Babamın büyüdüğü mahallede zenginliği ile ünlü bir Mr. Gülbenkyan varmış (gerçek Gülbenkyan ile bağlantısı bilinmiyor). Bir de o devirleri düşünün, mahalleli hep onca paraya sahip olmanın nasıl bir şey olduğu konusunda kafa yorarken, birisi cesaret edip: “Mösyö Gülbenkyan, bu zenginliğin, bu paraların hepsi senin mi?” diye sormuş. Mösyöden inanılmaz bir bilgelikle cevap: “Sıra benim!”
İşte İngiltere’nin yeni başbakanının Hintli olmasının ardından, medyadan arka arkaya hiciv dolu paylaşımlar arasında bir tanesi de, benzer bir cevabı taşıyordu: Karma asla ölmez. Kozmik hafızada saklanır, şekil değiştirir ve tüm karmik bagaj hizalandığında geri döner ve yerini alır.
Buradan hareketle medya biraz da haddini aşarak: “İngilizler Hindistan’ı ele geçirmek için bir ordu göndermişlerdi, Hintlilerse bunu bir tek adamla başardılar” diye ortalığı daha da germekten çekinmedi. Hint medyası ise Rishi’ye hayran. Tüm haber kanalları arasında NDTV, “Bir Hint çocuğu İmparatorluğun üzerinde yükseliyor, Britanya’da tarih tam bir döngüye giriyor” gibi ifadeler kullanan tek haber kanalı.
Kral Charles III ve Başbakan Rishi Sunak
Hasılı, şimdi sıra, Rishi Sunak’a gelmişti, ve İngiltere’nin yeni Başbakanı oldu.
Bir konuma yeni biri atandığında, bu ister şirket olsun ister siyaset alanı, ordu, hemen fısıltı gazetesi devreye girer. Nitekim Rishi hakkında ilk duyduklarım:
Zenginin parası…
Miş’leri bir yana bırakalım, Sunak ve eşi Hint teknolojisi varisi Akshata Murty, Sunday Times Zenginler Listesi’ne göre yaklaşık 730 milyon sterlin (830 milyon dolar) servete sahip. Ölümünden önce yayınlanan bu yılki listede, Kraliçe II. Elizabeth’in varlığının yaklaşık 370 milyon sterlin (420 milyon dolar) olduğu tahmin ediliyordu. Tarihte vaki değilmiş, bir Downing Street sakininin Buckingham Sarayı’nda ikamet edenlerden zengin olması; düşünebiliyor musunuz?!
Hani uzun süredir, gelecek kâhinlerince ileri sürülen: Başlar ayak, ayaklar baş olacak - yeni bir dünya düzeni kuruluyor bütün taşlar oynadı ve taşlar çok farklı yerlere oturacak söylemine gel de inanma şimdi.
Görüyoruz ki, Rishi pek çok “ilk” ile başlıyor işe: İlk farklı etnik kökenli, ilk en genç, ilk Kraliyet ailesinden de zengin, hatta ilk seçimle değil de diğer adayların çekilmesi ile tek aday kalarak hem Muhafazakâr Parti’nin başına geçmesi hem de Başbakan olması ile…
Downing Street, No.10’a (Başbakanlık konutuna) geçme ayrıcalığını yaşayan Rishi, esasen, varlıklı olmayan ancak eğitime çok önem veren bir ailenin çocuğu. 1980 Southampton doğumlu Sunak’ın ailesi doğu Afrika’dan buraya göçmüş. Baba Pratisyen doktor, anne eczacı. Oxford ve Stanford mezunu olan Sunak, Infosys’in kurucu ortağı ve Hindistan’ın en zenginlerinden Narayana Murthy’nin kızı Akshata Murty ile evli. 2009 yılında evlenen çiftin Anoushka ve Krishna adında iki kızı var.
Richi Sunak, 2001 ile 2004 yılları arasında Goldman Sachs’ta çalıştı, 13 Şubat 2020 - 5 Temmuz 2022 tarihleri arasında ise Hazine Bakanı olarak görev aldı. Muhafazakâr Parti’nin saflarında hızla yükseldi ve ‘Brexit’ çağrılarını destekledi. Şubat 2020’de İngiltere’nin en önemli Kabine görevi olan Maliye Bakanı olarak atandığında tarih yarattı. Sunak, Birleşik Krallık’ta toplu işsizliği önlediği bildirilen bir iş tutma programı içeren, çalışanları ve işletmeleri desteklemeye yönelik ekonomik paketiyle Covid-19 salgını sırasında popüler oldu.
Her ne kadar Hint kökenli olması bir dolu spekülasyona yol açtıysa da Avrupa, Hindistan kökenli başbakanlara yabancı değil. Portekiz’in mevcut Başbakanı António Costa da dahil olmak üzere, babası Mumbaili olan Leo Varadkar, 2017’den 2020’ye kadar İrlanda Başbakanı olarak görev yaptı. Aralık ayında görevi geri almaya hazırlanıyor ve her iki hükümet başkanının da Hint mirasına sahip olacağı Anglo-İrlanda ilişkilerinde ilginç bir durum yaratıyor. Kaderin döngüsüne bakın ki, Biden sağlık sorunları nedeniyle başkanlığı bırakırsa yerine yine bir Hint kökenli olan Kamala Harris gelecek ve böylelikle aynı anda hem ABD’nin hem de Birleşik Krallığın başında Hint kökenliler olacak.
Rishi Sunak eşi Akshata Murty ile
Hamını da, haşlanmışını da…
İleri-geri konuşmalara denir, eğrisinin de doğrusunun da ele alındığı… Ortalık inledi. Gerek basın gerek Twitter hem tam gaz aleyhinde atıp tutmakta, ama arada doğrusuna da yer vermekte. The Washington Post mesela: “İngilizler elitlerce yönetilmeye alışıktır. Boris Johnson bile yaklaşık ötekiler kadar elitti. Ama Sunak sadece zengin değil, süper zengin. Belki de Başbakan olmaması gerektiği kadar zengin??” diye kafa karıştırırken, David Kurten’e ait bir tweet şöyle diyordu: “Rishi Sunak, tamamen gereksiz ve yıkıcı Covid tecridi sırasında, insanlara çalışmamaları için ödeme yapma çılgın politikası nedeniyle ulusal borca 400.000.000.000 Sterlin ekleyerek Birleşik Krallık tarihinin en savurgan başbakanı oldu.” Halktan biri: “İster zenci ister beyaz ister Asyalı olsun, şayet yaşamak için çalışıyorsam, o benim saflarımda değil!” demiş. Hint kökenli bir tweet de şıkır şıkır boyun kıran Hintlilerin yer aldığı bir video ile desteklediği yazısında, “Drowning Street No.10’a giren-çıkan Hintli ziyaretçiler orayı bir Hintli düğün evine benzetti” demiş. “Rishi, İngiliz elitince mükemmel yoğrulmuş bir karakterdir. İngiliz saflarında sorunsuzca yükselen iyi bir asker. Şimdi de İngiliz halkının oyları ile değil, muhafazakâr yoldaşlarının el sıkışması ile iktidara geldi.”
Rishi Sunak, gerçekten çok zor şartlarda devraldı bayrağı, belki de ‘bırakalım çuvallasın’ zihniyetindeki rakiplerin çekilmesi ile kasten atıldı kaynayan kazana? Brexit’ten sonra bir türlü istikrara kavuşamayan İngiltere, arka arkaya bir yandan yetmiş yıllık istikrarın simgesi Elizabeth’i kaybederken, öte yandan dümende neler başarabileceği bilinmeyen ve halkın pek de bayılmadığı yeni bir Kral’a sahip oldu. İşte bu fırtınanın göbeğinde, çok demokratik bir yaklaşımla, İngilizlerin çoğu da Başbakan Rishi’nin köken ve inancından çok, gelecekteki icraatlarına önem veriyor. “Asyalı olup olmaması önemli değil, önemli olan yetkinliktir. Zamanın bu noktasında bu denli kaotik bir durumu yönetecek kadar yetkin mi?” sözleri akl-ı selim sahiplerince destek görüyor.
Sunak, kendini de savundu tüm ayrımcılık kokan yorumlardan ve dedi ki, “Benim ülkemde, (bariz olarak İngiltere) insanlar banka hesapları ile değil, karakterleri ve icraatları ile değerlendiriliyor.”
Times London’da köşe yazarı Sathnam Sanghera: “Salt Hint asıllı birinin Başbakan olması ve koyu tenli bazı etnik grupların iyi durumda olması, (çünkü sonuçta Hintliler ve diğer koyu renkliler -Pakistan/Afgan- İngiltere’de çok daha rahat yaşam koşullarına sahip) Britanya’nın ırkçılığı yendiği anlamına gelmez” diye yazdı, “Aynı Barack Obama’nın Başkan seçilmesiyle Amerika’da ırkçılığın üstesinden gelinmediği gibi.”
Şurası kesin ki, bir ülkede azınlık olarak yaşamanın / yaşamış olmanın güçlüklerini en iyi idrak edebileceklerden biri aslında Sunak. Onun için de bir Muhafazakâr Parti lideri olarak -özellikle bu olumsuz şartlar altında- umarız insanların beklentilerini yerine getirme fırsatı olur. Yaptığı bir söyleşide antisemitizme de değinerek, kapsama alanına istisnasız tüm yabancı kökenlileri dahil edeceğinin sinyallerini vermekle kalmamış, politikasında demokrat ve eşitlikçi olacağının da sinyallerini vermişti: “İsrail’i bir apartheid devleti olarak nitelendirenlerin İsrail’in var olma hakkını da inkâr ettikleri dikkat çekici bir sıklıkla ortaya çıkıyor. Bu, barışın önünde engel teşkil eden bir iddiadır ve hükümetin bunu BM’de ve kullanıldığı her yerde seslendirmesi gerekir. Apartheid iddiası yalnızca gerçekler açısından yanlış değil, aynı zamanda oldukça açık bir şekilde saldırgandır. Elbette ki, herhangi bir ulus gibi İsrail de mükemmel değildir ancak özgür basın ve hukukun üstünlüğü ile canlı, çok etnikli bir demokrasidir. Otokrasilerin ve aşırı dincilerin olduğu bir bölgede parlayan bir umut ışığı olarak duruyor.”
Şimdi, nereye bağlayacağız eşeği?
Dedemin köyünün bir terimidir, 'konu nereye varacak sonuçta,' anlamında…
Özetleyelim: Muhafazakâr Parti’nin başına geçtiğinin hemen ertesi günü, Kral Charles III tarafından, -1960’larda anne ve babasının belki hizmetkâr olarak bile giremeyeceği- Buckingham Sarayı’nda kabul edilerek yeni hükümeti kurma görevi verildi.
Yeni Tory Liderinin (Muhafazakâr partililere verilen ad) bu yükselişi, memleket için olumlu bir gelişmeyi, İngiltere’deki yaşamın gerçekliğini yansıtırken, etnik azınlıkların durumu halen karmaşık bir resim olmaya devam ediyor. Kaldı ki, Winston Churchill’in bile, II. Dünya Savaşı’ndaki İngiliz zaferinden sonra dahi seçimi kaybettiği anımsandığında, şu kanaate de varıyor bazı politikacılar: İngiliz seçmenlerinin ne yapacağı tahmin edilemez. Bu yüzden bir sonraki seçime karşı dikkatli olun.
Delik taban
Rahmetli Hırant Dink’in delik ayakkabı tabanını anımsatan fotoğrafı dikkatli bir gazeteci, Rishi’nin ayağında bu yaz bir kampanyaya katılmaya giderken yakalamış. Kaldı ki, Başbaşkan, aynı ayakkabı ve kostümleri giymekten kaçınmadığını bir Sky News programında söylemiş zaten. Muhafazakâr Parti, adıyla müsemma olmasa da, Britanya’ya ilk Yahudi başbakanını (Benjamin Disraeli), arka arkaya Thatcher, Teresa May, Liz Truss gibi kadın başbakanlarını, şimdi de farklı bir etnik kökenden gelen Rishi Sunak’ı kazandırdı. Umut ışığı yaktı toplumunda: “Bizde hiçbir zaman farklı ırktan, farklı renkten birisi üst düzey konuma çıkamaz inancındayken, Hint kökenli Rishi Başbakan olabiliyorsa, bizim için de şans var demektir. Hele ki atanması, önemli bir dini bayramları olan Diwali (İyinin kötüye karşı zaferi) gününe denk gelince…” Ekteki kıssayı okuyunca, demek dedim, evren hızla ödüllendiriyor ekilen iyilik tohumlarını?
Bir zamanlar Mumbai-Bangalore treninde kontrolör 13-14 yaşlarında biletsiz bir kız çocuğu yakalar. Onu trenden atmak üzereyken yolculardan üniversite okutmanı Mrs. Usha Battacharya ona sahip çıkar ve yolculuk boyunca korumasına alır. Gidecek yeri olmadığını öğrenince de onu Bangalore’a vardıklarında bir NGO (Kâr amacı gütmeyen özel bir kuruma) emanet edip Delhi’ye devam eder, ikisi teması kaybeder.
Aradan 20 yıl geçer Mrs. Battacharya S. Francisco’da bir üniversiteye ders vermeye davetlidir. Bir restoranda yediği yemekten sonra hesabın ödenmiş olduğunu söyler garson ona. Hesabı ödeyen karı-kocaya şaşkınlıkla nedenini sorduğunda, kadın trende tanıştığı küçük Chitra çıkar; yapılan iyiliği unutmamıştır. İki kadın ağlayarak birbirlerine sarılırlar. “Hocam, der Chitra, benim adım artık Sudha Murty, bu da kocam Narayan Murty.”
Mrs. Sudha Murty artık Infosys Ltd. şirketinin başkanıdır, kocası Narayan Murty ise multi milyon dolarlık Infosys yazılım şirketinin kurucusu.
Bu gerçek hikâyeyi biraz daha deşersek de Murty çiftinin kızı Akshata Murty’nin bugün İngiltere başbakanı olan RISHI SUNAK’ın karısı olduğunu görürüz.
Ne diyelim? İyilik yap, denize at bu olsa gerek…
SAĞ AYAKLA BAŞKAN! RAST GELSİN!