Yusuf Tolga Ünker*



Bektaşilik’in Babagan kolunun günümüz temsilcilerinden olan Mahmut Erik Aydın Baba Erenler ile Kurtuluş Savaşı’nda Bektaşiler hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisi, bizlere tarihimizin ve kültürümüzün önemli bir parçası olan Bektaşilerin, “Milli Mücadelemiz” sırasında yapmış oldukları önemli vazifeler hakkında bilgiler aktardı.

Asıl konumuza geçmeden önce, bilmeyenler için Bektaşilik hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
13. Yüzyıldan bu yana gelen ve sürekli ileriye doğru gelişen ve çağlar değiştikçe yepyeni güzelliklerle süslenen Bektaşiliği tarif etmek onu donduracaktır. Ancak bu gerçeğe rağmen söylediklerimizin daha kolay anlaşılabilmesi için biz söze Bektaşiliği tarifle başlayalım.

Bektaşilik, Yüce Allah’ın bilerek kusurlarıyla birlikte yarattığı insanı kusurlarından arındıran ve onu Allah ahlakıyla ahlaklandıran okulun adıdır. Belki de bu okula, bir üniversite ya da yaşam boyu eğitim merkezi demek daha doğru olacaktır. Tanrı’nın bilerek ham yarattığı insan bu okulda gelişir, olgunlaşır, pişer; iyi, güzel ve kâmil insan olur.

Bektaşilere göre Yüce Tanrı, evreni kendi özünde bulunan sevgi temeli üzerine kurmuştur. Evrendeki tüm varlıklar, olup biten ne varsa O’nun, Sevgisinin ve Aşkının ürünüdür.

Bir Hadis-i kutsi’de buyuruluyor ki “Sakın kâinata ve rüzgâra sövmeyiniz, zira kâinat Hakk’ın vücudu, rüzgâr ise Cenâb-ı Hakk’ın nefesi ve rahmetidir. Allah’tan başka vücut veya mevcut yoktur. Ondan hiçbir kötülük gelmez, kötülük geleceği korkusuna kapılıp ondan kaçmak olmaz.


Salih Niyazi Dedebaba

Kurtuluş Savaşı öncesinde Bektaşiler ne gibi faaliyetlerde bulunmaktaydılar?
Bilindiği üzere Osmanlı’da çağdaşlaşma ve anayasal bir sistemin kurulması için çalışanların çoğunluğu Bektaşi aydınlar, devlet adamları ve askerlerdi. Yine Vatan, Millet gibi kavramları ilk defa ortaya atan, genç kuşaklara Vatan ve Millet sevgisini aşılayan Vatan Şairi Namık Kemal, Ziya Paşa, Şair Eşref gibi Bektaşi aydınlardır. Onların fikirleri 1865’te kurulan Jön Türkler’e ve daha sonra kurulan İttihat ve Terakki’ye örnek olmuştur.

İttihat Terakki’nin kurucu ve liderlerinden Talat Paşa, Ahmet Rıza Bey, Eyüp Sabri Bey, Kolağası Resneli Niyazi Bey, İbrahim Temo, Şemsettin Sami Yen, Enver Paşa ve amcası Kut-ül Amare (Selman-ı Pak) kahramanı Halil Paşa ve yine meşhur fedailerin çoğunluğu Bektaşi’dirler.

Kurtuluş Savaşı’nda Bektaşiler ne gibi faaliyetlerde bulundular? Türk Ordusu’nda yer alan Bektaşiler var mıydı?
Bir önceki sorunuza cevabımızda da belirtiğimiz gibi Osmanlı Ordusu’nun mektepli subaylarının bilhassa Balkan kökenlilerin çok önemli bir bölümü, Vatan ve Millet sevgisi yüksek Bektaşi subaylardan oluşmaktaydı. Atatürk’ün öğrenim gördüğü Makedonya’da bulunan Manastır, Bektaşilerin yoğun olarak yaşadığı bir şehirdi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Namık Kemal’den çok etkilenmiş ve Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tir,” veciz sözleri ile bu etkiyi tarihe not olarak düşmüştür.


Gazi Hazretleri, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında yanında bulunan heyette Bektaşi subaylar da mevcuttu. Örneğin bu heyette bulunan Dr. Refik Saydam, ölene kadar Atatürk’ün yanından hiç ayrılmamıştır.

Beş gün Samsun’da kaldıktan sonra Havza’ya geçen Atatürk, Havza’da Ali Baba tarafından konuk edilmiştir. Havza, Alevi Bektaşilerin yoğun olarak yaşadığı Amasya, Tokat ve Çorum illerinin giriş kapısıydı. Yine bu civarda Selanik, Kayalar köyünden gelen Babagan Bektaşiler yaşamaktaydı ve bunu çok iyi bilen Atatürk 26 Haziran 1919’da 2. Ordu Müfettişliği vasıtasıyla Salih Niyazi Dedebaba ve Cemalettin Çelebi’ye telgraf çekerek desteklerini istemiş ve Erzurum ve Sivas Kongreleri sonrasında Ankara’ya geçerken, 22 Aralık 1919 günü Hacıbektaş’ı ziyaret etmiştir.

Mustafa Kemal Paşa ve yanında bulunan heyet ilk olarak o sırada Dedebaba Postu’nda oturan Salih Niyazi Dedebaba tarafından yolda karşılandı ve dergâhta mihman edildi.

Ertesi gün 23 Aralık 1919 günü Milli Mücadele’nin manevi mimarları arasında yer alan Çelebi Cemalettin Efendi ile de baş başa uzun bir görüşme yaptı ve geceyi Cemalettin Çelebi’nin evinde geçirdi.

Mustafa Kemal Paşa ertesi gün 24 Aralık 1919 günü Hünkâr Hacıbektaş Veli türbesini ziyaret ederek Niyaz etti. Dergâh’ta, Atatürk, Cemalettin Efendi, Salih Niyazi Dedebaba ve diğer ileri gelenlerle özel bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda bağımsızlık mücadelesi konuşuldu ve Kurtuluş Savaşı için Atatürk’e para yardımı yapıldı. Şevket Süreyya Aydemir bu yardım hakkında; “Kurtuluş Savaşı için yapılan ilk para yardımıdır” diye yazar.

Diğer taraftan, İşgale karşı direnişi İstanbul’da yürüten Karakol Cemiyeti, Talat Paşa, Albay Kara Vasıf Bey, Yüzbaşı Baha Sait Bey, Galatalı Şevket ve Yeni Bahçeli Şükrü Bey gibi hem ittihatçı hem de Nasipli Bektaşilerden oluşmaktaydı.

Yine Atatürk’ün emriyle kurulan MİM (Müdâfaa-i Milliye) gurubunun kurucusu ve ilk başkanı Teşkilat-ı Mahsusa kökenli, Albay Hüsamettin Ertürk bir Bektaşi babasıdır. Anadolu’ya silah ve Merdiven Köy’deki Şah Kulu Bektaşi Dergâhı ve Üsküdar Paşa Limanı’ndaki, Yarımca Baba Bektaşi Tekkesi Anadolu’ya silah, cephane ve lojistik destek merkezi görevleri yapmıştır. Öküz Limanı da denilen Yarımca Baba Bektaşi Tekkesi, Anadolu’ya destek verdiği için Yunan savaş gemileri tarafından topa tutulmuş ve tahrip edilmiştir.

Yüce Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda, İstihbarat örgütünde olduğu gibi, haberleşme hizmetlerini de Bektaşilere emanet etmiştir. PTT’nin başında olan Ali Naci Baykal, Bektaşi dede başı olup, Manastırlı Hamdi, Eşref Balım Baba gibi Bektaşiler gizli haberleşmede görev almışlardır.


Atatürk’ün Bektaşilik hakkındaki düşünceleri nelerdir?
Atatürk, Selanik ve Manastır gibi Bektaşilerin yoğun olarak yaşadığı bölgede yetişmiştir. Bazı kaynaklar Annesi Latife Hanım ve Babası Ali Rıza Bey’in Bektaşi olduklarını yazarlar ve bizler onun Bektaşi olduğunu kabul ederiz.

Atatürk’ün en yakınında bulunanlar daima Bektaşiler olmuştur. Örneğin, Manastır Askeri Lisesinden sınıf arkadaşı ve Hakk’a yürüyene kadar daima yanında bulunan özel doktoru Dr. Ragıp Erensel bir Bektaşi babasıdır.

Yine onun değişmez sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam, Nasipli bir Bektaşi’dir. Yine Atatürk’ün cebindeki paradan, ilaç saatlerine kadar her şeyi ayarlamaktan sorumlu bulunan ve uzun yıllar özel kalem müdürlüğünü yapmış olan Hasan Rıza Soyak, Rumelihisarı Nafi Baba Bektaşi Ailesi’nin mensubudur.

Mustafa Kemal Atatürk’e karşı hareketleri destekleyen Bektaşiler olmuş mudur?
Kesinlikle hayır. Bektaşiler Atatürk ilke ve devrimlerine sonuna kadar bağlıdırlar. Atatürk, Bektaşilerin kırmızıçizgisidir.

Cumhuriyet döneminin ileri gelen ve etkin Bektaşileri kimlerdir?
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Sağlık Bakanı ve Başbakanlık yapmış Dr. Refik Saydam, Başbakan Adnan Menderes, Başbakan Recep Peker, Kazım Karabekir, Cemal Bardakçı, Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülgen, Prof. Dr. Hüseyin Pektaş, Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan, Şair Behçet Kemal Çağlar, Şair Yahya Kemal Beyatlı, Milli Emniyet’ten Albay Hüsamettin Ertürk ilk aklıma gelenler.

Günümüzde Bektaşiler ne gibi faaliyetler içindeler?
Tarihî Bektaşi Dergâhları ve Vakıf mülklerimiz farklı grupların işgallerinde olduğu için ibadetlerimize, evlerimizde (Bektaşi hanelerimizde) devam ediyoruz. Ümit ediyoruz ki, yabancı vakıf malları örneğindeki gibi Bektaşi Vakıf malları da Bektaşilere iade edilecek ve inşallah ibadetlerimize tarihi mekânlarımızda devam edeceğiz.

Sizce, Bektaşilik ülkemizde tam olarak anlaşılmış bir konu mudur? Ve sizce Bektaşiliğe, insanların yaklaşımları nasıldır?
Bizim insanlara ulaşıp kendimizi yeteri kadar anlatamadığımız görüşündeyim… Zira bizi merak edip okuyan, duyan dünyanın her yerinden insanlar, son zamanlarda bilhassa gençler Bektaşiliğe intisap ediyorlar… Pandeminin bu zor günlerinde dahi Almanya’dan ve ABD’den Bektaşi olmak için gelen gençleri gördükçe gelecek güzel günlere olan umudumuz çokça artıyor… Aşk Olsun onlara… Bu itibarla tüm okuyucularınızı muhabbetle selamlarım… Hızır yoldaşımız olsun, Aşk Olsun...

* Arş. Gör. Yusuf Tolga Ünker - Maltepe Üniversitesi