Kahvaltı etmeyi sever misiniz, yoksa bu öğünü bir kahveyle geçiştirip öğlene kadar midenizin çağrılarına cevap vermeyenlerden misiniz?
Doğrusu benim en çok sevdiğim öğün kahvaltı olduğu için, bütün günün öğünlerini kahvaltıyla geçirebilirim. Zaten son zamanlarda sıcak yemekleri öğlenleri yiyip, akşam menülerimi sadeleştirip, kahvaltı konseptine daha uygun almaya başladım.
Elime, Andrew Dalby’nin kaleme aldığı “The Breakfast Book” kitabı geçti. Yazar sabahları yenilen Kahvaltı öğününün tarihçesine, değişik toplumların kahvaltı kültürlerine ve tariflerine değinerek, bu önemli öğünün çağlar boyunca geçirdiği evrimleri okuyucuyla paylaşıyor.
"Belşazzar'ın Şöleni", Rembrandt
Kahvaltının tarihçesi
Edebiyat alanında ilk kahvaltı, M.Ö 1174’ e tarihleniyor. Bu, Yunan Adası Ithaka’da dağda bir kulübede, Troya Savaşı’ndan 10 yıl sonra, Odysseus ve sevgili oğlu Eumaios ile yediği kahvaltıdır. Edebiyatta adı geçen diğer kahvaltı, Tiberias Denizi’nin kıyılarında İsa’nın havarileriyle yaptığı kahvaltıdır. Balık avından elleri boş dönen havariler, kıyıda onları balık ve ekmek ile karşılayarak “Kahvaltıya gelin” sözleriyle davet eden İsa’yı görürler.
"İsa'nın Havarilere görünmesi", Duccio di Buoninsegna
Kahvaltı, günün ilk öğünü olmasının yanı sıra, bir topluluğun yaşam tarzını, beslenme alışkanlıklarını ve hatta sosyal statüsünü yansıtır. İlk çağlardan, Orta Çağ’a, Modern Dönem’den, Endüstri Devrimi’ne kadar kahvaltının evrimi, insanlık tarihindeki büyük değişimlerin ve dönüşümlerin bir yansımasıdır.
İlk çağlarda kahvaltı
İlk insanlar, toplayıcılık ve avcılıkla geçinen göçebe topluluklardı ve bu nedenle genellikle, insanlar güne başlarken meyve, sebze ve av hayvanlarının eti gibi bulabildikleri her şeyi yiyorlardı.
"Dejeuner a Trois", A C Kaufmann
Orta Çağ’da kahvaltı
Orta Çağ’da, kahvaltı genellikle ahlaki değerlerle ilişkilendirilerek reddedildi. Orta Çağ Avrupası’nda, kahvaltı genellikle günün en önemli öğünü olarak kabul edilmiyordu ve genellikle sadece çocuklar, yaşlılar, işçiler ve hastalar tarafından tüketiliyordu.
Örneğin, Orta Çağ’da fakir insanların kahvaltısı genellikle ekmek ve belki biraz suyla karıştırılmış şarap, arpa, lapa, makarna gibi besinlerden oluşurken, zenginler genellikle buğday ve et tüketiyordu. Orta ve üst sınıflar, bugünkü otellerde bulabileceğiniz cömert bir kahvaltıya benzer bir kahvaltı yaparlardı. 1800’lerin son yıllarında, özellikle zengin Viktorya döneminde, sabah öğünü tam teşekküllü bir sosyal etkinliğe dönüştü. Bu dönemde kahvaltı, sadece bir öğün olmaktan çıkıp, sosyal etkileşim ve toplumsal statüyü gösteren bir etkinlik haline geldi.
"Çocukların Kahvaltısı", Albert Anker
Endüstri Devrimi’nin getirdiği yoğun işgücü ihtiyacı ve işçi sınıfının ortaya çıkışı, sabahları yemek yeme alışkanlığını yaygınlaştırdı. Bu dönemde, işçilerin uzun çalışma saatlerinde enerji ihtiyaçlarını karşılamak için sabahları güçlü bir yemek tüketmeleri gerekiyordu. Bu, işe gitmeden önce erken bir öğün yeme alışkanlığını da beraberinde getirdi ve böylece bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz kahvaltı geleneği ortaya çıktı. Bu kahvaltı genellikle et, peynir ve bir tür alkollü içecek içerirdi.
"Kahvaltı", Claude Monet
Modern dönemde kahvaltı
Kahvaltının modern anlamda “günün en önemli öğünü” olarak kabul edilmesi ise 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Bu, Amerikan kültüründe özellikle Sigmund Freud’un yeğeni Edward Bernays’in propagandasıyla yayıldı. Bernays, Amerikalıların genellikle hafif kahvaltılar yaptığı bir dönemde, 5.000 doktora ağır bir kahvaltının hafif bir kahvaltıdan daha sağlıklı olup olmadığını sordu. Gelen yanıtların çoğunluğu ağır kahvaltının daha sağlıklı olduğunu belirtti ve Bernays bu bilgiyi Amerika genelindeki gazetelerde yayınladı. Bu çalışma, bacon ve yumurtanın ideal kahvaltı seçeneği olduğunu belirtti ve böylece bacon ve yumurta, Amerikan kahvaltılarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Dünyadaki farklı kahvaltı mönüleri
Kahvaltı menüleri, ülke kültürlerine göre değişiklikler göstermektedir. Örneğin, Japonya’da genellikle miso çorbası, beyaz pirinç ve balık tüketilirken, Hindistan’da kahvaltı genellikle öğle veya akşam yemeğinde yenilen yemeklere benzer ve roti, dosa, baharatlı patates veya çeşitli chutneyler içerebilir.
Geleneksel Japon kahvaltısı
Kuzey Afrika kökenli bir kahvaltı yemeği olan Shakshuka, domates sosunda haşlanmış yumurtadan oluşur ve genellikle sıcak pita veya naan ile servis edilir. Fransızların kahve eşliğinde yedikleri kruvasan, pain au chocolat (çikolatalı ekmek) kahvaltılarının aksine İngilizlerin daha doyurucu kahvaltıları, sosis, pastırma, yumurta, mantar, domates ve fasulye gibi gıdalardan oluşuyor.
Fransız kahvaltısı
Amerika’da ise, 20. yüzyılın başlarında kahvaltı, sağlıklı yaşam ve diyet trendlerinin etkisiyle daha hafif ve daha dengeli bir öğün haline geldi. Bu dönemde, kahvaltı genellikle tahıl gevreği veya tost ve meyve içeriyordu. Meksika’da kahvaltı genellikle chilaquiles (kızarmış mısır tortillası, salsa, peynir ve krema ile) veya huevos rancheros (kırmızı salsa ile servis edilen kızarmış yumurta) gibi yemeklerle yapılır.
Meksika kahvaltısı
Türkiye’nin zengin kahvaltı kültürü, ülkemizin dört bir yanındaki farklı bölgelerin kendine özgü lezzetlerini ve geleneklerini yansıtır. Örneğin Van kahvaltısında Simit şeklindeki köftelerin közlenmiş patlıcan ve biberle servis edildiği Simit Kebabı ve unutulmaz tatlıları Murtuga ve Katmer; İzmir’in ve Ege Bölgesinin boyoz ve pişileri; Gaziantep’in patatesli keki ve yeşil zeytin piyazı; Urfa’nın esmer bulgurla yapılan Aya Köftesi; Karadeniz’in mısır unundan yapılan kuymak, kaygana, mıhlama, imansız peyniri, turşu kavurması… Bütün bu örnekler Türkiye’deki kahvaltıların ne kadar farklı lezzetler sunduğunu ortaya koyuyor.
İzmir kahvaltısı ve boyoz
Kahvaltının faydaları
Kahvaltı, adını da “gece boyunca orucu kırmak” anlamına gelen “break fast” kelimesinden alır. Uyandığımızda, vücudumuz genellikle enerjiye ihtiyaç duyar çünkü gece boyunca, yani yaklaşık 8-12 saat boyunca herhangi bir gıda alımı olmamıştır. Bu nedenle, kahvaltı, vücudumuza gün boyunca ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlar. Uyandığımızda düşük olan metabolizma hızımız, kahvaltı sayesinde artar ve böylece gün boyunca daha fazla kalori yakarız. Bu, kilo kontrolü için önemlidir. Ayrıca kahvaltı, gün boyunca enerji seviyelerimizi ve konsantrasyonumuzu artırır. Sabahları bir şeyler yemek, kan şekeri seviyelerimizi dengelememize yardımcı olur, bu da enerji seviyelerimizi ve ruh halimizi iyileştirir. Ayrıca, kahvaltıda tüketilen besinler, özellikle protein ve lif, bizi daha uzun süre tok tutar.
Van kahvaltısı
Kahvaltı hakkında yerli yabancı ünlü şairlerin yazdığı harika şiirler buldum, ben sadece...
Cemal Süreya’nınkini paylaşacağım:
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
İki satırda nasıl da anlatıyor her şeyi……