KİTAP / SÖYLEŞİ - Karen Gerson Şarhon 

Tel-Aviv’deki Bar-Ilan Üniversitesi’ne bağlı olan Salti Ladino Enstitüsü’nün kurucusu Dr. SELİM SALTİ, uzun zamandır topladığı DJOHA (Sefarad Nasreddin Hoca) hikâyelerini bir kitap haline getirip okuyucularının beğenisine sundu. Kitap daha çok okuyucuya ve değişik kültürlere hitap etmesi için üç dilde (Ladino, İngilizce ve İspanyolca) basıldı, İrvin Mandel’in karikatürleri ile daha da zenginleşti. Selim Salti’ye bu serüveni ile ilgili birkaç soru sorduk.

“Kuentos Modernos de Djoha” kitabı fikri nasıl ortaya çıktı? Hikâyeleri nasıl topladınız?
Gülmek ve güldürmek önemli bir yaşam etkenidir. Buna inanan bir kişiyim. Etrafımdakileri tebessümlü ve hatta kahkaha atarken görmek beni memnun eder. Bende bu, bir alışkanlık halini almıştır; nedense yakınlarımı hep güler yüzlü görmek isterim. İşte bu kitabın ortaya çıkmasının bir sebebi bu. Ayrıca çocukluk yıllarımda nüktedan dayımın anlattığı Djoha (Coha) hikâyelerini pek büyük bir merakla dinlerdim. Defalarca tekrarlandıklarında belleğime yerleştiler ve nedense bunların tarih çöplüğünde kaybolmalarına rıza gösteremeyeceğimi anladığım bu ilerlemiş yaşımda, güncelleştirerek aktarmayı kararlaştırdım. Elbette Ladino’nun (Yahudi İspanyolcası), yaşadığımız bu asrın sonlarına doğru kaybolma endişesi de beni çok etkilemekte.

Djoha hikâyeleri halk edebiyatımızın bir parçasıdır. Onu korumak durumundayız diye düşündüğümden bu kitabı yazmaya karar verdim. Malum olduğu üzere benim bu dile - 2000 yıllık birikmiş kültürümüze olan bağlılığım, Sefarad dünyasında bilinir. 20 yıl önce Tel Aviv’deki Bar Ilan Üniversitesi’nde SALTI Enstitüsü’nü kurarak, bu konuda akademik seviyelerde araştırma ve geliştirme yapılmasına ön ayak oldum. Bu kuruluş dünya çapında hemen hemen tektir.

Hikâyelerin çoğunu günümüz yaşantısına uyarlayarak nakletmek istedim. Bunların içinde benim de eklediklerim oldu, örneğin Djoha’nın ayna karşısında durup aynaya gözleri kapalı bakması gibi…


Selim Salti

‘DJOHA’ karakterinin birçok özelliği vardır. Sizin hikâyelerinizdeki Djoha karakteristikleri genel olarak nelerdir? Bazı özellikler daha fazla mı ortaya çıktı?
Djoha hikâyeleri Sefarad tarihinde pek eski sayılmazlar. Djoha, Nasrettin Hoca hikâyelerinin uyarlanarak Osmanlı ve Türk edebiyatının etkisi ile doğmuştur. Sefaradlar Balkanlar’da, Anadolu’da, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’nın bazı yörelerinde yerleştikten sonra Türklerle beraber yaşamaya başladıklarında, onların örf ve adetleri ile haşır neşir olmuşlar ve karşılıklı birçok alanda kültürel değiş- tokuşlar meydana gelmiştir. Djoha, Nasrettin Hoca’nın karakterinin bir uyarlamasıdır diyebiliriz. Elbette modern Djoha yeni yeni karakterler ve kişilikleri de canlandırır; kendisi akıllıdır, azıcık çocuksu hareket eder, deli doludur, bazen saftır, hep komiktir ve iyimserdir. Bütünüyle, geçmiş zamanın Djoha’sı ile günümüzün Djoha’sının bir karışımını oluşturmaya çalıştım, bu sayede gelişen karakterlerinden bir demet sunmaya çalıştım.

Kitabınız 3 dilde yayınlanıyor. Neden 3 dil ve neden özellikle bu 3 dil: Ladino, İngilizce ve İspanyolca?
Yerinde bir soru. Djoha, Sefarad folklorunun son 500 yılında Osmanlı topraklarında yaratıldı. Günümüzde, İspanya nedense, “vatansız İspanyollar” diye adlandırdıkları Sefaradlara oldukça önem veriyorlar. Arzulayanlara İspanyol tabiiyetine dönmelerini teşvik ediyorlar, özellikle tarihî geçmişlerini üniversitelerinde araştırma konusu yapıyorlar. Bu bakımdan İspanya sürgünü sonrasını öğrenmek isterler diye dostum Daniel Santacruz ile düşündük ve hikâyeleri Kastilyano’ya (modern İspanyolcaya) tercüme ettik. Bu konuda Salti Enstitüsü’nün öğretim üyesi olan Doçent Dr. Susy Gruss’un katkıları büyük olmuştur.

İngilizceye gelince, bu defa Anglosakson ülkelerinde yaşayan Sefaradlara Djoha’yı tanıştırmak istedim. Günümüzde aralarında Djoha’yı tanıyan kişi adedinin az olmasından yola çıkarak Daniel ile İngilizce tercümelerinin yararlı ve ilginç bulunacağını düşündük. Zor bir işe soyunduk, bu konuda New York’ta yaşayan kız kardeşim, Janet Baum Salti’nin yardımı küçümsenemez.

Bence bu iki dilde yapılan tercümeler Djoha hikâyelerinin dünya çapında tanınmasına da yardımcı olacaktır.


Selim Salti kitap taslağını incelerken

Bu kitabın Sefarad Djoha külliyatına nasıl bir katkıda bulunmasını bekliyorsunuz?
Şahsen, pek fazla bir katkıda bulunduğumu düşünmüyorum, zira son iki asırda bu konuda çok yazıldı ve çeşitli çalışmalar yapıldı. Bence Djoha halk edebiyatında her daim yaşayacak; yeter ki Ladino kendini koruyabilsin. Unutmayalım ki, Sefaradların çoğu bugün İsrail’de yaşamaktadırlar. Türkiye’de, İstanbul’un haricinde eski Osmanlı topraklarında yaşayan Yahudi hemen hemen kalmamıştır. İngiltere, İspanya ve İtalya’nın haricinde Batı Avrupa’da da keza çok az Sefarad kalmıştır. Buna karşılık Amerikalarda önemli bir miktar Sefarad yaşamaktadır. Hikâyelerin bu ülkelerdeki yaşantıları yansıtmasını beklemek doğru olacaktır, dolayısıyla hikâyeleri güncellemekle belki de bu yolda bir nebze katkım olmuştur.

Bu kitabın devamı gelecek mi? Okuyucularınıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Bu kitabın devamı elbette gelebilir, yeter ki bu birinci denemem beklediğim neticeyi versin. Başka bir deyimle, ilgi yaratıp bolca satılsın. Kitabın satış fiyatı henüz tespit edilmedi, bence bu önemli bir satış teşvik unsuru olmalı. Önemli olan insanlarımızın, dillerine, geçmişlerine, örf ve adetlerine bağlı kalmaları ve kitabı bu yönden sevmeleri.

Yakın ilginize teşekkürler, Rosh HaShana bayramınızın mutlu, tatlı ve bereketli geçmesini dilerim.

Sevgili Selim Salti, Sefarad kültürüne yaptığınız katkılardan dolayı sizi tebrik eder, zaman ayırdığınız için ayrıca teşekkür ederiz.