Haber fotoğrafı: David Černý, Pembe Tank

Protest sanat toplumsal olduğu kadar çevresel ve kültürel konularda farkındalık yapmak amacıyla yaratılan eserlerin tümüne verilen bir sıfat... Birçok sanat dalı ile karşılaştırıldığında estetik bir bakış açısı getirmez. Irkçılık, kadın hakları, savaş, çevre felaketleri gibi konularda gündem olmak, protest sanatçıların amaçlarının başındadır. Protest sanatçıların dilleri ve renkleri diğer sanatçılara nazaran farklıdır. Eleştirmek adına özellikle açık mekânlarda sergilemeye çalıştıkları eserlerinde düşünmeye ve sorgulamaya ait davranışlarla toplumu etkilerler. Bu amaçla geleneksel malzemelerden çok, sınırları zorlayan materyaller kullanabilirler. Bazen takma ad kullanırlar bazen de kimliklerini gizlerler. Amaçlarına ulaşmak için kendi yarattıkları tarzdan ödün vermezler. Bir protest sanatçının eseri karşısında uzun süre durmak mümkündür. Görünmeyeni görünür kılmak, sessizlerin sessizliğini bozmak, değişimi tetiklemek, protest sanatçıların hedefleri arasında yer alır.

İşte, birkaç protest sanatçı, yaşamları ve eserleri…


David Černý kimdir?
1967 Prag doğumlu Černý, sanatçı bir ailenin çocuğu. Eğitimini Prag’ın Uygulamalı Sanatlar Akademisi’nde tamamladı. 1990’da Belçika’nın Kortrijk Bienali’nde Özel Ödül aldı. Bir yıl sonra, İsviçre Hükümeti’nden burs aldı. David Černý, New York’a taşındıktan sonra çeşitli kuruluşlardan ödüller ve burslar almaya devam etti. Son olarak 2017’de, mimarlık ve tasarıma yenilikçi yaklaşımlarıyla tanınan Black n’ Arch stüdyosunu kurdu. David Černý, sanat eserlerinin yanı sıra tiyatro, sinema, müzik, tasarım ve mimarlık alanlarında da faaliyet göstermekte. Hem pilot hem dalgıç... Kısaca çok yönlü bir sanatçı…

“Pembe Tank”, Çek sanatçı David Černý’nin en bilinen ve en çok tartışma yaratan işlerinden biri. 1991 yılında arkadaşları ile birlikte, Nazilere karşı savaşan askerlerin anısına dikilen yeşil bir tank heykelini pembeye boyadı. Bu heykel 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgalinden kurtuluşu ve Sovyet ordusunu temsil ediyordu. Kısaca, bir kurtuluş ve bir işgal sembolü idi. David Černý, tankın askeri gücü temsiline karşı pembe rengin naifliğini ve feminen tavrını kullandı. Bu masum ve ironik duruş, tankı gülünç şekle dönüştürdü. Bu, çok güçlü bir hareketti ve istenilen reaksiyonu hemen aldı. Sanatsal özgürlük adına önemli bir kilometre taşı olan pembe tank, tarihte bir dönüm noktası oldu.

Banksy’yi tanır mısınız?
Nam-ı diğer Robert Gunningham veya Robert del Nana, Jamie Hewlett neden olmasın? Banksy bir sokak sanatçısı... İngiltere Bristol doğumlu. 2000’li yıllarda popülerliği arttı. Bir grafitti ustası olan Banksy, “kim olduğu değil, ne söylediği” ile tanınmak isteyen bir sanatçı. Anonimliği onun hem kalkanı hem de mesajının bir parçası. Banksy’nin mekânı galeriler değil, herkesin her zaman geçtiği sokaklar, terk edilmiş binalar, köprü altları...


Banksy, Balloon Girl - Balonlu Kız

Savaş, göçmenlik, mülteci krizi, çevre problemleri gibi meseleler ana konusu. Sanatın halk için yapıldığına inanan Banksy, elitizme tamamen karşı. Minimalist bir sanat anlayışına sahip. 2002 yılında yaptığı “Balonlu Kız” isimli eseri oldukça ses getirdi. Kalp şeklinde kırmızı bir balonun ardından uzanan küçük bir kız, umudu ve kaybolan çocukluğu ifadede ediyordu. 2018 yılında eserin bir kopyası Sotheby’s açık artırmasında 1,4 milyon dolara satıldıktan hemen sonra çevrede gizlenmiş biri tarafından yırtıldı. Bu hali ile adı “Çöp Kutusundaki Aşk” oldu. Banksy bu gösteriye “planın bir parçası” dedi.


Banksy, Flower Bomber - Çiçek Fırlatan Adam

“Çiçek Fırlatan Adam” adını verdiği eserinde sanatçı, Molotof kokteyli atar gibi çiçek atan bir figür ile şiddetin yerine sevgi ve barışın yer almasını simgelemektedir. Eserlerinin bazıları, yapıldıkları yerlerden sökülüp galerilere taşındı. Bu uygulama Banksy’nin hiçbir zamana hoşuna gitmedi.

Barbara Kruger hakkında neler biliyorsunuz?
Barbara Kruger, 1945 doğumlu Amerikalı bir çağdaş sanatçıdır. Eğitimini New York’ta tamamladı. Moda dergilerinde grafik tasarımcısı ve sanat danışmanı olarak kariyerine başladı.



En çok, büyük puntolarla yazılmış metinleri ve çarpıcı siyah-beyaz fotoğrafları birleştirdiği eserleriyle tanınıyor. Kullandığı bir diğer renk ise kırmızı... Kadın bedeni ve feminizm, kapitalizm ve getirdiği dünya sorunları, medyanın etkileri Barbara Kruger’in ilgilendiği temaların başında geliyor. Eserlerini New York, Londra, Venedik gibi sanatın merkezi olan şehirlerde bulunuyor.


En ikonik eserleri arasında “Bedenin bir savaş alanı” adlı eserini sayabiliriz. Eserin merkezinde yarısı siyah, yarısı beyaz bir kadın yüzünü görürüz. Bu görselin üzerinde büyük puntolar ile “Bedenin bir savaş alanı” yazılırdır. Kadınların kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olma mücadelesini yansıtan bir manifestodur. Ataerkil toplumda kadının yerini sorgulayan eser, kürtaj yasasına ve medyanın dayattığı beden ölçülerine karşı koyar. Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım” sözünün tüketim versiyonu olan “Alışveriş yapıyorum, öyleyse varım” adlı çalışması Kruger’in tüketim toplumuna yaptığı güçlü bir eleştiridir.


Beyaz arka plan üzerinde bir kadın elinin tuttuğu bir kart ve üzerindeki yazı ile Protest sanat tam anlamı ile vurgulanmakta. Barbara Kruger “Artık düşünmek değil, alışveriş yapmak, var olmanın ölçüsü” söylemini sert bir dille eleştirir. Sanatçıya zaman zaman neden kadın figürünü tercih ettiği sorulduğunda kadının, tüketim söz konusu olduğunda birinci hedef kitle olduğunu söyleyerek cevap verir. Ayrıca alışverişe dayanan bir kimliğin ardından kadının görünmezliğine bir atıf söz konusudur.

Kaynakça:
https://dergipark.org.tr
https://www.frieze.com
https://www.atlaobscura.com
https://davidcerny.cz
https://tr.wikipedia.org
https://www.bbc.org
https://www.moma.org
https://www.thebroard.org