Karşımızda bitmez tükenmez enerjisiyle araştıran ve köşe yazıları yazan, tiyatroda drama yapan, şiirleri seslendiren, salsa dans eden, şarkı söyleyip korolarda yer alan, voleybol ve tenis oynayan, bisiklete binen, kendisine bronz madalya kazandıran masa tenisi ve boccia oynayan, çok değişik sivil toplum örgütlerine aktif üye olarak katılıp çeşitli görevler alan, sunuculuk yapan, alkışlara doymayan bir “hayat gezgini”, bir Odysseus var. Otizmli bir birey olan MORİS KARMONA’yı verdiği kısa molalardan birinde yakaladık ve sorularımızı yönelttik.

“Morhis” adlı ilk kitabınız için sizi canı gönülden kutluyoruz. Bu kitabı yazma serüveninizi bize anlatabilir misiniz?
Tabii ki... Kedi Otizm Derneğinin Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, üyeler Burçak Akdeniz (Rehber Öğretmen), Emine Çağla Geniş (Gazeteci) ve Ebru Akar (Kedi Otizm Derneği Başkan Yardımcısı) böyle bir öneride bulunmuştu ve hikâyelerimi yazmaya başlamıştım. Aylar geçtikçe yazmaya devam ettim ve koordinasyonlarla kitabımın taslağını ve son şeklini ortaya çıkarttım.


Kitabınızı çok detaylı bir şekilde kaleme almışsınız. Bu aynı zamanda sizin karakteristik bir özelliğiniz midir? Hayattaki her şeye bu kadar detaycı mı bakarsınız?
Evet, karakteristik özelliğimdir. Yaşadıklarıma hep detaycı bakarım.

Kitabınızda, yaptığınız bütün faaliyetlerde çok sayıda isimden bahsediyorsunuz ve bu da insana ve emeğe gösterdiğiniz saygıyı ifade ediyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?
Tabii ki, yazarken hatırlamak çok önemlidir. Aksi halde yazarken yanlış anlaşılmalar olabilir.

Masa tenisinde ve boccia top oyununda bronz madalyalarınız olduğunu söylemiştiniz, nasıl başardınız anlatır mısınız?
Karşıyaka Kent Konseyi Engelliler Meclisine üye olduktan sonra böyle bir spora yöneldim. Antrenörüyle tanıştıktan sonra bocciaya yönelmiştim ve zevk almıştım. Antrenmanları Karşıyaka Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonunda yapmıştım. 2015 yılında Gaziemir’de 9 Eylül Kupası Boccia Turnuvası’na katılmıştım. Dostluk turnuvasıydı. Yarı finale kadar yükselmiştim. O maçtan mağlup ayrılınca üçüncülük maçına çıkıp kazanınca bronz madalya sahibi olmuştum. 2016 yılına geldiğimde masa tenisine yöneldiğimde katlı otoparkın altındaki pasajın içindeki Konak Engelliler Merkezi’ne gitmiştim. Antrenmanlara devam etmiştim. Nisan ayında Halkapınar’daki İzmir Atatürk Stadyumu’nun altındaki masa tenisi salonunda yapılmış olan “Özel Sporcular” il müsabakalarında “Otizmliler” kategorisinde yer almıştım. Yarı final maçını çok iyi şekilde mücadele etmeme rağmen kaybetmiştim ama bronz madalyanın sahibi olmuştum.

Boccia oyunu nasıl oynanıyor? Aynı zamanda bu oyun size ne gibi beceriler kattı?
Boccia kas kontrolünü ve hassasiyetini test eden paralimpik bir spordur. Oyuncular topu yerdeki hedef topun yakınına iterler. Toplar yuvarlanabilir, atılabilir, tekmelenebilir veya aşağı doğru bırakılabilir. Eğer topu atamıyor ya da topa tekme vuramıyorsa rampa kullanılabilir. Bu spor kaslarımı geliştirmemi sağladı.


Hayatınızda tiyatronun çok önemli bir rolü olduğunu görüyoruz; bu kadar çok farklı oyun izlemek ve bir kısmında rol almak sizin hayata bakış açınızı nasıl etkiliyor?
Tiyatro, tüm insanların bakış açısını etkiler. Özellikle yaşadıklarınızı sahneye yansıtmak için hayal gücünün ortaya çıkması lazım.

En severek rol aldığınız tiyatro oyunu hangisiydi ve bu oyunda hangi rolü aldınız?
En son oynadığım oyun “Farklı Renkte Kelebekler” idi. Otizm farkındalığına vurgu yapıldı. Oynadığım rol, sahnede önce dış ticaret şirketinde çalışıp da ayrımcılığa maruz kalmış bir gençti. Tek perdelik oyunda farklı konular işlenmişti.

“Morhis” kitabınızı adeta bir günlük gibi çok ince ayrıntılarla kaleme almışsınız. Bu sizin günlük tutma alışkanlığınızdan mı kaynaklanıyor, yoksa bu kadar ayrıntıyı nasıl organize edebildiniz?
Günlükten ziyade anılara yer verdim. Geçen sene İzmir hava gazı fabrikasında gerçekleştirilmiş olan “Özneler Konuşuyor” etkinliğinden sonra bir kitap yazma önerisinde bulunanlar olmuştu. Ben yazmaya başladıktan sonra babam da zaman zaman hatalarımı düzeltmeye çalışmıştı ve çok büyük destek vermişti. Yılbaşından önce kitabımı bitirdiğimde Kedi Otizm Derneğinin Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, Karşıyaka Belediyesinden Feruz Bozarslan, Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği’nin Başkanı Cemal Durmaz Bey ile temaslarım olmuştu. Karşıyaka Belediyesi’nin Eski Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın desteğiyle de kitabımı çıkarmıştım. Ayrıca Doğan Yapı İnşaat’ın Sahibi Atilla Doğan da kitabımın basılması için belirli bütçeyi ayırmıştı ve 31 Ocak’ta Sancar Maruflu STK Yerleşkesi’ndeki ilk kitap imza günüme yetişmişti.

Okumaktan en çok keyif aldığınız kitaplardan bir tanesini söyler misiniz ve niye bu kadar keyif aldığınızı anlatır mısınız?
15 Ocak 2024 tarihinde vefat etmiş olan Hanri Benazus’un “Çanakkale’den Gelibolu’ya 1915” adlı kitabıydı. Hanri Benazus, aile dostumuzdu. Çünkü bugüne kadar göremediğim Çanakkale’ye gitme hayalini uyandırmıştı ve bu destanının nasıl kazanıldığını öğrenmek ve anlatmak istemiştim.

Otizmlilere rol model olarak toplumda birçok farkındalık çalışmaları yürütüyorsunuz. Bu çalışmalarınızla topluma ne faydalar sağlamayı amaçlıyorsunuz?
Otizmlilerin günlük hayata dahil olmalarını, her alanda yer almalarını ve ayrımcılığa son verilmesini amaçlıyorum.

Kedi Otizm Derneği’nden ve oradaki görevinizden bahseder misiniz?
Derneğin amacı, Otizmlilerin kaybettiği her türlü haklarını savunmak ve elde etmeleri için çaba sarf etmektir. Ben Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak yapılan tüm çalışmaları herkese anlatmaya gayret ediyorum.

Parçası olduğunuz toplumu bilinçlendirme çalışmalarında empatinin sizce önemi nedir?
Empati denince göz teması ve iletişim kurmak gelir. Yaşadıklarını herkese açıkça ifade etmelerini sağlamaktır. İnsanların Otizmin ne olduğunu daha iyi öğrenmeleri gerektiğini düşünüyorum.

MORİS KARMONA
28 Temmuz 1982’de İzmir’de doğdu. İlk ve Orta öğrenimini İzmir’de tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi (AÖF) Halkla İlişkiler (Ön lisans) ve Anadolu Üniversitesi (AÖF) İşletme’den (Lisans) mezun oldu. Sivil Toplum Kuruluşlarına üyeliğinin yanı sıra yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapmakta. Şiirleri Silgi dergisinde ve şiir antolojilerinde yer aldı.
Bu yıl çıkan ilk kitabı “Morhis”de, biyografi tarzında yazdığı kendi Otizm hikâyesini ve özellikle uğradığı akran zorbalıklarını anlattı.