Haber Fotoğrafı: Trinity bombası

Nükleer bombanın babası ROBERT OPPENHEIMER, 1904’te New York’ta doğdu. Yahudi asıllı ailesi 1800’lerin sonunda Almanya’dan gelmişti. Halleri vakitleri iyiydi, Manhattan’da sanat eserleriyle dolu bir evde büyüdü. Çocuklukta başlayan bilimsel merakı, aile ortamı sayesinde felsefe, sanat, edebiyat ve müzikle destekleniyordu; kardeşi de onun gibi fiziği seçti. New York Mineraloji Kulübünde ilk konferansını verdiğinde 12 yaşındaydı.

Matematikle arasının iyi olmadığı bilinen, dahiliği tescilli Oppenheimer, bir fizikçi olarak öğrenim görse de Dante okuyabilmek için dil öğrenecek kadar edebiyat tutkunuydu, Baudelaire sever, Hint felsefesine ilgi duyardı. Fizik-kimya dışında, Latince ve Yunanca öğrendi, sekiz dil bildiği söylenirdi. Dört yıllık eğitimi üç yılda tamamlayıp 1925’te summa cum laude (en yüksek onur derecesi) ile Harvard’dan mezun olmuştu. Harvard yılları için, “Bir şeyler öğrenmeyi çok seviyordum. Neredeyse canlanıyordum. Almam gerekenden daha fazla ders aldım, kütüphanede kitap yığınları arasında yaşadım” diyordu.
Asıl uzmanlığı kimyaydı, fizikte derinleşmek için İngiltere’ye gitti. Harvard sonrasında, Cambridge Üniversitesine kaydoldu. Hocası Nobelli J. J. Thomson, teorik fizikteki yeteneğini görmüştü, Oppenheimer da laboratuvar ortamının kendisine göre olmadığını anlayıp yola teorik fizik alanında devam etmeye karar verdi. Ardından doktorasını aldığı Göttingen Üniversitesinde Max Born ile önemli çalışmalara imza attı.


Oppenheimer çalışırken yemek yemeyi unuturdu. Arkadaşları kendine zarar veren bir yapısı olduğunu söylerdi

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde ve Kaliforniya Üniversitesinde hocaydı. 1936’da her iki kurumda profesörlük yapıyordu; teorik astronomi, nükleer fizik, spektroskopi (madde inceleme bilimi), kuantum alan teorisi, kuantum elektrodinamikleri ve kuantum mekaniği gibi konularda çalışıyordu. O yıllarda eğitim alan en iyi Amerikalı kuramsal fizikçilerin çoğu kariyerlerinin bir döneminde Oppenheimer’dan ders almışlardı. Ders verme şekli, tarzı ve duruşu hepsini etkilemişti. Cömertliğiyle bilinir, öğrencilerini konserlere, yemeklere ve diğer sosyal etkinliklere götürürdü. Ders anlatımı o kadar ünlenmişti ki, öğrenciler ülkenin her yanından Kaliforniya’ya gelirdi.
1937 yılında babası öldüğünde 300.000 dolarlık mirasla sol görüşlü çeşitli gruplara maddi destek verdi. Komünist partinin birçok üyesiyle düzenli temas halinde olmasına rağmen partiye katılmadı; yine de siyasi eğilimi başını hep derde sokacak, etrafındakiler ödüllere boğulurken, onun ödül payına suskunluk düşecekti.

Bomba
2. Dünya Savaşı döneminde dünya bilimsel pek çok gelişmeye gebeydi. Einstein, Pierre-Marie Curie, Otto Hahn ve Enrico Fermi’nin araştırmaları, dünyanın gidişini değiştirecek buluşlarla ve aynı zamanda büyük bir trajediyle sonuçlanacaktı. 1939 yılında nükleer füzyonun keşfi, bombanın ilk adımıydı. Fizikçiler, Einstein sözcülüğünde, Nazilerden önce atom bombası üretilmesi gerektiğini ABD Başkanı Franklin Roosevelt’e bir mektupla ilettiler.


Cambridge’de bir hocasının masasına zehirli elma bıraktığı için başı belaya girdi. Oppenheimer, okuldan atılmaktan babası sayesinde kurtuldu

1942’de New Mexico’da yerleşime uzak bir arazide, Manhattan Projesi başlatıldı. Bu laboratuvarda Leo Szilard, Enrico Fermi, Richard Ferynman, Niels Bohr, Hans Bethe, Artur Compton, Maria Mayer, Edward Teller gibi seçkin bilim insanları, atom bombasının ham maddesinin oluşturulması için çalışmalar yürüttüler. Nükleer patlamaya uygun bir başlığın geliştirilmesi ve uçaktan atıldıktan sonra hedef bölgede patlatılması gerekiyordu. Projenin lideri J. Robert Oppenheimer idi ama konu tartışmalıydı, çünkü Oppenheimer sol örgütlerle dirsek temasındaydı ve kardeşi Komünist Parti üyesiydi. FBI güvenlik izni vermemesine rağmen General Leslie Groves, ısrarcı davranarak inisiyatif kullandı.


2023’te vizyona girecek Oppenheimer filmi Christopher Nolan tarafından yönetildi

Oppenheimer’ın dehası projenin kaderini belirledi
Atom bombası için gereken uranyum kütlesini Oppenheimer küçük bir hatayla hesaplamayı “başarmıştı”. Nazilerin nükleer bomba projesini yürüten Heisenberg, kritik kütle hesabında hata yapmasa, işler bambaşka bir yönde ilerleyebilirdi. Manhattan Projesi üç yılda sonuç aldı, 16 Temmuz 1945’te Trinity testinde bombanın tahribatının olası boyutu tespit edilmişti. Saat 05.30’da Albuquerque New Mexico’nun 193 kilometre güneyinde Alamogordo hava üssünde bomba patlatıldı. Bilim insanları ve yetkililer patlamayı 9 kilometre uzaklıktaki sığınaktan izlediler. 12.200 metre genişleyen mantar göğe yükseldi. 15.000 - 20.000 ton TNT patlayıcıya eşdeğer bir güç üreten tarihin ilk atom bombası, test edildiği çölde 730 metre yarıçapındaki kumu cama dönüştürdü.
Oppenheimer, ilk nükleer bomba denemesi sonrasındaki manzarayı şu sözlerle ifade etti: “Dünyanın artık aynı olmayacağını biliyorduk. Bazılarımız güldü, bazılarımız ağladı. Birçoğumuz sessizdik. Benim aklıma Hint yazılarından Bhadavad-Gita’dan bir satır geldi. Vişnu, prensi görevini yapmaya ikna etmeye çalışırken, onu etkilemek için çok kollu formuna girer ve şöyle der: ‘Ben şimdi Ölüm oldum, dünyaların yok edicisiyim.’”
Üç hafta sonra ABD Başkanı Harry Truman, Hiroşima ve Nagazaki’de büyük bir savaş suçu işliyordu. Oppenheimer Truman’a “Sayın Başkan, ellerimde kan olduğunu hissediyorum” diyecekti. Sinirlenen Başkan Truman ise, Endişelenme, o kan benim ellerimde” yanıtını vererek etrafındakilere Oppenheimer’ı bir daha görmek istemediğini söyleyecekti.
Tabii çalışmaların bir karşılığı olmalıydı. 1946’da binlerce insan ölüp her şey sona erdiğinde Oppenheimer, “Büyük bilimsel tecrübesi ve yeteneği, bitmek bilmeyen enerjisi, bir organizatör ve yönetici olarak nadir bulunan becerisi, inisiyatif alması ve iş bitiriciliği ile görevine şaşmaz bağlılığından ötürü” Başkan Truman tarafından “Medal for Merit” ile ödüllendirildi.


Atom çağının Trinity denemesiyle başladığı kabul edilir. Deney sırasında radyoaktivite hakkında çok az şey bilinmektedir. Çalışanlar ve aile bireylerinin sonradan kanserden öldüğü söylenir

Nükleer karşıtlığı
Atom bombası yaklaşık 140.000 insanı öldürdü; milyonlarca insan radyasyon etkisi altında sakatlandı, hastalandı. Japonya, teslim oldu, Amerika kazandı. Utanç dolu galibiyetin ardından Oppenheimer, “Hiçbir basitleştirme … bu duyguyu gölgeleyemez. Fizikçiler günahlarını biliyorlar. Bunu unutmak hiçbir biçimde mümkün değil” diye pişmanlığını dile getirdi. Nükleer silahların tehlikesini artık görmüştü. Oppenheimer, Atom Enerjisi Komitesi Danışma Kurulu Başkanı olarak hayatını nükleer silahsızlanma çalışmalarına adadı. 1949’da hidrojen bombasını yapması teklif edildiğinde şiddetle reddetti. Hidrojen bombasının mucidi Edward Teller ile karşı karşıya geldi, silahın kullanımının soykırım olacağını belirtti.
1953’te Sovyetler Birliği termonükleer bombayı patlattığında, Los Alamos Laboratuvarında komünist casuslar olduğu ortaya çıkmış, Oppenheimer hedefe konmuştu. 1954 yılında resmî görevlerine son verildi. Sol siyasi görüşleri ve yeni bombaya karşı çıkması, casus olarak yaftalanmasına yetmişti. Mahkemede vatan haini olmadığını kanıtlamak zorunda kaldı ve nihayetinde aklandı. Albert Einstein, Bertrand Russell ve Joseph Rotblat ile 1960’da Dünya Sanat ve Bilim Akademisini kurdu.
1963’te Enrico Fermi Ödülünü aldı. Kennedy, Oppenheimer’ın atom enerjisi çalışmalarından dolayı ödüllendirileceğini açıklamıştı, ancak suikasta uğramasıyla ödül ABD Başkanı Johnson tarafından verildi. Bu, Amerika hükümetinin bir çeşit özür biçimiydi. Liderlik ettiği Manhattan Projesindeki bilim insanları 17 kez Nobel Ödülü kazanırken, ona Nobel verilmedi.
Küçükken ona ne olmak istediğini sorduklarında “şair, mimar ve bilim insanı” demişti. Kahramanlıktan vatan hainliğine uzanan hayatıyla Oppenheimer, bilim tarihine atom bombasının barışçıl babası olarak geçti. 1966’da gırtlak kanserine yakalandı,1967’de öldü.

Kaynaklar:
https://beyinsizler.net/atom-bombasinin-mucidi-julius-robert-oppenheimer/               
https://www.webtekno.com/atom-bombasi-mucidi-robert-oppenheimer-h117457.html
https://www.ensonhaber.com/dunya/nukleer-silahin-mucidi-eli-kanli-robert-oppenheimeri-taniyin
https://www.birgun.net/haber/oppenheimer-simdi-olum-oldum-403859