Fotoğraflar: Teri Erbeş

Bundan tam 15 sene önce parlak bir kariyeri geride bırakarak sıfırdan marka yaratma arzusuyla yola çıkan MİLKA KARAAĞAÇLI İNCE, Kısmet by Milka markasını kurarak cesurca hayallerinin peşinden gitti. Kısmet by Milka ilk defa gündelik hayata mücevherleri sokan bir marka. Milka Karaağaçlı İnce ile A dan Z ye üretimin her aşamasını bünyesinde topladığı Kısmet By Milka binasında bir mücevherin fikir aşamasından üretime uzanan yolculuğunu konuştuk.

Büyüme stratejileri ile beraber daha büyük bir ofise taşınan ve ekibini hayli genişleten Kısmet by Milka, bu sene 15. yaşını kutluyor. Yaratımdan tasarıma, kara kalemden eskize, 3D çizimlerden 3D yazıcılara, altın alaşımların hazırlanmasından döküm sürecine, sade isçiliğinden taş seçim ve mıhlama süreçlerine kadar mücevher işçiliğinin incelikli her bir aşamasını ve uzmanlarını bünyesinde barındıran Kısmet by Milka binasını gezerken, aynı zamanda işlerini büyük bir titizlik, müthiş bir konsantrasyon ve kurumsal bir profesyonellikle yapan özgün bir ekip ile de tanıştık. Bütün bu bölümleri bünyesinde toplayan Karaağaçlı İnce, yaratıcılık anlamında artık kendisini kısıtlayan hiçbir şey olmadığını ve bunun kalitesine de büyük avantaj sağladığını iletti.


Milka Karaağaçlı İnce

İlk günden beri Dünya markası olmak için yola çıktığını söyleyen Milka Karaağaçlı İnce, bu yolda yıllar içerisinde çok önemli adımlar atmış. Sahip olduğu monobrand mağazalarının yanı sıra; Amerika, İngiltere, Fransa, Belçika, Yunanistan, Katar, Lübnan, Dubai ve Kuveyt’te; Neiman Marcus, Saks Fifth Avenue, Selfridges, Bloomingdales, Harvey Nichols Londra ve Beymen’de özel koleksiyonlarıyla yer alıyor. Madonna’dan Naomi Watts’a, Britney Spears’dan Anne Hathaway’e dünyaca ünlü isimlerin tercih ettiği Kısmet By Milka, herkese kendi ışığını yansıtmak, hayal ettiği geleceği yaratmak ve daima ileriye gitmek için ilham vermeyi sürdürüyor.

Bu sene ise marka ve kendisi için çok özel bir sene. Londra’da Kısmet by Milka mağazasını açacaklar. Milka Karağaçlı İnce Londra’nın küresel marka olma yolunda kendileri için sağlam bir adım olacağını ifade ederek, burada durmayacaklarını, aynı titizlik ve heyecanla dünyanın diğer büyük metropollerinde de kendi mağazalarını açmak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Yaptığı işi ne kadar çok sevdiğini ve rekabetinin yalnızca kendisiyle olduğunu heyecanında ve anlatımının her kelimesinde duyduğumuz Milka’nın başarı öyküsünü kendisinden dinledik.

Hayatım boyunca hep tasarım yapmak istedim, dünyaya söylemek istediğim çok şey var, onları söyleyebilmenin bir yolunu bulmak istedim ve koleksiyonlarla da aslında bunu yapıyorum.”

Türkiye sınırlarını aşmış başarılı bir markanın kurucususunuz. Kendi gözünüzden kendinizi anlatır mısınız, Milka kimdir?
Sanırım var olduğumdan beri yaratıcılık peşindeydim. Yaratıcı olmayı başarabilmek uçsuz bucaksız bir dünya ve sonu yok. Önemli olan hangi alanda baskın olduğunuzu bulabilmek. Mücevher dünyası çocukluğumdan beri ilgimi çekiyordu ve her daim bir uğraş sebebiydi benim için. Bir oyun olarak başlayan bu süreçle beraber bu kanadımı geliştirdim. Eğitim konusu ise bambaşka bir dünya… Yurtiçinde başlayan eğitim serüvenim yurtdışı ile sonlandı ve farklı kültürler tanıdım ve ardından kendimi kurumsal hayatın içinde buldum. Bence her şey zincirleme olarak gelişti ve kapı kapıyı açtı. Dolayısıyla çocukluğumda hobi olarak başlayan bu sürecin zamanla, aslında benim hayatta en keyif aldığım ve yapmak istediğim şey olduğunu anladım.



Mücevher sizin için ne anlama geliyor?
Kendimi tamamlanmış hissediyorum her şeyden önce, bir bütün gibi. Koca bir yaşamın ifadesi gibi benim gözümde. Günümüzde Kısmet By Milka’yı özgün ve benzersiz kılan en temel özelliklerinden biri tasarıma, işçiliğe ve üretime verdiği önem. Ve tabi ki kadınlara hitap ettiği gibi erkeklere de hitap ediyor olması. Bundan 15 yıl önce mücevher tasarımına adım atmaya karar verdiğimde, kazandığım deneyim ve gözlemlerim sayesinde bugün tasarım ve üretim departmanlarımızda 70’e yakın zanaatkar ve tasarımcı ile birlikte koleksiyonlarımızı geliştirmekteyiz. Her bir parça, özenle seçilen en kaliteli malzemelerle ve detaylarla üretilirken, aynı zamanda duygusal bir bağ kurulmasını sağlayacak anlamlı bir hikâye üzerinde durmaya çalışıyoruz tüm ekibimle. Çünkü arkasında hikâye olan ve taşıyıcısıyla o bağı kurabilen parçalar, mücevherden öte anlamlı bir miras olarak kalabilir bana göre.

Kısmet By Milka takılarını ve bunları alan kadınları nasıl tanımlarsınız?
Sadece kadınlar olarak ifade edemem, çünkü erkekler de bizi tercih ediyor, hatta çocuklar için de birçok ürün çeşidimiz var. Estetiğe olan bakış açısı ve sürdürülebilir yaşam tutkusuyla yalnızca şık ürünler sunmakla kalmayıp aynı zamanda kişisel değerlerle de uyumlu markalara ilgi duyan, her zaman en son trendleri takip eden, tasarımlara ilgisi olan, kendinden emin ve kendini mücevherlerle cesurca ifade edebilen karakterler olarak tanımlayabilirim.
KISMET BY MILKA’yı tercih eden ilk dünya starı Madonna... Onun stil danışmanı benimle iletişime geçti. Ve kendime özel tasarladığım, kızımın baş harfi olan M yüzüğünün fotoğrafını Instagram’da gördüğünü ve çok beğendiğini, Madonna’ya gösterdiğini ve Madonna’nın da bu tasarıma bayıldığını belirtti. Aslında bu yüzüğü sadece kendime tasarlamıştım ve Monogram koleksiyona dönüştürmek gibi bir fikrim yoktu. Madonna bu yüzüğe bayılınca onun için de bir tane tasarladık; ardından da bir koleksiyon haline getirdik. Bunun dışında Meghan Markle da Hamsa yüzüğünü ve Seed bileziğini neredeyse her gün takıyor. Scarlett Johansson’a piercing yaptık. Beni markam adına gururlandıran böyle çok örnek var gerçekten...


Tasarımlarınız için yeni fikirleri nasıl buluyorsunuz?
Tasarımlarıma başlamadan önce bir duygu ararım. Çevremdeki her şeyi gözlemlerim. Hayatın kendisinden, seyahatlerimden, sokakta gördüğüm insanlardan, tarihten ve hatta kendi geçmişimden çok ilham alırım…
Nasıl bir psikolojide ve nasıl bir sosyal ortamda yaşıyoruz, zihnimizin, ruhumuz coğrafyası nasıl? Onun üzerine düşünüyorum. Bu hikâyeleri öncelikle nasıl tasarıma dönüştürürüz onu planlıyor, ardından tam olarak da hayalimizi resmedip etmediğini, koleksiyonun hikâyesini bütünsel olarak tamamlayıp tamamladıklarına bakıyorum. Her ruha dokunmak, herkesin bu hikâyeleri hissetmesi benim için en büyük motivasyon kaynağı... İlhamlarımı yaşanmışlıklardan, hayallerimden, dünyada olup bitenden ve gelecekle ilgili ön görülerimden alıyorum. Her koleksiyonun hikâyesi apayrı ama bir şekilde birbirleriyle de bağlantılı. Yıllar geçtikten sonra geriye dönüp baktığımda görüyorum; o kadar anlamlı bir şekilde gelişmiş ki hepsi birbirini takip etmiş ve desteklemiş. Koleksiyon hikâyelerimizle farklı ruhlara hitap ederken, tasarım çizgimizle birbirinden apayrı tarzlara sahip insanlara hitap etmeyi başarabiliyoruz.

Okuyucularımızı yeni koleksiyonunuz olan Passenger ve Milka’s Dreaming ile tanıştırır mısınız?
Kısmet By Milka’nın 15 yıllık yolculuğunu da temsil eden ve bizde inanılmaz bir heyecan uyandıran Passenger, ilhamını, insanların hayattaki inişli çıkışlı, heyecan dolu yolculuğundan alıyor ve keşfetmekten, cesur adımlar atmaktan korkmayan, kendi karakterini ortaya koyan insanlara adanmış bir koleksiyon. Bu koleksiyonda vermek istediğimiz mesaj ise önemli olanın destinasyonlar değil yolculuğun kendisi olduğu. Buradan yola çıkarak hazırladığımız Passenger 4 ana temadan oluşuyor; kilit, yol, yön ve çark.
Milka’s Dreaming koleksiyonu, genç ve dinamik bir ruha sahip, sınır tanımayan hayalperestlere aradıkları yaratıcı tasarımları sunuyor. Bulut, kalp, merdiven ve gökkuşağı gibi hayal dünyasının vazgeçilmez kavramlarının mücevher tasarımlarıyla buluştuğu koleksiyon, herkesin kendini özel hissetmesini sağlayarak hayallerin sınır tanımadığı bir dünyanın kapılarını açıyor.


Milka Karaağaçlı İnce ve Mirey Nasi


Bir koleksiyonu oluşturma süreciniz başından sonuna hangi aşamalardan oluşuyor, ne kadar sürede tamamlanıyor?
Sürecin her aşamasını yakından takip ediyorum. Her koleksiyon öncelikle bir fikir ile doğuyor. Ekibimle birlikte bu fikri en iyi ifade eden parçaları ortaya koymaya çalışıyoruz. Koleksiyon parçaları ilk olarak kara kalem eskizlerle resme dökülüyor. Kısmet By Milka’nın ruhunu en doğru yansıtan eskizlerin üç boyutlu modelleri çizildikten sonra, mumlanmış kalıplar öncelikle karşımıza geliyor. Bu sayede yaratılacak olan tasarıma dair bir ön izleme fırsatı buluyoruz ve eğer herhangi bir detay hoşumuza gitmezse revizyonlar vererek tasarımı mükemmelleştiriyoruz. Altın alaşımları hazırlandıktan sonra ise döküm süreci başlıyor. Döküm sürecini ise sade isçiliği ve taş seçim süreci takip ediyor. Kullanılacak taşın rengi, türü, boyutu gibi detaylara karar veriliyor. Mücevher işçiliği çok incelikli bir süreç. Tasarım kâğıttan vitrinlere gelene kadar gerçekten birçok farklı aşamadan geçiyor ve tam anlamıyla bir ekip işiyle hayat buluyor. Atölyemizde her aşamanın farklı bir uzmanı var. Taş seçiminden, mıhlamaya, eskizden, 3D çizime uzanan süreçleriyle mücevher sanatı kesinlikle uzman bir ekiple ilerleyen bir sanat. Kreatif boyutun ötesinde çok meşakkatli bir teknik sürece şahit oluyoruz atölyemizde diyebilirim.

Yakın zamanda tasarımın yanı sıra üretimi de bünyenize aldınız bu sizin markanızı nasıl bir yere taşıyacaktır?
CEO’muz ve aynı zamanda hayat arkadaşım olan Deniz İnce’nin öngörüsüyle çok farklı yere geldik, bu fikir kendisinden çıkmıştı ve adım atmamız için beni cesaretlendiren kendisiydi. Tasarım ve üretim bu markanın kalbinde yatan ve birlikte büyüyen bizim en güçlü iki yanımız diyebilirim.

Bu sene kuruluşunuzun 15. yılı, gelmek istediğiniz yere vardınız mı? Bu seneye özel bir koleksiyon çıkartacak mısınız?
Öncelikle geçmiş koleksiyonlarımızdan en çok beğenilen tasarımlarımızın 15. yıl versiyonlarını yorumlamak istiyorum. Bir retrospektif gibi daha çok. Bence bu retrospektif de tasarımların sevenleri için bir sürpriz olacak. Hem markam hem de kendi adıma yeni şeyler denemekten korkmamak ve daima ileriye bakmak mottomuz. 15. yılımızı da ilklerle taçlandırmak bize çok yakıştı, ortaya da Passenger ve son koleksiyonumuz olan Milka’s Dreaming gibi çok güzel işler çıktı.
Onun dışında eğlenceli bir davet ile Kısmet By Milka severlerle birlikte olmak istiyorum. Bu davetin lokasyonu ise büyük bir sürpriz olacak.

Türkiye dışında Dubai, Bahreyn, Mikonos’ta Kısmet by Milka mağazalarınız var ve şimdi ise sırada Londra var. Sizin için bu mağazanın önemi nedir?
Tam hayatımda bir yenilik yapmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar sık sık Londra’ya seyahat ediyor ve Londra’daki arkadaşlarıma İstanbul’dan kendim tasarladığım nazar boncuklu tasarımlar götürüyordum. Bu hediyelerin çok beğenilmesiyle “Acaba ben bunu daha mı ciddiye alsam?” diye düşünmeye başladım ve bu sebeple de Londra, hikâyemin başladığı yer oldu benim için. 15. Yılımıza girerken bu sene içinde Londra Bond Street’te açılacak olan mağazamız benim en büyük hayallerimden biriydi, çok gurur verici.

Yeni bir iş kurmaya cesaret ettiniz, çok çalıştınız ve başardınız, kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara ne önerirsiniz?
İlk olarak, iş kurmak istediğiniz alana gerçekten tutku duyduğunuzdan ve bu işi yapmaktan keyif aldığınızdan emin olun. Tutku, sizi zor zamanlarda bile motive edecek olan en güçlü itici güç olacaktır. Ayrıca, hayal kurmaktan, bunu dile getirmekten korkmayın ve inanın. Hayat öyle hızlı değişiyor ve gelişiyor ki, sürekli öğrenmeye ve kendinizi geliştirmeye açık olun. Yeni trendleri takip edin, sektörünüzdeki gelişmeleri izleyin ve kendinizi sürekli olarak yenileyin. Ve en önemlisi sabretmek bence.

Yıllarca marka iletişiminde çalışmış biri olarak markanızı ve markayı yürütme sürecinizi ilk günden beri çok başarılı buluyorum. Sizce siz mi markanıza kısmetli oldunuz markanız mı size?
Markamız, bu hayattaki en büyük kararlarımdan biriydi, dönüm noktasıydı. Kendi seçimimdi. Bu yolu kendi Kısmet’im olarak gördüm ve markama Kısmet by Milka adını verdim. Hayalimde her zaman dünyaya açılmak, yapılmayanı yapmak, bir adım önde olmak vardı. En başından beri markamla alışılmış kalıpları bozma motivasyonu içimdeydi. Şu an için bunu gerçekleştirebildiğimi görüyorum. O yüzden ikisi de oldu diyebilirim. 2024 yılı içinde 50 ekip arkadaşımızı da bünyemize katarak büyümeye devam ediyoruz. Bu çok mutluluk verici.
Türkiye, Dubai, Mikonos, Kıbrıs, Bahreyn olmak üzere, toplamda 16 mağazamız var. Açılacak olan yeni lokasyonlarımız için oldukça heyecanlıyız ama bizi en çok heyecanlandıran, Londra’nın en prestijli markalarının bulunduğu alışveriş caddesi New Bond Street mağazamız. Ayrıca, Amerika, Avrupa, Orta Doğu’da olmak üzere, 100’den fazla satış noktasındayız. Yabancıların, markamıza olan ilgisinin oldukça yüksek olduğunun farkındayız ve bu bizim için çok önemli.

Fransa’da bir yürüyüş turunda tesadüfen tanıştığım biri (personal shopper) Türkiye’den olduğumu duyunca Kısmet By Milka’yı biliyor musun diye sordu. Hatta İstanbul’a gelince ilk size uğrayacağını söyledi. Belirtmeliyim ki öncelikle çok şaşırdım. Sizce bunu nasıl başardınız?
Benim için en önemli şeylerin başında farklı olmak, yapılmamışı yapmak, cesaret, tutku. Tasarımlarımla ve keşiflerimle bunu yansıttığıma çok inanıyorum. Bu tabii tek başına olmuyor. Zaman içinde kurduğumuz ekip, bu başarının anahtarı. İyi bir ekip, yaratıcılık, vizyon ve çok çalışmayla istediğiniz her yola girebilirsiniz. Aldığımız bu geri dönüşün sebebi de bu bence. İlk günden beri hedeflerimi çok yüksek tuttum. Her zaman hedefim global olmaktı, ünlü isimlerin tasarımlarımı takacağını da çok hayal ettim. İçimdeki gelişme arzusu çok büyük, bu olduğu sürece her zaman daha çok çalışılabileceğime ve daha ileri gidilebileceğime inanıyorum.

Gelecek için başka projeleriniz var mı?
Dünyaya açılmaya devam ediyoruz ve bununla ilgili planlarımızı hayata geçirmek sürekli olarak hayatımızda olacak bir hedef diyebilirim. Nike ve Warner Bros ile iş birliği gerçekleştirdik, iki koleksiyonu da çıkarırken çok keyif aldık. Yakında gerçekleşecek projelerimizi duyurmak için sabırsızlanıyorum.