Haber fotoğrafı: Stand-up’çı Doğu Demirkol
Nisan’ın enerjisi ilkbaharın coşkusuyla şehre yayılıyor! Isınan havalar, açan çiçekler ve uzayan günlerle birlikte hem ruhumuz hem de şehir canlanıyor. Bu ay, kitap raflarında ilham veren yeni eserler yerlerini alırken, tiyatro sahneleri de heyecan verici prodüksiyonlarla ışıldıyor. Açık hava mekânları hareketlenmeyi, keyifli restoranlarsa lezzet keşifleri için kapılarını aralamayı sürdürüyor. Morallerin yükseldiği, motivasyonun arttığı bu günlerde, kültür ve sanat dolu bir ay geçirmek isteyenler için kaçırılmaması gereken etkinlikleri, lezzet duraklarını ve edebiyat dünyasının en çok ses getiren kitaplarını derledim.
Ne izleyelim ǀ STAND-UP
Son dönemin yükselen stand-up’çılarından, hem ödüllü oyuncu, hem komedyen 10 parmağında 10 marifet Doğu Demirkol, tek kişilik gösterisi ile 13 Nisan akşamı saat 20.00’de Maximum Uniq Hall’da olacak. Ahlat Ağacı, Ölümlü Dünya, Bayi Toplantısı filmlerindeki başarılı performansının ardından, Doğu adlı dizisiyle de geniş kitlelere ulaşan komedyen stand-up gösterisiyle seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyanın farklı şehirlerinde gerçekleştirdiği tek kişilik gösterisinde kendi yaşamından ve bu topraklarda güldürü niteliği taşıyan her olaydan beslenen Doğu Demirkol’un gösterisi seyircileri kahkahalara boğuyor.
Ne dinleyelim ǀ KONSER
Kurulduğu 1996 yılından bu yana trip hop’u, pop ve çok sesli elementlerle sentezleyen Belçikalı grup Hooverphonic, Avrupa turnesi kapsamında iki şehirlik bir turne için ülkemize geliyor.
Ülkemizde de hatırı sayılı bir hayran kitlesine sahip grup, 12 Nisan’da Zorlu PSM ve 14 Nisan’da İzmir Hangout PSM’de sahne alacak. Grubun bu yıl 25. yaşına basan ve unutulmaz Mad About You’yu da içeren efsanevi ‘The Magnificent Tree’ albümünün anma turnesi kapsamında gerçekleşecek konserlerde Hooverphonic’e dört kişilik bir yaylı orkestra da eşlik edecek. Alex Callier (söz yazarı / yapımcı) ve Raymond Geerts (gitarist) ilk günden itibaren grubun bel kemiği oldular. Çok çeşitli yetenekli şarkıcılarla birlikte çalıştılar ve 2020 sonbaharından bu yana Geike Arnaert’in ikonik sesiyle yeniden bir araya gelmekten mutlular. 2Wicky, Eden, Mad About You, Anger Never Dies, Amalfi, Badaboum ve Romantic gibi hit parçalarla ülkemizde de oldukça sevildiler.
Nereye gidelim ǀ OPERA
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneleyeceği, Georges Bizet’nin müziğiyle tüm sınırları aşan, karakterleriyle zamansız bir etki yaratan Carmen Operası, 10-12-17-24-26-30 Nisan’da AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Özgürlüğüne âşık bir kadın. Tutkulu ama yıkıcı bir aşk. Kaçınılmaz bir son… Sevmenin de sevilebilmenin de cesaret gerektirdiğini en trajik haliyle anlatan Carmen, izleyiciyi 19. yüzyıl İspanya’sına götürerek, bir aşkın nasıl tutku ile başlayıp bağımlılığa ve trajediye dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Güçlü olduğu kadar başına buyruk, baştan çıkarıcı olduğu kadar özgürlüğüne düşkün Carmen’in hikâyesi, Don José’nin gözünde bir tutku fırtınasına dönüşerek onu geri dönülmez bir sona sürüklüyor. Dünyanın en seçkin opera eserlerinden olan ve dünya genelinde en çok sahnelenen operaların başında gelen Carmen’in librettosu Prosper Mérimée’nin aynı isimli kısa romanından yola çıkılarak Ludovic Halévy ve Henri Meilhac tarafından kaleme alınmıştır. İlk kez 1875 yılında Paris’te sahnelendiğinde sert eleştirilere maruz kalan Carmen operası, Bizet’nin ölümünden sonra, muhteşem başarısını yakalamış ve dünya çapında ün kazanmıştır.
Neyi Kaçırmayalım ǀ EFSANE
Efsanevi tenor ve zaman zaman sahne ortağı olan Andrea Bocelli’nin büyüleyici sesiyle tanınan oğlu Matteo Bocelli, 17 Haziran 2025’te Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda benzersiz sesi ve duygusal performanslarıyla ilk kez İstanbul’da sahne alacak.
Babasından aldığı güçlü müzik eğitimini kendi özgün tarzıyla birleştiren, klasik ve modern pop müziği bir araya getirerek eşsiz bir kimlik yaratan Bocelli, ilk solo albümü “Matteo” ile sadece vokal yeteneğini değil, şarkı yazarlığı konusundaki ustalığını da sergiledi. Ed Sheeran’ın ona özel olarak yazdığı Chasing Stars gibi eserlerle, aile bağlarının ve kimlik arayışının derin temalarını etkileyici bir şekilde işliyor. Albümdeki Fasi gibi İtalyanca şarkılar ise, hayatındaki dönüm noktalarına ve kendi yolunu bulma gücünün hikâyesini sunuyor. Bu müzikal yolculukta, ilk konserini Roma’daki Kolezyum’da sahneledikten sonra, 2018’de babası Andrea Bocelli ile seslendirdiği ve adeta bir nesiller arası bağın simgesi haline gelen “Fall on Me” şarkısı, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı ve 400 milyondan fazla kez dinlendi. Şimdiyse Summer Nights gösterisi ile sahnede! Kalplere dokunan romantik şarkıları ve modern pop esintileriyle dolu unutulmaz bir geceye tanık olacaksınız. Biletinizi önceden alın.
Nereyi gezelim ǀ SERGİ
Dünyaca tanınmış Amerikalı resim, heykel ve enstalasyon sanatçısı Andrea Arroyo’nun eserlerini ziyaret etmek için harika fırsat.
24 Nisan - 26 Mayıs tarihleri arasında Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergilenecek olan ImagiNATIONS adlı resimler dizisi görülmeye değer. Arroyo’nun ImagiNATIONS (Dayanışma Olarak Sanat) adını taşıyan kitabı, 2024 yılında Uluslararası Latin Kitapları kategorisinde “En İyi Sanat Kitabı” olarak altın madalya ile ödüllendirilmişti. Kitap, göçler, medeni ve toplumsal cinsiyet hakları, yerinden edilmeler, silahlı şiddet, uluslararası çatışmalar ve çevre krizi gibi bizi derinden etkileyen güncel sorunlara yanıt arayan bir çizim dizisi. Arroyo’nun çizimleri sevgi, adalet, eşitlik ve barışın evrensel değerlerine vurgu yaparken, sınırlar ve kültürler arasında köprüler kurmayı, küresel düzeydeki sorunlar hakkında diyalog yaratmayı amaçlıyor. Sergi Pazartesi hariç her gün 11.00-18.00 saatleri arasında gezilebilecek.
Ne okuyalım ǀ KİTAP
Seray Şahiner’in yeni çıkan kitabı Vatan Millet Samatya ismiyle dikkat çekiyor. Kitap üç bölümden oluşuyor.
Samatya bölümünde küçük bir kız çocuğu olan Melek’in ağzından anılarını dinliyoruz. Okul hayatını, arkadaşlıklarını, ailesini, komşularını, kalp kırıklıklarını… Bu bölümde yazar, küçük bir kız çocuğu enerjisiyle daldan dala atlayarak o dönemin sokak kültürüne ayna tutuyor. Sonrasında Millet ve sırasıyla Vatan bölümlerinde Melek’in büyüme sürecine tanıklık ediyoruz. Karakter yoğunluğu oldukça epey fazla ancak birçok karakter o anlık orada, çünkü çoğu anı. Kitapta kurgudan ziyade anılar ön planda zaten. Sokaklarda misket, laklak oynayan bir çocukluğun ardında sevgisiz büyüyen bir kız çocuğunun anılarını okuyoruz. Melek mutsuz bir çocuk. Kitabın aslında eğlenceli bir anlatımı olsa da aslında inceden inceye acı çeken bir Melek var sayfalarında. Akıcı bir dilde, zaman zaman zorlayıcı betimlemelerle yazılmış bir kitap. Tavsiye ederim.
Ne deneyelim ǀ RESTORAN
Şef İsmet Saz, 1 Mart’ta kapılarını açan yeni restoranı Lokanta İst’te konuklarına Türk mutfağı özelinde farklı bir deneyim yaşatmak istiyor.
Bölgesel çeşitliliği ve biyoçeşitliliği kutlayan, sürdürülebilirliğin ve gıda israfını azaltmanın sadece moda kelimelerden ibaret olmadığı, mutfağın temel taşlarına işlendiği bir restoran hayal etmişti. Bu hayali gerçeğe dönüştürmek için, uzun yıllardır arkadaşı olan ve The New York Times gibi prestijli yayınlara yazılar yazmış, Peru’nun Virgilio Martinez ve İzlanda’nın Gísli Matt gibi ünlü şeflerle kitaplar hazırlamış, James Beard ödülüne aday gösterilmiş yemek yazarı Nicholas Gill ile iş birliği yaptı. Birlikte, bir Türk restoranının nasıl olması gerektiği sorusunu sormaya başladılar: İstanbul’daki her menü neden benzer yemeklerden oluşuyor? Yeni tatları tanıtmak için Avrupa tarzı tadım menülerine mi bağlı kalmalıyız, yoksa bunu mezelerle de yapabilir miyiz? İzmir kıyılarında ekosistemi tehdit eden istilacı aslan balığını popüler hale getirebilir miyiz? Sebzelerin ve balıkların kullanılmayan kısımlarını değerlendirmenin yollarını bulabilir miyiz ve misafirlerimiz bundan keyif alır mı? 50 kişilik bir restoran olarak tasarlanan Lokanta İst, mevsimsel malzemelerle hazırlanan hafif bir tadım menüsü sunuyor. Bu deneyim, misafirlerin à la carte menüden seçecekleri ek yemeklerle tamamlanabiliyor. Restoranın barında ise, yenilikçi kokteyller ve rakı seçeneklerinin yanı sıra, tamamen Türk şaraplarından oluşan özel bir şarap menüsü yer alıyor.
Ne izleyelim ǀ TİYATRO
“Sonsuz bir uyku insanı dinlendirir mi? İnsan hiç tanımadığı bir kişiye benzer mi?” sorularına cevap arayan, geçtiğimiz sezon Mey Diageo’nun kurumsal desteğiyle dördüncü dönemine devam PSM Atölye kapsamında kısa oyun olarak sahnelen ve bu sene Zorlu PSM yapımı olarak profesyonel yolculuğuna adım atan Kısık Ateşte Düdüklü Tencere, Nisan ayında gerçekleştireceği matine-suare temsilleriyle tiyatroseverleri karşılıyor.
Emir Taha Sarı’nın kaleme aldığı, İrem Kalaycıoğlu’nun yönettiği, Aylin Alıveren’in dramaturjisini üstlendiği oyun, bu sezon metin ve rejisel düzenlemelerle tek perde ve 60 dakikalık bir formatta sahneleniyor. Oyunun oyuncu kadrosunda Emre Yıldızlar, İlyas Özçakır, Gül Doğa Selvi, Ferhat Teymur, Onur Akbay ve Yusuf Sarıaslan’ın yer alıyor. Kısık Ateşte Düdüklü Tencere, PSM Atölye’nin sahnelenen ilk oyunu olarak çıktığı profesyonel yolculuğunda tiyatroseverlerden büyük ilgi görmeyi sürdürüyor. Etkinliğin biletleri passo.com.tr’de satışta.