Her keman bir yolculuğun eşlikçisidir. Bazısı aşk yolunda, bazısı ayrılık yolunda refakat eder…” Yazımızın konusu olan “Mittenwald” keman, bu anonim özlü sözün işaret ettiği üzere, sahibinin yegâne varlığı olarak, doğduğu topraklardan ayrılık yolunda ona refakat etti… Aile öyküsünü benimle paylaşan Jerry Musnitsky’ye ve desteklerini esirgemeyen kıymetli eşi Fulya Kurter Musnitsky’ye; ayrıca kemanın öyküsünden beni haberdar eden biricik kızım Ravit Haleva’ya teşekkürlerimle… Aile yadigârı kemanın öyküsünü, Jerry Musnitsky’nin anlatımıyla, değerli DERGİ okurlarıyla paylaşıyorum…


Lolita Nahmias Haleva, Jerry Musnitsky, Fulya Kurter Musnitsky (soldan sağa)

Jerry Musnitsky kimdir?
George Washington Üniversitesi (Washington, D.C.) Uluslararası İş İdaresi bölümünden (BBA) 1982 yılında mezun oldu. Savunma elektroniği, köprü ve otoyollar için ulaşım izlemeye yönelik ticari sistemler de dâhil olmak üzere, farklı sektörlerde faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarda üst düzey görevlerde bulundu. Hâlihazırda, telekomünikasyonun ön ödemeli Visa hizmetleriyle entegrasyonuna yönelik uygulamalar geliştiren bir şirketin kurucusu ve başkanı. Musnitsky ayrıca EPF’nin (École d’Ingénieur - Paris-Cachan/Fransa) MBA Programı kapsamında Stratejik Yönetim ve Girişimcilik dersleri veriyor. Yaklaşık 11 yıldır Türkiye’de yaşamakta olan Jerry Musnitsky, Uzm. Psikolojik Danışman Fulya Kurter Musnitsky ile evli.


Sima ve Sonia (Kruberskaya) kardeşler, pogromda yitirdikleri aile üyeleriyle
(Kaynak: Jerry Musnitsky arşivi)


Sonia benim “Rus” kimliğimdi…
Babamın teyzesi Sonia’nın, çocukluk anılarımda özel bir yeri vardır… Bana aktarıldığına göre, tamı tamına 1 metre 37 santimetrelik boyuyla, kar kalınlığının 50 santimetreyi aştığı şiddetli kar fırtınasına meydan okuyup, doğumuma yetişmeyi başarmış! Sonia, Brooklyn’de (New York), Brighton Beach’e yürüme mesafesinde, mütevazı bir dairede tek başına yaşardı. Kendimi bildim bileli, her ay babamla birlikte Philadelphia’daki evimizden yola çıkar, kendisini ziyaret ederdik. Geriye dönüp baktığımda, Sonia’nın sadece babamla konuştuğunu, bana ise yemek yedirdiğini veya Rusça şarkılar söylediğini anımsıyorum.
Sonia’nın evine yaklaştığımızda, babam arabasını uygun bir yere park eder ve onun ihtiyacı olabileceğini düşündüğü yiyecek ve diğer ürünleri, irili ufaklı semt dükkânlarından satın alırdı. “Küçük Odesa” olarak anılagelen Brighton Beach civarı, bana farklı bir ülke kadar yabancı gelirdi. Babama göre, bu semt New York’tan çok, lakabının kaynağına, yani Odesa’ya benzerdi. Kimi dükkân kapısında, cama asılı “English spoken here” (Burada İngilizce konuşulur) yazılı bir levha göze çarpardı!


Ronia ve Sonia (Kruberskaya) kardeşler, babaları ile birlikte (Kaynak: Jerry Musnitsky arşivi)


Sonia ge
çmişten hiç bahsetmezdi: “Ölü ölüdür! Geçmişin ne faydası var! Hayat devam ediyor…”
Sonia babamın teyzesi, yani babaannem Ronia Musnitsky’nin kız kardeşi olduğu için, büyükbabam (1890 doğumlu) Jacob Musnitsky’nin ailesi hakkında daha az şey biliyorum. Bununla birlikte, babamın ailesinin her iki kanadı da Çernigiv (Çarlık Rusyası, takiben Ukrayna SSC1, günümüzde Ukrayna sınırları içinde) kökenli olduğundan, Sonia, ailemin Musnitsky kanadıyla ilgili de bir ölçüde bilgi sahibiydi. Zira, Sholem Aleichem’den bildiğimiz üzere, shtetl’da2 pek az şey gizli kalabilirdi!
Büyükbabam Jacob Musnitsky, besteci ve kemancıydı. Michael isminde çellist bir kardeşi ve David adında balet bir diğer kardeşi olduğunu biliyorum. Öte yandan, varlığından haberdar olmadığım kardeşler de olduğunu tahmin ediyorum. Babaannemin ailesinden ise, Sonia bana sadece iki ablasından -Sima ve babaannem Ronia’dan- bahsederdi.
Rus Çarı’nın 17 Ekim 1905 tarihli manifestosundan sonra, ülkenin değişik bölgelerinde “Ekim Pogromları” olarak anılagelecek, Yahudi toplumuna yönelik saldırılar patlak verdi. Tarihçiler, kayda geçen toplam 630 pogromdan 390’ının, Çernigiv bölgesinde gerçekleştiğini yazıyor. Ailemize saldırının gerçekleştiği o meşum günde, Sima ve Ronia kardeşler okuldan henüz eve dönmemişler ve bu sayede hayatta kalmışlardı. Küçük Sonia ise, kalabalık saldırdığında evdeki fırının içine saklanmış ve bu sayede fark edilmemişti. Babaannemin çekirdek ailesinden, kendisi ve iki kız kardeşi dışında kurtulan olmadı…


Jacob, Ronia, Harold ve Edie Musnitsky (Kaynak: Jerry Musnitsky arşivi)

Jacob Musnitsky her şeye rağmen “Rusya”da; kemanıyla…
Çernigiv’den, pogromlarla hız kazanan Yahudi göçlerinin ardı arkası kesilmedi. Ailemizden ilk göç eden, babamın balet amcası David oldu: nihai hedefi Boston’du. Rivayete göre, bu göç ailemizde büyük bir başarı olarak nitelendirildi. Büyükbabam Jacob ise yaşadığı toprakları terk etmeyip, Rus ordusuna katılmayı tercih etti. O zamanki bakış açısına göre, bu tercihi ona keman çalmak için yeterli zaman tanıyacaktı. Ancak, 1917 Devrimi’ni takiben, Çernigiv’de bir kez daha korkunç bir pogrom yaşandı. Denikin’in3 “Beyaz Ordu”su önderliğindeki saldırıda 40 kişi öldü; 100 kişi yaralandı ve 30 ev yıkıldı.
Büyükbabamın artık çaresi kalmamıştı. Hayatını Boston’da sürdürmekte olan kardeşi David’in çağrısıyla, yalnız başına Yeni Dünya’ya doğru yola çıktı. Onu zahmetli bir yolculuk sonrası Boston’a ulaştıracak olan gemi, ağırlıklı olarak göçmen taşıyan ve kısa zaman sonra ıskartaya çıkarılacak olan SS Haverford’du. Takvimler 1923 yılını gösteriyordu…


David (solda) ve Jacob Musnitsky (Kaynak: Jerry Musnitsky arşivi)


Jacob Musnitsky Amerika’da… Ve inanması güç olsa da tekrar “Rusya”da!
New York’ta bir tiyatro salonunda oynanacak Yidiş bir piyes için müzik bestelemekte olan Jacob, tesadüf bu ya, sokakta Ronia ile tanıştı! Yalnızca aynı ülkeden değil, aynı zamanda aynı şehirden Yeni Dünya’ya göç etmişlerdi. Birbirlerine âşık oldular… Aynı yıl New York’ta evlendiler. Babam Harold, 25 Ekim 1924 tarihinde dünyaya geldi.
Ronia ile Jacob, babamın doğumundan sonra Philadelphia’ya taşındılar. Büyükbabam Philadelphia’da, ülkenin en köklü tiyatrolarından Arch Street’te sahnelenen Yidiş dilindeki oyunlar için eserler bestelemeye başladı. Sahnelenen oyunlar içinde, önemli bir gişe başarısı yakalayan “The Fighting Rabbi” (Savaşan Haham) adlı operetin hit parçası “A Nest of Love” (Bir Aşk Yuvası), bir Jacob Musnitsky bestesiydi.


Bir Jacob Musnitsky bestesi: “A Nest of Love”


Jacob, Haziran ayında Amerikan vatandaşlığına hak kazanmasının akabinde, “Rusya”da kalmayı tercih etmiş olan çellist kardeşi Michael’dan bir “davet” aldı: “Rusya” Troçkist’lerden “temizlenmiş”, Devrim kazanılmıştı! Artık “Rusya”nın parlak geleceğinin içinde yer almanın zamanıydı! Her ne kadar bugün inanması güç olsa da Jacob ve Ronia, beş yaşındaki oğulları (babam) ve iki yaşındaki kızları ile birlikte SSCB’ye (Ukrayna SSC) geri döndüler!
Aile öykümüzün, “Rusya”da bundan sonra yaşananlarla ilgili kısmı kısa: Ne Sonia ne de babam detaya girmek istedi! Görünen o ki Michael’ın, kasap dükkânlarını denetlemeyi içeren resmî bir görevi vardı – insan eti satılıp satılmadığını kontrol ediyordu! Açlık öyle bir noktadaydı ki, kanibalizm yasadışı olsa da, bir ölçüde göz yumuluyordu! Michael’ın dava için yamyamlığı meşrulaştırmaya çalışması, bardağı taşıran damla oldu! Jacob ve Ronia, tarihe Holodomor (Ukrayna Kıtlığı) olarak geçecek, milyonlarca insanın açlıktan öldüğü bu dönemin arifesinde, Amerika’ya geri dönüş planları yapmaya başladılar… Jacob ve çocuklar Amerikan vatandaşı olsalar da, Ronia değildi –ve tabii onlarla birlikte Amerika’ya gitmek isteyen kız kardeşi Sonia da… Bu durum, geri dönüşü çok daha belirsiz ve zahmetli kılıyordu. Michael ise doğduğu topraklarda kaldı; ismini bir daha hiç duymadım!

Philadelphia’ya dönüş yolculuğu…
ABD Büyükelçiliği’nin tavsiyesi, Fransa üzerinden geri dönmeyi denememeleri yönündeydi. Musnitsky ailesi ve Sonia, Jacob’un ABD’den yanında getirdiği az sayıda değerli eşya sayesinde, biraz rüşvetle ve biraz da şansın yaver gitmesiyle, haftalar süren çok zahmetli bir yolculuğun ardından, Berlin’e vardılar. “Rus” kökenli Yahudiler olarak, II. Dünya Savaşı öncesi Almanya’sında nasıl karşılandıklarını tahmin edebiliriz!
ABD vatandaşı olmayan Ronia ve Sonia’nın çıkış vizesi alabilmeleri için bir yılı aşkın bir süre Almanya’da yaşayan ailem, 1931 yazında nihayet işlemleri tamamlayabildi. Hamburg’dan Philadelphia’ya doğru yola çıkan, yaklaşık 5.000 yolcu kapasiteli S.S. Bismarck’ın yolcularından Ronia Musnitsky’nin bilet numarasının 6.280 olduğunu belirtirsem, geminin kapasitesinin bir hayli üzerinde yolcu taşıdığını tahmin edebilirsiniz!
Öte yandan, bu yolculukta yanlarındaki eşyalar için yer yoktu. Bu sebeple, Jacob sahip oldukları her şeyi nakde dönüştürerek, değeri olan, kolayca taşıyabileceği ve bir kemancı olarak da kullanabileceği bir şey satın almayı düşündü: bir keman!

Ailemin “Mittenwald” kemanı…
Acaba büyükbabam Jacob Musnitsky kemanını nereden satın almıştı? Kemanı hangi ustanın el emeğinin ürünüydü? Her master lutiye4, yarattığı kemanda, ahşap ve vernik seçimi, salyangozun (sapın sonundaki bölüm) ve f-deliklerinin görünümü gibi detaylarla, erbabının teşhis edebileceği, kendine özgü izler bırakır. İşte bu sayede, tüm sorularıma, Paris’in 13. Bölgesinde ziyaret ettiğim bir lutiyenin yardımıyla yanıt buldum.
Jacob, Almanya’dan ayrılmadan önce, bir keman satın almak üzere Berlin’in merkezine, Potsdamer Platz’a gitti. Usta bir kemancı olarak, ne aradığını tam olarak biliyordu: Bir “Mittenwald” keman! Almanya’nın güneyinde, Bavaria eyaletinde yer alan Mittenwald, yaylı çalgılarıyla ün yapmış ve bu sebeple de “1.000 keman kasabası” olarak anılagelen küçük bir yerleşim yeri. İşte bu kasabanın lutiye geleneğinden gelen seçkin ailelerinden Hornsteiner ailesinin bir üyesi, master lutiye Joseph Hornsteiner, 1879 yılında, 120 saatin üzerinde mesai vererek, büyükbabamın kemanını yaratmış. Hornsteiner firmasını 1909 yılında satın alan lutiye Emil Pliverics, dükkânını Potsdamer Str. 29 numarada açtı… İşte bu, büyükbabamın tüm varlığı karşılığında satın aldığı sevgili kemanıyla buluştuğu adres…
Dehşet verici bir kıtlığın yaşandığı Ukrayna’dan (SSC) ve Nazi partisinin yükselişte olduğu, ekonomik buhranla boğuşan Almanya’dan çıkmayı başaran ailem, Büyük Buhran’ın (1929-1939) pençesindeki Amerika Birleşik Devletleri’ne 1931 yılında ulaştı. Üzerlerindeki kıyafetler ve büyükbabamın elindeki kemandan başka hiçbir varlıkları yoktu. Yidiş dilinde piyeslerin sahneye koyulduğu tüm tiyatro salonları kapatılmış, Arch Street Tiyatrosu ise yıkılmıştı. Ailem derin bir yoksulluk içinde yaşasa da, büyükbabam müziği hiçbir zaman bırakmadı.
Büyükbabam Jacob Musnitsky’nin kemanı benim için çok özel… Dünyaya geldiğim evde bir duvar piyanosu vardı… Piyanonun hemen üzerinde, duvara asılı ahşap panelli bir çerçevede -kolaj şeklinde düzenlenmiş olarak- demir bir kancaya asılı eski iskelet anahtarlar, çakmaklı tüfek için bir kemik tozu şişesi, eski bir klasik müzik nota sayfası ve en ortada büyükbabamın kemanı yer alırdı. Babam Harold Musnitsky, kemandan veya onun için nasıl bir anlam ifade ettiğinden nadiren bahsederdi; ancak piyanonun üzerindeki bu kolaj, taşındığımız her eve bizimle birlikte geldi. Bugün de benimle birlikte, İstanbul’daki evimin başköşesinde…

Dip Notlar:
1) Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti; SSCB’yi oluşturan 15 birlik cumhuriyetinden biri
2) Holokost öncesi Doğu ve Orta Avrupa’da, ağırlıklı olarak Yahudilerin yaşadıkları kasaba ve köyler
3) Anton İvanoviç Denikin, Rus İç Savaşı sırasında öne çıkan Beyaz Ordu komutanı; “Beyaz Terör”ün (1918-1922) en önemli komutanlarından
4) Telli müzik aletleri yapan veya onaran zanaatkâr (Fransızca: luthier)