BİR AŞK HİKÂYESİ


Bir gün, ola ki yolunuz Londra Metro’sunun “Embankment” istasyonuna düşerse, sesli uyarı sistemindeki “Mind the gap” (boşluğa dikkat) sesine özel bir dikkat buyurunuz.

Sesin başka yerde kolay kolay duyamayacağınız öylesine zengin bir teatral tonları var ki…
“Nereden çıktı şimdi bu?” diyeceksiniz. Şuradan çıktı, Şubat ayının Valentine ayı olması münasebeti ile, bu dokunaklı öyküyü burada paylaşmadan edemezdim. Çoktur öyle insanın ruhuna işleyen ve artık gittikçe ender rastlanacak aşk hikâyeleri… Ender oldukları için de değerlidir. İnsan her şeye rağmen gerçek sevginin varlığına inanmaya ihtiyacı vardır çünkü.
“Kavuşamadılar da onun için ölümsüz kaldı öyküleri,” derdi fazla realist kocam Romeo-Juliette aşkı için. Evlenselerdi ve de güncel yaşam içinde kaynana derdi, geçim derdi, saray entrikaları, çocuk sorunları ile karşılaşsalardı acaba o ölümsüz aşk ne kadar dayanırdı?
Her ne ise, biz yine umudumuza sarılıp, hikâyemize dönelim.


Dr. Margaret

Metro hatlarında gizli kalan aşk hikâyesi

London Reconnections (Londra Bağlantıları) blogunun editörü olan John Bull, yazılarında ulaşım hatları ile ilgili her türlü teferruata yer verir. Günün birinde, karşısına çıkan bir aşk hikâyesini Twitter üzerinden de paylaşınca, hikâye bir anda viral olup Guardian Cities’de de yayınlanır. Metro hatlarında gizli kalan bu aşk hikâyesini Bull şöyle anlatıyordu blogunda:
Tam 2012 Noel öncesiydi. Embankment metro istasyonunda çok üzgün tavırlı bir kadın görevliye yaklaşarak:
-O ses nerede? diye sordu.
-Ses ma’m?
- O ses işte, hani yolculara “mind the gap!” diyen adamın sesi.
Birkaç kişi daha yaklaşmış, görevli konuşmalardan anlam çıkarmaya çalışıyordu.
-Haa o ses mi? Sorun yok lady, yeni dijital sistem gereği yapılan değişiklilik kapsamında, yeni sesler kullanılmasına karar verildi.
Kadın dona kalmıştı… İnsanlar ona iyi olup olmadığını sordular. Margaret:
-O ses, dedi kocamın sesiydi...”

Hikâyenin ardındaki gerçek
Oswald Laurence, tiyatro kariyerinde ünlenemediyse de, 1950’lerde kaydedilen sesi Londra metro istasyonlarının Northern Line (kuzey hattının) platformlarında yankılanır olmuştu. Ölümü, kalbimi parçaladı, dedi Margaret ama her gün işe giderken metro istasyonunda duyduğum sesi, benim ölümüne dayanma gücüm olmuştu.”
Bazen peronda oturur, sesini dinlerdi.
Aslında Oswald’ın orada olmadığını biliyordu ama sesi oradaydı. Beş yıl boyunca bu onun rutini olmuştu. Ama şimdi, şimdi o ses de yok olmuştu artık! Herkes için o vagon ile peron arasındaki boşluğa dikkat çeken ses, basit uyarı sesiydi ama Margaret için, kaybettiği aşkının sesiydi ve şimdi o da kaybolmuştu.


Dr. Margaret ve eşi Oswald Laurence

Oswald ve Margaret
Oswald Laurence, on yedi yaşında İngiltere “Royal Academy of Dramatic Arts” - Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi’ne kaydolmuş, mezuniyetinin ardından 1956’da “Three Men in a Boat” (Bir kayıkta üç erkek), 1967’de “The Dirty Dozen” (Pis düzine) adlı filmlerde, bir de Roger Moore’un başrolünde olduğu “The Saint” (Aziz) dizisinde rol almıştı.
Dr. Margaret McCollum ise 39 yıl sağlık alanına hizmet etmiş, ve kocası gibi o da işine hep bu metro istasyonu üzerinden gidip-gelmişti ama kader henüz devreye girmemişti. Ağırlıklı olarak tiyatroda çalışan Oswald, bir süreliğine oyunculuğu bırakıp gemi yolculukları düzenleyen bir şirkette çalışmaya başladı. Dr. Margaret’in 1992’de Londra Heathrow Havaalanı’ndan Oswald’ın rehberliğinde Fas’a bir gemi yolculuğuna çıkması ile tanışan çiftin 11 yıllık mutlu evliliği, uzun süreli kardiyovasküler sorunları sonucu Oswald’ın 2007’deki ölümüyle noktalanmıştı.

Peki, ne olacaktı şimdi?

Embankment personeli ondan özür diledi. Bu yeni dijital sistemin gereği yapılan değişiklik yönetimsel ve geneldi. Sadece yapılması gerekiyordu, o kadar ama, eski kayıtlar varsa, onun için bir kopyasını bulmaya söz verdiler. Margaret, bunun çok zor olduğunu biliyordu. Yine de ilgileri için onlara teşekkür edip ayrıldı.
Noel gelmiş çatmıştı. Margaret her zamanki gibi işe gitmek için Embankment durağına indi, platformdaki banklardan birine oturdu ve metro yaklaştığında, birden, o bir daha duyamayacağını sandığı anonsu duydu: “Mind the gap!” diyordu Oswald yine!!
Embankment durağı personeli, bu hikâyeden çok etkilenmişti. Hepsi de esasen kaybettikleri bir sevdiklerinin sesini tekrar duyabilmek için neler vermezlerdi! Düşündüler, yoğun bir araştırma, yoğun çaba ve bolca da şansın da yardımı ile, ola ki hiç değilse tam da Noel arifesinde bu kadının dileğini yerine getirebilirlerdi. Oldukça kalabalık bir gönüllü grubu, günlerce koordineli olarak tüm eski arşivleri elden geçirdi, eski kasetler toplandı, tozları alındı, restore edildi, dinlendi sesler ayıklandı, derlendi ve mucize kabilinden Oswald’ın tekrardan Margaret’e adımına dikkat etmesi için seslenmesi gerçekleştirilmiş oldu.
Bugün, TFL (Transport for London) personeli, Oswald’ın yetmiş küsur yıllık sesinin halen hattaki peronlarda yankılandığını ancak, ne yazık ki son birkaç yıldır, Dr. Margaret’i artık peronlarında göremediklerini üzüntü ile ifade ettiler.