İnsan vücudunda pek çok metabolik, hormonal ve biyokimyasal olay bir ritim içinde gerçekleşmektedir. İhtiyaç halinde yavaşlatılan ya da hızlandırılan süreçler olmakla beraber işlevler döngüsel yani sirkadiyen bir ritimde devam eder. Bunlardan, yaşamımız içinde farkında olduğumuz en belirgin fizyolojik durum ise uyku ve uyanıklık halidir. Sirkadiyen ritmin bozulması ise pek çok hastalığa davetiye çıkartmaktadır.
İçimizdeki biyolojik saatler
Sirkadiyen ritimler tüm canlı organizmalarda bulunan dahili “biyolojik saatler” tarafından kontrol edilmektedir. Örneğin, merkezi ayarlamalar yiyecek alımı ihtiyacını ve enerji harcamasını, bağırsaktaki saat ise glikoz emilimini düzenler. Kas, yağ dokusu ve karaciğerdeki saatler kan şekerini ayarlamakta görevli lokal insülin duyarlılığını ayarlar ve pankreasta insülin salınımını düzenlenir. Mikroorganizmalara karşı doğal ve kazanılmış bağışıklık mekanizmaları da bu düzenlemelerden etkilenmektedir. Bu sistemin bitki ve hayvanların ışık, sıcaklık ve mevcut gıda teminindeki çevresel değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olmak için zaman içinde değişimlere uğradığı da bir gerçektir.
Bu ritmin uyku açısından bozulduğunu gösteren en tipik durum ‘jet lag’ denilen durumdur. Okyanus aşırı uçuşlarda bünyenin alıştığı klasik devinim bozulunca gün ışığının tetikleyerek başlattığı mekanizmaların buna uyum sağlaması gecikir. Vücut bir müddet daha eski sistemine göre çalışmak ister ama bu kez kişi gittiği yerde herkes gece uykusundayken uykuya dalamaz, gündüz ise ağır uyku problemleri yaşayabilir.
Uyku tanrısı Hypnos ve uyku bozuklukları
Eski Yunan’da her şeyin tanrısı olduğu gibi, uykunun da vardı. Hypnos isimli bu tanrı, Hades denilen yeraltı cehenneminde yaşamaktaydı ve bulunduğu yere bir parça dahi gün ışığı girmezdi. İnsanların hayatlarının yarısına sahip olduğu için güçlü ama nazik bir tanrı kabul edilirdi. İkiz kardeşi ise ailenin kötüsü olan Thanatos, yani ölüm tanrısıydı. Hypnos adı daha sonraları psikiyatri biliminde, tanı ve tedavi amaçlı olarak hastaları bilinçli uyutmayı tanımlamak için kullanılmaya başlandı.
Ne kadar uyku ihtiyacımız olduğu konusunda değişik yayınlar mevcuttur. Dört ila sekiz saat arasında söylenen tavsiyelerin her yaş grubu için değişeceği bir gerçektir. Uyku bozuklukları hakkında bilinenlerin çoğu ise son yüzyılda ortaya kondu. Atalarımız uykusuzluğun stres, kaygı ve aşırı alkolden kaynaklanabileceğini anladılar. Ayrıca fiziksel aktivite ve süt içmenin uykuyu iyileştirebileceğini söylediler. Üstüne üstlük, her ne sebepten olursa olsun uykusuzluğa çareler önerdiler. Zira uykusuzluğun zararlarını da biliyorlardı.
Uyku eksikliğinin yaratabileceği durumlar hakkında artık geniş araştırmalar yapılıyor. Yeni bir çalışma, zayıf uykunun, kişinin kardiyovasküler sağlığı ile ilişkisini de ortaya koydu. 300.000’den fazla insanın katıldığı bu araştırmaya göre, süre ve kalite açısından kötü uyku, kalp sağlığı açısından kısalmış bir ömür ile ilişkilidir. Bunun yanında uyku apnesi de varsa bu risk daha artmaktadır.
Bir kişinin uykusunun ne kadar sağlıklı olduğunu anlamada uykuda bölünme, genel uyku süresi, horlama ve tam dinlenebilme gibi bazı faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışmanın sonuç analizinde solunumla ilişkili uyku bozukluklarının, bir kişinin kalp-sağlıklı yaşam süresinin yaklaşık 7 yıl kısaltabileceği de ortaya koydu. Solunumla ilgili derken de sadece solunum sistemi hastalıkları değil, obezite ve egzersiz azlığından kaynaklı problemlerin de bu tanıma dahil olduğunu belirtmekte fayda var.
Olmazsa olmaz kabul edeceğimiz uyku, anlaşıldığı üzere sadece dinlenme değil tüm organizma faaliyetlerinin sağlıklı devam edebilmesi, büyümesi, gelişmesi ve sirkadiyen ritmin tıkır tıkır işleyebilmesi için gerekli bir fizyolojik olaydır. Düzenli uyku; düzenli yemek yeme ve düzenli egzersiz kadar önemlidir. Fikret Kızılok’un yıllar önce “uyusun da büyüsün” kavramını temel aldığı ve melodisiyle uykuya davet eden şarkısında dediği gibi; Uyku kardeşim, ver elini / Usul usul, damla damla beraber/ Erileyim, erileyim…
Kaynakça;
Huang B. BMC Medicine volume 21, Article number: 75 (2023)