On beş yıldır karton kutu ve ambalaj imalat ve ihracat yapan MIR EKSPORT şirketini yönetiyorsunuz. Bu meslek alanını seçmenizde en büyük etken neydi?
Hammaddeden, bitmiş mamule olan üretim aşamaları, renkler ve şekillerle yapılan çalışmalar beni çok etkilemişti. Kendimi geliştirmek suretiyle bu işe iyice adapte oldum. Bilirsiniz; dünyada hemen hemen hiçbir ürün paketsiz, kutusuz, etiketsiz ya da ambalajsız satılmıyor; satılamaz. Ambalaj pazarı, her sene, dünyadaki krizlere rağmen büyüme gösteren bir sektör. Satın alınacak ürünün ambalajı ve taşıdığı renkler, bu ürünü satın almayı düşünen kişilerde algıda seçicilik ve ürün kalitesinin önde olması farkındalığını ortaya çıkaran büyük etken.
Kendi atölyenizi kurmak, başlangıçta size ne gibi deneyimler yaşattı?
Tek başıma atölye kurmak beni başlarda gerçekten çok zorladı. Piyasa bilgisine uzak kalmıştım. Teknolojik açıdan pek çok yeni makineler geliştirilmişti. Ancak ben 40’lı yaşlarımdaydım; hayallerim vardı. Sebat ettim, kendimi gerekli her tür donanıma açtım. Gerekli olan bilgileri edinip analiz yaparak, fiziki tüm şartları enine boyuna değerlendirdim. Benim gibi, bu matbaa kutu ve ambalaj işi yapanların çoğu büyük tesislere yatırım yapıp işlerini büyütmüşlerdi. O zamanlar, bu görünen en mantıklı ve kolay yoldu. Benim bakış açım ise farklıydı. Türkiye ekonomisindeki iniş ve çıkışlar yüzünden, farklı bir yol almaya karar verdim.
Neydi size ait bu farklı yol?
Matbaa kutu ve ambalaj işini biraz daha hizmet sektörü alanına bağlamak için tamamen “butik üretim” yapan bir atölye kurdum. Yurt dışında ve yurt içinde mevcut binlerce şirketin her biri yüksek adette ambalaj satın almıyor. Bu ihtiyaca yönelik olarak, düşük adette butik üretim yapmaya başladım. “Bu işin altından kalkacağım,” diye düşünerek daha küçük adet sipariş vermek isteyenlerin uğrayacağı kurum olma yönünde çok çalıştım ve hedefime kitlendim. Nihayetinde de buna uygun firmalarla iletişime geçtim.
Matbaa, kutu ve ambalaj sektöründe “butik üretim” yapmaya başladığınızda aldığınız tepkiler nasıldı? Müşteri kitleniz kimlerdir?
Butik üretim, pek çok firmanın elbette çok hoşuna gitti. Neden mi? Çünkü bu tip düşük miktar üretim yapan küçük firmalar ambalaj ihtiyaçlarını gidermek için fabrikalara, yani büyük matbaalara gittiklerinde çok büyük adetlerde sipariş verme zorunluluğuyla karşı karşıya kalıyorlardı. Bende ise öyle bir mecburiyet yok. Örneğin pizza kutusu da yapıyorum 500 adet, parfüm kutusu da yapıyorum 1.000 adet. Yeri geliyor karton çanta da üretiyorum 300 adet… Genelde, bu ürünlerin ambalaj karton baskı üretimi piyasada hep daha fazla adetlerde oluyor çünkü, haklı olarak, makinelerini böyle küçük adetler için açmak istemiyorlar. Eleman masrafları dahil genel giderleri çok yüksek olduğundan, bu tip küçük işleri almak işlerine gelmez. Tabii ki, büyük işletmelerle çalışamayacağımın, onlara hitap etmeyeceğimin farkındaydım. Coffee shop’lar, pideciler, küçük pizzacılar, ufak fast food zincirleri gibi daha düşük üretim yapanlarla çalışıyorum. Sadece gıda sektörüne değil, birçok farklı sektöre hitap ediyorum. Bunlardan bazılarına örnek olarak, yedek parça, züccaciye, kozmetik, elektronik, çorap ve tekstil, takı mücevherat, kırtasiye, plastik gibi daha pek çok sektör sayabilirim.
Müşterilerinizden size gelen geri bildirimler nasıl? İhracat dışında, ülke sınırları dahilinde şirketlerle de çalışıyor musunuz?
Müşterilerim genelde memnun çünkü yüksek adette sipariş verme zorunluluğu doğmadığında, bu, onların finansmanları açısından da çok rahatlatıcı bir unsur oluyor. Hem istedikleri kadar adet alıyorlar hem de aldıkları adet kadar finansman yapıyorlar. Çoğunlukla ihracat ağırlıklı çalışıyoruz ancak iç pazarda da çalıştığımız müşterilerimiz var.
Kendi sektörünüzde sizi öne çıkaran ya da sizi farklı kılan nedir diye sorsam?
İmalatımda ucuz maliyet yapmak adına hiçbir zaman kaliteli hammadde kullanmaktan çekinmedim. Varsın daha az kazanayım ama ismimiz kaliteyle bir arada yürüsün. İşime bakış açımda “Her zaman kalite kazanır” felsefesi yatar. Ambalaj aslında, bir ürünün, üretim aşamasında en son hatırlanan ama olmazsa olmazlarındandır. Yurt dışı üretimler için genelde müşterilerin ajanslarından gelen çalışmaları değerlendirerek yol alıyoruz. Buna istinaden oluşturduğum özel kataloğumdaki tüm ürünlerin renklerini özenle seçtiğimizi ve zevkli parçalar üretebildiğimizi söyleyebilirim.
Gelecek için yeni hedefleriniz var mı?
Ülkemizdeki ekonomik şartlar çok değişkenlik gösterdiğinden, eskisi gibi kısa vade dönüşü olan makine ve aksam yatırımına pek elverişli değil. İşte, tam da bu sebepten son zamanlarda ARGE ve iyi bir üretim ekibine yatırım yapıyoruz. Bu yatırımların zaman içinde beni sürpriz yeni hedeflere doğru sürükleyeceğine eminim.
Son olarak, iş hayatınızdaki tecrübelerinize dayanarak, okurlarımıza bir cümlelik mesaj vermenizi istesek?
Her sektör için geçerli olan şey, bir işte her şeyi bilmenize imkân yoktur ve fakat neredeyse her gün yeni bir şey öğrenebileceğimizi çünkü öğrenmenin ne yaşı ne de zamanı olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
İZZET REYNA
1969’da İstanbul’da doğdu. St. Michel Fransız lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Filoloji bölümünde üç yılın ardından farklı iş yerlerinde çalışmaya başladı. 1993’de askerlik görevini tamamladıktan sonra, bir arkadaşıyla tekstil sektöründe kullanılan, yıkama talimatları baskı işini kurup makineler alarak işe başladı. Birkaç yıl sonra, müşterilerden gelen taleplerle karton kutu baskı üretimini öğrenip iş hayatı yolculuğuna tek başına devam etti. Evlendikten sonra 11 yıl boyunca farklı bir sektör olan iplik üretiminde çalıştıktan sonra, her zaman gönlünde yatan, matbaa, kutu ve ambalaj üretimi işine geri döndü. 2010’dan itibaren Topkapı Cevizlibağ’da bir sanayi sitesinde kurduğu kendi atölyesinde MIR Eksport Ltd. adıyla bugün hâlâ imalata devam ediyor.