Çikolata hakkında mı yazarsam daha ilginç olur yoksa, kakao hakkındakiler mi ilginç, diye düşünürken ikisinin birbirinden ayrılmaz olduklarının farkına vardım. Ve hem çikolata hem kakao için başladım araştırmaya… Bulduklarımı buraya taşımaya ne zamanım yetti ne de kelimeler... Okuyacaklarınız sadece bir özet. 7 Temmuz, kakaonun Avrupa’ya getirilişinin tarihi olarak kabul ediliyor. Ve dünyanın birçok yerinde kutlamalar ve festivaller yapılıyor.
Yaşasın kakao çikolata kardeşliği…
Kakao ağacının özellikleri
Kakao ağacı 8 metre yüksekliğine ulaşabilen, sadece tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç türü. Çiçekleri pembe beyazdır ve direkt olarak gövdeden çıkar. Meyvesinin içinde ortalama 40 adet kakao çekirdeği bulunur. Güneşi sevmez. Başlıca kullanım alanı çikolata olmasına rağmen nemlendirici özelliği ile kozmetik alanında, antioksidan olması ve magnezyum, demir ve potasyum gibi mineraller içermesi dolayısı ile ilaç sanayi için de önemli bir hammaddedir.
Kakao ağacının tarihsel evrimi
Kakao bitkisinin serüveni çok eskilere dayanıyor. Yapılan araştırmalarda, ilk olarak Orta Amerika’da yetiştirildiği kanıtına varılmış. M.Ö. 1500 yıllarında yaşamış olan Olmekler bu bitkiyi kullandılar. Maya ve Aztek medeniyetlerinde ise kakao bir içecek olarak sahneye çıktı. Mayalar çekirdeklerini öğütüp baharat ve suyla karıştırarak içtiler. Xocolati adını verdikleri bu içecek, acı bir tada sahipti. Aztekler de içecek olarak tükettiler. Adına da “Tanrıların Gıdası” anlamına gelen “Theobroma” adını verdiler. Aztekler kakaoyu para birimi olarak da kullandılar. Kakao o denli değerliydi ki, ticarette ve vergi toplamada kullanılabiliyordu. Bir domatesin 1 kakao tohumu, bir tavşanın da 30 kakao tohumu değerinde olduğu zamanlarda, deniz kabukları ve bakır parçaları, bıçaklar ve boncuklar da bir değişim aracı olabiliyordu. Pamuklu kumaş topları maaş ödemelerinde kullanılabiliyordu. Bu bilgilerden anladığımız, ö dönemde alışverişin para sistemi ile değil, değiş tokuş sistemi ile yapıldığıdır.
Kakaonun Avrupa yolculuğu, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden sonra gerçekleşti. Kristof Kolomb bu harika bitki ile tanıştı ancak ne olduğuyla ilgili bir araştırma yapmadı. Kakaonun Avrupa’da tanınması, İspanyol kâşif Hernán Cortés’in Azteklerle yakınlaşmasından sonra oldu. Modern tarih kitaplarında hem kahraman hem de işgalci olarak söz edilen Hernán Cortés, kakao gibi altın ve gümüş zenginliklerini de İspanya’ya taşıdı. Böylece, İspanya’dan diğer Avrupa ülkelerine taşınan kakao için çikolata olma yolu da açıldı. Günümüzde kakao üretiminin büyük bir kısmı Batı Afrika’dan gelir. Kakao üretimi milyar dolarlık bir endüstri olmasına rağmen evrensel sorunlara sürekli olarak cevap arar. Bu sorunlar adil ticaret ve çocuk işçi çalıştırmakla ilgilidir.
Kakaodan çikolataya giden uzun yolculuk
Bir çekirdek var elimizde, tadı acı, rengi koyu. Bir ufak blok var elimizde, tadı tatlı, rengi ise tabiri caiz ise çikolata renginde. Süreç uzun ve meşakkatli. Öncelikle, kakao hasadının elle yapılması gerekliliğini söylemekle başlayabiliriz. Her bir meyve çekirdek ile doludur. Toplanan çekirdeklerin fermantasyon ya da mayalanma dediğimiz süreçte tadının ve renginin değişmesi beklenir. Kokusu açığa çıkar. Fermante edilen çekirdeklerin kurutulması, ileride küflenmesini önlemek amacıyla çok önemlidir. Bir sonraki aşamada çekirdekler kavrulur. Kavrulan çekirdeklerin içine nibs adı verilir. Nibs daha sonra öğütülerek yağ ve kakao katı maddesi elde edilir. Daha sonra gerekli işlemler yapılarak kakao tozu elde edilir. Artık çikolata yapımına geçme vakti gelmiştir. Pürüzsüzleştirme ve temperleme işleminden sonra tadına doyamadığımız çikolata gelsin.
Bir kakao ağacının yılda sadece yarım kilo çikolataya yetecek kadar ürün verdiğini ve bu süreçte oldukça zor işlemlerin yapıldığını göz önünde bulundurursak çikolatanın neden bu denli pahalı olduğunu anlayabiliriz.
Çikolata için devrim sayılabilecek birkaç buluş ve kişiden söz etmek gerekirse, şöyle sıralayabiliriz: Hollandalı Coenraad van Houten, kakao yağı ve tozunu ayırmayı başaran presi icat etti. İngiliz Joseph Fry, ilk yenebilir katı çikolatayı üretti. İsviçreli Daniel Peter, süte kakao ekleyerek ilk sütlü çikolatayı yarattı. Rodolphe Lindt, çikolatanın ağızda erimesini sağlayan “konçlama” yöntemini geliştirdi.
Bilmediklerimiz veya unuttuklarımız
Kakao çekirdekleri muz yaprağında fermante edilir.
Çikolatanın mutluluk ile doğrudan ilgisi vardır.
Migren çekenler dikkat, çikolatadan uzak durun.
Çikolatanın afrodizyak etkisinden söz ediliyor.
Yaşlı bireylere çikolata yedirin, hafıza ve beyin salgıları ile doğrudan ilgisi vardır.
100 gram bitter çikolatada ortalama 550-600 kalori bulunur.
Beyaz çikolata, teknik olarak “çikolata” değildir.
Yoruldunuz mu? Bir parça çikolata hemen sizi dinçleştirir.
İsviçre ve Belçika dünyanın en kaliteli çikolatalarını üretir.
Aman dikkat, evcil hayvanların yaşamlarını tehdit edecek kadar tehlikeli…
Salon du Chocolat - Paris, Fransa dünyanın en büyük çikolata fuarıdır.
Eurochocolate - Perugia, İtalya Avrupa’nın en büyük açık hava çikolata festivalidir. Genellikle Ekim ayında düzenlenir.
San Francisco’da düzenlenen çikolata festivalinin geliri hayır kurumlarına bağışlanır.
Çikolata kokulu filmler
Sinema sektörü konularını güçlü ögeler arasından seçer. Bu bağlamda çikolata sinema için bulunmaz bir kaynak. Çikolatayı hem metaforik hem de nesnel anlamla kullanmak mümkün. İşte bazı örnekler:
“Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası” 1971 yapımı filmin konusu hayal gücü ve çocukluk yıllarına ait. Gene Wilder’in oynadığı bu film Münih’te çekilmesine rağmen bir ABD filmidir. Müzik severlerin listesinde yer alır.
1988 yapımı “Çikolata Savaşı” adlı filmde, çikolata bir metafor olarak kullanılmakta. Otoriteye başkaldırma teması, katı kuralları ve disiplinli bir Katolik okulunda geçiyor. Robert Cormier’in aynı adlı romanından uyarlandı. Oyuncu Keith Gordon’un ilk yönetmenlik denemesidir.
2000 yılı yapımı Juliette Binoche, Johnny Depp, Judi Dench’in rollerini paylaştığı “Çikolata” filmi, katı kurallarla yaşayan bir Fransız kasabasında, kızıyla birlikte taşınan gizemli bir kadının açtığı çikolata dükkânından esinlenir. Özgürlük ve bireysellik üzerine kurulan film özellikle çikolata yapım sahnelerinin iştah açıcılığı ile ünlendi.
2005 yapımı “Charlie ve Çikolata Fabrikası” filminin oyuncuları Johnny Depp, Freddie Highmore’dur. Fakir bir çocuk olan Charlie, dünyaca ünlü Willy Wonka’nın gizemli çikolata fabrikasına yapılan özel bir tura katılır. Masumiyet ve hayal gücünün ön planda olduğu film görsel olarak zenginliği ile seyirciyi büyüler.
Nick Malgieri kimdir?
Nick Malgieri, Amerikalı bir pastacılık şefi ve ödüllü yemek kitabı yazarıdır. Kariyerine genç yaşta başladı, Avrupa’nın prestijli otellerinde çıraklık yaparak deneyim kazandı. Daha sonra New York’ta Waldorf Astoria ve Windows on the World gibi seçkin mekânlarda pastacılık şefi olarak görev yaptı. Uzun yıllar boyunca New York’taki Institute of Culinary Education’da pastacılık programının direktörlüğünü üstlendi. Nick Malgieri yirmiden fazla yemek kitabı kaleme aldı. Nick Malgieri’nin “Chocolate: From Simple Cookies to Extravagant Showstoppers - Çikolata: Basit Kurabiyelerden İhtişamlı Sunumlara” adlı kitabı, çikolata tutkunları için kapsamlı bir başvuru kaynağıdır.
1998 yılında yayınlanan bu eser, 480 sayfa boyunca 380’den fazla tarif sunarak hem amatör hem de profesyonel pastacılara hitap etmekte. Yayınlandığı yılda “En İyi Pastacılık” kitabı ödülünü kazandı. Kitap hem profesyoneller hem de evinde bu konuda çalışmak isteyenler için rehber niteliğinde olup renkli fotoğraflarla desteklenmiş. Temel bilgilerin yanı sıra çeşitli çikolata tekniklerini detaylı şekilde ele alıyor.
Kaynakça:
https:// başparmak.com.tr
https:/tr.wikipedia.com
https://www.britanica.com
https://www.lezzet.com.tr
https://www.cumhuriyet.com.tr
https:// www.sinefil.com
https://festivall.com.tr
https://www.nickmaglieri.com