Ustasının, siparişini belli süre öncesinden almak istediği, çünkü pişirilmesinin zaman aldığı ve soğutulmadan tüketilmesi gereken künefe, TikTok’la beraber farklı bir versiyonuyla gündeme geldi. Ortadoğu’nun kadim topraklarından yeşeren bu lezzet, asırlar boyunca farklı kültürlerin damaklarında unutulmaz bir iz bırakmıştır.


Tarifler değişse de künefe Ortadoğu mutfağının en sevilen tatlılarındandır

Künefenin ayrıcalıklı yeri…
Her ne kadar Avrupa ve Amerika’nın bu lezzeti yeni tanıdığını düşünsek de bu coğrafyanın mutfağının engin deryasında künefenin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Hatay’dan Gaziantep’e, Şanlıurfa’dan Mersin’e kadar künefe, sadece bir tatlı değil aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir misafirperverlik göstergesidir adeta. Hızlı yenmesinin amacı ise şerbetle pişmiş kadayıfın soğumaması ve orijinalde kullanılan Nabulsi peyniri soğuyup sertleşmeden önce bitirilmeye çalışılmasıdır.

Dubai merkezli Fix Dessert Chocolatier adlı bir dükkânın yarattığı kadayıf dolgulu çikolata barı sosyal medyada öyle bir fırtına estirdi ki, bu lezzet adeta küresel bir fenomene dönüştü. Ukraynalı yemek fenomeni Maria Vehera’nın Aralık 2023’te o çikolata barını ilk kez açtığı video, kısa sürede 122 milyonu aşkın izlenme sayısına ulaştı.


Maria Vehera’nın Aralık 2023’deki gönderisi, künefeden esinlenen ürünü fenomen haline getirdi

Londra merkezli teslimat uygulaması Deliveroo’nun 2024 verilerine göre, bu “Can’t Get Knafeh of It (Künefeye Doyamıyorum) isimli çikolata barı, dünya genelinde en çok trend olan ürün olmayı başardı. İsmi, künefe tariflerinin temel malzemelerinden biri olan kadayıfı ana malzeme olarak içermesine atıftı. Ancak künefenin diğer bir ana malzemesi olan peyniri içermediğini belirtelim.
Sıcacık servis edildiğinde yayılan o tereyağlı koku, peynirin ağızda uzayan o eşsiz kıvamı ve şerbetin tatlı mı tatlı dokunuşuyla, künefe adeta bir şölenin, bir kutlamanın sessiz davetiyesi gibidir. Farklı yörelerde kullanılan peynir çeşitlerinden şerbetin kıvamına kadar ufak tefek yapım farklılıkları göze çarpsa da, o çıtır çıtır tel kadayıfın ve tuzsuz, eriyen peynirin o muhteşem birlikteliği her daim aynı unutulmaz lezzeti sunmaya devam eder.

Ortadoğu’nun her köşesinde farklı bir yorumu bulunan bu kadim tatlı, Suriye’de gül suyuyla, Lübnan’da portakal çiçeğiyle, Mısır’da ise peynir yerine krema ile hazırlanıyor. İsminin farklı coğrafyalarda konafa, kunefe, kenafe gibi çeşitli şekillerde telaffuz edilmesi de bu zengin kültürel mirasın bir parçası. Hatta kelimenin kökeninin, “kek” anlamına gelen Mısır Kıpti dilindeki “kenefiten” kelimesinden geldiği düşünülüyor.

Sefarad mutfağında…
Bu bereketli toprakların ortak mirası olan künefe, Sefarad Yahudilerinin zengin mutfak kültüründe de kendine önemli bir yer edinmiştir. 1492’de İspanya’dan sürgün edilen Sefarad Yahudileri bu coğrafyaya yanlarında sadece hüzünlü anılar değil, aynı zamanda yüzyıllardır yoğurdukları zengin mutfak geleneklerini de getirmişlerdi.

Ceviz veya fıstıkla doldurulmuş ve tarçınla tatlandırılmış “Kadaif” olarak da bilinen bir versiyonu, geleneksel olarak Roş Aşana ve Purim sırasında Kudüs’teki Sefarad Yahudi cemaati tarafından servis edilirdi. Osmanlı Sefarad mutfağında künefe, bazen tarçın, karanfil gibi farklı baharatlarla veya portakal çiçeği ve gül suyu gibi aromatik esanslarla zenginleştirilebilmektedir. Bu da künefenin, farklı kültürlerdeki ufak tefek yorumlarla nasıl zenginleştiğinin güzel bir örneğini teşkil eder.


Pek çok çikolata markası, akımdan etkilenerek yeni ürünlerini çıkardı

Künefe ve “Dubai Çikolatası”
Bu beklenmedik yükseliş, geleneksel lezzetlerin modern dünyada da ne kadar canlı ve ilgi çekici olabileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. İsviçreli çikolata devi Lindt’in kendi “Dubai Chocolate bar”ını piyasaya sürmesi, İngiliz lüks mağazası Harrods’un künefeden ilham alan kruvasanını tanıtması ve ülkemizde değişik markaların hemen “Dubai Çikolatası” ürünlerini piyasaya sürmesi bunun göstergesidir.

Belki de bu beklenmedik viral akım sayesinde, bu ortak lezzet daha da geniş kitleler tarafından keşfedilecek ve farklı kültürler arasındaki tatlı bağlar, modern dünyanın yeni iletişim araçlarıyla daha da güçlenecektir. Kim bilir, belki de gelecekte farklı coğrafyaların künefe yorumları, yeni tatlı keşiflerine ve daha da zenginleşen bir mutfak mirasına kapı aralayacaktır.

Afiyet olsun, tatlı günler dilerim!