Haber fotoğrafı: Dürzi Ukallar

Dürzilik, VI. Fatımi Halifesi El-Hakim bi-Emrillah’ın (996-1021) saltanatında çıkmış ezoterik bir mezheptir. İnanış boyutunu Hamza bin-Ali belirlemiş, Lübnan’da Vadi’t Teim’de tanıtan Neştekin ed-Derezi’nin ismiyle tanınmıştır. Yahudi ve Mecusilere eğilimi olduğu iddia edilir.
Dürzi taraftarlarının El-Hakim bi-Emrillah’ın komutanlarından Ebu Mansur Anuştekin ed-Dürzi birliğinde savaşmalarından dolayı bu ismi aldıkları da söylenir. Dürziler “Dürzi” olarak değil, El-Hakim’in Tanrılığını tek kabul eden anlamında Muvahhidler olarak anılmak ister.
Dürzilik, İsmaililik içerisinden doğmuş, Muktena Bahauddin’in mezhebe giriş çıkışı yasakladığı 1042’den sonra koyu bir gizliliğe bürünmüştür.

Dürzi toplumunun kökeni
Arabü’l-Aribe’den Tenuhi kabilelerine mensup olduklarını iddia eden Dürziler‚ muhtemelen hâkim bir Arap topluluğu içinde azınlıkta kalmak endişesinden, Arap ırkından olduklarını ileri sürmüşlerdir. Dürzileri etnik köken olarak Farisilere dayandıran iddialar da mevcuttur. Perslerin inanışları olan Mazdeizm’le Dürzilik arasındaki benzerlikler bu görüşü desteklemektedir.



Dürzilerin kökeniyle ilgili ileri sürülüp fazla kabul görmeyen, ikinci derecedeki iddialar, kökenlerinin Haçlı alayının kumandanı Comte de Dreux’a dayandığı, eski İsrailoğulları’ndan, Hititlerden hatta Anadolu Galatlarından doğmuş veya Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunmaktadır. Dürzileri Samirilere, Arap, Fars ve Hintli unsurların karışımına dayandıran varsayımlar mevcuttur.
Tarihte ve günümüzde Dürzi toplumuna egemen dört aile Tenuhiler, Şihabiler, Ma’niler ve Canbolatlar’dır. Tenuhiler’in bir kısmı İslam’dan önce putperest olmakla birlikte çoğunluğu Hristiyan’dı. Hamza bin Ali’nin, Tenuhi kabilesine çağrısıyla Dürziliği benimsemiş, 1042’den sonra tek temsilcisi olmuşlardır.


Abu İbrahim Makamı, Dalyat El Karmel

Tampliyeler, Avrupa’ya aktarılan, Masonluk sistemine yerleşen birtakım inanç ve geleneklerini Dürzilerden almışlardır. Dürziler, Haçlı Seferlerinin sonuna kadar Hıristiyanların müttefiki olarak kalmış, sonrasındaysa Kaysiler ve Yemaniler kollarına ayrılmışlar. Yemaniler, Mercidabık Savaşında (1516) Osmanlıların, Kaysiler ise Memlukların yanında yer almışlar.
Dürziler Osmanlılarda “Tereziler” olarak bilinmiş, Sünniler Dürzi adını aşağılayıcı sıfat olarak kullanmıştır. Sünni halkın baskısı sonucu dağlarda yerleşmiş, Fransız işgali sonucu (1918) Osmanlı yönetiminden ayrılmışlardır. Fransızlar, Dürzilerin yaşadıkları yörede özerk “Cebel-i Dürz Emirliği”ni kurdular (1921). Dürzi Emirliği 1936 yılında kaldırıldı; Dürziler Suriye’ye, Lübnan’a bağlandı.

İnanışları
Dürzilik, Hamza bin Ali tarafından sınırları çizilen, Muktena Bahauddin tarafından felsefi ve bilimsel temelleri oluşturulan; sınırsız olan Tanrı varlığının cismani evrenin yaratılmasından itibaren 72 defa, insanları bilgilendirmek gayesiyle yeryüzünde göründüğüne; Tanrı’nın ilk yarattığı varlıklar olan ruhani Hudud’un (5 Tanrısal öge) “tıpkı Tanrı gibi” maddi evrende farklı insani suretlerde ortaya çıktığına inanır.
Dürziliğin ilanı ile birlikte bütün dinlerin özünü teşkil eden asıl inanışın ortaya çıkması sebebiyle hükümlerini yitirdiğini, Hakim bi-Emrillah’ın hem ilahi hem de insani yönü bulunduğunu, Tanrı’nın onun görünüşünde ikinci defa ortaya çıkarak dünyanın yönetimini, egemenliğini Dürzilere vereceğine inanan bir düşünce akımıdır. Sünni otoriteyle yüzyıllarca çarpışınca, takiye prensibine uyarak, Sünni İslam’ın dış görünüşlerini benimsemişlerdir. Dürzilerde sözünde durmak, dostu korumak, Hakim bi-Emrillah’ın ilahlılığının kabulü farzdır; namaz, zekât, orucun yeri yoktur. Kuran-ı Kerim’i de okumaktan geri kalmayıp kendilerine göre içrek yorumunu yaparlar. Reenkarnasyon inanışı yaygın olarak görülmektedir. Din değiştirme imkânı olmadığından Dürzilerin ruhunun Dürzilere, Müslümanların ruhunun Müslümanlara geçtiğine inanılır. Günahkârların ruhları tekrar dirilişte hayvan olarak dünyaya gelecektir. Başka dine geçmek, ikinci eşle evlenmek yasaktır. Kesinlikle toplumları dışından biriyle evlenilmez, evlenen dışlanır. Dürzilikte, bütün varlıkların Tanrı’nın iradesiyle meydana geldiğine, yaratma olayının Külli Aklın aracılığıyla yapıldığına inanılır. Külli Akıl, en üst mertebede olup, Tanrı ile yarattıkları arasında aracı konumundadır.
Tütün, alkollü içki, yalan, küfür yasak olup doğru sözlülük, din kardeşlerini korumak; var olmayana ve yalan şeylere ibadetten vazgeçmek; düzenbazlar ve aşırıya kaçanlardan uzaklaşmak; birleme inanışının her zaman Tanrı için olduğunu kabul etmek; Hakim bi-Emrillah’ın tüm görüşlerine razı olmak; el-Hakim’in buyruk ve isteklerini kabullenmek; kendini teslim etmek yedi temel inanış olarak kabul edilmektedir.


Ceki Kazmir, Makam sorumlusu ile

111 kutsal metinden oluşan mecmua koleksiyonuna Resailü’l-Hikme adı verilir. Toplum Ukkal ve Cühhal olmak üzere iki sınıfa ayrılmış; Cühhalların Resailü’l-Hikme içerisindeki ilk dört mecmua haricindeki diğer mecmuaları okuması yasak olup, herkese açık yerlerde ibadet ederler. Ukkallar 9 katmana ayrılarak, her katmana belirli mecmuaları okuma yetkisi verilmiştir, beyaz takke veya törenlerde beyaz külah ve önlük takarlar.
Dinin önderleri diye adlandırılan “Hudud” aslında 5 Tanrısal ilkeyi temsil eder: 1- Eril ilke -Evrensel Akıl - Hamza bin Ali. 2- Dişi ilke - Evrensel Ruh (Nefs) - İsmail bin Muhammed. 3- Söz (Logos) - Eril ve Dişi ilkeden türemiştir - Muhammed bin Vehb. 4- Yöntem / Sağ Kanat -Söz ve Evrensel Ruh’tan türemiştir - Selame bin Abdullah. 5- İzleyen / Sol kanat - Bahaeddin Muktena.
Bu ilkeler, aynı on sefirot’un Kabalacılar’ın gizem ağacını oluşturması gibi, Dürziliğin dinsel hiyerarşisini oluştururlar. Büyük olasılıkla Dürziler bu kavramları Kabalacılar’dan almışlardır.

Günümüzde Dürziler
Suriye’de özellikle güneyinde “Cebelü’d-Düruz” olarak bilinen bölgede 700.000 kişi, Şeyhleri Hikmet Alceri’dir Alceri, Hinnawi ve Jarbua aileleri tarafından yönetilirler. Lübnan’da 312.000 kişinin lideri Velid Canbolat, Şeyhleri Naim Hasan ve Akil El Arslan’dır. Ürdün’de Zerka ve Amman’da yaşayanlar azınlıktırlar. 19. Yüzyılda Güney Amerika, Hint adalarına göç edenler olmuş. Dürzi nüfusu, günümüzde milyonu aşmış durumdadır.
Dürzilerin kutsal simgesi beş köşeli bir yıldızdır. Bu yıldızın her bir köşesi ayrı renkte olup, beş hududu ve onların niteliklerini temsil eder. Aynı zamanda bayraklarının renkleridir.


Yeşil: Şit / Ademin 3. oğlu - Akıl - Allah’ın yaratımı ve düzeni temsil eder. Kırmızı: Nuh - Ruh / Nefs - İnsan ruhu ve ilahi iradeyi simgeler. Akla yardımcıdır. Sarı: İbrahim - Söz - Dini bilgi ve hakikati simgeler. İlk ikisine yardımcı olmaktadır. Mavi: Musa - Öncü / As - Sabiq -İnançta rehberlik eden ruhani liderleri temsil eder. Beyaz: Muhammed - Sonuncu / At - Tali. Manevi tamamlanış ve Saf Bilgeliği temsil eder. Ayrıca Hz. Şuayip / Yitro Dürzilikte büyük bir peygamber, ruhani lider, hakikatin öğreticisi ve bilginin taşıyıcısıdır. Her 25 Nisan’da Taberiye’de türbesi başında toplanırlar.

İsrail’deki Dürziler
İsrail’deki Dürzilerin çoğu ise, 1948’de İsrail’in kuruluşundan sonra, topraklarına bağlılıkları sebebiyle bulundukları bölgeleri terk etmemiş, Galilee ve Carmel Dağı’nın eteklerinde yaşamayı sürdürmüşlerdir. Başta Arap topluluğunun parçası olarak kabul edilmiş fakat 1956’da yapılan bir anlaşmayla özel statüyle eşit İsrail vatandaşı sayılıp askere gitmelerine de olanak tanınmıştır. Günümüzde 145.000 nüfusa sahip olup, dinî liderleri 1993’ten beri Julis köyünden Şeyh Muvaffık Tariftir. Önceki şeyh, Amin Tarif’in torunu olup, şeyhlik yıllardır bu ailededir. Dua ettikleri yapıya Makam adı verilir.


Dürzi Şeyhi Muvaffık Tarif

Ziyaret ettiğim Dalyat el Karmel’deki Abu İbrahim Makamı, Dürzilerin bir peygamberinin adına 1.000 yıl önce yaşadığı mağaranın üzerine kurulmuş gayet sade bir yapıydı. İçeri mutlaka başı örtülü giriliyor. Bakımını 400 yıldır Nasreddin Ailesi yapıyormuş. Onlarla sohbet edip bilgilenmeye çalıştım; genelde kendilerinden pek bahsetmiyorlar. Bölgenin üçüncü ve en büyük ailesi ise Halebiler. Çevredeki pek çok işyeri ilanlarında adları geçiyor. İsfiya kentinde ise Abu Abdullah’ın türbesinin bulunduğu bir Makam aynı zamanda dernek şeklinde toplanılan büyük bahçe ve salonları var. Makamların duvarında sadece şimdiki ve önceki Şeyhlerinin tabloları bulunuyor, hiç süs yok, gayet sade.


Ceki Kazmir Makam Kapısı'nda

İsrail’de Dürziler diğer azınlıklardan farklı olarak orduda görev alıyor ve General rütbesine dahi yükselebiliyorlar. Askere gitmeden özel bir askeri akademide eğitim görüyorlar. Ziyaret ettiğimde tanıştığım sorumlu Fuad da, Halebi ailesindendi. “Osmanlı döneminde bu yöre çok huzurluydu şimdilerde komşular rahat yüzü vermiyor maalesef,” diye anlattı. Son çatışmalarda ölen Dürzi Yüzbaşı için özel bir anı köşesi yapılmış. Akademinin başarılı üyelerinin fotoğraflarının sergilendiği bir mini müzeleri de var. Dürziler siyasette oldukça etkinler. Dalyat el-Karmel doğumlu Akram Hasson, Kadima ve Kulanu partilerinden milletvekilliği yapmış. 2015 yılında Kadima partisinin lideri seçilerek bir Yahudi partisinin ilk Dürzi lideri olmuştur.

Sonuç
İnanç ögelerinden birinin, Tanrıya tapınma yerine bedensel ve zihinsel çalışma yapmak suretiyle O’na yönelmek olduğu bilinir. Nitekim Dürziler tarihteki en çalışkan etnik topluluklardan biri olarak nitelendirilir. Dürziler yaşadıkları topluma sadık, erdemli ve son derecede güvenilir barışçı bir toplumdur. Günümüzde Orta Doğu üzerine gelecek planları yapan her devlet, özellikle Lübnan, Suriye ve İsrail meselesinde Dürzilerin, gelişmelerde eylemli olarak yer aldığını hatırlamak ve buna göre politikasını belirlemek zorundadır.