Haber fotoğrafı: Notre Dame Katedrali yanıyor (15 Nisan 2019)
Çenelerimiz düşmüş, yüreklerimiz yanarak seyretmiştik haberlerin naklen verdiği cayır-cayır yanışını, düşmez canım artık o kadar dediğimiz “La flèche” (ok) dedikleri sivri kulesinin alevler eşliğinde yıkılışını. Ben şahsen çok üzülüyorum dünya miraslarımızın hasar görmesine. Taliban’ın Bamyan vadisindeki heykelleri kırmasını da esefle ve yüreğim sızlayarak izlemiştim. Bunlar insanlığın, hepimizin geçmiş tarihi, bugünkü dünyanın, medeniyetin temel direkleri. Ben esasen devrimlerde (Saddam Irağı gibi, Rus ve Bulgar sosyalist devrimlerindeki gibi), devrik başkanların heykellerinin yerle-bir edilmesine, mozolelerinin (Lenin, Georgi Dimitrov gibi) yıkılmasına da karşıydım. Bunlar, seversiniz veya sevmezsiniz, kendi tarihiniz! Hata ise şayet, hatalarınızla yüzleşin, ayakta tutun, genç nesiller “Bakın böylesi hatalar da yapmışız” diyebilsin; yanına yenilerini, sizce daha iyilerini yapın!
Bir musibetin tetiklediği küresel seferberlik
15 Nisan 2019’daki yangın Fransa’da bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük bağışın toplanmasına yol açtı. İsimsiz bağışçılardan iş adamlarına, birkaç Euro’dan, yüz milyonlara herkes bu zorlu yarışa katılmıştı.
Lily Safra
Yangının hemen ertesi günü Brezilya “Edmond J. Safra Vakfı” kurucusu hayırsever Lily Safra tarafından tek seferde yapılan 10 milyon Euro’luk miktarın ardından girişimci François Pinault ile oğlu Henri’den 100 milyon Euro, Fransız lüks sektörünün temsilcisi Bernard Arnault’dan 200 milyon Euro, Total Energie’den 100 milyon Euro, Axa sigortadan 10 milyon Euro gibi bağışlar yağmaya başladı. Fas Kralı’nın 1 milyon Euro bağışı duyulunca, yurt dışından da inançlı-inançsız pek çok kaynaktan bağışlar eklendi. ABD’den kozmetik devi Estée Lauder: “New York birkaç yüzyılda inşa edildi, Paris ise bin yıldan fazla bir süredir varlığını sürdürüyor. Notre-Dame tarihtir” diyerek eli titremeden 2 milyon Euro bağışta bulunuyor ve toplamda ABD’den 55 milyon Euro geliyor. Hasılı, 263 bin kaynaktan tam 843 milyon Euro ile kollar sıvanıyor.
Kazılardan çıkanlar
Diriliş
Her şeyden önce, şantiyeye arkeologlar geldi. Hiçbir ayrıntının, hiçbir değerin kaybolmaması gerekiyordu. Hazır zemin hasar görmüşken, üstelik burası Katedral olmadan önce meskûn bir bölge olduğundan, Christophe Besnier ve Ulusal Arkeolojik Araştırma Enstitüsü’nden (Inrap) ekibine, Kilisenin taş zemini altında kazı yapmak için sınırlı vakit ve derinlik izni verildi, ancak buna değdi! Antropomorfik iki kurşun lahit yanında çıkarılan kireç taşından heykel ve duvar parçalarının aslında 13. yüzyıldan kalma kayıp bir altar’ın (kiliselerde sunağın separasyonu) ve minberin kalıntıları olduğu ortaya çıktı. Esasen kazıların derinleştirilmesi gerekirdi diyor Besnier ama artık Katedralin ana restorasyonu bekleyemeyecekti. Çatı çatmaları için marangoz Brieuc de Keranflec’h bin tane meşe ağacı seçti, onların yontulması bile aslına uygun bir görünüm için eskilerin kullandığı aletler ve usullerle yapıldı. Çatı kalkan duvarı ve heykellerin restorasyonunu heykeltıraş şef Pascal Larsonneur ele aldı, Marie- Cecile Kfouri çizimleri üstlendi.
Özetle memlekette bulunan konusunda en seçkin ustalar ve sanatçılarla birlikte tam 2.000 kişi çoğu zaman cehennemlik denebilecek zorlu koşullarda, cephe, tavan, nef, çörtenler, ayin mobilyaları akla gelen her yerlere el atıp gerçeğini aratmayacak hale getirmek için canlarını dişlerine katarak emek verdiler. “Dev bir şantiye içinde karınca yuvasında debelenip duran karıncalar gibiydiler,” diyor bir arkeolog, çalışan işçiler için.
Katedralin, yangında tamamı yanarak yere çakılan “ok” denilen kule uzantısı, esasında bir istikamet, bir hayat yolu, bir hedefi simgeliyor. (Masif meşe ağacından, kurşun bir çatıyla kaplı bir şaheserdi. 6 Aralık 2023’te bitirilip yerine konulan “ok”un, “aiguille” (iğne) denilen tepesi bir taç, bir haç ve bir horoz figürü ile sonlanır.)
Ok'un ucundaki iğnenin tepesindeki yeni horoz
Yeni horoz, içine Katolikler için çok değerli olan kutsal emanetlerden İsa’nın dikenli tacının bir parçası, 3. yüzyılda Paris’in ilk piskoposu olan Saint-Denys’in kemikleri ve şehrin koruyucu azizesi Sainte-Geneviève’nin kemikleri konulduktan sonra Paris Başpiskoposu Laurent Ulrich tarafından kutsanıp kulenin tepesine yerleştirildi. Horoz, kıyamet gününün ışığının ve dirilişinin sembolüdür. Aynı zamanda rüzgâr gülüdür de. Bağırarak uyaran odur. Hatta İslamiyet’te Muhammed’in şöyle dediği söyleniyor: “Beyaz horoz benim dostumdur; O, Allah’ın düşmanının düşmanıdır.”
Alevler altında erimekte olan kurşun çatı kaplaması, parça parça Katedralin içine, altar’daki kucağında oğlu İsa’nın ölmüş bedenini tutan Meryem’in (Pieta heykeli) de üzerine akmıştı. Temizlemeden sonra, Hz. İsa’nın avucunda kalan kurşun parçası o korkunç günün anısına orada bırakıldı. İnşası için iki asır geçmişken, eski haline getirmek için beş yıl ve 2.000 kişi gerekti.
Katedralin orgu onarılıyor
“Notre dame” (hanımımız / leydimiz), Meryem ana için kullanılan bir ifadedir ve Katedral onun onuruna inşa edilmiştir. Meryem, İsa’yı doğuran Judee’li bir Yahudi kızdır. Zaman içinde Hristiyanlık için kutsal sayılan emanetleri (İsa’nın dikenli tacını) barındıran tapınak, 1831’de köhne bir durumdaydı. Victor Hugo, esasen “Notre Dame’ın Kamburu” adlı başyapıtı ile Katedrale dikkatleri çekerek tekrar eski şaşaalı günlerine döndürmek için restorasyon seferberliğini başlatıyor. Tıpkı geçen seneki Olimpiyat oyunları açılış yayınında kaçak olarak ve ancak dikkatli bir gözün görebileceği şekilde Katedralin meşhur “ok” dedikleri sivri ve 96 metrelik yepyeni kulesinin tepesindeki kambur bir insan görüntüsünün yarattığı sansasyon gibi. O görüntü aslında kambur kıyafetindeki oyunların artistik direktörü Thomas Jolly’dir ve yaptığı Quasimodo’ya bir saygı duruşudur. Quasimodo, adeta Katedralin başarı ile dirilişinin coşkusu ile kendini oralara atmıştır.
Vee perde!
Günlerden yağmurlu bir 7 Aralık 2024 akşamı, Katedralin girişine konukları yağmurdan koruma amaçlı dikilen bir kocaman çadır altında basın mensuplarının takibinde, Emmanuel ve eşi Brigitte Macron, davetli yaklaşık 40 ülke başkan ve temsilcilerini ayakta karşılayarak birer anı fotosu çektirdiler. Gelenler arasında, devlet erkânı ve kordiplomatik yanında, Joe Biden’in yerine eşi Jill ile kızı, ilk yurt dışı ziyaretini yapan yeni Amerika Başkanı Donald Trump, eski Fransız başkanlarından Sarkozy ile karısı Carla Bruni, İngiliz Kraliyet ailesinden Prens William, Monaco Prensi Albert, Ukrayna Başkanı Volodymyr Zelensky, Alman Devlet Başkanı Frank Walter Steinmeier ile eşi, İtalya Devlet Başkanı Sergio Mattarella, Yunanistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Ekaterini Sakellaropoulou, Fas Kralı Muhammed VI, Ürdün Kralı Abdullah II, Brezilya’nın başkanı Lula da Silva, ve şüphesiz günün sürprizi girişimci Elon Musk...
Donald Trump, Emmanuel Macron ve Volodymyr Zelensky
İsveç Kralı Gustaf ile karısı Sylvia, Nobel ödülleri nedeniyle gelemeyeceklerini bildirmişlerdi, ama davetli olan Papa Francis’in, birkaç gün sonraki Korsika gezisini bahane ederek gelmemesi, Fransa ile bir sorunu mu var düşüncesinin kafalarda cevapsız kalmasına neden oldu.
Katedralin merkezî kapıları, Paris Başpiskoposu’nun asası ile üç defa kapıya vuruşu ile açıldı. Bu hareket aynı zamanda, sürüsünü güden çobanın asasını kullanmasını çağrıştırır. Başpiskopos da Paris halkının dinî yol göstericisi olarak müminlerini toplayan, yol gösteren görevindedir burada.
Katolik kiliselerinde ayinin bir parçası olarak özellikle orgların kutsanması esastır. Başpiskopos’un kutsadığı, 1733’ten beri Katedralin sesi ve Fransa’nın en büyüğü olan 8.000 boruluk senfonik org, (tarihte ilk yaşanan) tamamıyla onarılmasının ardından, beş yıldır ilk kez “te Deum” duası ile sesini duyurdu. Başpiskopos ayrıca konuklara kutsal su (okunmuş, ayazma) serpti. Tören boyunca çocuklardan oluşan bir koro akışa eşlik etti. Yangında hayatlarını riske atarak kutsalları kurtaran tüm itfaiye mensupları ile renovasyon çalışmalarını yapan ekip alkışlarla davetliler arasından geçerken, katedralin dış cephesinde ışıkla MERCİ (teşekkürler) yazısı yansıdı.
Başpiskopos Lauren Ulrich’in Papa’nın mesajını okumasının ardından, Macron, konuşmasında, emeği geçen sanatçılara “kömürü sanata çevirdiniz” sözleri ile Fransızlar adına teşekkür ederken, “Büyük ulusların imkânsızı gerçekleştirebileceklerini keşfetmiş olduk” dedi.
Törenin ardından Katedralin önünde uluslararası sanatçıların katıldığı bir konser, kutlamaların devamını getirirken Zelensky ile Trump, Macron’un ev sahipliğinde Elysée Sarayında akşam yemeği ile güne nokta koyuyorlardı.