Haber fotoğrafı: Hanri Benazus (1930-2024), Kaynak: Altay Spor Kulübü arşivi
2020 yılının Eylül ayıydı… Şalom DERGİ Genel Yayın Yönetmeni Suzan Nana Tarablus, Kasım sayımız için araştırmacı yazar Hanri Benazus’la röportaj yapmamı önermişti. Memnuniyetle kabul etmiş, hemen Sayın Benazus’u aramıştım. Hanri Benazus, yaptığımız bu ilk telefon görüşmesinde, ilgisi ve nezaketi ile beni kendisine hayran bırakmıştı. Pandeminin en zorlu dönemiydi. Söyleşimizi yüz yüze yapamamış olsak da, çok keyifli bir Zoom görüşmesi gerçekleştirdik. Eşimi zaten tanırdı; kızımla da tanıştı. Ailece dost olduk… Sorularımı detaylı olarak yanıtlamış, takip eden günlerde rica ettiğim ek bilgi ve belgeleri, aynı gün e-postayla iletmişti. Bilgisayar hâkimiyetinin yanı sıra, sorulara verdiği özlü ve net yanıtlar, yaşını da göz önüne aldığınızda, gerçekten çok etkileyiciydi.
Atatürk’ü bizzat tanıma şerefine erişmiş ve hâlâ hayatta olan az sayıda kişiden biri olmasının yanı sıra, benzersiz Atatürk fotoğrafları koleksiyonu ve olağanüstü bilgi birikimi nedeniyle, Benazus yurt içi ve dışında dernek ve kurumlardan çok sayıda konuşma daveti almaktaydı. Söyleşimiz sırasında, programının yoğunluğunu şöyle ifade etmişti: “Virüs çıkmasaydı, benim üç yıllık programım doluydu; okullar, dernekler, AVM’ler, dış bağlantılar…”
Benazus, emsalsiz Atatürk fotoğrafları koleksiyonunu İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladı. 2022 yılında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla gerçekleştirilen “Hanri Benazus Caddesi” açılış töreninde, Benazus duygularını şu sözcüklerle ifade etti: “En onurlu günüm… Biliyorsunuz genellikle cadde adları, sokak adları insan öldükten sonra verilir. Başkanım, ben sağken bunu yaptı… Ben bir İzmir tutkunuyum… Burasının adı, ben fotoğrafları bağışladığım için verilmedi. Benim fotoğrafları bağışlamamdan çok önce meclisten bu karar çıktı...”
Hanri Benazus’un yaşamının en unutulmaz hatırası, Atatürk’ün, elinden tutup onu özel tren kompartımanında karşısına oturttuğu, yarenlik ettiği 9 Ekim 1937 akşamına aitti. O gün yedi buçuk yaşında olan Benazus, Ata’sına duyduğu vefa borcunu bir ömür boyu ödedi; ilkokullardan ortaokullara, derneklerden üniversitelere, yurt içi ve dışında Atatürk’ün dehasını anlatarak…
Uzun yıllardır Atatürk ve Atatürkçülük konulu konferanslar verip sergiler açan Hanri Benazus, felsefi ve tarihi konularda yaklaşık 100 kitabın yazarıydı. Bütün bunların yanı sıra, e-postalarında bana “Can Kızım” diye hitap eden, yüreği sevgi dolu bir insandı. İyi ki tanımışım! Mekânın cennet olsun sevgili Hanri Benazus…