Yerli kültürlerin oluşturduğu mozaiğiyle Mezoamerika, Orta Amerika’nın Pasifik kıyılarına kadar uzanan, böylece orta ve güney Meksika topraklarını, Belize’yi, Guatemala, El Salvador ve Honduras’ı kapsayan tarihî ve kültürel bölgeye, her biri UNESCO Dünya Mirası olan gezimin en çarpıcı noktalarını paylaşırken…
İlk durak, Teotihuacan
Teotihuacan bugünkü Meksika’da, M.Ö. 1. yüzyıl ile M.S. 7. yüzyıl arasında gelişmiş antik bir Mezoamerikan şehri. Klasik bir Aztek lisanı olan Nahuatl dili, 16. yüzyılda İspanyolların Aztek İmparatorluğunu ele geçirdiği esnada Meksika’da geçerli olan dil. Takip eden yüzyıllarda, yerini geniş çapta İspanyolcaya bırakmış. “Tanrıların Doğduğu Yer” anlamına gelen bu ad, Aztekler tarafından, şehrin terk edilişinden yüzyıllar sonra verilmiş. Etkileyici manzaraları ve tarihle dolu atmosferiyle unutulmaz bir deneyim olan Teotihuacan, döneminin en büyük şehirlerinden biri olup, 100.000-200.000 kişilik bir nüfusa sahipti.
Düzenli şehir planlaması ve anıtsal yapılarıyla ilk kez bir Aztek yerleşkesini ziyaret etmek heyecan vericiydi… Örneğin şehrin merkezinde yer alan, dünyanın en büyük piramitlerinden biri, Güneş Piramidi… Kuzeyindeki Ay Piramidi, dört kilometre uzunluğundaki Ölüler Yolu…
Teotihuacan, Mezoamerikan bölgesindeki bu kültürel ve ticari bir merkez, obsidyen (volkanik cam formu) ticareti ve karmaşık dinî ritüelleriyle tanınıyor. Çok sayıda farklı etnik grubu barındıran kozmopolit bir yapıya sahip. Şehir, M.S. 7. yüzyılda büyük ölçüde terk edilmiş. Yangın izleri ve toplumsal çatışmalar, çöküş nedenleri arasında yer alıyor. Ancak, kesin nedenler hala tam olarak bilinmiyor. Günümüzde Teotihuacan, arkeologlar ile turistlerin yoğun ilgisini çekiyor.
Tikal Harabeleri Guatemala’da
Eski Maya dilinde “bol ağacın bulunduğu yer” anlamındaki adıyla anılan Guatemala’nın tropikal yağmur ormanlarının derinliklerinde bulunan antik Maya uygarlığının en büyük ve en ünlü arkeolojik alanlarından biridir, Tikal… M.S. 200-900 yılları arasında gelişen bir bu kentsel merkez ve devasa tapınakları, meydanları ve gelişmiş kentsel planlamasıyla öne çıkıyor.
Çevredeki yağmur ormanı, uluyan maymunlar, ilginç kuşlardan tukanlar ve jaguarlar gibi egzotik hayvanlara ev sahipliği yapan Maya Biyosfer Rezervi’nin bir parçası olan Tikal’deki birçok yapı göksel olaylarla hizalanmış, bu da Mayaların astronomiye ilişkin gelişmiş anlayışını sergiliyor.
8. Yüzyılda Tikal’in hükümdarı olan Kral Jasaw Chan K’awiil I’in mezarı olarak inşa edilen, 47 metreye yükselen bir piramit, Büyük Jaguar Tapınağı…
Dik yapısı ve benzersiz jaguar motifi onu ikonik hale getirmiş. Büyük Meydan ise; tapınaklar, steller ve sunaklarla çevrili, ritüellerin ve kamu etkinliklerinin yapıldığı merkezi bir tören ve siyasi merkez meydanı.
70 metre (230 fit) yüksekliğindeki, Tikal’deki en yüksek yapı Tapınak IV’e tırmandığınızda, orman örtüsünün ve ormanın üzerinde yükselen diğer tapınakların tepelerinin nefes kesici manzaralarını izleyebilirsiniz.
Astronomik gözlemler ve törenler için kullanılan, Tikal’in en eski piramitlerinden birini de içeren bir yapı kümesi, Kayıp Dünya Kompleksi... Tapınaklarında ve mezarlarında tarihi katmanların temsil edildiği, Tikal’in seçkinleri için bir mezar yeri, Kuzey Akropolisi…
Tikal, özellikle güçlü Calakmul şehriyle geniş ticaret ağları ve rekabetleriyle Maya dünyasında baskın bir güçtü. Nüfusu yaklaşık 100.000’e ulaştı, ancak şehir sonunda 9. yüzyıl civarında Mayaların çöküşü sırasında terk edildi.
Günümüzde bölgede arkeolojik çalışmaların sürdürüldüğü Calakmul, Maya ovalarında yer alan saklı şehirlerin en büyüklerinden biriydi. Tikal 9. yüzyıl civarında Maya Çöküşü sırasında terk edildi.
Suzan Nana Tarablus, Copan
Copan Harabeleri, Honduras’ta
Taş oymaları, hiyeroglif yazıtları ve iyi korunmuş anıtlarıyla ünlü Antik Maya uygarlığının önemli bir arkeolojik alanı Copan Harabeleri, M.S. 5. ve 9. yüzyıllar arasında gelişen büyük bir Maya şehrinin parçasıydı.
En ünlü yapılardan biri olan Hiyeroglif Merdiven, 63 basamağa oyulmuş en uzun bilinen Maya metnini içerirken Copan yöneticilerinin tarihini anlatır. Büyük Meydan, birçoğu şehrin yöneticilerini tasvir eden ve Maya hiyeroglifleriyle süslenmiş, karmaşık bir şekilde oyulmuş stellerle dolu açık bir alan. Copan, seçkinlerinin siyasi ve dinî gücünü sergileyen kraliyet konutları, tapınaklar ve sunaklardan oluşan bir kompleks. Diğer Maya şehirleri gibi burada da hem eğlence hem de ritüel öneme sahip Mezoamerikan top oyunu için kullanılan bir Top Sahası, dikkat çekiyor.
Copan, Maya dünyasının kültürel ve sanatsal merkeziydi. Geride önemli bir sanat ve mimari mirası bıraktı. Şehrin 9. yüzyıl civarında çöküşünün aşırı nüfus, ormansızlaşma, iklim krizleri ve siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığı düşünülüyor. Günümüzde Copan, Maya medeniyetini anlamak için önemli bir merkez.
Yucatan Yarımadası’ndaki Tulum
Tulum, Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nda yer alan antik bir Maya arkeolojik alanı… Karayip Denizi kıyısında, göz alıcı beyaz kumsallarla çevrili bir site. Maya uygarlığının en önemli sahil yerleşimlerinden biriydi. Tulum, özellikle savunma amacıyla inşa edilmiş şehirlerden biri olması ve iyi korunmuş surlarıyla dikkat çekiyor. Maya uygarlığının zirve dönemlerinden biri olan bu süreçte inşa edilmiş. Tulum, özellikle tüccarların mallarını taşıdığı önemli bir liman şehriydi. İspanyol fetihlerinden sonra 16. yüzyılda terk edildi.
Tulum’un Kalesi sitenin en büyük ve dikkat çekici yapısı. Deniz feneri olarak da işlev gördüğü düşünülüyor. Deniz kenarındaki uçurumun tepesine inşa edilmiş bu yapı, ticaret gemileri için bir rehber noktasıydı.
Freskler Tapınağı, Maya mitolojisine ait tanrılar ve doğa motiflerini betimleyen fresklerle süslenmiş, sanatsal ve dinî öneme sahip. Tulum’un benzersiz mimari yapılarından bir diğeri de Tanrı İni Tapınağı’nın tepesindeki oyma figür, iniş yapan tanrıyı temsil ediyor.
Tulum bir savunma merkezi olduğundan şehir, deniz hariç üç tarafını çevreleyen surlarla korunmuştu.
Şimdilerde neden çok popüler?
Deniz kıyısındaki konumu, Tulum’u hem tarihî hem de doğal bir cazibe merkezi yapıyor. Hem Maya tarihine hem de plaj tatiline ilgi duyan turistler için popüler bir destinasyona dönüşen Tulum, turizmde doğa ile tarihin buluşma noktasına dönüşmüş. Arkeolojik alanın çevresindeki deniz manzarası ve tropikal orman, kumsalında yetişen su kaplumbağaları…
Dünyanın Yeni 7 Harikası’ndan biri, Chichén Itzá
Gezimin zirvesi olan Chichén Itzá, Dünyanın Yeni 7 Harikası’ndan biri. Meksika’daki Yucatan Yarımadası’nda bulunan antik Maya uygarlığının en ünlü arkeolojik alanlarından biri. M.S. 600 ile 1200 yılları arasında Maya ve Kolomb öncesi Amerika uygarlıklarından biri olan Toltek etkilerini harmanlayan önemli bir kültürel, politik ve dinî merkezdi. Toltekler Meksika’daki Aztek öncesi üç kültürden (Mayalar, Toltekler, Olmekler) biri olarak kabul ediliyor. Meksika topraklarında ilk insan topluluklarına ait izler, tarihçilere göre, yaklaşık 20.000 yıl öncesine dayanıyor.
Kukulcán Tapınağı (El Castillo) tüylü yılan tanrısı Kukulcán’a adanmış 30 metre yüksekliğinde basamaklı piramit… İlkbahar ve sonbahar ekinoksları sırasında, yılana benzeyen bir gölge, piramidin basamaklarından aşağı kayarak Mayaların gelişmiş astronomik bilgisini sergiliyor.
Kanımca burada dikkatleri çeken Büyük Top Sahası… Mezoamerika’nın en büyük ve en iyi korunmuş top sahası, 166 x 68 metre boyutlarında. Mayaların ritüel top oyunu için kullanılırdı, bahisler genellikle yaşam veya ölüm idi. Tanrılara kurbanlar da dahil olmak üzere dinî törenler için kullanılan büyük yeşil ve mavi renkteki doğal kuyu, yani Kutsal Cenote’de arkeologlar derinliklerinde insan kalıntıları, yeşim taşı, altın ve diğer sunular keşfettiler.
Savaşçılar Tapınağı ise birçoğu savaşçı resimleriyle oyulmuş sütun ormanıyla çevrili basamaklı bir piramit. Gözlemevi (El Caracol) yıldızları ve gezegenleri incelemek için bir gözlemevi olduğuna inanılan dairesel bir yapı. Pencereleri, Mayaların göksel gözlemlerdeki uzmanlığını vurgularken önemli astronomik olaylarla hizalanmış.
Chichén Itzá, Maya ve Tolteklerden etkilenen kozmopolit bir şehirdi ve bu, sanat ve mimarisinde açıkça görülüyor. Ticaret, din ve siyaset için önemli bir merkez olarak hizmet etti ve Mezoamerika’nın farklı bölgelerini birbirine bağlamıştı. Günümüzde Chichén Itzá antik Maya uygarlığının yaratıcılığının ve başarılarının bir sembolü olmaya devam ediyor ve senede 2 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor.