ETİMOLOJİ


Etimoloji, bir dildeki sözcüklerin kökenlerini inceleyen bir bilim dalı. Sözcüklerin de tarihi var. Sabit kalmazlar. Dillerden dillere seyahat ederler. Bu seyahat onları dönüştürür, değiştirir. Bugün yemekler üzerine bir yolculuk yapalım kelimelerle…
* Kapuska sever misiniz? Ben severim. Çoğu kişi sevmez. 1960’larda Sovyet lideri Kruşçev, “Herkesin tenceresinden lahananın eksik olmadığı” bir sosyalist düzenden bahsetmiş. Kapuskanın ismi, Almanların Ortaçağ’da lahanaya verdikleri isimden geliyor: kapuz. Aslında kelle demekmiş. Şeklini benzetmiş olsalar gerek. Doğu Avrupa ulusları lahanayı Almanlardan öğrenmişler. Ruslar lahanaya kapusta, Macarlar kapostza diyor. Peki, biz niye lahana diyoruz? Yunancadan almışız da ondan. Eski Yunancada lahano, yeşillik, her türlü sebze anlamına geliyormuş.
* Peki, kapuska sevmeyenlere kumpir ikram etsek? 1980 sonrası yeni bir kelime. Fırında pişmiş, türlü katkı maddeleriyle yenen patates. Bulgarca veya Sırpça krumpir’den geliyor. Patates demek. Yani kumpirin adı da patates aslında.
* Bazıları et olmadan doymaz. Izgara et pişirelim. İngilizcede stick (sopa), sticker (etiket) ve steak (Türkçeye de girdi - ızgaralık et) kelimelerinin aynı kökten geliyor olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Eskiden sopaya geçirilip kızartılırmış etler. Kralın fermanı ya da önemli kâğıtlar da duvara bir sopayla çakılır, halkın ilgisine sunulurmuş. Etiketlerde bugün onları yerinde tutan zamk yokmuş. Vikinglerin delmek, bıçaklamak gibi bir kelimesinden geliyor hepsi.
* Biberon ve bira kelimelerinin alakalı olabileceğini düşünmüş müydünüz? İkisi de Latince bibere -yani içmek kelimesinden geliyor. Mantıklı. Ama eminim, bisküvi ve kombi arasında hiç “bi” bağlantı bulamamışsınızdır. Bağlantı, “bi”de saklı. Latince bi, iki demek. Bizde bisküvi diye yazılan sözcük aslında çifte kavrulmuş demek oluyor. Kombi de aslında iki iş yapan bir cihazın adının kısaltması. Hem suyu, hem de kalorifer suyunu ısıtıyor. Şayet, “Ne var bunda, aynı özellik bisiklet kelimesinde de var” dediyseniz, siz de haklısınız.
* Mutfağa dönüp bir kek yapalım mı? Kek kelimesi kuzine sözcüğünden türemiş. Annelerimizin mutfaklarında robotları yoktu, bizim var, kek yapmak kolay artık. Peki, robot deyince aklınıza ne geliyor? Benim aklıma metal vücutlu insansı makineler, mutfak robotları ya da fabrikalarda insan yerine iş yapan otomatik makineler geliyor. Ama aslında ilk robotlar insanmış. Carel Capek adlı bir yazar, 1920’de yazdığı bir kurgu bilim eserde kullanmış kelimeyi. Çekçe “robota”, mecburi hizmet, angarya, köle emeği anlamına geliyormuş. Aynı kökten gelen Almanca bir kelime de var: Arbeit. Çalışma anlamına geliyor.
* Kek yerine sütlaç da yapabilirdik. Süt, Öztürkçe - Uygurca. Sütlaç da aslında sütlü aş demek. Yani, sütlü yemek. Ağzımızın tadı hiç bozulmasın, hep tatlı kalsın…

Kaynaklar
-Elif’in Öküzü ya da Sürprizler Kitabı - Sevan Nişanyan - Adam Yayınları
-Sözlerin Soyağacı - Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü - Sevan Nişanyan