Çantalar yeni bir buluş değil… İnsanların eşyaları olduğu sürece, onları taşımak için çantalar tasarlandı. M.Ö 38.000 gibi çok eski bir tarihte, avcı-toplayıcılar, yiyecek ve aletleri depolamak ve taşımak için meyve liflerinden yapılmış demetler ve keseler kullanıyorlardı. İpli çanta, en azından Antik Roma döneminden, Rönesans ötesine kadar hem erkekler hem de kadınlar tarafından kullanılan, bir kemerden sarkan torba biçimindeydi. Bildiğimiz şekliyle kadın çantası, çantanın uzun mütevazı tarihinde çok daha yeni bir gelişmedir.
El çantasının doğuşu
Önceleri kadınlar, ihtiyaç duydukları nesneleri ceplerinde taşırlardı. Ancak, bir erkeğin giysisinin parçası olan ceplerin aksine, kadınların cepleri ayrıca bir giysiydi ve eteklerinin altından bele bağlanarak giyilirdi. Fakat bu, 18. yüzyılın son on yılında, yüksek belli önlüklerin popülerlik kazanmasıyla değişti.
Reticule, 19. Yüzyıl başları
Yeni tarz elbiselerin daha ince silueti nedeniyle, birinin elbisesinin altına hacimli cepler takması çirkin bir görüntü oluşturuyordu. Modaya uyan kadınlar, artık bu etek altı cepleri taşıyamazdı. Bu ceplerin ölümüyle birlikte kadın çantasının doğuşu geldi.
Modern el çantasının öncüsü, bazen denildiği gibi “Reticule” (el çantası) veya “Indespensable” (vazgeçilmez) küçük bir çantaydı; sadece ruj, pudra, yelpaze, parfüm ve birkaç kartvizit alacak kadar bir ölçüye sahipti. Kadınlar dışarı çıktıklarında hemen onları taşımaya başladılar. Bununla birlikte herkes o vazgeçilmezi, o kadar da vazgeçilmez görmedi.
El çantasına karşı görüş
İlk başta kullanılan torbalar, bir kadının etekleri altına giyildiği ve tenine yakın olduğu için iç çamaşırı olarak kabul edilirdi. Bu nedenle, kadın el çantaları ilk popüler olduğunda çoğu kişi onları kaba ve müstehcen olarak gördü. Bunlar aynı zamanda cüretkârdı. İç giyimin dış giyim olarak sunulduğu ilk örnekleri idi. Dolayısıyla birçokları için saçma ve yapmacıktı. Bir kadının kişisel eşyalarını görünen bir torbada taşıması fikri, bazıları için, eteklerini kaldırıp iç çamaşırını herkesin önünde ifşa etmeye benzer bir hareketti. Bunun yanı sıra, bazı kadınlara göre el çantaları, iç ceplere karşı kötü bir alternatifti.
Özellikle erken dönem Amerikan Feministleri, kadınların etek altı ceplerinin kaybolmasına karşı mücadele ettiler. El çantalarının asla iç cepler kadar pratik olmayacağına inanıyorlardı. Bu kadınlar için el çantaları, kadınların eşit hakları için verilen mücadelenin simgesi haline geldi.
Zamanla, işlevsel ceplerin yokluğunda fonksiyonel bir çanta hızla bir kadının günlük yaşamının kaçınılmaz bir parçası haline geldi. Yıllar içinde birçok değişikliğe uğrasa da, boyutu, şekli ve tasarımı, her yeni on yılın hassasiyetleriyle birlikte değişse de, 19. yüzyılın sonlarında çanta kalıcı oldu.
Reticule
Çantanın değişen biçimi ve işlevi
Büyük mağazaların, evlerin dışında buluşabilecek saygın bir yer olarak alternatif oluşturması, kadınların eskiye göre çok daha uzun süre evden uzak kalmalarını mümkün kıldı. Bu yeni keşfedilen özgürlükle birlikte, pratik olmayan küçük bir Reticule’e sığabilecek olandan fazlasını taşıma ihtiyacı ortaya çıktı.
19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında Reticule’in yerini çok daha işlevsel çantalar almaya başladı. Louis Vuitton gibi valiz yaratıcıları tarafından yapılan ve “el çantaları” olarak adlandırılan bu ilk çantalar aslında minyatür valizlere benziyordu. Sağlam kulplar, çoklu iç bölmeler ve bir çıtçıt kapatma özelliğine sahiptiler. Çantadaki bu değişiklikler, aynı zamanda bir kadın çantası fikrinde de bir değişime işaret ediyordu: çanta artık kadının tamamen kendisine ait bir obje haline gelmişti.
Çürük ağ örgüsünün veya bir iple çekilerek kapatılmış, kumaş bir bozuk para kesesinin yerine bu çantalar aniden çok dikkat çekti ve kadınlar ilk kez eşyalarını mahremiyetle taşıyabildiler. Uzun zamandır bir kadının yelpazesini veya parasını taşıyan erkeklerin yerini, giderek daha pratik, parlak yapılı çantalar aldı.
1. Dünya Savaşı sonrası dönemde kadınların toplumdaki rolleri hızla değişmeye başladı. 1920’lere ve ardından geleceğe cesurca adımlar atılırken, kadınlar ve yanlarında taşıdıkları çantalar için ufukta daha büyük değişiklikler vardı.
Zamanın bir yansıması olan çanta
El çantaları, yıllar geçtikçe ve günlük yaşama daha da yerleştikçe, kadınların, duyarlılıklarını ve içinde yaşadıkları kültürü ustaca yansıtan gösterge haline geldi.
1930’larda kuyumcular gümüş ve altın gibi lüks malzemelerden yapılmış, elde tutularak taşınan küçük kutular olan Minaudiere’leri yarattılar. 70’li yıllarda kadınlar, disko dans pistindeki ışıkları yansıtmak için kullanılan, parlak metallerden yapılmış çantalar taşıyorlardı. 1980’lerin göze çarpan zenginlik ve tüketim kültürü büyük, gösterişli çantaları üretti. El çantası, bu zamanlarda, en zengin kadınların, en pahalı çantaları taşıdığı bir statü sembolü olarak hizmet etti.
1940’larda kadın çantaları basit ve işlevseldi. Erkeklerin savaş cephesinde taşıdıkları askeri çantalardan esinlenerek tasarlanan omuz çantaları, kadınların işlerine gidip gelirken, yürürken veya bisiklet sürerken omuzlarına veya bedenlerine çapraz bir biçimde asılarak kullanılırdı. Daha sonra 60’lı yıllarda kadınlar, bu aynı tarz çantayı, bu kez uzay çağının popüler malzemesi olan plastik olarak taşıyacaklardı.
Kadınların engelleri aştığı ve toplumsal âdetlere cesurca meydan okuduğu yıllarda, bunu yansıtan çantalar taşıdılar. 1920’lerin sineklik telden yapılmış çantalarını tercih eden kadınlar, dans eden, sigara içen, saçlarını kısa kestiren, sokaklarda refakatçi olmadan yürüyen ve utanmadan makyaj yapıp, pantolon giyen bu modern kadınlar, şık, renk uyumlu tel bir çanta taşıyordu. 1960’ların uyumsuz, cinsel açıdan özgür hippileri, doğal malzemelerden yapılmış el işi çantalar taşırlardı. Bunun gibi cüretkâr ve protest çantalar, kadınların sosyal değişim veya kargaşa zamanlarında kendilerini ifade etmeleri için fazladan bir imkân sağladı.
Bilim adamları yeni sentetik malzemeler geliştirdikçe, bunlar aynı zamanda modern el çantaları geliştirmek için de kullanıldı. 1950’lerde plastikler seri üretilmeye başlandığında, kadınlar bir tür sert plastik olan şeffaf lusit’ten yapılmış çantalar taşıyorlardı. Ancak bunlar tehlikeli idi (sıcakta eriyip zehirli gazlar salıyorlardı). 60’lı yılların popüler çantaları, PVC ve poliüretan gibi benzer uzay çağı malzemelerinden yapıldı. Başka endüstri malzemeleri olan ateşe dayanıklı polar, balistik naylon, naylon dokuma, cırt cırt ve hatta kevla, kadın çantalarında kullanıldı.
Hiç şüphesiz malzeme bilimindeki bir sonraki büyük atılım, yeni nesil kadın çantalarına yansıyacaktır. Kadın çantasının geleceğini tahmin edemeyiz. Ancak geçmişini bir gösterge olarak kabul edersek; geleceğin çantasının, geleceğin kadınının değerlerini yansıtacağından emin olabiliriz.
Kaynak:
womensmuseum-worldpress.com.the-history-of-the-handbags
TARİHİN EN İKONİK 10 “IT” ÇANTASI
Louis Vuitton “SPEEDY”
Film yıldızı Audrey Hepburn için yaratılan Louis Vuitton ‘Speedy’ çantasından daha ikonik bir çanta olamaz. Hepburn Vuitton’dan, devasa ‘Keep all’ seyahat çantasını, aslında günlük çanta olarak daha kolay taşınabilecek bir hale getirip, küçültmesini istedi ve ‘Speedy’ böyle doğdu.
Hepburn onu kullanmaya başladığında, çantaya inanılmaz bir talep oluşunca, Louis Vuitton bu modeli düzenli üretime soktu. Markanın kalıcı imzalarından biri olan ‘Speedy’ bugün hala “It” kızları, ünlüler ve sıradan kadınlar tarafından kullanılmaktadır.
Chanel “2.55”
Kusursuz bir yenilikçi olan Matmazel Coco Chanel’e, bugün hala kullandığımız pek çok moda icatlarını borçluyuz. Onun çantalara en büyük katkısı ise, 1955’te yarattığı ve omuz askılarını dahil ettiği Chanel ‘2.55’ modelidir. O zamana kadar yalnızca üstten saplı çantalar, cüzdanlar ya da kutu şeklinde çantalar mevcuttu. Chanel ‘2,55’ bugüne kadar markanın en çok satış yapan modellerinden biridir.
Chloé “PADDINGTON”
Sosyal ağ ve internet alışverişinin tam kesiştiği noktada tarihin en ünlü “It” çantalarından biri yatıyor. İnternet sayesinde ünlülerin tarzını izleyebildiğimizden ve e-ticaret sayesinde de bunları satın alabildiğimizden, Chloé ‘Paddington’, doğru zamanda ortaya çıkma şansına sahip oldu.
2000’lerin başında Chloé, cesur marka kampanyasında ünlülerden ‘Paddington’u taşımalarını istedi ve bu küresel bir çılgınlık yarattı. O zamandan beri Chloé, ‘Faye’ ve ‘Nile’ gibi popüler güncel stiller de dahil olmak üzere sürekli “It” çanta akışından sorumlu oldu.
Balenciaga “MOTORCYCLE”
Balenciaga ‘Motorcycle’, bir çanta donanımının ve görünümünün, bir logodan ziyade statüsünü gösteren ilk örneklerinden biriydi. Balenciaga’nın, sallanan püskülleri ve iyi tasarlanmış çivi detaylarına sahip bu blok şeklinde çantası; markanın adı ön planda olmadan bir “It” çantası yaratacak kadar anında tanınır hale geldi.
Céline “LUGGAGE”
Céline’in ‘LUGGAGE’ çantası “It Bag” olmadan önce, genelde yavaş bir ‘ilk sezon’ geçirip her zaman indirim raflarında yer alırdı. Sonrasında Amerikalı ünlü oyuncu ikiz kız kardeşler -Olsen ikizler- bu (çarpıcı biçimde açılı) çantalarıyla New York sokaklarında dolaşırlarken kameralara yakalandılar. Ve gerisi, dedikleri gibi “bir gecede tarih” oldu. ‘Luggage’ çantası, çoğu butikte altı aylık bir bekleme listesi ve ara sıra peşin ödeme talebi ile ve her yerde mevcut olmadan hemen tükendi.
Givenchy “ANTIGONA”
Givenchy ‘Antigona’, 2010 yılında Riccardo Tisci tarafından eril/dişil tasarım dengesi tercihini yakalamak için yaratılan, bu listedeki daha yakın zamanda oluşturulan çantalardan biridir. Bununla birlikte, benzersiz bir şekilde listedeki yerini hak ediyor çünkü hala ünlülerin favorisi ve yeni modelleri gelişmeye ve etkilemeye devam ediyor. Sağlam yapılı bir Boston çantası olan ‘Antigona’, adını Yunan Mitolojisi kahramanı Antigone’den almıştır ve “bükülmez” anlamına gelmektedir.
Fendi “BAGUETTE”
Bazı uzmanlar Fendi ‘Baguette’i, “Sex And The City” dizisindeki (Sarah Jessica Parker’ın canlandırdığı) Carrie Bradshaw tarafından popüler hale getirilen ilk resmi “It” çantası olarak tanımlamakta. İlk Fendi ‘Baguette’ten sonra marka, her türlü süslemeyi, deseni, kumaşı içerecek şekilde çantanın görünümünü defalarca yeniledi.
YSL “MUSE”
Yves Saint Laurent 2005 yılında ‘Muse’u ünlülerin beğenisine sundu ve ‘Muse’, markanın tarihindeki en popüler modeli haline geldi. Gelişmiş bir donanıma sahip büyük boy bir taşıma çantası olarak ‘Muse’, her A-lister’ın (çok ünlü kimse) günlük gardırobunda önemli bir yer edindi. 2008’de piyasaya sürülen ‘Muse Two’ modeli ise, özellikle sapları ve daha iyi bir kapatma mekanizması içerdiği için daha da popüler oldu.
Dior “LADY DIOR”
1995 yılında, Fransa’nın First Lady’si Bernadette Chirac, Prenses Diana’ya Dior’dan, sarkan şıkırtılı takılarla tamamlanmış, büyüleyici, dikişli bir el çantası hediye etti. Çantada ayrıca Dior’un 1947’deki ilk defilesinde kullandığı, 3. Napolyon’dan esinlenildiği bildirilen, dikişli bir kare desen vardı.
Dünyanın en ünlü kraliyet ailelerinden biri için ısmarlama bir hediye olmasına rağmen, Prenses Diana’nın bu çantaya olan tutkusu, kısa sürede halkın ilgisini çekti. Dior, Prenses Diana’nın 1997 yılındaki trajik ölümünden sonra, onun onuruna çantaya ‘Lady Dior’ adını verdi ve anında bir “It” çantası doğdu.
Hermès “BIRKIN”
1981 yılında bir uçak yolculuğu sırasında Jane Birkin’in, hantal çantasıyla mücadelesi, koltuk arkadaşının dikkatini çekmişti. Birkin’in yanındaki yolcu, Hermès’in CEO’u Jean-Louis Dumas’tan başkası değildi. Dumas Birkin’e, her şeyi taşıyan pratik bir el çantası yaratma konusunda kendisine öneride bulunup ilham perisi olup olamayacağını sordu. Nihayet üç yıl sonra Hermès’in ‘Birkin’ çantası piyasaya sürüldü ve dünyanın en ikonik statü sembollerinden biri olmaya devam etti.
Not:
“It Bag”, moda literatürüne 80’li yıllarda girmiş bir kavramdır. İhtiyaç işlevinden öte, arzu nesnesi haline gelmiş lüks marka anlamındadır.
Kaynak:
https://www.savoirflair.com/fashion/309846/most-iconic-handbags-in-history