Haber fotoğrafı: The Brutalist filmi

Mart ayı, baharın gelişini müjdeleyen taptaze bir enerjisiyle sanat dünyasını da canlandırıyor. Soğuk kış günlerini geride bırakırken, yeni sergiler, tiyatro oyunları ve vizyona giren filmler sanatseverlere kültürel bir şölen sunuyor. Şehirde gezilecek mekânlar, doğanın uyanışıyla daha da büyüleyici hale geliyor, raflarda keşfedilmeyi bekleyen kitaplar da ruhumuzu beslemeye hazır görünüyor. Mart ayının sanat ajandasında hem klasik hem de çağdaş dokunuşlarla dolu ilham verici öneriler siz değerli okurlarımızı bekliyor.

Ne izleyelim ǀ SİNEMA
Mart denildi mi, sinemaseverlerin ilk aklına gelen, Akademi Ödülleri’dir. Bu yıl 97.’si yapılacak olan (namı diğer) Oscar Töreni’nin tarihi 2 Mart 2025 olarak açıklandı. Oscar adayı filmlerin birçoğu sinema salonlarında gösterime girmeye başladı bile. İçlerinde en çok ilgi görenlerden biri olan ve Adrian Brody’nin başrolünü üstlendiği The Brutalist, II. Dünya Savaşı’ndan sonra “Amerikan rüyasını” yaşamak için ABD’ye göç eden Macaristan doğumlu, Bauhaus eğitimli Holokost kurtulanı mimar Laszlo’nun yolculuğunu ve hayat hikâyesini anlatıyor. Başlangıçta yoksulluk içinde çalışmaya zorlanan Laszlo, kısa süre sonra hayatının seyrini 30 yıl boyunca değiştirecek bir kontrata imza atar. Yenilikçi kamera oyunları, dramatik yapısı, alışılmadık açı ve kadrajları, kurgusu ve sıra dışı ses tasarımı, parlak oyuncu kadrosuyla hem şaşırtıcı hem de unutulmaz bir eser. Bir diğer aday ise Nicole Kidman’ın başrolünü oynadığı Babygirl. Film, kendinden çok daha genç stajyeriyle ateşli bir ilişki yaşamaya başlayınca kariyerini ve ailesini tehlikeye atan bir CEO’nun hikâyesini konu ediyor. Başarılı bir iş insanı olan Romy’nin tiyatro yönetmeni kocası Jacob ile cinsel hayatları bitmiştir. Bir maceranın özlemini çeker ve bu, patronuna karşı uygunsuz bir emir tonu kullanan ancak bunu yaparken amirinde cinsel arzusunu tetikleyen yeni stajyer Samuel’in gelişiyle ortaya çıkar. Nihayet bir otelde ilk kez karşılaştıklarında ikisi de aslında ne tür bir oyun oynadıklarını bilmemektedir. Bu süreçte Romy, her şeyini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. 




Ne dinleyelim ǀ KONSER
Mart ayının en anlamlı etkinliklerinden bir tanesi kuşkusuz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Biraz alaturka, biraz da nostalji severler için harika bir teklifim var. Alaturkanın Batı’ya dönük en güzel yüzü olan Emel Sayın, 8 Mart Cumartesi akşamı saat 21.00’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde sahne alacak ve sevenlerini geçmiş günlere götürecek. Plakları, kasetleri ve CD’leriyle çocukluğumuz ve gençliğimiz boyunca sesi evlerimize neşe dolduran, unutulmaz performanslar ile hafızalarımızda yer eden, her defasında yeni bir heyecanla izlenen filmleriyle hayatlarımızı renklendiren, tüm zamanların en içli sesi Emel Sayın’ı izlemek ve dinlemek isterseniz, biletlerinizi bir an önce satın alın.




Nereye gidelim ǀ STAND-UP
Instagram’da paylaştığı kısa hikâyelerinin bağımlısı olduysanız, öyleyse Miray Akovalıgil’i sahnede canlı olarak izlemenin zamanı gelmiş demektir. 24 Mart Pazartesi akşamı için henüz bir plan yapmadıysanız ve Türkiye’nin yorucu gündeminden biraz olsun uzaklaşarak gülmeye ihtiyacınız varsa, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’ndeki bu sempatik gösteri için biletinizi alın. “Ya Bende Bir Şey Yoksa” adını verdiği stand-up’ında, Miray Akovalıgil, kariyer, aşk, sağlık dahil her alanda başarı kavramını sorgularken, yüzleri gülümsetmeyi garantiliyor. Biletler biletinial.com’da.

Neyi Kaçırmayalım ǀ KOMEDİ
Küresel komedi ikonu, Emmy ödüllü TV sunucusu ve çok satan yazar Trevor Noah, 23 Nisan akşamı Volkswagen Arena’da, ilk kez İstanbul’da sahne alacak. The Daily Show’un efsanevi sunucusu Noah, Grammy Ödülleri’ni üç kez başarıyla sundu ve 2025’te bir kez daha bu prestijli törenin sunucusu olmaya hazırlanıyor. Çok satan kitabı Born a Crime ve yeni kitabı Into the Uncut Grass ile hikâye anlatıcılığı konusundaki başarısını kanıtlayan Noah, sahne şovlarında keskin mizahı ve kıvrak zekasıyla izleyicileri kahkahalara boğmaya devam ediyor. Dünya çapında kapalı gişe performanslarıyla milyonların sevgisini kazanan Trevor Noah, gündelik hayata dair esprileri, kültürel konulara getirdiği mizahi yorumları ve evrensel bakış açısıyla izleyicilere unutulmaz bir gece yaşatmaya hazır. Bu eşsiz geceyi kaçırmayın ve kahkahalarla dolu bu özel anın bir parçası olun. Şimdiden yazma nedenim biletlerin hızla tükenecek olması.




Nereyi gezelim ǀ SERGİ
İstanbul Modern’deki Chiharu Shiota’nın sergisini ziyaret etme fırsatınız olmadıysa, elinizi çabuk tutun çünkü 20 Nisan 2025’te sona eriyor. Sanatçının Dünyalar Arasında adlı bu kişisel sergisi, ara bir yerde olma duygusunu işliyor. Shiota, serginin kavramsal çerçevesini kurgularken İstanbul’un Asya ve Avrupa arasındaki konumundan besleniyor ve İstanbul Modern’in kentin yüzyıllardan beri en işlek semtlerinden biri olan ve tarihi limanının da yer aldığı Karaköy’de konumlanmasından ilham alıyor. Sanatçı, limana yanaşan ve limandan ayrılan gemiler, bu gemilerde seyahat eden yolcular ve onların hikâyeleriyle kendisinin Japonya’dan Almanya’ya göç hikâyesi arasında ilişki kuruyor. Sergi salonunu ağ benzeri kırmızı ipliklerle saran sanatçı, bavulları da bu kütlenin içine yerleştirerek “yokluk içinde var olma” temasına vurgu yapıyor. En sık kullandığı renk olan kırmızı ise damarlardaki kanı ve hayatın akışını simgelerken metaforik olarak insanları, duyguları ve anıları birbirine bağlıyor. Yerleştirmedeki bavulların her biri Shiota için bir insanı temsil ediyor. Birbirine kırmızı iplerle bağlı bavullar, ev, aidiyet ve kimlik gibi hem kişisel hem de kolektif temaları izleyiciye sorgulatan görsel bir bağlam yaratıyor. Bavullar, içinde taşıdıkları nesnelerin ötesinde, duyguları ve anıları da taşıyan, geçmişe ve geleceğe vurgu yapan semboller olarak kullanılıyor.




Ne okuyalım ǀ KİTAP
Aslı Perker’in Destek Yayınlarından piyasaya çıkan kitabı Terapinin Filozofu: Irvin D. Yalom - İnsan Kaderinin Kurbanı Değil Seçimlerinin Efendisidir çalışmalarıyla insanın hallerini anlamamıza yardımcı olan, çağımızın en etkili psikoterapistlerinden Irvin D. Yalom’un “insan kaderinin kurbanı değil, seçimlerinin efendisidir” düşüncesine açıklama getiriyor. Nietzsche Ağladığında, Varoluşçu Psikoterapi, Aşkın CelladıSchopenhauer Tedavisi, Güneşe Bakmak, Spinoza Problemi ve daha birçok eserinden yararlanılarak kaleme alınan bu kitap, yazarın bıraktığı mirası oluşturan en temel konuları inceliyor: ölümlülükle yüzleşme, kişisel seçimlerin önemi, insan ilişkilerinin gücü ve terapide hikâye anlatıcılığının dönüştürücü potansiyeli. Analiz, kişisel anekdotlar ve derin felsefi sorgulamaların bir araya getirildiği bu kitap, Yalom’un kim olduğunu öğrenmenin ötesinde, insanın kendisini anlaması için de bir rehber niteliği taşıyor. İster bir psikoloji öğrencisi ister bir terapist ya da hayatın belirsizlikleri içinde anlam arayan biri olun, bu kitap varoluşun karmaşıklığını kucaklamanız ve özgünlüğe giden kendi yolunuzu keşfetmeniz için ilham verecek bir eser.

Ne deneyelim ǀ RESTORAN
Michelin ödüllü restoranları tanıtmayı çok seviyorum. Özellikle de ağız tadıma uygun olanları. Yeniköy’deki Red Balloon da onlardan biri. İstanbul'un ortasında huzur dolu bir vaha. Dekorasyon açısından çağdaş tasarımı ve etrafındaki yüksek ağaçlarıyla çok huzurlu bir mekân. Şef Ulaş Durmaz, Kuzey Ege esintili Akdeniz yemekleri yaratmak için malzemeleri mümkün olduğunca yerel kaynaklardan temin ediyor. Red Balloon’un menüsünde her detay özenle düşünülerek mevsim sebzeleri ve meyvelerine göre sürekli yenileniyor. Yemeklerin lezzeti ve sunumu, ortamın hissiyatıyla birleşerek hem rahat hem de lüks bir deneyim sunuyor. Yaratıcı yaklaşımı ve coşkusu, tanıdık tatlara yeni bir soluk getiriyor. Şahane bir deneyim için denemeye değer…