Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD), İKSV’nin düzenlediği 18. İstanbul Bienali Paralel Etkinlikler çerçevesinde üç ayrı değerli proje ile yer alıyor. Küratör Christine Tohmé’nin “Üç Ayaklı Kedi” başlığı altında kurguladığı bienal, “kendini koruma” ve “gelecek olasılıkları” temaları etrafında şekilleniyor.
Kültürel Mirası Koruma Derneği, Anadolu’da yaşamış toplumların yaratmış oldukları kültür varlıklarının Türkiye’nin zenginliği ve bütün insanlığın ortak mirası, korunmalarının da ortak sorumluluğumuz olduğu inancı ile özellikle ihmal edilmiş ve yok olma tehdidi altındaki kültür varlıklarımızın belgelenmesi, araştırılması, sorunlarının tespiti ve risk analizlerinin yapılarak bilinirlik ve görünürlüklerine katkı sağlamak, korunarak gelecek kuşaklara aktarılabilmeleri için 2014 yılında kuruldu. ΚΜΚD, gerçekleştirdiği saha çalışmaları ile koruma alanında uzman mimar, inşaat mühendisi, arkeolog, sanat ve mimarlık tarihçileri ile yerinde inceleme, belgeleme ve araştırmalarına dayalı hazırladığı raporlarla hem bu risk altındaki kültür varlıklarının hem de somut olmayan kültürel miras değerlerinin korunması için acil müdahale gerekliliğini vurguluyor; koruma alanındaki ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara sağlıklı ve bütüncül bilgi aktarmayı hedefliyor; korunmaları için yöntem ve öneriler geliştiriyor. KMKD, risk altındaki somut ve somut olmayan kültürel mirasımızın değerinin anlaşılması ve korunabilmeleri için gereken bilgi, beceri ve uzmanlığın gelişmesi için eğitim içerikleri hazırlıyor, kültürel mirasın yorumlanması ve tarihi alanların yönetimi konularında çalışmalar yapan kişi, kurum ve kuruluşlarla ortak projeler yürütüyor.

“Bir fotoğraftan göç hikayesi: EnstANtane”
12 Ekim Pazar günü, saat 14.00’te izleyicisi ile buluşacak kıymetli proje KırılgAN, Yeşilköy Mor Efrem Süryani Kadim Kilisesi’nde gerçekleşecek. KMKD sunumuyla başlayacak etkinlik, saat 14:30’da “Bir fotoğraftan göç hikayesi: EnstANtane” Belgeseli film gösterimi, ve sonrasında belgeselle ilgili söyleşi ile devam edecek. Avluda yer alacak sergi ve enstalasyon saat 17:00’ye kadar gezilebilecek.
“Çocukluktan geriye ne kalır? Bir fotoğraf karesinden hareketle geçmişe yolculuk… KırılgANlıklar…Kendini koruyamamalar…Gelecek tasavvuru mümkün mü?”
Bienalin ana temaları olan kırılganlık, kendini koruma ve geleceğe dair tasavvurlar, Hakan Aytekin’in yönettiği, Özcan Geçer’in yapımcılığını üstlendiği “Enstantane” belgeselinin içeriği ile kapsamlı bir paralellik gösteriyor. Yaklaşık 40 yıl önce Mardin İdil’de çekilen 18 Süryani’nin yer aldığı bir fotoğraf karesi, bir ‘an’dan yola çıkarak 2,5 yılda meydana getirilen, ulusal ve uluslararası festivallerde ilgi gören belgesel, Süryaniler arasındaki uluslararası göçü, “gidenler” ve “kalanlar” bağlamında ele alıyor.

“YAMBOL’UN İZ-NDE”
KMKD’nin Bienal Paralel Etkinlikler kapsamında ikinci düzenlediği proje “YAMBOL’UN İZ-NDE”, 16-20 Kasım 2025 tarihleri arasında Balat’taki Yanbol Sinagogunda ziyarete açık olacak. Küratörlüğünü Mimar Hayim Beraha’nın üstlendiği sergi, konferanslar ve ses enstalasyonu, 16 Kasım Pazar günü saat 12.00’de, ses enstalasyonunun da sahibi Renan Koen’in konseri ile açılacak. Biri daimî olmak üzere toplam dört sergiden oluşan YAMBOL’UN İZ-NDE projesi, içeriğini Romaniot Yahudilerinin oluşturduğu ses enstalasyonu ile ekseni Yanbol Sinagogu tarihçesi üzerinden okuyarak izleyiciyi İstanbul ve Yanbol Sinagogu’nun çelişkilerle dolu hikâyesine davet edecek.
I. Taşınma
Somut: Göç edenlerin hikâyesi, tavan resimleri, Tuna manzarası”,
Kavramsal: “Bir yere ait olmak için nereden kopmak gerekir?”
II. Karşılaşma
Somut: Bizans ve Sefarad Yahudilerinin buluşması.
Kavramsal: “İnanç tek, ama adlar farklı. Kimliği belirleyen dua değil, imparatorluğun dili.”
III. Yerleşkeden Depoya (Küratör: Nisya Allovi; 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Müdürü)
Somut: Sinagogun dönüşümleri, objeler.
Kavramsal: “Kutsal ile sıradan, korunmuş ile unutulmuş aynı rafta durur.”
IV. Bahçe & Araştırma
Somut: Bahçenin dönüşümleri, belgeleme çabaları.
Kavramsal: “Bellek yer değiştirir, ama iz hep kalır” olmak üzere toplam dört temadan oluşan sergi, Ses Enstalasyonu ile de Roma Yahudilerinin oluşturduğu bir Romaniot Sinagogu iken Sefarad Sinagogu’na dönüşen mekânın ruhundan bir kesit sunacak. İzleyiciye doğrudan “cevap” değil; “Kimliği belirleyen neydi? Nereden gelindi mi, yoksa kiminle yaşandığı mı?” gibi sorular bırakacak.

Restorasyon sonrası Kurtuluş Camii- Dr. Burçin Kutsal, mimar-restoratör
“Balyan Mimarlığının Anadolu’daki Görkemli Tasarımı”
22 Kasım 2025, pazar günü saat 14.00’te Küratörlüğünü Maral Fuchs’un üstlendiği, Dr. Elmon Hançer’in değerli araştırması “Balyan Mimarlığının Anadolu’daki Görkemli Tasarımı Antep Surp Asdvadzadzin Apostolik Ermeni Kilisesi / Kurtuluş Camii” sunumu, Dr. Hançer’in kendi anlatımıyla, Beyoğlu’nda bulunan Yesayan Kültür ve Edebiyat Derneği’nde izleyicisi ile buluşacak. Restorasyon sonrası Kurtuluş Camii - Dr. Burçin Kutsal, mimar-restoratör.
Büyük İskender’in ölümünden sonra Ayntab yöresi, Selevkos Devleti’nin Fırat bölgesine düşer. Büyük Dikran, Selevkos Krallığı’na son verince Ermeni egemenliğine giren, 18 yıl sonra M.Ö. 64’te Romalıların yönetimine geçen bölge, yüzyıllar sürecinde Doğu Roma ve Araplar, Haçlılar ve birbirini izleyen hakimiyetlerden sonra 1516’da Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim’in Merc-i Dabık savaşıyla Anteb şehri, Kilikya ve Mısır Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altına girer.
Ayntab veya Anteb, Osmanlı İmparatorluğu sürecinde Halep Vilayeti’nde, Ayntab kazasının baş şehridir. Anteb’te yaşayan 43.000 kişinin 16.500’ü Ermeni, 857’si Yahudi ve kalanı Arap ve Türk Müslümandır. Ayrıca Halep’ten göçen bir miktar Yunan, Süryani ve Maruni bulunur.
Bu sunumda Anteb Ermeni halkının şehirdeki tarihsel varlığına, Apostolik, Katolik ve Protestan Ermeni cemaatlerinin sosyokültürel yaşamına, özellikle mimari kültürel mirasına doğru bir yolculuk yapılacak; Apostolik Ermeni cemaatinin ana kilisesi olarak inşa edilen Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin kuruluş öyküsünden başlayarak, Kurtuluş Camii’ne dönüştürülme süreci anlatılacak.
Ve Sultanın Mimarları Balyanların son parlak temsilcisi Sarkis Bey Balyan’ın Anadolu’daki en çarpıcı tasarımı olan bu anıtsal yapının ve çevresindeki kentsel mekânın önemine değinilerek, 2023’te yaşanan Şubat depreminde ağır hasar gören yapının restorasyonuna dair bilgiler aktarılacak.
* Renan Koen: Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD) Başkanı
@kulturelmirasikorumadernegi Instagram






