Fotoğraflar: Bilge Serdar Samanlı

Fatih ilçesinde, İstanbul’un yedinci tepesi olan Kocamustafa Tepesi’nde yer alan ve bir şatoyu andıran Bolulu Habib Bey Konağı, yaygın olarak Bulgur Palas adıyla bilinmektedir. Konağı yaptırmış olan Bolulu Habib Bey, tahıl ticaretiyle zenginleşmiş ve “Bulgur Kralı Habib Bey” lakabıyla anılınca, Bolulu Habib Bey Konağı da “Bulgur Palas” adıyla anılır olmuştur.

İstanbul’da 20. yüzyıl sivil mimarisinin en iyi örneklerinden ve 1912 yılına tarihli olan konak, ayrıca Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın da başarılı bir örneğidir. Mehmet Habib Bey, konağın inşası döneminde büyük bir ekonomik yükün altına girmiş ve borçlarını ödeyememiştir. Bu yüzden 1926 yılından itibaren Bulgur Palas, Osmanlı Bankası’na devredilmiştir. Uzun yıllar hem Osmanlı Bankası’nın arşivi hem de banka çalışanlarının konutu olarak kullanılan anıtsal bina, 2001 yılında özel bir bankaya devredilmiştir.

2021 yılında İBB tarafından satın alınan Bulgur Palas, restore edilmiş ve İBB Kültür tarafından kütüphane ve sergi salonu olmak yeniden işlevlendirilmiştir. 28 Şubat 2024 tarihinde Bulgur Palas, İstanbul halkının hizmetine açılmıştır.



“Magnum İstanbul’da” fotoğraf sergisi
Bulgur Palas’ın açılış sergisi olan “Magnum İstanbul’da” fotoğraf sergisi, 31 Ağustos 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilir. Sergi, 1947 yılında kurulmuş olan Londra, Paris ve New York merkezli Magnum Photos fotoğraf ajansının 77. yıldönümü anısına düzenlenmekte ve 20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadarki zaman süreci içerisinde yaşanmış önemli olayları, ajansın ünlü fotoğrafçılarının objektifinden incelemekte ve bu fotoğrafçıların kolektif görsel hafızamıza olan katkılarına dair yeni ve aydınlatıcı bir bakış açısı sunmaktadır. Magnum Photos 1947 yılında Robert Capa, Henri Cartier-Bresson, George Dodger ve David “Chim” Seymour’un insan ve fotoğrafçı olarak kendi bağımsız doğalarının yansıtılması amacıyla kurulmuştur. Sergideki fotoğrafların içinde, Stuart Franklin’in 4 Haziran 1989 tarihinde Beijing’deki Tiananmen Meydanı’nda tankların önünde duran adam fotoğrafı ile, Marc Ribout’un 1967 yılında Vietnam Savaşı bir yürüyüş sırasında Amerikan Ulusal Muhafızları’nın süngüleri karşısında elinde bir çiçekle duran genç kız fotoğrafı yer almaktadır. Peter Marlow ise 2003 yılında Concorde uçağının son uçuşu sırasında Londra Heathrow havalimanına inişinin fotoğraflarını çekmiştir.

Magnum Photos’un tek Türk üyesi olan Emin Özmen’in, 30 fotoğraftan oluşan koleksiyonu ise “Kavisli Çizgiler” adı altında sergilenmektedir. Başkalarının yaşamlarını anlatmak için bütün dünyayı dolaşmış olsa da Özmen’in en büyük ilgi alanı daima Türkiye ve insanları olmuştur. Bir İstanbul sakini olan Özmen, on yıllar boyunca İstanbul’u belgelemiştir.

Emin Özmen, İstanbul’u en iyi karakterize eden şeyin su olduğunu açıklamaktadır. O’na göre su, Batı ile Doğu arasında bir perde gibidir, zira hem ayırmakta hem de birleştirmektedir. Coğrafi ve kültürel olarak her yerde mevcut olan bir elementtir su. İnsanları farklılıkların ve kültürlerin ötesinde, bir araya getirmektedir ve sonsuz imkânlar sunmaktadır. Suyun verdiği duygu evrenseldir. Bu yüzden Emin Özmen’in fotoğraflarında İstanbul Boğazı ve Haliç önemli bir unsurdur.

Bulgur Palas’ın en üst katındaki seyir terasında tarihî yarımadanın eşsiz panoramik manzarası görülebilir.