Geçtiğimiz mart ayında yayınlanan bir klinik çalışmanın sonuçları Parkinson hastalığına (PH) sahip kişilere bir umut niteliği taşıyordu. Zira, her ne kadar bazı tedavileri olsa da PH, dünya çapında milyonlarca kişiyi etkileyen yaygın bir nörodejeneratif, yani sinir sisteminde harabiyet yaratan bir hastalıktır. Hareketle ilgili bulgular da hastaları en fazla rahatsız eden durumların başında gelmektedir. İşte buna yönelik olarak yapılan bir organ naklinin sonuçları yüz güldürücüydü. Ama bu organın insan gaytası (dışkı) olması işin daha çarpıcı yanını oluşturuyordu.

Araştırmalara göre Parkinson’nun sıklığı, pestisit kullanımı ve yaşlanan nüfus gibi faktörler nedeniyle hızla artmaktadır. Hastalığın göstergeleri hem motor, yani hareketlerle ilgili, hem de motor olmayan semptomları içerir. Denge sorunları, sertlik ve kendine has titreme en iyi bilinen semptomlardır ve hemen her zaman tanı koydurucudur. Bununla birlikte, koku kaybı, kabızlık ve uykuda REM dönemi bozuklukları gibi motor olmayan semptomlar tanı öncesi dönemde yavaş yavaş gelişebilmektedir.


“Geleceğe Dönüş” filminin yıldızı Michael J. Fox ve şampiyon boksör Muhammed Ali Parkinson hastalığının toplumca bilinmesini sağlayan figürler

Parkinson’da, “alfa-sinüklein” adı verilen bir proteinin yanlış organizasyonu ve birikerek kümeleşmesi, temel nedenlerden biri olarak gözükmektedir. Bu kümeler daha sonra beyindeki dopamin denilen sinirler arası iletimde görevli bir maddeyi üreten sinir hücrelerine zarar verir ve bu da tipik Parkinson semptomlarına yol açar. Mevcut tedaviler çoğunlukla bu dopamini yerine koymayı hedefler. Ancak sıklıkla yan etkiler yaşatırlar ve zamanla etkinlikleri azalabilir.

Parkinson ile bağırsak arasındaki şaşırtıcı bağlantı
Heinrich Heine Üniversitesi’nden Profesör Dr. Erdem Gültekin Tamgüney başkanlığındaki bir araştırma ekibi geçen yıl yaptıkları çalışmada da sadece REM uykusu bozukluğu bulgusu gösteren hastaların dışkı örneklerinde, daha yüksek konsantrasyonda alfa-sinüklein birikimlerinin tespit edilebildiğini gösterdi. PH için erken tanı ve tedavi planlanabilmesi açısından çok önemli olan bu çalışma aynı zamanda da bağırsak mikrobiyatasının, yani bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca bakterinin (flora) bu konudaki değerini işaret ediyordu.

Gerçekten de yeni araştırmalar Parkinson ile bağırsak mikrobiyomu arasında şaşırtıcı bir bağlantı olduğunu öne sürüyor. Parkinson hastaları, sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında sıklıkla değişen bağırsak mikrobiyomuna sahiptir ve sıklıkla daha fazla inflamasyon ve bozulmuş bağırsak direnci gösterirler.

Yeni yapılan çalışmada ise bu hipotezler ışığında farklı bir organ nakli girişimi uygulandı. Erken evre Parkinson hastalığı olan katılımcılara sağlıklı gönüllülerin dışkıları nakledildi. Parkinson hastalığı olan katılımcılara dışkı, burundan sokulan ve karışımı direkt ince bağırsağa iletebilen bir tüp aracılığıyla verildi.


Gayta nakli özünde bağırsak florasının naklidir


Dışkı nakli
Dışkı nakli (Fekal Transplantasyon -FT) çok fazla bilinmese de tıp alanında son zamanlarda yaygınlaşan bir uygulama. Bağırsaklarda yer alan zengin floranın bozulmasının pek çok hastalıkta bir faktör olabileceği düşüncesi ile ortaya çıkan kavram bu uygulamanın geliştirilmesini sağladı. FT, sağlıklı bireylerden alınan gaytanın çeşitli işlemlerden geçirilerek, farklı yollarla hastanın bağırsaklarına verilmesidir. Mide-bağırsak sistemi hastalıkları yanında astım, kronik yorgunluk sendromu, insülin direnci gibi pek çok hastalık ve durumda araştırılmakta ve uygulanmaktadır.

Mevcut çalışmada Parkinson’da motor semptomlardaki iyileşme, nakilden sonraki 6 ve 12. ay arasında belirgin olarak gözlendi. Ayrıca katılımcılarda, Parkinson olan pek çok kişide görülen ve rahatsız edici bir semptom olan kabızlık sorunu da azaldı. Parkinson hastaları için bir umut ışığı olan uygulamanın standart bir tedavi haline gelebilmesi için daha kapsamlı araştırmalar gerektiği de unutulmamalıdır.

Kaynakça:
Bruggeman A, eClinicalMedicine, VOLUME 71, 102563, MAY 2024
Schaffrath A, npj Parkinson's Disease volume 9, Article number: 14 (2023)