Zaman zaman uçağa bineriz. Bazen heyecanlı, bazen de sakin oluruz. Uçağımızın güvende olduğunu bilmek isteriz. Kaptanı, kabin memurlarını görmek bizi rahatlatır. Çoğunlukla güler yüzlüdürler, yorgun olsalar da belli etmezler. İzzet Levi şimdilerde emekli bir kabin memuru. Üniversite yıllarında başladığı mesleğine geçtiğimiz günlerde veda eden İzzet Levi ile uçakta geçen yıllarını ve mesleğin gerekliliklerini konuştuk.

İzzet Levi kimdir? Kendi kelimelerinizle kendinizi anlatır mısınız?
1972 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokulu Şişli 19 Mayıs İlkokulu, orta ve lise öğrenimini Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde okudum. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünü kazandım. 1992’de üniversitede okurken, bir yaz dönemi için THY erkek kabin memuru aranmaktaydı. Başvurdum ve kabul edildim. Yaz boyunca THY’de çalıştım. 1965’den bu yana erkek kabin memuru alınmamaktaydı, böylece yıllar sonra ilk erkek kabin memuru oldum. 1993 yılında tekrar THY’ye çağrıldım. Bu kez kadrolu olarak çalışmaya başladım. İlk hedefim 2 sene çalışıp para biriktirmek, daha sonra kendi otelimi açmak istiyordum. Ancak mesleği o kadar sevdim ki, 33 yıl boyunca hiç bırakamadım.



Uçaklarda ve havalimanlarında geçen bunca senenin özetini yapabilir misiniz?
31 Ocak 2025 tarihine kadar uçuş hayatım devam etti. Bu arada Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Meslek hayatım sırasında kabin memurluğunun derneği olan TASSA Türkiye Kabin Memurları Derneği’nde 6 yıl boyunca başkan yardımcılığı ve başkanlık görevlerini icra ettim. İş hayatımı emekli olarak Türkiye’nin en tecrübeli kabin memuru sıfatıyla sonlandırdım.

Türkiye’de Atatürk Havalimanı küçük bir terminal durumundayken mesleğe başladım, daha sonra TAV terminali yapıldı, havalimanı büyütüldü, o da yetmedi en son İstanbul Havalimanı’nda mesleği bitirdim. Tüm dünyada birçok havalimanı gelişimini, şehirlerin değişimini takip ettim, yaşadım.

Ayrıca DC-9 gibi eski teknoloji uçaklardan Boeing 787 Dreamliner gibi modern uçaklara kadar birçok uçakta uçtum. Hayatımın çoğu havada, uçakta, havalimanlarında ve otellerde geçti. Aylık programımız çıkardı, yaşayacağım hayat o programdı. Kendimi o ay nerede bulacağım, ne kadar uçacağım o program ile belirlenirdi.



Sizi en çok üzen, en çok sevindiren, en çok heyecanlandıran uçuşlarınızı anlatabilir misiniz?
Beni en çok üzen uçuşum Kabin Memurları Derneği Başkanlığı görevini icra ederken, kaza yapan uçağımız nedeniyle Amsterdam’a yaptığım uçuştu. Bir arkadaşımız vefat etmiş, iki arkadaşımız ağır yaralanmıştı. Yolcularımızdan da vefat edenler, yaralananlar olmuştu. Amsterdam’da bir hafta kalıp arkadaşlarımıza ve yolcularımıza yardımda bulundum. Hüzünlü bir deneyimdi. Beni en mutlu eden uçuşlarım ise ailem ile beraber uçtuğum ve onları da görevli yerlere götürdüğüm uçuşlardır. Ailem ile birlikte Johannesburg, Mauritius, Seyşeller, Osaka gibi çok güzel yerlere gittik. Bu da mesleğin bana hediyesi oldu. Uçakta yaşadığım zor anlar olmuştur. Hatta bir keresinde yolcuya kelepçe takmak zorunda kaldım. Bu da işin bir başka yönü.

Bu mesleğe yıllarınızı verdiniz ve binlerce insan karakteri ile karşılaştınız. Uçağa binince insan farklılaşabiliyor mu?
Bu mesleğin bana verdiği en önemli yeteneklerden biri insanları anlayabilmek, insan sarrafı olmaktır. Binlerce insan karakteri ve yüzlerce kültür farklılıkları ile karşılaştım. Uçağa binince insanların korkuları artmakta, oksijen azlığından beyin fonksiyonları değişmektedir. Ayrıca alkol alımı insanı uçakta beş kat daha fazla etkilemektedir. O yüzden uçakta karakterlerin değiştiği bir gerçektir ve bilimsel bir sonuçtur.

Teknolojinin ilerlemesi bu sektöre pozitif yansıdı diye düşünüyorum. Öte yandan bu kadar tekniğin bir anda kullanılmasını kontrol etmek zor oluyor mu?
Teknolojinin ilerlemesi işimizi tabii ki birçok yönden kolaylaştırdı. Havacılık, teknolojinin ilk kullanıldığı alanlardan biridir. Kontrol etmekten ziyade uyum sağlamakta zorlandığım zamanlar olmuştur. Günü takip etmek önemlidir, bizim de güncel teknolojiyi takip etmemiz gerekliydi.



Sizin mesleğinizi seçmek isteyenlere hangi yönde eğitim almalarını tavsiye edersiniz?
Mesleği seçmek isteyenlere ilk tavsiyem yabancı dil konusunda kendilerini geliştirmeleridir. İngilizce bilmek mesleğin en önemli şartıdır. İkinci bir dil ise tercih edilmeleri için önemli bir etkendir. Çince, Japonca, Korece günümüzün yeni trendleri. Üniversite olarak da turizm bölümlerini tercih etmelerini tavsiye ederim. Kabin memurluğu bölümleri şirketlerin öncelikli tercih ettiği bölümlerden değildir.

Emeklilik yılları için ne gibi projeleriniz var?
Emekliliğim sırasında yapmak istediklerim arasında bir kitap yazmak var. Sektörün gelişimini anlatmak, gençlere rehber olmak, düşüncelerimi ve tecrübelerimi paylaşmak istemekteyim. Tabii ki ailemle daha çok zaman geçirmek istiyorum. Balık tutmak İspanyolcamı geliştirmek, yapamadığım hobilerimi yapabilmek gibi fikirlerim de mevcut.