Haber fotoğrafı: Naoshima Adası’nın sembolü olan ve ünlü Japon sanatçı Yayoi Kusama tarafından tasarlanan balkabağı yerleştirmesi

Dünya’da çok az yer, Japonya’nın iç denizi Seto’daki adalardaki sanat yoğunluğuna sahip olabilir. Başta Naoshima Adası olmak üzere Teshima ve Inujima adaları 18 müze, galeri sanat enstalasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Naoshima’yı bir sanat merkezine dönüştüren kişi, sanatsever zengin iş adamı Fukutake’dir.

1990’lara kadar sessiz ve sakin bir ada olan Naoshima’da dönüşüm, iki insanın yaratıcı iş birliğiyle başlıyor. 80’lerin ortalarında bir araya gelen Fukutake Yayıncılık’ın kurucusu Tetsuhiko Fukutake ile Naoshima Belediye Başkanı Chikatsugu Miyake’nin, bölgeyi kültür-sanatın odak noktası konumuna taşıma hayalleri yavaş yavaş şekilleniyor ve ilk adımlar atılmaya başlanıyor.


Yayoi Kusama tarafından tasarlanan balkabağı yerleştirmesi


Bu süreçte atılan ilk somut adım Temmuz 1992’de açılan ve bugün de hem müze hem otel olarak hizmet veren Benesse Evi Müzesi. 1994’te yapılan “Out of Bounds” sergisinde ise bugün Naoshima’nın sembolü olan ve ünlü Japon sanatçı Yayoi Kusama tarafından tasarlanan balkabağı yerleştirmesi, ilk kez ziyaretçilerle buluşmuş oluyor.

Naoshima’nın sanat adası namıyla anılmasını sağlayan bir diğer önemli etkinlik, 1998 yılında eski evleri restore ederek birer sanat evine dönüştürme projesi oluyor. 2010 yılında ilki gerçekleşen Setouchi Triennale gibi büyük organizasyonlar, Naoshima Adası’nda başlayan sanat hareketinin, zaman içerisinde birçok projeyle tek bir adanın sınırlarını aşarak Seto Denizi’ndeki birçok adaya yayılmasını sağlıyor. Bugün Naoshima Sanat Alanı olarak anılan bölge, Naoshima, Teshima, Inujima adalarında birçok mekânı ve açık hava enstalasyon bölgesini kapsıyor.

Chichu Sanat Müzesi
Seto Adası Denizi’ne bakan, Naoshima Adası’ndaki “Chichu Sanat Müzesi”, Japon mimar Tadao Ando tarafından 2004 yılında tasarlandı.

Müze James Turrell, Walter De Maria ve Claude Monet’nin kalıcı enstalasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Yukarıdan bakıldığında nefes kesici bir güzelliğe sahip olan binanın mimarisi dev konfetileri andıran bir dikdörtgenle birleşen bir üçgenden oluşuyor. Chichu Japonca’da ‘yerin altında’ anlamına geliyor. Müze bir tepenin içinde tasarlanmış. Bu yapı içerisinde birkaç tane sanat şaheseri sergileniyor. Bu eserler arasında Claude Monet’nin ‘Su Nilüferleri’ adlı tabloları da bulunuyor.

Sanat Odası Başkanı Ryuji Kasahara: “Claude Monet için bu alanı tasarlarken şöyle düşündük: Monet burada olsa ne isterdi? Tabloların doğal ışıkta sergilenmesini… İşte cevap bu.”

Naoshima’daki birçok müzenin de mimarı olan Tadao Andō tarafından tasarlanan binaların çoğunluğu yer altında konumlanıyor ve gün ışığını da içlerine yansıtacak teknik özelliklere sahip.

Benesse House
Benesse House, mimar Tadao Andō tarafından tasarlanan bir binalar kompleksi. Burası, dört binadan meydana gelmiş: Müze, Oval (1955), Park ve 2006 yılında açılan The Beach. İlk olarak 1992 yılında müze açıldıktan sonra, sanat eserleri bütün binalara yerleştirilmiş. Gelen ziyaretçiler hem doğanın hem de sanatın ve mimari yeniliklerin tadını çıkarabiliyorlar.

Oval
Oval şeklinde olan bina, ziyaretçilerin kalabilmesi için lüks bir otel vazifesini gören ana binalardan bir fünikülerle ulaşabilen, ormanlık bir alan içinde yer alan bir yapı. Çeşitli bitkilerin yetiştiği egzotik bir ortamda yer alan Oval, sakin ve eşsiz bir tatil için ideal bir yer.

Naoshima Pavillon (Pavyonu)
Sou Fujimoto mimarları, Naoshima’nın havuz tarafında hem turistlerin hem yerli halkın zaman geçirebilecekleri bir dinlenme-rahatlama yeri olarak tasarladılar.

Naoshima Pavillon’u yumuşak, beyaz bir metal ile kaplı. Dışından, havada yüzen şekilsiz bir taşa benzeyen bu mekânın içerisi de düzensiz bir topografiye sahip. İnsanlar kendilerini rahat hissettikleri yere oturabilsin diye bu yöntemi tercih etmişler.

Naoshima Bath (Hamamı)
Sanatçı Shinro Ōtake tarafından tasarlanan bu hamam, yabancı ziyaretçilerin gençleşmesi ve Japon halkıyla bir diyalog kurabilmesi için yapılmış bir platform olarak düşünülmüş.

Hamam, muhteşem mozaik dekoruyla ve tuvalet aksesuarlarıyla sanatçının dünyasını yansıtıyor. Burada vakit geçirmek eşsiz bir tecrübeye dönüşüyor. Yıkanma ya da değişme yerlerinde, tuvaletlerde, girişte ve binanın dışında posterler, tablolar, videolar her yerde sanat ziyaretçiyi bırakmıyor. Naoshima Turizm Derneği tarafından yönetilen Hamam, ziyaretçisinin bütün vücudu ile Sanat’ı hissetmesini amaçlıyor.

Ne dersiniz? Hangi sanatsever her an SANAT’ın solunduğu bu adada vakit geçirmek istemez ki... Ben isterdim doğrusu.