Haber fotoğrafı: Andre Vicente Goncalves'in merceğinden Afrika - Fas pencereleri
Evimin penceresinden bakıyorum, ışıklar tek tek yanıyor. Her bir pencerenin içi bir dünya. Ayrılanlar, barışanlar, hayata küsenler, hayata gözlerini açanlar, hepsi hikâyenin parçası. Dünyanın dört bir yanında pencereler farklı açılıyor.
André Vicente Gonçalves “Dünyanın Pencereleri ve Dünyanın Kapıları” adlı fotoğraf serileri ile hazırladığı projede bizleri ince detayları kaçırmadan bir dünya turuna çıkarıyor.

Fotoğrafçı André Vicente Gonçalves
André Vicente Gonçalves kimdir?
Gonçalves eğitimini İtalya’daki Trento Üniversitesi’nde bilgisayar üzerine aldıktan sonra Lizbon’da fotoğrafçılık kariyeri için adımlar attı. Lizbon Evora arasında mekik okuyan Gonçalves seyahat, marka fotoğrafçılığı alanında çalıştı. Mimari detaylara olan ilgisi ile “Windows of the World” projesini yarattı. André Vicente Gonçalves bu projesi ile şehirlerin “parmak izi” olarak nitelendirdiği pencereleri arşivledi.

Andre Vicente Goncalves, Arjantin Buenos Aires
Aynı zamanda tarihe, kültüre, coğrafyaya bir başka “pencereden” bakmaya yönlendirdi. Projenin bir diğer amacı, detaylara dikkat çekmek ve pencerelerin gündelik yaşamdaki izlerini göstermek… Sanatçı mimari unsurları algılamak adına çekimler yapmakta. Çerçeveler, menteşeler, eşikler tüm kompozisyonlarına eşlik etmekte. Portekizli dâhi, “Duvarın sadece bir deliğinden büyük bir evrim” diye tasvir ettiği pencerelere anlam katıyor.

Andre Vicente Goncalves, İtalya Burano
Pencerenin tarihçesine kısa bir bakış
Arkeolojik araştırmalara göre, sert hava şartlarında çalışan, doğal afetlerden kendini korumak isteyen, yaşadıkları yerlerde kendilerini güvende hissetmek isteyen atalarımız aynı zamanda ışığın ve temiz havanın dolaşımına önem vermişler. Bu amaçla duvarlarında büyük boşluklar açmış ve bu boşlukları ağaç dalları ve ot demetleri ile kapatmışlar. O günden günümüze temiz havanın insan vücudu için olan faydası bilinmekte. İlk pencerelerin, 6.000 yıl önce Mısır ve Mezopotamya’nın eski uygarlıklarında yapıldığı saptandı. İran’ın antik Persepolis Kenti kazılarında ilkel tipli pencere yapımında yağa batırılmış kumaş, gerilmiş hayvan derileri ve papirüs gibi malzemelerin kullanıldığı düşünülüyor. İnsan yapımı cam ilk kez Doğu Mezopotamya ve Mısır bölgelerinde ortaya çıktı. Suriyeli ustaların, cam işleme ve cam üfleme metodunu icat etmeleriyle daha hızlı, daha kolay ve daha ucuz hale gelen cam üretimi, farklı coğrafyalara yayıldı. Ancak, saydam ve yarı saydam camdan söz edebilmek için Fenikelileri ve Eski Romalıların sahneye çıkmasını beklemek gerekiyor. Orta Çağ’da pencere ve cam kullanılmaya başlandı ve bina estetiği açısından önemli bir tasarım ögesi haline geldi. Modern mimarlığın kurucusu sayılan Le Corbusier, “Mimarlık tarihi aynı zamanda pencerelerin de tarihidir” der ve “pencere bir ışık makinesidir” diye devam eder.
Pencereler ve şehirler
Pencereler aynı zamanda şehirlerin tarihi ve kültürel özellikleriyle de özdeşleşirler. Buna göre, Lizbon’un renkli seramik kaplamalı dışa açılan panjurları yerel mimari ile benzeşirken Portekiz’in bir başka şehri olan Porto’da dar ve uzun pencereler ile Gotik ve Barok etkileri görülür. İtalya’nın gondollar şehri Venedik’te yuvarlak ve pastel renkli cepheler, küçük balkonlar dikkati çeker. Rönesans ve Bizans mimarisi Venedik pencerelerinin esin kaynağıdır. İtalya’ya birkaç kilometre uzakta bir başka şehirde, Bükreş’te, sade ve yüksek tavanlar simetrik pencereler Komünist dönemin etkilerini taşır. Amsterdam geniş camları ile Bükreş’le nerdeyse tezat bir görüntü sergiler. Işık bu pencerelerin can simididir. “Evim kalemdir” felsefesine sahip Amerikan Viktoryen tarzı pencereler ABD’nin San Francisco kentinin adeta simgesidir. Ayrıntılı ve büyük süslemeler, geniş renkli vitraylar bu kentin pencere detaylarını belirler. Gotik, Romanesk, Rönesans ve Barok gibi tarihî stillerin karışımı San Francisco için geçerlidir.
Japonya’nın başkenti olan Tokyo için minimalist ahşap detaylar, pirinç kâğıdı kaplanmış kayar pencereler son derece karakteristiktir. Bu pencerelerin adı shōji’dir. Pencerelerin en önemli özelliğinin hava sirkülasyonunu düzenlemek olduğuna göre, kıtalar arasında boyut farklılıkları göstermeleri de normaldir. Ortadoğu ve Afrika’da ahşap kafeslere mashrabiya denir. Mashrabiyalar içeriyi dışarıdan gizlerken hava geçişine de izin verir. Meksika’da renkli mozaikler ya da seramik bordürlü pencere çevreleri bulunur. Sibirya gibi soğuk iklimlerde küçük ve kalın camlı pencereler ısı kaybını önler.
Osmanlı ve Anadolu pencereleri
Anadolu deyince aklımıza geniş bir toprak parçası, değişik iklimler ve birbirinden farklı inançlar gelir. Dolayısıyla taş evler ile ahşap konakların pencerelerinin de farklılık göstermesi doğaldır. Ancak her durumda mahremiyet önem taşır. Özellikle cumbalı evlerde kadınların dışarıdan görünmemesi, ancak kadınların dışarıyı görebilmelerini sağlamak büyük önem taşır. Zira kadınların dış dünya ile olan tek bağlantıları bu pencerelerdir. Bazı cumbalar kafeslerle sınırlandırılır, bazı evlerde ise açık cumbalar bulunurdu. Bu cumbalar ise teras gibi ferah alanlardı. Oymalı kepenkler, kuşluklar, çiçekliler pencereleri süsler. Malzeme kullanımı da yöreden yöreye değişir. Doğu Anadolu’da taş, Karadeniz’de ahşap, İç Anadolu’da kerpiç kullanılır. Osmanlı mimarisinde alt ve üst pencere sistemi vardır. Alt pencereler parmaklıklı, üst pencereler renkli cam ve süslemeli olurdu. Üst pencereler daha çok ışık ve estetik için; alt pencereler hava ve manzara için kullanılırdı. Geleneksel Türk evlerinde kapı açmadan kimin geldiğini görebilmek adına kapı girişini rahatlıkla gören küçük pencereler bulunurdu. 
Bu pencerelere de “kim geldi penceresi” adı verilmişti. Saraylarda ise çok renkli cam pencereler ışığın yansıması adına önem kazanır.
Dünyanın ünlü pencereleri
Dünyanın en ünlü pencerelerinin hepsi ayrı ayrı mesaj verir niteliğindedir. Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nın penceresi nam-ı diğer “Papa’nın Penceresi” Hristiyan aleminin adeta bir sembolü. 
Papa, pazar duaları ve dinî bayramlarda bu pencereden halka seslenir. Papa’nın her hareketinin bir anlamı olduğu gibi, pencerenin de açılıp kapanmasıyla birçok şey anlaşılabilir. Barok dönemin bir örneği olan bu eser, 17. yüzyılda Gian Lorenzo Bernini tarafından yapıldı. Pencerenin ortasında kutsal ruhu simgeleyen bir güvercin figürü görülür.
Hawa Mahal veya Rüzgâr Sarayı Pencereleri 950’nin üstünde minyatür pencereden oluşur
1799 yılında Hindistan’ın Jaipur kentinde inşa edilen Hawa Mahal veya Rüzgâr Sarayı Pencereleri 950’nin üstünde minyatür pencereden oluşur. Saray kadınlarının dışarıdan görünmelerini engellemek amacı ile yapılmıştır.

Buckingham Sarayı balkon pencereleri, Londra
Londra’nın Buckingham Sarayı’nın Balkon Pencereleri kraliyet ailesinin halkı selamladığı bir mekândır. Venedik’teki “Son Bakış” penceresinin diğer adı “Ağlama Penceresi”dir. Mahkûmlar Venedik’in güzelliğine son kez bu pencereden bakar ve zindanlara götürülürdü. İstanbul’daki Topkapı Sarayı Harem Pencereleri Osmanlı cam ve ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Topkapı Sarayı Harem Pencereleri
Unutulmaz pencereler…
Anne Frank 15 yaşında hayatını kaybeden bir genç kız. Yazdığı günlük Holokost’un adeta bir simgesi haline geldi. Anne Frank yaklaşık 2 yıl kadar bir binanın arka bölümünde yaşadı. Dünya ile tek ilişkisi siyah perdelerle kapanmış küçük bir pencere idi. Bu pencere gündüzleri kapalı tutulurdu. Azami dikkat gerektiren bir yaşam şekli idi. En ufak ışık huzmesi veya hareket, içeride birilerinin yaşadığına dair bir işaret olabilirdi. Anne Frank günlüğünde özellikle bir at kestanesi ağacından söz eder. Bu ağaç onun doğa ile olan tek ilişkisidir. Bu pencere Anne Frank için özgürlük umudu idi. Mevsimlerin geçişini bile bu pencereden takip edebilmekteydi. Sessizlik, korku, belirsizlik bu pencerenin günlüğe yansıttıkları idi. Günümüzde, Hollanda’daki bu ev ziyaretçilere açıktır. Pencere olduğu gibi muhafaza edildi. Ziyaretçi Anne Frank’ın hissettiklerini hissedebilir mi acaba?
Şimdi de İtalya’nın Verona kentine gidiyoruz. William Shakespeare’in ünlü oyunu Romeo ve Jülyet ile özdeşleşmiş Jülyet’in balkonundan dünyaya bakıyoruz. Bu yapı gerçek tarihsel bir yapıttan değil edebiyattan beslenen bir mekândır. Bugün sayısı milyonları bulan ziyaretçiler, bu mekânda aşk dileklerinde bulunurlar. Bu balkon, bir söylentiye göre bir tabuttan dönüştürüldü. Beyaz mermer taş balkonda, Jülyet’in durduğunu, Romeo’nun da balkonun altında serenat yaptığını görür gibi olursunuz. Kavuşmayan aşıkların sembolü olan balkon ve pencere aynı zamanda engel tanımazlığı da anlatır. Tarihsel olarak düşünüldüğü zaman, pencere ve balkonlar aşk itiraflarının sıkça rastlanan tanıklarıdır. Ziyaretçiler gelenek olarak bu mekânın duvarlarına aşk mektupları yazarlar. İki yüz dilden fazla aşk mektubu yazıldığı saptandı.
Sanat alanında, pencereleri kimler konu olarak kullandı
Ressamlar pencere imgesini sıklıkla kullandılar. Sınırları belirlemek, özgürlük veya esaret, uyanış, büyüme, hayal ve gerçek, tüm bu kavramlar sanatçıların irdeledikleri kavramlardır. Van Gogh’un “Yatak Odası” adlı yapıtı ressamın iç dünyasına açılan bir pencere olmakla birlikte dışa açılan tek odak noktasıdır. Pencerenin açık olması ve renkleri, tabloya ayrı bir ferahlık duygusu verir. 1822 yılında Caspar David Friedrich “Pencerede Kadın” tablosunu yaparken romantizmden etkilendi. 
Caspar David Friedrich Pencerede Kadın
Kadın, arkasını dönük bir durumda pencereden dışarı bakmaktadır. Bu tablo, insan doğa ilişkisini anlatır. Fauvizmin etkisinde eserler yaratan Henri Matisse açık bir pencereden özgürlük ve canlılığı mavi, yeşil ve pembe tonları ile ifade eder. Marc Chagall ise “Pencereden Paris” adlı eserini kübizm ve modernizmden etkilenerek yarattı. 1925 yılında Salvador Dali’nin “Penceredeki Genç Kadın” adlı tablosu kız kardeşi Ana Maria’ya ait. Ana Maria sırtı dönüktür, içe dönüktür, sessiz bir bekleyiş içindedir. Pablo Picasso’nun “Pencerenin Önündeki Kadın” adlı eseri 1936 yılında sürrealizmin etkisinde resmedildi. 
Pablo Picasso, "Pencerenin Önündeki Kadın"
Kadının zihni karışıktır dış dünyaya özlem duymaktadır...
Kaynakça:
https://t24.tr
https://www.fikriyat.com
https://www.architecturaldigest.com
https://galeriemagazine.com
https://mimdap.org
https://www.themagger.com
https://www.sanatlaart.com
https://dergipark.org.tr
https://lescouleurs.ch






