Haber fotoğrafı: Ana Moura
Soğuyan havanın ardında saklı bir sıcaklık, sessizliğin içinde yankılanan bir umut var gibi. Size de öyle geliyor mu? Şehir ışıklarla süslenirken zaman sanki biraz yavaşlıyor; insanlar birbirine, kendine ve geçmişe dönüyor. Erken kararmaya başlayan akşamların serin havasında, sokak lambalarının altında yürürken, her nefes buhar olup gökyüzüne karışıyor; her pencere ardında küçük bir hikâye, bir melodi barındırıyor. Aralık ayı eskiyle yeninin tam arasında duran büyülü bir geçiş sanki. Gelin, bu ışığın ve sessizliğin mevsiminde sinemanın, müziğin, konserlerin ve sahne sanatlarının büyüsüne bir kez de birlikte göz atalım…
Ne dinleyelim ǀ KONSER
Portekiz’in dünyaya armağan ettiği fado, hüzünle umudu bir araya getiren büyülü bir müzik türü. Bu kez, çağdaş fado sahnesinin en güçlü sesi Ana Moura, 18 Aralık 2025 Perşembe akşamı İş Kuleleri Salonu’nda dinleyicileriyle buluşuyor. Moura, “sırtını Avrupa’ya, yüzünü okyanusa dönmüş bir ülkenin melankolik insanlarının müziği” diye tanımladığı fado’da, hem geleneğe sahip çıkıyor hem de onu modern ritimlerle yeniden şekillendiriyor. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilen bu türü 21. yüzyıla taşıyan sanatçı, son albümü Casa Guilhermina’da köklerine, Afrika ezgilerine ve elektronik tınılara uzanıyor. Genç yaşta keşfedilen Moura, Aconteceu albümüyle uluslararası ün kazandı; Carnegie Hall’dan Montreal Caz Festivali’ne uzanan kariyerinde Mick Jagger ve Prince gibi yıldızlarla sahne aldı. İstanbul konserinde güçlü sesiyle fado’nun duygusal derinliğini yeniden yaşatmaya hazırlanıyor.

Ne izleyelim ǀ FİLM
21 Aralık 2025 Pazar akşamı şehri saran ışıklar, bu kez nostaljinin en sıcak haliyle buluşuyor: Home Alone in Concert (Evde Tek Başına) Zorlu PSM Turkcell Sahnesinde, bir defalığına yeniden vizyona girecek. Gerçek bir tatil klasiği olan film, dünyaca ünlü besteci John Williams’ın büyüleyici müzikleri eşliğinde 80 kişilik senfoni orkestrası ve 60 kişilik koro tarafından canlı olarak seslendirilecek. Macaulay Culkin’in unutulmaz karakteri Kevin McCallister, Noel tatilinde yanlışlıkla evde unutulunca başlıyor kahkaha ve macera dolu anlar… Dev ekranda, canlı performansın enerjisiyle izlenecek bu özel gösterim, sadece bir film değil hem çocukluk anılarına hem de tatil ruhuna yapılan duygusal bir yolculuk. Türkçe dublajlı olarak gösterilecek etkinlik, tüm aile için iki saatlik sıcacık bir kaçış vadediyor.

Nereye gidelim ǀ FUAR
Aralık ayı, İstanbul’da kitap kokusunun şehre karıştığı, düşüncenin ve hayal gücünün buluştuğu bir zamanı müjdeliyor. 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 13–21 Aralık 2025 tarihleri arasında Büyükçekmece’deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kitapseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. On binlerce kitap, yüzlerce yayınevi ve yazar, bu yıl da edebiyatın büyülü dünyasında bir araya gelecek. Sadece kitap almak değil; fikirleri paylaşmak, ilham almak ve kültürün kalbinde dolaşmak için de eşsiz bir fırsat. Şehrin soğuyan havasında, fuar salonlarının sıcak atmosferi içimizi ısıtırken, her sayfa yeni bir başlangıç gibi… Eğer Aralık’ta bir durağınız olacaksa, o kesinlikle TÜYAP Kitap Fuarı olmalı.

Neyi kaçırmayalım ǀ BALE
Klasik bale tarihinin en büyüleyici eserlerinden biri olan ve yeni yıl ile adeta bütünleşen The Nutcracker (Fındıkkıran), 15–17 Ocak 2025 tarihleri arasında Zorlu PSM Turkcell Sahnesinde, Gürcistan Devlet Balesi tarafından sahnelenecek. Pyotr Tchaikovsky’nin ölümsüz müziğiyle hayat bulan bu büyülü yapıt, karlar altındaki sahneleri, göz kamaştıran kostümleri ve masalsı atmosferiyle izleyiciyi düşler diyarına taşıyor. 175 yıllık köklü geçmişe sahip topluluk, dünyanın en önemli sahnelerinde sergilediği üstün performanslarla tanınıyor; The New York Times tarafından “kusursuz” olarak anılan topluluk, 2008 Edinburgh Uluslararası Festivali’nde Herald Angels Ödülü’ne layık görülmüştü. Efsanevi balerin Nina Ananiashvili’nin sanat yönetmenliğinde sahneye taşınacak olan Fındıkkıran, klasik zarafet ile çağdaş duyarlılığı birleştiriyor. Bolshoi Ballet ve American Ballet Theatre’ın eski baş balerini olan Ananiashvili, Daily Telegraph tarafından “gelmiş geçmiş en büyük 12 balerin” arasında gösteriliyor. Bu gösteri hem bale tutkunları hem de sanatın büyüsüne kapılmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir deneyim.

Nereyi gezelim ǀ SERGİ
Çok disiplinli üretimleriyle tanınan Hera Büyüktaşcıyan, 27 Kasım’dan itibaren Arter’de açılan Hayalet Kuartet sergisiyle izleyiciyi zaman, bellek ve kimlik üzerine derin bir yolculuğa davet ediyor. Nilüfer Şaşmazer küratörlüğündeki sergi, Arter’in bulunduğu Kurtuluş ve Tarlabaşı semtlerinden yola çıkarak kentin tarihindeki kırılmalara ve dönüşümlere odaklanıyor. Sanatçının yeni ürettiği eserleri ile Arter Koleksiyonu’ndan yapıtlarının buluştuğu bu kapsamlı seçki, doğa unsurlarını -ateş, su, hava ve toprak- farklı biçimlerde yapıtlara sızdırıyor. Ziyaretçiler, yaşam ve ölüm, görünürlük ve silinme, beden ve ruh arasındaki sınırları sorgularken, kent dokusunun katmanlarına da tanıklık ediyor. Arter’in 3. katında yer alan Hayalet Kuartet, görünmeyenin sesini duymak isteyenler için etkileyici bir durak.

Ne okuyalım ǀ KİTAP
Ünlü yazar Ayşe Kulin’in yeni kitabı, Aylardan Kasım Günlerden Perşembe Everest Yayınlarından çıktı. Dilerseniz kitabı okumadan önce, yazarın eseri ile ilgi söylediklerine kulak verelim: Bu kitapta okuyacaklarınızı, O’nun hakkında yazılmış pek çok kitabı okuyup inceleyerek edindiğim birikimi yüreğimdeki Atatürk sevgisiyle harmanlayarak yazdım. İstedim ki okurlarımı bu kitapta İyi Asker ve Kurucu Devlet Adamı Atatürk’ün değil, çocuk Mustafa’nın, delikanlı Mustafa Kemal’in, dost, âşık, evli, boşanmış ve en sonunda hasta ama her dem yalnız bir adamın iç dünyasına götüreyim. Hatalarım olduysa O, beni kocaman yüreğiyle umarım bağışlar. Bence kitaplığınızda yer almasını isteyeceğiniz bir eser.

Ne deneyelim ǀ RESTORAN
İstanbul’un en sevilen fine dining İtalyan restoranlarından biri olan Da Mario, 32. yılına özel yepyeni bir menü hazırladı. 32. yaşını klasikleşmiş tatlarını yeni deneyimlerle buluşturarak kutlayan Da Mario’nun yeni menüsünün öne çıkan lezzetlerinin başında carciofini alla griglia con salicornia geliyor. Bu tabak, ızgara enginar ve deniz börülcesinin ferah notalarıyla size benzersiz lezzet deneyimi yaşatacak. Mutlaka denemeniz gereken bir diğer lezzet ise bruschetta burrata e pomodorini. 32. yıl vesilesiyle yeniden menüye giren bu hafif lezzeti daha önce deneme şansınız olmadıysa, bu fırsatı iyi değerlendirin. 32. yıl menüsünün en tatlı sürprizi ise San Sebastian. Kremamsı dokusuyla hafızalara kazınan bu efsane cheesecake’in lezzeti sizin de hafızanızdan uzun süre çıkmayacak. İstanbul’un en eski İtalyan restoranlarından olan Da Mario’nun hem nostaljik hem de yenilikçi tatlarla hazırladığı özel menüsünü siz de mutlaka deneyimleyin.






