuxieme Acte”ı idi.

Amerikan sinemasının gelmiş geçmiş en ünlü kadın oyuncuları arasında yer alan, 3 Oscar Ödülü sahibi Meryl Streep, 1989’da Cannes’da “Evil Angels” ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü kucaklamıştı. Kendisi 35 yıl aradan sonra başka bir ödülü almak için Cannes’a gelmiş oldu. Geçtiğimiz yıllarda Jeanne Moreau, Jane Fonda, Catherine Deneuve, Jodie Foster Onursal Altın Palmiye Ödülü almışlardı. Erkek sanatçılardan Marco Bellocchio, Jean-Pierre Léaud, Forest Whitaker aynı ödülle onurlandırılmışlardı. Festival yönetiminin kararını öğrendiğinde Meryl Streep duygularını şöyle ifade etti: “Uluslararası sanatçılar için Cannes’da ödül kazanmak, sinema sanatında her zaman zirvedeki bir ayrıcalığı temsil etmiştir. Evvelce onurlandırılmış olanların gölgesinde durmak, hem alçakgönüllü hem de heyecan vericidir. Mayıs ortasında Fransa’ya gidip herkese tek tek teşekkür etmek için sabırsızlanıyorum.”

EBRU CEYLAN’IN İÇİNDE OLDUĞU JÜRİ
Jüriye dönecek olursak, Greta Gerwig başkanlığındaki jüride beş kadına karşı dört erkek üye var. Senaryo yazarı ve fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan’ın dışında, jüri Amerikalı aktris Lily Gladstone, Lübnanlı yönetmen, senaryo yazarı ve oyuncu Nadine Labaki, Fransız aktris Eva Green’in yanındaki erkek üyeler, Japon yönetmen Kore-Eda Hirokazu, Fransız aktör Omar Sy, İspanyol yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı Juan Antonio Bayona, İtalyan aktör Pierfrancesco Favino’dan oluşuyor. Ebru Ceylan’ın senaryo yazılımına katıldığı filmler arasında Altın Palmiye Ödüllü “Kış Uykusu”, Jüri Büyük Ödülü sahibi, “En İyi 100 Film” listesindeki “Bir Zamanlar Anadolu’da”, Cannes’dan En İyi Yönetmen Ödüllü “3 Maymun” var. Ebru Ceylan, Jüri Büyük Ödülü sahibi “Uzak” ve “İklimler”de oyuncu olarak yer aldı. Kısa metrajlı filmi “Kıyıda” (1998) Cannes’da gösterildi. Ebru Ceylan video ve fotoğraf sanatı çalışmalarının yanında, edebiyat ve sanat dergilerine de yazılar yazıyor.

Kızılderili bir aileden gelme 38 yaşındaki Lily Gladstone, “Dolunay Katilleri / Killers of the Flower Moon”daki olağanüstü performansıyla Oscar’a aday gösterildi, En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülünü kazandı. Fransız aktris Marlène Jobert’in kız Eva Green (44), aralarında B. Bertolucci, Ridley Scott, Tim Burton’un olduğu birçok ünlü yönetmenin filminde oynadı. Cannes’dan Jüri Ödüllü filmi “Capernaum” ile tanınan Lübnanlı Nadine Labaki (54) usta bir yönetmen, senaryo yazarı ve oyuncu. Cannes’dan Altın Palmiye Ödülü sahibi Japon Kore-Eda Hirokazu (62) ünlü bir yönetmen, senaryo yazarı ve kurgucu. Yedi kez katıldığı Cannes Festivalinin demirbaş yönetmenleri arasında. “Can Dostum” ile uluslararası şöhrete sahip, Fransız aktör, senaryo yazarı ve yapımcı Omar Sy (46), TV serisi “Lupin” ile ününü sürdürüyor. İtalyan aktör Pierfrancesco Favino (55), M. Bellocchio’nun “Il Traditore”, M. Martone’nin “Nostalgia”sıyla tanınıyor. İspanyol yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı Juan Antonio Bayona (49) geçen yıl “La Sociedad de la Nieve” ile Oscar’a aday gösterilmiş, derin hümanizması, üstün teknik becerisiyle övülmüş, 12 Goya Ödülüyle taçlandırılmıştı.


YARIŞMANIN AĞIR TOPLARI
Ana yarışmanın ağır toplarından Fransız Jacques Audiard “Emilia Perez” ile ikinci Altın Palmiye Ödülünü kovaladı. “Megalopolis” ile Amerikalı Francis Ford Coppola ise Cannes tarihinin üç Altın Palmiyeli tek yönetmeni olma fırsatına sahipti. “Sarayın Gözdesi” ile bir, “Zavallılar” ile dört Oscar ödülüne sahip Yunanlı yönetmen Yorgos Lanthimos “İyilik Türleri / Kind of Kindness”te üç ayrı hikâyeden oluşan çağdaş bir komedi-dram filmiyle yarıştı. Cannes’ın müdavimlerinden, “Parthenope” filmiyle bu festivale yedinci kez katılan Paolo Sorrentino yarışmadaki İtalyan temsilciydi. “Beşir ile Vals”tan 16 yıl sonra Cannes’a kabul edilen ilk animasyon filmi “La Plus Précieuse des marchandises” ile Fransız Michel Hazanavicius, konusu Polonya’da geçen bir Holokost öyküsü anlattı. Yine Cannes’a yedi kez katılmış yönetmenlerden Kanadalı David Cronenberg “Kefenler / The Shrouds” ile bir adamın eşinin ölümüyle ilgili hesaplaşmasını anlattı. İran’ın yasaklı yönetmenlerinden Mohammad Rasoulof, yine gizlice çektiği “Kutsal İncirin Tohumu” adlı filmiyle programda yer aldı. Cannes’a altıncı gelişinde Zhang-ke Jia “Akıntıya Kapıldım / Feng Liu Yi Dai” ile ülkesi Çin hakkında görmeye alışık olmadığımız şeylere odaklandı. Genç Fransız yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı Agathe Riedinger “Diamant Brut” ile ana yarışmaya ilk filmiyle katılan tek yarışmacı oldu. Başta senaryo yazarı olarak ünlenen, kaliteli filmler yöneten Amerikalı Paul Schrader “Oh Canada” ile Cannes’a üçüncü kez katıldı. “Mishima” ile Cannes’da Artistik Katkı Ödülü kazanan Schrader, “American Gigolo” filmindeki fetiş aktörü Richard Gere ile 44 yıl sonra bir araya gelmiş oldu. Tahran doğumlu, Danimarka’ya sığınmış, “Kutsal Örümcek”in yaratıcısı Ali Abbasi, bu yıl festivale biyografik dram “Çırak / The Apprentice” ile katıldı. İngiliz Andrea Arnold Cannes’a beşinci kez katıldığı “Kuş / Bird” ile, bu festivaldeki ödüllerini üçe çıkarmaya çalıştı.




GEORGE LUCAS - KARLA SOFIA GASCON
77. Cannes Film Festivali’nin en renkli kişilerinden biri, trans İspanyol oyuncu Karla Sofia Gascón idi. Bu ilginç oyuncu, Jacques Audiard’ın “Emilia Perez” adlı filminin başrollerinden birinde sarışın bir afet olarak karşımıza çıktı. Meksika’daki uyuşturucu trafiği fonundaki konusuyla, film bir kartel patronunun kimliğini değiştirip ortadan kaybolmak için ameliyat geçirip kadın olma arzusunu anlatıyor. Bu rolü canlandıran Karla Sofia Gascón, sekiz yıl önce Juan Carlos Gascón adında bir erkekti. Trans birey 2016 yılından itibaren yaşadığı değişimi, 2018’de trans olduğunu ilan etmesiyle sonlandırdı. Karla Sofia Gascón “Emilia Perez”den önce 2013’te “The Noble Family” filminde Pedro adlı bir erkeği canlandırmıştı. Sayısız TV dizisinde, önce erkek sonra kadın rollerini oynadı. 77. Cannes Film Festivali’nin ödüllerinin dağıtıldığı Kapanış Galasında Amerikalı ünlü yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı George Lucas’a Onursal Altın Palmiye Ödülü takdim edildi. Bu yıl Amerikan ağırlıklı bir festival yaşandığı konusunda herkesin hemfikir olduğu 77. Festival, “Star Wars” serisinin yaratıcısı, 80 yaşındaki Lucas’ı onurlandırdı. “Indiana Jones” serisinin fikir babası, Kaliforniya doğumlu sanatçı Cannes Festivali’nin 1971 yılından beri müdavimi. “American Graffiti” (1973) ile Harrison Ford’u keşfeden, distopik bilimkurgu filmi, Cannes’da yarışan “VTHX1138” ile hayranlık uyandıran George Lucas, son yarım asırda Hollywood’a damgasını vuran sanatçılardan biri. Animasyon dalında yeni bir çığır açan “Pixar”ın başındaki Lucas, teknik alanda sinema sanatına büyük katkılarda bulundu.

“GAZZE GÜZELİ”
Fransız belgesel ustası Yolande Zauberman’ın “Gazze Güzeli / La Belle de Gaza” adlı filmi, 74. Cannes Film Festivali’nin “Özel Seanslar” başlığı altındaki programının on bir filmi arasındaydı. Film, Gazze’den Tel Aviv’e kaçan Filistinli transseksüelleri konu alan iddialı bir belgesel. Az bilinen gerçekleri keşfeden, kararlı belgesel filmler için bir platform sunan Cannes Festivali Direktörü Thierry Frémaux bu film için: “Söylemeye gerek yok, bu film savaştan önce çekildi ve yapıldı; ancak gezegenimizdeki bu acılı bölümünü keşfetmeye devam etmek için çok özel bir rezonansa sahip” dedi. “Gazze Güzeli”, karmaşık bir çatışmanın merkezinde yer alan marjinal bir topluluğa dokunacak bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Önceki filmlerinde kimlik, ötekileşme ve zorluklara karşı insan direnciyle ilgili temaları irdeleyen Yolande Zauberman, çatışma ve baskı ortamında transseksüellerin kendilerini kanıtlama mücadelesine nadir bir bakış açısı sunuyor.

Yolande Zauberman filmi için: “Bu transseksüellerden birinin, Selim adlı bir adama Tel Aviv’de ulaşmak için Gazze’den yaya yola çıktığını anlatıldığını duydum. Ben ona “Gazze Güzeli” adını yakıştırdım. Elimde kamera, her yerde onu aradım dedi. Paris’te doğan, sanat tarihi ve ekonomi tahsili yapan Yolande Zauberman, sinemaya İsrailli ünlü yönetmen Amos Gitai’nin yanında başladı. İlk belgeselini 1987’de, Güney Afrika’daki Apartheid rejimi hakkında ödüllü “Classified People” ile yaptı. Hindistan’da çevirdiği ikinci filmi “Caste Criminelle” (1989), Cannes Film Festivali’nde gösterildi. Üç yıl sonra Yidiş dilinde çevirdiği “Ben İvan, Sen Abraham / Moi Ivan, Toi Abraham” Cannes’da Gençlik Ödülünü kazandı. Tümü tartışmalara yol açan filmleri, cesur konularıyla öne çıktı. Venedik’te gösterilen “Bir Arap’la Seks Yapar mıydın? / Would You Have Sex With an Arab?” (2011), İsrailli Arapların yaşayışı üzerine tartışma yaratan bir film oldu. Orta Doğunun bu hassas bölgesindeki seks ilişkilerini masaya getiren filmde, yönetmen Zauberman İsrail’deki bazı tabu konuları sorgulama konusu yaptı. Bir önceki filmi Yidiş dilindeki “M”de (2018) İsrail’deki Ortodoks toplum üzerinden tecavüze uğrayan çocuklar konusunu işledi.

ÖDÜL LİSTESİ
Altın Palmiye: ANORA - Sean Baker
Grand Prix: ALL WE IMAGINE AS LIGHT - Payal Kapadia
Jüri Ödülü: EMILIA PEREZ - Jacques Audiard
Mizansen Ödülü: Miguel Gomes - (Grand Tour)
Özel Ödül: Mohammad Rasoulof (The Seed of The Sacred Fig)
En İyi Erkek Oyuncu: Jesse Plemons (Kinds of Kindness)
En İyi Kadın Oyuncu: Adriana Paz - Zoe Saldana, Karla Sofia Gascon, Selena Gomez (Emilia Perez)
Senaryo Ödülü: Coralie Fargeat (The Substance)