Yako Bencuya’nın, taze Cumhuriyet’in sanayi hamlesine olan katkısı, İzmir Yahudi kültürüne aşina olan Birol Üzmez’in dikkati sayesinde, ilk kez 2019 yılında gündeme geldi. 1984 yılından beri profesyonel fotoğrafçılık yapan ve bu alanda 36 adet (birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülleri) ödül alan Birol Üzmez’in fotoğrafçılık anlayışına ilişkin betimlemelerini okumaya başladığınız zaman, aşağıdaki öykünün gelişimine şaşırmayacaksınız: “Sabastio Salgado’nun sözleriyle, Bir yere sadece fotoğraf çekmek için gitmezsiniz. Amacınız bir öykü oluşturmaktır…”

Yako Bencuya’nın öyküsünün başlangıcı
Gelin, Yako Bencuya’ya ait öykünün başlangıç kısmını, Üzmez’in anlatımıyla öğrenelim.


Birol Üzmez

Yer İzmir ve sene 2019. Bir hırdavatçı tarafından çöpte bulunan evrak, İzmirli bir antikacıya satılmak üzere getirilmiştir. Tesadüfen oradan geçmekte olan Birol Üzmez, el arabasının içinde yer alan evraktan biri üzerinde Jack Bencuya adını görünce, olduğu yere adeta mıhlanmış ve dua eşliğinde alış verişin bitimini beklemiştir: “Allahım inşallah antikacı bu belgeyi almaz…” Sonunda, duasının kabul olduğu anlaşılıyor. Çünkü, dükkan sahibi daha çok kartpostallarla ilgilenmiştir. Alışveriş sona erer ermez Üzmez, nezaket gereği dükkân sahibinden izin isteyerek, geride bırakılan evrakın tümünü hırdavatçıdan satın almıştır. Birol Üzmez, zamanında Birinci Juderia’da mevcut pek çok Kortijo’nun fotoğraflarını çekmiş, yapılar ve ikamet edenler hakkında araştırmalar yapmıştır. Kısacası, ipucu peşinden giderek bir öykünün ayrıntılarını keşfetme konusunda deneyimlidir. Bir arkadaşıyla birlikte, Yako Bencuya Koll. Şirketi Kırkağaçlılar Pamuk ve Un Fabrikası damgalı belgenin izini takip etmeye karar verir. Bencuya soyadından yola çıkarak İzmirli Yahudi bir dostu vasıtasıyla İstanbul’da ikamet eden ailenin en küçük üyesi, Yako Bencuya’nın torunu Dalia Maya’ya ulaşır. Telefonda görüşme sonrası, Birol Üzmez, elindeki belgelerin ve aile fotoğraflarının tümünü, “bu hatıraların gerçek sahiplerine” gönderir. Aynı zamanda, Şalom gazetesinin köşe yazarlarından biri olan Dalia Maya, son derece duygusal ve heyecan verici deneyimini köşesinde dile getirdiği zaman, annesi Eti Hanımla birlikte Turgutlu’ya davet edilmiştir. Turgutlu’da, Kent Müzesi tarafından organize edilen toplantıya katılan Dalia Maya ve annesi Eti Hanım, İstanbul’a dönüş yolunda İzmir’e uğramışlar ve Birol Üzmez’le buluşmuşlardır. İzmir’de Fransız Kültür Merkezi bahçesinde bir araya gelip, güzel ve sıcak bir sohbet gerçekleştirmişlerdir.


Fabrikanın içi (Fotoğraf: Mehmet Gökyayla)

Yako Bencuya ve Kırkağaçlılar Fabrikası
Turgutlu Kent Müzesi, Turgutlu Belediyesi’nin girişimleri ve Mehmet Gökyayla ile mesai arkadaşlarının özverili çalışmalarıyla 2016 yılında kuruldu. 17-19 Kasım 2016 tarihlerinde Turgutlu’da düzenlenen Uluslararası Turgutlu Sempozyumunda, “Geçmişten Günümüze Turgutlu Yahudileri: Kısa Bir Değerlendirme” başlıklı bildirimi sunmuş; bu arada, Mehmet Gökyayla ve rahmetli babası, Turgutlu’nun efsanevi eski Belediye Başkanı Mehmet Tüzel Gökyayla ile tanışma onuruna erişmiştim. Mehmet Gökyayla, bugün Turgutlu Kent Müzesi sorumlusu ve Turgutlu Belediyesi Kültür Yayınları Genel Yayın Yönetmenidir. Aldığı akademik eğitimin ona verdiği misyonu, çekimi devam eden Turgutlu Belgeseline bizzat katkıda bulunarak ve akademik makaleler, kitaplar kaleme alarak yerine getirmektedir. 2019 yılında, Birol Üzmez’in bir tesadüf silsilesiyle gün yüzüne çıkardığı Yako Bencuya adı, 2022 yılında, Mehmet Gökyayla’nın kaleme aldığı Yako Bencuya ve Kırkağaçlılar Fabrikası başlıklı makaleyle, bir addan öteye taşınmıştır. Mehmet Gökyayla, makaleyi hazırlamadan önce uzun bir ön araştırma yapmıştır. Yako Bencuya’nın torunu Joset Büberoğlu ve torununun torunu Dalia Maya ile görüşmüş; müzayededen Kırkağaçlılar Un Fabrikasına ait belgeler satın almış; Aydın Vilayet Salnamelerini, Devlet Salnamelerini ve Zabıtnameleri taramış; dönemin Türkçe İzmir gazetelerindeki Turgutlu haberlerini incelemiştir. Gökyayla’nın makalesinde verdiği ayrıntılı bilgiler vasıtasıyla, Yako Bencuya’nın Turgutlu’daki yaşamına ilişkin ayrıntılara ve Yako Bencuya Koll. Şirketi Kırkağaçlılar Pamuk ve Un Fabrikası’nın kuruluş ve gelişme aşamalarına artık yabancı değiliz.

Yunan İşgali sona erinceye dek, Turgutlu’da bir un fabrikası mevcuttu. Bu fabrika, kentteki dört iptidai işletmeden biriydi. Ancak, Yunan kuvvetleri kentten geri çekilirken çıkarılan yangın sırasında, hepsi kül oldu. Cumhuriyet Dönemi’nde başlayan geniş kapsamlı sanayi hamlesiyle eş güdümlü olarak Turgutlu’da da, 1341 (1924) yılında modern bir un fabrikası kuruldu. Fabrikanın kurucularından biri, Yako Bencuya’dır.


Gelişmeleri Gökyayla’nın makalesinden takip edelim. 1920’lerden neredeyse, 1970’lere kadar Turgutlu’nun en önemli sanayi kuruluşlarından biri olan bu un fabrikası, Kırkağaçlı Ahmet Hocazade İsmail Hakkı, Kırkağaçlı Hocazade Ragıp ve Kırkağaç doğumlu Yako Bencuya tarafından kurulmuştur. Yako Bencuya, 1930’ların ortalarında, ortaklarının hisselerini satın almış ve Kırkağaçlılar Un ve Çırçır Fabrikası’nın yegâne sahibi olmuştur. Yako Bencuya, muhtemelen fabrikanın tüm hisselerini satın aldığı zaman, Turgutlu’ya yerleşmiştir. Evi, eski İstasyon Caddesi, bugünkü Atatürk Bulvarı üzerinde, fabrikanın tam karşısındadır. Ayrıca fabrikanın yanında bir mağazası mevcuttur. Önceleri, pamuk, elektrik ve rençber (işçi) unu üreten küçük bir yapıdan ibaret olan fabrika, 1930 yılında, Bencuya fabrika hisselerini satın aldıktan sonra, has un üretecek büyük bir yapı inşasıyla büyütülmüştür. Bu tarihte, Turgutlu’daki değirmen ve un fabrikalarının toplam sayısı 30 civarındadır.

Mehmet Gökyayla’nın makalesinde ayrıca, fabrikada mevcut motorların beygir gücü, kullanılan akaryakıtın çeşidini ve miktarını içeren teknik ayrıntılar ve fabrika çalışanı sayısı yer almaktadır. 1930 yılından itibaren Bencuya’nın fabrikası, Turgutlu’da, Manisa’da ve İzmir’de, kaliteli ve ucuz un üretimiyle nam salmıştır. İzmir Hizmet gazetesinin 18 Temmuz 1930 tarihli sayısında yer alan makale, Kırkağaçlılar Un Fabrikası’nın ekmeklerinden övgüyle söz etmektedir: “Kasaba’da (Turgutlu) yeni bir un fabrikası yapılmıştır. Birinci nevi ekmek 12, ikinci nevi ekmek ise 10 kuruştur. Nefaset meselesinde, Kasaba ekmekleri İzmir ekmeklerini çok geçmiştir. Orada mis gibi ekmek 12 kuruşa satılırken burada derecesi ondan aşağı olanların şimdiki fiyata satılmalarına akıl erdiremezsek mazur görülür değil mi?

İzmir Belediyesi, bu haber üzerine fabrika yetkililerini arayarak, “İzmir’dekinden daha nefis olan ekmeğe 12 kuruş fiyatın nasıl tespit edilebildiğini” sormuştur. Verilen yanıt şöyledir: “Bizim tesisatımız fennidir. Bir kile buğdaydan siz 17 okka un alırsınız, biz 19 okka alıyoruz… Bu sebeple az kârla işleyebiliyoruz.”


Yako Bencuya (Fotoğraf: Mehmet Gökyayla)

Herkesin sevip saydığı Yako Bencuya
1886 Kırkağaç doğumlu olan ve fabrika dolayısıyla Turgutlu’ya yerleşen Yako Bencuya, herkes tarafından sevilen ve sayılan bir şahsiyettir. Eşi Raşel Bencuya’yı 1940 yılında kaybetmiş ve bir daha evlenmemiştir. 1922 yılına dek 1.000 Yahudi nüfusa sahip kentte, 1935 yılında 144 Yahudi mevcuttur. Bu yüzden, işgal sonrası çıkarılan büyük yangında kül olan iki sinagogdan biri, ancak 1939 yılında yeniden inşa edilebilmiştir. Yako Bencuya, muhtemelen sinagogun inşasına da maddi katkıda bulunmuş olmalıdır. Bir zamanlar resmî bayramlarda, bütün kentlerde olduğu gibi Turgutlu’da da bazı sokak, cadde ve meydanlara zafer takları kurulmaktaydı. Bunlardan birinin, Yahudi’nin Fabrikası adıyla anılmaya başlayan fabrikanın önüne yerleştirilmesi geleneksel hale gelmişti. Sebebi ise, bu seyyar ve gösterişli anıtı hazırlayan kişinin, bizzat Yako Bencuya olmasıydı. Ayrıca Bencuya, her yıl Ramazan ayında, hava karardıktan sonra, Turgutlu’da ihtiyaç sahibi ailelerin kapısına ellişer kilogramlık birer un çuvalı bıraktırmayı da gelenek haline getirmişti.

Mehmet Gökyayla, makalesini şu sözcüklerle sonlandırıyor: “Onun dürüstlüğünü, farklı yönleriyle bugüne kadar pek çok kişiden duydum… … Yako Bencuya’nın güvenirliği, 1940’lı yıllarda onun Turgutlu Belediyesi tarafından un mutemedi (itimat / güven sözcüğünden türemiştir) olarak görevlendirilmesiyle bir anlamda tescillenmiştir. İkinci Dünya Savaşı döneminde un mutemedi, olmak önemlidir. Çünkü mutemed, temel gıda maddesi olan ekmek ve unun fiyatına ilişkin Belediye Encümeni’ne öneri sunan kişidir…


1960’lı yıllarda oğluyla ortak olan Yako Bencuya, kısa bir süre sonra İzmir’e taşınmıştır. Bencuya Ailesi, Turgutlu’dan en son ayrılan Yahudi ailelerden biridir. Zamanla fabrikasını ve mağazasını satan Yako Bencuya, 1969 yılında vefat etmiştir. Mezarı İzmir Altındağ Mezarlığı’ndadır.

Birol Üzmez’in 2019 yılında kaleme aldığı yazıya ve Turgutlu Yankı Gazetesi’nde, 9 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan Mehmet Gökyayla’nın “Yako Bencuya ve Kırkağaçlılar Fabrikası” başlıklı makalesine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
https://www.turgutluyanki.com/gokyayla-yazdi-yako-bencuya-ve-kirkagaclilar-fabrikasi/48737/
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10158238686477281&type=3